İçeriğe geç

Emanet Çocuk Kitap Alıntıları – Claire Keegan

Claire Keegan kitaplarından Emanet Çocuk kitap alıntıları sizlerle…

Emanet Çocuk Kitap Alıntıları

“Öyle bir noktadayım ki ne bugüne değin olduğum kişi ne de olabileceğim yeni kişi olabiliyorum.”
Bir yerde sır varsa, diyor, orada utanç vardır, utançsa ihtiyacımız olan bir şey değil.
Öyle bir noktadayım ki ne bugüne değin olduğum kişi ne de olabileceğim yeni kişi olabiliyorum.
Su daha önce hiç içmediğim kadar soğuk ve temiz: Babamın bırakıp gidişinin tadı var suda; hiç orada olmayışının, gittikten sonra bana ait hiçbir şeyin olmayışının tadı.
“Bir yerde sır varsa,” diyor, “orada utanç vardır, utançsa ihtiyacımız olan bir şey değil.”
Ah ne olursa olsun kadınlar neredeyse her zaman haklı çıkıyorlar Kadınlara bahşedilen yetenek nedir biliyor musun?

Nedir?

Olası sonuçları görmek. Bir erkek daha burnunu uzatmadan, aklı başında bir kadın yolun en sonunu bile görüp olacakların kokusunu alır.

