İçeriğe geç

Ecco Homo Kitap Alıntıları – Friedrich Nietzsche

Friedrich Nietzsche kitaplarından Ecco Homo kitap alıntıları sizlerle…

Ecco Homo Kitap Alıntıları

Ödevimin büyüklüğü ile çağdaşlarımın küçüklüğü arasındaki oransızlık şuradan belli ki, beni işitmediler, görmediler bile.
Bir şey bize yaşantı yoluyla açık değilse onu duyacak kulak da yoktur bizde.
Şimdi beni kaybetmenizi ve kendinizi bulmanızı istiyorum sizden; ve ancak hepiniz beni yadsıdığınızda yeniden döneceğim aranıza
Sonsuz bir ışık bolluğunda ve mutluluk derinliğinden düşüyor her damla,her sözcük-sevecen bir yavaşlıktır bu konuşmaların temposu.
benim doğrularım korkunçtur: Bugüne dek yalana doğru dediler çünkü.
En sessiz sözcüklerdir fırtınayı getirenler, güvercin adımlarıyla gelen düşünceler yönlendirir dünyayı.
Yanılgı körlük değildir, yanılgı korkaklıktır
Gerçeklik o denli değerinden, anlamından, hakikatliğinden edildi ki,ideal bir yalanı uyduruldu
Dinleyin beni! Çünkü ben falanca kişiyim. Başkasıyla karıştırmayın beni her şeyden önce!
Kendime verdiğim krediyle yaşıyorum ben, belki yalnızca bir önyargıdır yaşıyor oluşum?
Şüphe değil, kesinliktir insanı deli eden
Bağışlaya bağışlaya öldü bağışlamanın mutluluğu
Bizler, doğruya varmak için de olsa, dolambaçlı yolları seçeriz gene.
Şüphe değil, ‘kesinliktir’ insanı çıldırtan..
İnsanın kendisi olmasının koşulu, kim olduğunu hiç mi hiç bilmemesidir.
Benim insan sevgim sürekli bir kendimi yeniştir.
Bir Tanrı yeryüzüne inseydi, her ne yapsa haksızlık olurdu, cezayı değil, suçu kabullenmek tanrısal olurdu o zaman.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Hem bana öyle geliyor ki en kaba söz, en kaba mektup bile susmaktan daha iyi bir iyi yüreklice, daha bir dürüstçedir.
Kendini bilgiye adayan için yalnızca düşmanını sevmek yetmez, dostuna da kin duyabilmelidir.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Fısıldanan sözlerdir fırtınayı getiren; güvercin ayaklarıyla gelen düşünceler yönetir dünyayı
İncirler dökülüyor ağaçlarından, olgun, tatlı incirler Düşerken soyuluyor kızıl kabukları. Olgun incirler için bir kuzey yeliyim ben.
Şimdiye kadar kural olarak, yalnız doğruları yasakladılar.
Bilgide her kazanç, ileriye atılan her adım yüreklilikten gelir, kendi kendine karşı sertlikten, dürüstlükten gelir
Bir kafa ne denli doğruya dayanabilir, ne denli doğruyu göze alabilir?
Hiç kuşku yok ki, Almanlar idealistir.
Gece oldu: Ancak şimdi uyanır tüm âşıkların şarkıları. Ve benim ruhum da bir âşığın şarkısıdır.
Bazı insanlar öldükten sonra doğarlar.
Her türlü okuma benim dinlenmelerime dahildir.
Saf olanın gözleri elmastandır.
Kendimi herkesle bir tuttuğum için kendimi hiç bağışlamayacağım.
Gerçekte özgürleşmek isteyen kadınlar, dünyanın sonsuz dişi anarşistleridirler ve onların öç alma içgüdüsel temellere dayanır.
Şeytani bir biçimde kendime inandığımı söyleyebilirim.
Sen ki alevli mızraklarla
Parçaladın buz ruhumu
Şimdi koşuyor en yüce umuduna
Uğuldayarak denize doğru:
Hep daha parlak ve hep daha sağlıklı,
En sevimli zorunlulukta özgür,
En güzel ocak ayı!
Hepimiz gerçeklerden korkarız.
Yüreğim, üzerinde kısa, kızgın, âşık, mutluluk taşan bir yaz gibi ve senin serinliğine o kadar susuz ki.
Bazı insanlar öldükten sonra doğarlar.
Var olan hiçbir şey baskı altına alınamaz.
Yaşamasına yaşıyordum, ama üç adım önümü görmeksizin.
Kendini büyük göstermeye çalışan kişi, özünde büyük değildir.
