İmam Buhari kitaplarından El-Edebü’l-Müfred kitap alıntıları sizlerle…
El-Edebü’l-Müfred Kitap Alıntıları
Teysele b. Meyyâs şöyle demiştir:
..büyük günahlar dokuz tanedir:
•Allah’a şirk koşmak
•Haksız yere adam öldürmek
•Savaştan kaçmak
•Namuslu kadınlara zina iftirasında bulunmak
•Faiz yemek
•Yetimin malını yemek
•Mescid-i Harâm’da günah işlemek
•İnsanlarla dalga geçmek
•Kendilerine isyan edilmesinden dolayı anne babanın ağlaması
“Ben, anneye iyilik yapmaktan daha çok kişiyi Allah azze ve celleye yaklaştıracak bir amel bilmiyorum.”
Sevban şöyle demiştir: Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu:
(Hiç kimsenin uğramadığı uzak) köylerde yaşama. Çünkü bu köylerde yaşayanlar, kabirdekiler (ölüler) gibidir.
(Hadisin ravilerinden) Ahmed (b. Asım) şöyle demiştir: Hadiste geçen küfûr kelimesi, köyler anlamındadır.
Ebû Hureyre’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
Cennet ile cehennem delil getirmek suretiyle tartıştılar. -Süfyan şöyle demiştir: Cennet ile cehennem münakaşa ettiler.- Cehennem ‘Bana hep zorbalar ve büyüklük taslayanlar giriyor’ dedi. Cennet ise ‘Bana da zayıflar ve fakirler giriyor’ dedi. Allah Tebâreke ve Teâlâ cennete ‘Sen benim rahmetimsin. Seninle istediğim kimselere merhamet ederim’ buyurdu. Cehenneme de ‘Sen de benim azabımsın. Seninle de istediğim kimselere azap ederim. Her ikinizi de dolduracak kadar insan vardır’ buyurdu.
Humeyd b. Abdurrahman şöyle demiştir:
(Allah Rasulü sav:) Aileni mal sahibi veya geçinebilecek durumda bırakman, onları insanlara el açar durumda bırakmandan daha hayırlıdır buyurdu.
Ebû Zerr’den rivayet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Allah Teâlâ’nın şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
Ey kullarım! Ben zulmü kendime haram kıldım ve onu aranızda da haram kıldım. Birbirinize zulmetmeyin.
Ey kullarım! Sizler gece-gündüz günah işliyorsunuz, ben ise günahları bağışlıyorum ve buna da aldırış etmiyorum. Benden bağışlanma dileyin, sizi bağışlayayım.
Ey kullarım! Benim doyurduklarım dışında hepiniz açsınız. Benden yemek isteyin, ben de sizi doyurayım.
Ey kullarım! Benim giydirdiklerim dışında hepiniz çıplaksınız. Benden giyecek isteyin, ben de size giyecek vereyim.
Ey kullarım! Sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insanlarınız ve cinleriniz, sizden en takva sahibi kişinin kalbine sahip olsalar, bu benim mülkümde bir artışa sebep olmaz. Onlar en kötü bir adamın kalbine sahip olsalar, bu benim mülkümde herhangi bir eksilmeye neden olmaz. Onlar geniş bir düzlükte toplansalar ve benden istekte bulunsalar, ben de her bir insana istediğini versem, bu benim mülkümde bir eksilmeye sebep olmaz. Sadece bir defa denize daldırılıp çıkarılan bir iğnenin denizden eksilttiği kadar eksiltir.
Ey kullarım! Bunlar sizin amellerinizdir ki, bunları sizin aleyhinize kaydederim. Amelleri arasında bir hayır bulan kişi Allah’a hamd etsin. Bunun dışında bir şey bulan kimse ise sadece kendi nefsini kınasın.
Câbir şöyle demiştir: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Ahir zamanda ümmetimde suretlerin değiştirilmesi, iftira atma ve yere batma olayları yaşanacaktır. Bunlarda önce zalimlerden başlanacaktır.
(Übeyy b. Ka’b radıyallahu anh:) Dünyanın ne olduğunu biliyor musun? Dünyada bizi ahirete ulaştıracak şeyler veya onda bizim azığımız vardır. Ahirette karşılığını göreceğimiz amellerimiz de dünyadadır
Ebû Hureyre şöyle demiştir: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Cimrilikten sakının. Çünkü cimrilik sizden öncekileri helak etti. Onlar birbirlerinin kanlarını döktüler, akrabalık ilişkilerini kestiler. Zulüm, kıyamet günü karanlıklar olacaktır.
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
Kıyamet günü mizandaki en ağır şey, güzel ahlaktır. Muhakkak Yüce Allah, ahlaksız, kaba kimseleri sevmez.
Elhamdülillahi Rabbil âlemîn.
Essalâtü vesselâmü alâ resûlinâ Muhammedin ve Âlihî ve Sahbihî ecma’în.
Enes b. Malik r.a. şöyle demiştir:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şu duayı çok yapardı:
”Allâhümme innî eûzü bike minel hemmi vel hazeni ve eûzü bike minel aczi vel keseli. Ve eûzü bike minel cübni vel buhli. Ve eûzü bike min galebetid- deyni ve gahrir ricâli. ”
”Allah’ım! Üzüntü ve kederden sana sığınırım. Acziyetden ve tenbellikten sana sığınırım. Korkaklıktan ve cimrilikten sana sığınırım. Borç altında ezilmekten ve düşmanların galip gelmesinden sana sığınırım.
Buhari cihad 74, Ebu Davud, Salât 367
Allah Resûlü (s.a.v) ‘in şu sözü sana yeter: Sevgi nesilden nesile geçer.
Ebu’d-Derdâ’dan rivayet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Size oruçtan da namazdan da sadakadan da daha faziletli bir ameli haber vereyim mi? diye sordu. Sahabîler Evet, haber ver dediklerinde şöyle buyurdu:
İki kişinin arasını düzeltmektir. İki kişinin arasını bozmak ise (usturanın kılı kesip yok etmesi gibi dini yok eden) bir kazıyıcıdır.
“Bazı kimselere ne oluyor ki benim yaptıklarımı yapmaktan kaçınıyorlar. Vallahi, onların Allah’ı en iyi bileni ve onların Allah’tan en çok korkanı benim.”
Peygamber efendimiz (sav) buyurdu:
“Kişi, sevdiğiyle beraberdir”
Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
“Müslüman kişinin gıyabında kardeşine yapmış olduğu dua kabul edilir. Dua eden kişinin başucunda görevli bir melek vardır. Kardeşi için her hayır duasında bulunduğunda o melek ‘Amîn, sana da aynısı verilsin’ der.”
*
Abdullah b. Amr’dan rivayet edildiğine göre, Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
“En çabuk kabul edilen dua, kişinin kardeşine gıyabında yaptığı duadır.”
İbn Abbas’a “Eğer anne babası ona zulmederlerse bu durumda nasıl davranır?” diye soruldu. İbn Abbas “zulmetseler de onlara iyilikte bulunmaya devam eder” cevabını verdi.
Behz b. Hakim, babası yoluyla dedesinin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
“Ey Allah’ın Resulü! Kime iyilik yapayım?” diye sordum. Allah Resulü “Annene” buyurdu. “Sonra kime?” diye sordum. “Annene” buyurdu. “Sonra kime?” diye sordum. Yine “Annene” cevabını verdi. “Sonra kime?” diye sorunca “Babana sonra da en yakınlarından başlayarak akrabalarına” buyurdu.
Ali radıyallahu anh’ın, oğlu İbnü’l-Kevvâ’ya şunları söylediğini işittim: Öncekilerin ne dediğini biliyor musun? Arkadaşını ölçülü sev. Çünkü bir gün düşmanın olabilir. Düşmanına da ölçülü buğzet. Çünkü bir gün dostun olabilir.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Ben öyle bir kelime biliyorum ki, eğer onu söylerse öfkesi diner: Eûzü billahi mine’ş şeytani’r-racim (Kovulmuş olan şeytandan Allah’a sığınırım)
Hayâ, imandandır, iman da cennettedir. Hayâsızlık (arsızlık) ise cefadandır, cefa ise cehennemdedir.
Hayâ, ancak hayır getirir.
Zandan sakının. Çünkü zan, sözün en yalan olanıdır. Birbirinizin kusurlarını araştırmayın. Birbirinizi kıskanmayın.Birbirinize sırt çevirmeyin. Birbirinize haset etmeyin. Birbirinize buğz etmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun.
Allah Teâlâ bir kulunun ruhunu bir yerde almak istediğinde onun için orada bir ihtiyaç (iş) ortaya çıkarır.
Mü’min bir delikten iki defa ısırılmaz.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
İbn Abbâs İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmi delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için boş lafı satın alır. İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır âyeti hakkında şöyle demiştir: (Bu âyette sözü edilen boş laf) şarkı ve benzeri şeylerdir.
Ey gökleri ve yeri yaratan, görüneni ve görünmeyeni bilen Allah’ım! Ey her şeyin Rabbi ve Meliki! Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden ve şirkinden sana sığınırım. Nefsimin bir kötülüğe düşmesinden veya onu bir Müslümana bulaştırmaktan da sana sığınırım.
Allah’ım! Senin kudretinle sabah çıktık, senin kudretinle akşamı ederiz. Senin kudretinle yaşarız ve senin kudretinle ölürüz. Ölümden sonra dirilmede senin huzurunda olacaktır.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem evinden çıktığı zaman şöyle derdi:
Bismillahi et-tüklânü alallah lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah:
Allah’ın adıyla. Tevekkül Allah’adır. Allah’tan başka güç ve kuvvet sahibi kimse yoktur.
Sizden hiç kimse sol eliyle yemesin ve sol eliyle içmesin. Çünkü şeytan sol eliyle yer ve sol eliyle içer.
Davud aleyhisselâm’ın orucundan daha faziletli bir oruç yoktur. Bu (en faziletli oruç), bir gün oruç tutup bir gün tutmayarak senenin yarısını oruçlu geçirmektir.
Üç kişi olduğunuz zaman, iki kişi üçüncüyü bırakıp da aralarında gizlice konuşmasınlar. Çünkü bu durum üçüncü kişiyi üzer.
Dünya onların, ahiretin ise bizim olmasına razı değil misin ey Ömer?
Allah Resûlü, uzuna yakın orta boylu idi. Teni beyazdı. Sakalları siyahtı. Ön dişleri güzeldi. Kirpikleri sık ve uzundu. Omuzlarının arası genişti. Karnı ile göğsü aynı hizada idi. Yere ayağının tamamını basardı. Ayağı düz taban değildi. Ön tarafa döndüğünde de tüm vücudu ile dönerdi, arka tarafa döndüğünde de tüm vücudu ile dönerdi. Ondan önce de sonra da onun gibisini görmedim.
Kişi evine girdiği zaman, evine girerken ve yemek yerken Allah azze ve celle’yi zikrederse, şeytan (arkadaşlarına) Siz burada geceyi geçiremezsiniz ve size yemek de yok’ der. Kişi evine girdiği zaman eve girerken Allah’ı zikretmezse şeytan ‘Geceyi geçirecek bir yer buldunuz’ der. Yemek yerken de Allah’ı zikretmezse şeytan ‘Hem geceyi geçirecek bir yer hem de yemek buldunuz.’ der.
Üç insan vardır ki, hepsi de Allah’ın koruması altındadır.Eğer yaşarsa ihtiyaçları karşılanır, ölürse de cennete girer.
Evine selam vererek giren kişi Allah azze ve celle’nin koruması altındadır.
(Namaz kılmak için) evinden çıkıp mescide gelen kişi Allah’in koruması altındadır.
Allah yolunda cihada çıkan kişi de Allah’ın koruma altındadır.
Size iyilik yapanlara karşı nankörlük etmekten sakının.
Bir Müslümanın (din) kardeşiyle üç günden fazla dargın durması helal değildir. Onlar karşılaşırlar ve biri bir tarafa, diğeri bir başka tarafa yönelir. Onların en hayırlısı, selam vererek söze başlayandır.
Peygamber sallahu aleyhi ve sellem İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Size birbirinizi sevmenizi sağlayacak bir şey göstereyim mi? dedi. Sahâbîler Evet, göster ey Allah’ın Resûlü! dediler. Bunun üzerine Allah Resulü Aranızda selamı yayın buyurdu.
Allah Rasulu Bir Müslümanın bir diğer Müslüman üzerindeki hakkı altıdır buyurdu. Ona Onlar nedir ey Allah’in Resûlü? diye soruldu. Allah Resûlü şöyle buyurdu:
Onunla karşılaştığın zaman ona selam ver.
Seni davet ettiği zaman davetine icabet et.
Senden nasihat istediği zaman ona nasihatte bulun.
Hapşırıp da Allah’a hamd ettiği (elhamdülillah dediği) zaman ona yerhamükallah de.
Hastalandığı zaman onu ziyaret et.
Öldüğü zaman cenazesine katıl.
Ruhlar bir araya gelmiş topluluklardır. Onlardan (dünyaya gelmeden ruhlar âleminde) birbirleriyle tanışanlar (bu dünyada da) anlaşırlar. (Dünyaya gelmeden ruhlar âleminde) birbirleriyle anlaşamayanlar (bu dünyada da) anlaşamazlar.
Kendi kovandan kardeşinin kovasına bir şey boşaltman bir sadakadır. İyiliği emretmen ve kötülükten nehyetmen bir sadakadır. Kardeşinin yüzüne gülümsemen bir sadakadır. İnsanların gelip geçtiği bir yoldan taş, diken ve kemik gibi şeyleri kaldırıp atman senin için bir sadakadır. Ne tarafa gidileceğine dair herhangi bir işaret bulunmayan bir yerde bir kişiye yol göstermen bir sadakadır.
Şiir, söz gibidir. Onun güzeli, güzel söz gibidir. Onun kötüsü de kötü söz gibidir.
Şiirin bir kısmında hikmet vardır.
Selamı yayın ki, selamet bulun. Boş, faydasız şey (eşere), kötüdür.
Sizden biri ‘Ey hüsrana uğratan zaman!’ demesin. Zira Allah azze ve celle zaman(ın yaratıcısı)dır.
Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ her gece, gecenin son üçte biri kalınca dünya semasına iner* ve ‘Kim bana dua ediyor, onun duasını kabul edeyim? Kim benden istiyor, ona vereyim? Kim benden bağışlanma diliyor, onu bağışlayayım?’ buyurur.
Sevabını Allah’tan bekleyerek ailesine harcama yapan kimsenin yaptığı bu harcama onun için bir sadaka olur.
Misafirlik üç gündür. Üç günden sonrası ise bir sadakadır.
Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, ya hayır söylesin ya da sussun.
Allah’ım! Senin rahmetini umarım. Göz açıp kapayacak kadar bir süre ile bile olsa beni nefsimle baş başa bırakma. Tüm işlerimi düzelt. Senden başka ilah yoktur.
Allah’ım! Bize imanı sevdir ve kalplerimizi imanla süsle. Küfrü, fasıklığı ve isyanı da kötü görmemizi sağla. Bizi doğru yolda gidenlerden eyle.
(Allah’ım!) Cehennem azabından sana sığınırım. Kabir azabından sana sığınırım. Mesîh Deccâl’in fitnesinden sana sığınırım. Hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım. Kabrin fitnesinden sana sığınırım.
Allah’ım! Seni zikretme, sana şükretme ve sana güzelce ibadet etme konularında bana yardım et.
Ey kalpleri evirip çeviren Allah’ım. Kalbimizi dininde sabit kıl.
Allah’ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik ver, ahirette iyilik ve güzellik ver ve bizi cehennem azabından koru.
Allah’ım! Senden hidayet, iffet ve gönül zenginliği isterim.
Her kim her sabah ve akşam üç defa ‘Bismillahillezî lâ yedurru mea ismihî şey’un fi’l-ardi ve lâ fi’s-semâi ve hüve’s semîu’l-alim: İsmiyle birlikte yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın adıyla başlarım. O, her şeyi işiten ve bilendir’ derse, ona hiçbir şey zarar veremez.
Sübhanallah, elhamdülillah ve lâ ilâhe illallah, ağacın yapraklarını dökmesi gibi günahları döker.
Müslüman kişinin gıyabında kardeşine yapmış olduğu dua kabul edilir. Dua eden kişinin başucunda görevli bir melek vardır. Kardeşi için her hayır duasında bulunduğunda o melek ‘Amin, sana da aynısı verilsin’ der.
Allah’a tevbe edin. Ben de her gün yüz defa O’na tevbe ediyorum.
Allah’ım! Sen benim rabbimsin. Senden başka ilah yoktur. Sen beni yarattın ve ben senin kulunum. Gücüm yettiğince sana olan ahdime ve sözüme bağlı kalacağım. Bana olan nimetlerini sana itiraf ediyorum. Günahlarımı da sana itiraf ediyorum. Beni bağışla. Çünkü günahları sadece sen bağışlayabilirsin. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım.
Akşam olduğu zaman bu duayı okuyan ve ölen kişi cennete girer veya o, cennet ehlindedir. Sabah olduğu zaman bu duayı okuyan ve o gün ölen kişiye de aynısı vardır.
Allah azze ve celle şöyle buyurdu: Ben kulumun zannı üzereyim. Bana dua ettiği zaman onun yanında olurum.
Allah’ım! Tembellikten sana sığınırım. Korkaklıktan sana sığınırım. İhtiyarlıktan sana sığınırım. Cimrilikten sana sığınınırım.
(Allah’ım) Ben de bir insanım. Bana azap etme. Herhangi bir mü’mine bir sıkıntı verdiysem veya kötü söz söylediysem ondan dolayı bana azap etme.
Sizden biri dua ettiği zaman ‘Eğer dilersen’ demesin. İstediğini kesin bir dille ifade etsin ve isteğini de iyice artırsın. Çünkü verdiği hiçbir şey Allah’a ağır gelmez.
Hediyeleşin ki, birbirinizi sevesiniz.
Ebû Hureyre şöyle demiştir:
Sizden biri kardeşinin gözündeki bir çöpü görür de kendi gözündeki ağacı veya kütüğü görmezden gelir.
Dünyada büyüklenen kimseler kıyamet günü insanlar suretinde ve küçük karıncalar şeklinde diriltileceklerdir. Her taraftan zillet onları kaplayacaktır. Onlar Bûles denilen cehennemde bir zindana atılacaklardır. Orada ateşin alevleri onları saracaktır ve onlara cehennemliklerden çıkan sıvılar içirilecektir.
Kendini büyük gören veya yürürken kibirli hareket eden kimse, Allah azze ve celle’nin öfkesini üzerine çekmiş bir halde O’nun huzuruna varır.
Bir kardeşini Allah (rızası) için seven kimse, Allah yolundadır. Ona ‘Ben seni seviyorum’ der ve ikisi birlikte cennete girerler. Allah için seven kimsenin derecesi, onu sadece kendisi için sevenden daha yüksek olur.
Sizden biri kardeşini sevdiğinde, onu sevdiğini kendisine bildirsin.
Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: Ey Âdemoğlu! Senin iki kıymetli varlığını (gözlerini) aldığım zaman ilk başta buna sabreder ve karşılığını benden beklersen, senin için cennetten başka bir sevaba (karşılığa) razı olmam.
Ebû Bekir, humma nöbeti geldiği zaman şöyle derdi:
Ailesiyle birlikte sabaha çıkan herkese,
Ayakkabısının bağından daha yakındır ölüm.