Çoğu insan sırf bulunmaz bir hiçbir şey söylememe fırsatını kaçırdığı için çok şey kaybetmiştir.
Bir yerde sır varsa orada utanç vardır utançsa ihtiyacımız olan birşey değil.
Kinsella parmağını sabırla, ben okunuşlarını tahmin edene kadar o sözcüklerin üzerinde tutmuştu; ta ki artık tahmin etmeme gerek kalmadan kendi başıma okuyana kadar. Bisiklet sürmeyi öğrenmek gibi bir şeydi. Yola çıkıp, daha önce hiç gidemediğim yerlere gitmenin özgürlüğünü hissediyordum adeta ve çok kolaydı.
Babamın bırakıp gidişinin tadı var suda; hiç orada olmayışının, gittikten sonra baba ait hiçbir şeyin olmayışının tadı.
Çoğu insan sırf bulunmaz bir hiçbir şey söylememe fırsatını kaçırdığı için çok şey kaybetmiştir.
İkimiz de konuşmuyoruz, tıpkı kimi insanların mutluyken yaptıkları gibi. Aynı anda, bu düşünce aklımdan geçerken tam tersinin de olabileceğini fark ediyorum.
Öyle bir noktadayım ki ne bugüne değin olduğum kişi ne de olabileceğim yeni kişi olabiliyorum.
Korkuyorum demek istiyorum ama demeye korkuyorum.
Öyle bir noktadayım ki ne bugüne değin olduğum kişi ne de olabileceğim yeni kişi olabiliyorum.
Artık yana devrilmekte olan güneşin ışıkları, suya yansıyan bizi eğri büğrü gösteriyor.
Orada öylece, sıcak su torbasıyla, yağmurun sesini dinleyerek, kitaplarımı okuyarak, kitaplarda olan biteni iyice kavrayıp her seferinde farklı bir son uydurarak uzanıyorum.
Babamın bırakıp gidişinin tadı var suda; hiç orada olmayışının, gittikten sonra bana ait hiçbir şeyin olmayışının tadı.
Mutlu gözüküyor ama bir parçam onun her haline üzülüyor.
Acaba başka ne zaman böyle hissettim diye hatırlamaya çalışınca üzülüyorum, çünkü buna benzer başka bir zamanı ve de mutluluğu hatırlayamıyorum, çünkü hatırlayamam.
Su daha önce hiç içmediğim kadar soğuk ve temiz: Babamın bırakıp gidişinin tadı var suda; hiç orada olmayışının, gittikten sonra bana ait hiçbir şeyin olmayışının tadı.
Öyle bir noktadayım ki ne bugüne değin olduğum kişi ne de olabileceğim yeni kişi olabiliyorum.
Bir yanım babamın beni burada bırakıp gitmesini, diğer yanımsa bildiğim yaşama geri götürmesini istiyor.
bir çeşit körlük bizi ele geçiriyor; her şeyi görebilsek bile yine de göremiyoruz.
“Kadınlara bahşedilen yetenek nedir biliyor musun?”
“Nedir?”
“Olası sonuçları görmek. Bir erkek daha burnunu uzatmadan, aklı başında bir kadın yolun en sonunu bile görüp olacakların kokusunu alır.”
Bir yerde sır varsa, orada utanç vardır, utançsa ihtiyacımız olan bir şey değil.
Altı yudum içip, utancın ve sırların barınmadığı bu yerin, şimdilik, yuvam olmasını diliyorum.
Çoğu insan sırf bulunmaz bir hiçbir şey söylememe fırsatını kaçırdığı için çok şey kaybetmiştir.
“Başkalarının hep iyi yönlerini görmek ister ve bazen de bunun için düş kırıklığına uğramayacağını umarak onlara güvenme yolunu seçer, ama yine de uğrar.
Yapmak zorunda olmadığın bir şey olarak hatırla bunu daima. Çoğu insan sırf bulunmaz bir hiçbir şey söylememe fırsatını kaçırdığı için çok şey kaybetmiştir.
Fazla iyi biridir o. Başkalarının hep iyi yönlerini görmek ister ve bazen de bunun için düş kırıklığına uğramayacağını umarak onlara güvenme yolunu seçer, ama yine de uğrar.
Gittiğinde içimdeki tek şey onu özlemek oluyor.
Öyle bir noktadayım ki ne bugüne değin olduğum kişi ne de olabileceğim yeni kişi olabiliyorum
Kadınlara bahşedilen yetenek nedir biliyor musun?
Nedir?
Olası sonuçları görmek. Bir erkek daha burnunu uzatmadan, aklı başında bir kadın yolun en sonunu bile görüp olacakların kokusunu alır.
Bir yerde sır varsa, orada utanç vardır, utançsa ihtiyacımız olan bir şey değil.
Bir yerde sır varsa, diyor, orada utanç vardır.
Bir erkek daha burnunu uzatmadan, aklı başında bir kadın yolun en sonunu bile görüp olacakların kokusunu alır.
Öyle bir noktadayım ki ne bugüne değin olduğum kişi ne de olabileceğim yeni kişi olabiliyorum.
Körlük bizi ele geçiriyor; her şeyi görebilsek bile yine de göremiyoruz.
Öyle bir noktadayım ki ne bugüne değin olduğum kişi ne de olabileceğim yeni kişi olabiliyorum.
Öyle bir noktadayım ki ne bugüne değin olduğum kişi ne de olabileceğim yeni kişi olabiliyorum.
Bir erkek daha burnunu uzatmadan, aklı başında bir kadın yolun en sonunu bile görüp olacakların kokusunu alır.
Acaba başka ne zaman böyle hissettim diye hatırlamaya çalışınca üzülüyorum, çünkü buna benzer başka bir zamanı ve de mutluluğu hatırlayamıyorum, çünkü hatırlayamam.
O sabah bayan Kinsella yatağımı toplarken hoşnut bir şekilde bana bakıyor.
Cildin şimdiden daha iyi oldu,gördün mü? diyor. Tek yapman gereken, önem vermek.
Çoğu insan sırf bulunmaz bir hiçbir şey söylememe fırsatını kaçırdığı için çok şey kaybetmiştir.
Her şey bir başka şeye dönüyor, daha önce her ne idiyse onun bir başka biçimine.
Öyle bir noktadayım ki ne bugüne değin olduğum kişi ne de olabileceğim yeni kişi olabiliyorum.
Bırakırsam sanki suda boğulacakmışım gibi sarılıyorum.
Kalbimi ellerimde hissettiğim kadar göğsümde hissetmiyorum, ve onu sanki içimde olan bitenleri anlatacak bir ulakmışım gibi hızla götürüyorum yanımda.
Orada öylece durup ateşe bakıyor, ağlamamak için kendimi tutuyorum. Bunu yapmayalı uzun zaman oldu, ve şimdi tam ağlayacakken kendimi tutmamın yapılabilecek belki de en kötü şey olduğunu hatırlıyorum.
O anda kollarını üzerime atıp beni sarıp sarmalıyor, sanki ona aitmişim gibi.
Kadınlara bahşedilen yetenek nedir biliyor musun ? Nedir? Olası sonuçları görmek. Bir erkek daha burnunu uzatmadan, aklı başında bir kadın yolun en sonunu bile görüp olacakların kokusunu alır.
Çoğu insan sırf bulunmaz bir hiçbir şey söylememe fırsatını kaçırdığı için çok şey kaybetmiştir.
Fazla iyi biridir o. Başkalarının hep iyi yönlerini görmek ister ve bazen de bunun için düş kırıklığına uğramayacağını umarak onlara güvenme yolunu seçer, ama yine de uğrar.
ve zaman sanki geçmiyormuşçasına geçip gidiyor.
Kinsella elimi avucuna alıyor. Elimi tutar tutmaz kendi babamın bir kez bile elimi tutmadığını fark ediyorum; bir yanım da bu hissi yaşamayayım diye Kinsella’nın elimi bırakmasını istiyor.
Benim çocuğum yok diye başkalarının çocuğunun tepesine yağmur yağmasını isteyecek değilim ya.
Tanrı yardımcın olsun Çocuk, benim evladım olsaydın seni asla yabancı bir evde bir başına bırakmazdım.
Her şey bir başka şeye dönüyor, daha önce her ne idiyse onun bir başka biçimine.
Her ikisini de istemediğini biliyorum ama yine de annem bu kez bir kız mı yoksa erkek mi doğuracak diye düşünüyorum.
Acaba başka ne zaman böyle hissettim diye hatırlamaya çalışınca üzülüyorum, çünkü buna benzer başka bir zamanı ve de mutluluğu hatırlayamıyorum, çünkü hatırlayamam.
Su daha önce hiç içmediğim kadar soğuk ve temiz: Babamın bırakıp gidişinin tadı var suda; hiç orada olmayışının, gittikten sonra bana ait hiçbir şeyin olmayışının tadı.
İkimiz de konuşmuyoruz, tıpkı kimi insanların mutluyken yaptıkları gibi. Aynı anda, bu düşünce aklımdan geçerken tam tersinin de olabileceğini fark ediyorum.
Bir yerde sır varsa, orada utanç vardır. Utançsa ihtiyacımız olan bir şey değil.
Elleri tıpkı annemin elleri gibi ama yine de başka bir şey var; daha evvel hiç hissetmediğim, nasıl adlandıracağımı bilmediğim bir şey.
Ama burası daha başka bir ev. Burada odalar ve düşünmek için zaman var.
Annemin payına düşen sadece iştir.
Bir yanım babamın beni burada bırakıp gitmesini, diğer yanımsa bildiğim yaşama geri götürmesini istiyor. Öyle bir noktadayım ki ne bugüne değin olduğum kişi ne de olabileceğim yeni kişi olabiliyorum.
Kimi yerlerde bulutsuz, mavi bir gökyüzü var. Kimi yerlerde ise mavi gökyüzü, üzeri bulutlarla karalanmış gibi
Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin, diyor. Yapmak zorunda olmadığın bir şey olarak hatırla bunu daima. Çoğu insan sırf bulunmaz bir hiçbir şey söylememe fırsatını kaçırdığı için çok şey kaybetmiştir.
Ne diyeceğimi bir türlü bilemiyorum, ama madem burası yeni bir yer, o halde yeni sözcükler lazım.
Su daha önce hiç içmediğim kadar soğuk ve temiz: Babamın bırakıp gidişinin tadı var suda; hiç orada olmayışının, gittikten  sonra bana ait hiçbir şeyin olmayışının tadı.
Kalbimi ellerimde hissettiğim kadar göğsümde hissetmiyorum, ve onu sanki içimde olan bitenleri anlatacak bir ulakmışım gibi hızla götürüyorum yanımda.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir