Emma – Stage 4 Kitap Alıntıları – Jane Austen

Harriet bir kez aşık olunca hep aşık kalacak kızlardandı.

Hiçbir şey yapmamaktan yoruldum. Değişiklik istiyorum.

Bir erkek bir kadına onu aldığı evden daha iyi bir ev vermelidir; bunu yapabilen erkek eğer karısının sevgisinden de eminse bana göre dünyanın en mutlu insanıdır.

”İnsanların birbirlerine yaptıkları hemen hemen hiçbir açıklamanın tümüyle doğru olduğu söylenemez. Hiçbirinin en ufacık bir ayrıntısının bile hiç maskelenmediği, azıcık olsun gerçeği saptırmadığı seyrek görülür, hem de çok seyrek. ”

İyimser kişiler zaten böyledir. Hayatta her zaman bulduklarından daha çok şey umarlar. Ama umduklarını bulamayınca da büyük bir üzüntüye kapılmazlar. Hemen yeni bir umut doğar içlerinde

Yara nerede alındıysa tedavi orada bulunmalıdır.

Bazı insanlar vardır, onlar için ne kadar çok şey yaparsanız onlar kendileri için o kadar az şey yaparlar.

Neden bekledik sanki?Neden aklımıza gelir gelmez yapmadık?Karşımıza çıkan mutluluk anlarını hemen yakalamak gerek!Uzun uzun hazırlanıp beklemek her şeyi bozuyor çoğu zaman.

“… insan alıştıktan sonra karşısındakinin kusurlarını görmez oluyor.”

Ruhum, itiraf ederim, tükenmiş durumda.

Parasızlık çoğunlukla beyin daraltan, ruhu karartan bir şeydir

Her yiğidin kendince bir aşık oluşu var

Bazı insanlar vardır, onlar için ne kadar çok şey yaparsanız onlar kendileri için o kadar az şey yaparlar.

Zayıf bir ruh üzerine inşa edilen kibir her türlü kötülüğe yol açar.

Akılsız olmak aklı senin gibi yanlış kullanmaktan iyidir.

Bazı insanlar vardır, onlar için ne kadar çok şey yaparsanız onlar kendileri için o kadar az şey yaparlar.

Harekete geçmeye cesareti olanlar çok daha fazlasını yapabilirler.

İnsanı olması gereken şey yapan herkesle dost olmak değil, herkese kibar olmaktı.

Bir kadının bir başka kadının arkadaşlığına karşı duyduğu ihtiyacı belki de hiçbir erkek anlayamaz

Tanrı bilir; ama kul da hiç olmazsa kestirebilir

Gençlikte bağışlanan, üstünde durulmayan birçok noksan yaşlılık çağında göze batar, çok sevimsiz kaçar

İnsan alıştıktan sonra karşısındakinin kusurlarını görmez oluyor

Yumuşak yüreklilik kadar büyük bir erdem yok.

Sıcak, yumuşak bir yüreğin yanı sıra sevecen, yalın bir davranış, bence berrak, işlek bir kafadan kat kat daha çekicidir.

“Tükenmiş ruhlar hayata dönmüştü.”

İnsan ruhunun, ilginç durumlardaki kişilere karşı bir yufkalığı vardır. Örneğin, evlenen ya da ölen genç insanların her zaman iyiliği konuşulur.

Bir sürü çiçek renklenir kimse görmeden,
Ve heba eder kokusunu çöl ıssızlığına.

Erdem kendi kendinin ödülüdür.

Bir sürü çiçek renklenir kimse görmeden,
Ve heba eder kokusunu çöl ıssızlığına.

Dünyanın bir yarısı diğer yarısının yaşayışını anlayamıyor.

Gerçek aşkın yolu güllük gülistanlık değildir.

Ama hep olan bitenden daha iyisini umut eden iyimser bir yaradılış, umutlarının bedelini her zaman umuduna orantılı bir buhranla ödemez. Bugünkü başarısızlığı aşar gider ve yeniden umut etmeye başlar.

Biliyor musunuz, insan alıştıktan sonra karşısındakinin kusurlarını görmez oluyor.

Bazı insanlar vardır, onlar için ne kadar çok şey yaparsanız onlar kendileri için o kadar az şey yaparlar.

Kadınların erkeklere karşı birbirlerini tutmaları gerekirdi.

DÜŞÜNMEK CANIMI SIKIYOR ..

Aptal şeyler makul insanlar tarafından kimseye aldırmadan yapılınca o kadar aptal görünmüyor. Kötülük her zaman kötülük ama şapşallık her zaman şapşallık değil. Yapanın karakterine bağlı.

Biliyor musunuz, insan alıştıktan sonra karşısındakinin kusurlarını görmez oluyor.

eğer bir kadın bir erkeği kabul edip etmemesi gerektiği konusunda şüphe duyuyorsa kesinlikle onu reddetmelidir. ‘Evet’ demekte tereddüt ediyorsa doğrudan ‘Hayır’ demelidir. Şüpheli duygularla, yarım gönülle girilecek bir durum değildir bu.

Erkekler bir kadının ona teklif yapan herkese hazır olduğunu sanır.

Şartlarını iyice bilmeden kimsenin davranışını yargılamak adil değil.

Yara nerede alındıysa tedavi orada bulunmalıdır, tabii eğer bir yerde bulunabiliyorsa.

Bazı insanlar vardır, onlar için ne kadar çok şey yaparsanız onlar kendileri için o kadar az şey yaparlar.

Yani demek istediğim şu ki uygunsuz bir söz yüzünden ömür boyu baskı ve sıkıntı çekenler yalnızca mutluluğu her zaman şansa bırakan zayıf, kararsız karakterlerdir.

Erdem kendi kendinin ödülüdür.

Sabahın canlılığı ve neşesi el ele gelir ve etkilerini gösterirler, eğer üzüntü gözlerini kapalı tutacak kadar derin değilse gözler hafiflemiş acıya ve daha parlak umuda açılacaktır.

Bazı insanlar vardır,onlar için ne kadar çok şey yaparsanız onlar kendileri için o kadar az şey yapar.

Gerçek aşkın yolu güllük gülistanlık değildir!

-“Başarıdan ne kastettiğini hiç anlamıyorum Emma,”dedi. “ Başarı kazandım diyebilmek için insanın bir çaba göstermiş olması gerekir.”

Zayıf bir ruh üzerine inşa edilen kibir her türlü kötülüğe yol açar.

Eğer bir kadın bir erkeği kabul edip etmemesi gerektiği konusunda şüphe duyuyorsa kesinlikle onu reddetmelidir.

Kadınları evlenmeye teşvik eden malum sebepler benim için geçerli değil. Âşık olsam o zaman durum değişir tabii ama hiç âşık olmadım, benim tarzım değil, ya da tabiatımda yok, bundan sonra olacağımı da sanmıyorum.

Hepimiz aynı durumdayız baba. Dünyanın bir yarısı diğer yarısının yaşayışını anlayamıyor.

Gerçek aşkın yolu güllük gülistanlık değildir.

Eğer bir kız kendine evlenme öneren erkeğe evet mi, hayır mı diyeceğini bilmiyorsa, hayır, demelidir. Öyle ya, dünya evine böyle bocalama, kuşku içinde girilmez.

insan alıştıktan sonra karşısındakinin kusurlarını görmez oluyor.

Zaman, kaçınılmaz olarak, her gün gördüklerimiz dışında tüm ilişkileri küllendirir.

İşte bizim en büyük derdimiz bu değil mi, baba? Dünyanın yarısı, öbür yarısının zevk ve eğlencelerini bir türlü anlayamaz.

Gerçek aşkın yolu güllük gülistanlık değildir

Gerçek aşkın yolu hiçbir zaman pürüzsüz değildir.

Eğer bir kız kendine evlenme öneren erkeğe evet mi, hayır mı diyeceğini bilmiyorsa, hayır, demelidir.

İçimdeki bu bıkkınlık, bönlük, oturup bir iş yapmaya karşı duyduğum bu hevessizlik evdeki her şeyin gözüme donuk, sıkıcı, ruhsuz gelmesi Herhalde aşık olmuşum.

Karşımıza çıkan mutluluk anlarını hemen yakalamak gerek!

Eyleme geçmeyi öze alanlar çok büyük işler başarabilirler.