İnsan ancak cesur olduğu sürece gerçeğe yaklaşabilir.
Ruhum, görünmez parmakların çaldığı telli bir enstrüman gibi.
İnsan küçümsediği düşmanla savaşamaz.
Aşk anlam içeriğine göre aslında bir savaştır. Aşkın doğasında aslında cinsiyetlerin birbirine olan nefreti gizlenir.
Kadınlar erkeklerden oransız ölçüde daha kötü ve daha akıllıdırlar.
İnsanın kendimi birisiyle bütün hissetmesi, onunla güvende olduğunu hissetmesi sevgi olamaz.
İnsanı çıldırtan şüphe değil, kesinliktir ama bunu duymak için derin ve içten bir filozof olmak gerekir.
İyileşme, kendine dönme, özgürce nefes alabilme ve hafiflik için yalnızlığın büyük önemine inanıyorum.
Soytarılığı gerekli bir hale getirmek için insanın gerçekten de çok acı çekmiş olması gerekir.
Ayrıca bana göre en kaba söz, en kaba mektup bile susmaktan daha iyi kalpli ve daha dürüst bir davranıştır.
Susanlar her zaman içten gelen incelikten, nezaketten yoksundurlar.
Tüm uçurumları içimde buldum.
Rugumun telleri titredi
Ve gizlice bir gondolcu türküsü
Şakıdı kendi kendine titreyerek,
Mutluluktan rengârenk.
Kimse duydu mu onları?
Köprüde durdum
Geçen gün, kahverengi gecede
Uzaklardan geldi şarkı:
Altın damlalar kaynıyordu
Titreşen yüzeyde.
Gondollar, ışıklar, müzik
Sarhoş yüzdüler, günbatımından öteye
Daha gün ağarırken, insan kendi gücünün şafağında, taptazeyken kitap okumak- ayıp derim ben buna!
Yetenekli, zengin ve özgür yaratılışlılar daha otuzlu yaşlarında “okumaktan çöküntüye uğramışlar”; kıvılcım -düşünce- çıkarmaları için birbirine sürtülmeleri gereken kibrit gibiler.
Geçti ilkbaharımın kararsız kederi! Geride kaldı haziran ayında kar tanelerinin küskünlüğü! Yaz oldum tepeden tırnağa ve yaz öğleni.
Düşman karşısında denklik adil bir düellonun ilk koşulu. Hor gördüğü ile savaşamaz kişi.
Modern tanımıyla aşırı hoşgörünün tam ortasında bulunan itiraz özgürlüğü insanca bir değerdir.
Acıma duygusu alçakgönüllülüğü, derin saygıyı, duyguların hassaslığını içine alıp kolayca yok edebilen bir duygudur.
Sessiz kalmak bir itirazdır.
Çemberler çiziyo­rum çevreme, kutsal sınırlar; gitgide azalıyor benimle çıkan­lar daha yüksek dağlara
Bağışlaya bağışlaya öldü bağışlamanın mutluluğu
Kim bilir belki de herkesten ustayımdır olta atmakta?..
Hiçbir şey vurmadıysa benim değil suç. Ba­lık yoktu ”
Kendi kendimin efendisi olmak için hazırlıksız olmak zorundaydım.
Ben doğuştan savaşçıyım.
İnsanı öfke duygusu kadar çabuk bitiren bir şey yoktur.
İdeal olan dünyanın niceliği yanlış bir biçimde algılanıyor, gerçekliği, değeri ve en doğruluğu anlamını yitiriyor. Gerçek dünya ve görünen dünya hayal ve hakikattir.
En sakin sözler, fırtına habercileridirler. Güvercinlerin adımlarıyla gelen düşüncelerleyse dünyayı yönetirler.
Hata, korkaklıktır. Bilgiye giden yolda kazanılan zafer, bilgi için ileri doğru atılan her adım cesaretten gelir.
Dinleyin! Ben kötü ve kötü biriyim. Tanrı aşkına beni başka biri gibi göstermeye çalışmayın!
Suskun kalanlarda kalp inceliği ve kibarlık eksiktir daima; susmak bir itirazdır, sözünü yutmak zorunlu olarak karakteri bozar, -mideyi bile mahveder.
Kişi en az kendi ebeveyniyle akrabadır
Akrabalık dereceleri hakkındaki egemen kavramların tümü, daha aşırısının bulunamayacağı fizyolojik birer saçmalıktır.
İdrak eden insan düşmanlarını sevmekle kalmamalı, dostlarından da nefret etmeli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir