Dünya Tarihi 2 . Cilt Kitap Alıntıları – Susan Wise Bauer

Günümüzdeki İngilizce birkaç farklı dilin karışımından meydana gelmiştir. İngilizce biraz, sizin oyuncaklarınızı devamlı elinizden alan açgözlü bir arkadaşa benzer. Açgözlü arkadaşınızın oyun hamurunuza göz diktiğini farz edin. Çünkü onun oyun hamuru başka renklerle karışmış ve tamamen kararmıştır. Sizin turuncu ve yeşil renkteki temiz hamurunuzu alıp, kendininkiyle karıştırıyor. Bir süre sonra siz kendi oyun hamurunuzu ayırt edemez olursunuz. Oyun hamurunun hepsi onun olmuştur.

Ancak tüm gücüne rağmen yaşlı kadını yenemedin çünkü o ihtiyarlıktır. Ve hiç kimse ihtiyarlığı yenemez. O en güçlü adamları bile çocuklar gibi güçsüz düşürür.

Şarlman büyük bir hükümdardı fakat imparatorluğu asla eski Roma imparatorluğunun gücüne erişemedi. Şarlman her ne kadar Jül Sezar ve Roma’nın diğer imparatorları kadar eğitimli ve medeni olmak istese de, okuma yazmayı asla tam olarak öğrenemedi. Yazmayı öğrenmek için öğretmenler tuttu. Yaşlanana kadar yastığının altında bir yazma tableti tuttu. Geceleyin ne zaman uyansa yatağında doğrulur, yazma alıştırmaları yapardı. Ancak yazmayı asla tam olarak öğrenemedi.

Henry’nin her bir karısının başına gelenleri anlatan küçük bir şiir bile vardır:

Boşandı, kafası kesildi, öldü,
Boşandı, kafası kesildi, yaşadı

Vespucci ve Macellan

Rus şefler birbirlerine şöyle dediler: Bu sığ nehirlerden geçmekle uğraşacağımıza Konstantinapolis’i fethetsek daha iyi olacak.

Haçlılar her ne kadar Müslüman savaşçıları düşmanları olarak görseler de bazı Müslüman âdetlerini öğrendiler. Evvela,daha sık yıkanmaya başladılar. Müslüman savaşçılar sık sık temizlenirlerdi çünkü namaz kılmadan önce yıkanmaları gerekirdi. Ancak İngiltere ve Fransa’da insanlar yılda yalnızca bir ya da iki kez yıkanırlardı. Bu yüzden haçlılar eve tertemiz gelirlerse,insanlar onların Müslüman olduklarından şüphelenirdi.

Ancak daha sonra başlarına başka bir istila geldi: Viking istilası. Vikingler beraberlerinde lskandinavya’dan birçok kelime getirmişlerdi. Savaş tanrısı Tyr’ın adı Salı (Tuesday) gününe verilmiştir. Tanrılar tanrısı Odin’in diğer adı Woden, Çarşamba (Wednesday) gününe verilmiştir. Cuma (Friday) gününe, Odin’in karısı Frigg’in adı; Perşembe’ye de (Thursday) fevri gök gürültüsü tanrısı Thor’un adı verilmiştir.

Bende zayıf ve çelimsiz bir kadının vücudu olsa da, bir kralın, hem de bir İngiltere kralının yüreği ve hevesi var.

Rönesans’ta insanlar gerçeği, dünyaya bakarak ve nasıl işlev gördüğünü çözerek bulabileceklerine inanmaya başladılar. Ne de olsa dünyayı Tanrı yaratmıştı. Neden yine Tanrı’nın yarattığı insan bu dünyaya dikkatle bakıp onu anlamıyordu ki?

Avrupa’daki birçok insan koyu renk tenli insanların, beyaz tenliler kadar değerli olmadıklarına inanıyorlardı. Koyu renk tenli insanları, bizler at veya köpeği nasıl görüyorsak öyle görüyorlardı.

Köle ticareti Avrupalıların Yeni Dünya’da zengin koloniler inşa etmelerini sağladı. Ancak aynı zamanda yüz binlerce Batı Afrikalının da ölümüne neden oldu.

Bir köleye maaş vermek zorunda değildiniz. Bir köleyi bir kez satın aldınız mı, ölene dek sizin için çalışmak zorundaydı.

Hiç kimse hastalığı nasıl önleyeceğini bilmiyordu. İnsanlar yanında çiçek ve şifalı bitki taşır, hastalıktan korunmak için soğan ve sarımsak yer ve hastalığın geceleyin burunlarından girmemesi için, sırtüstü yerine yüzükoyun yatarlardı.
Ancak hiçbir şey işe yaramadı. Ortaçağdan kalan tarihi bir kayda göre, O kadar çok insan öldü ki herkes dünyanın sonunun geldiğine inandı.

O kadar çok insan öldü ki çok geçmeden insanlar, ölmüş insanlara ölmüş keçilerden daha fazla aldırış etmemeye başladılar.

Sultan Süleyman öldüğünde, hüküm sürdüğü topraklar o kadar büyüktü ki o kendisine, Tanrı’nın Kölesi, Dünyanın Hâkimi, Bağdat ve Irak’ın Şahı, Bütün Roma’nın Sezar’ı ve Mısır Sultanı diyordu.

Tarık bin Ziyad’ın gemilerinin gelişini seyrettiği kaya Cebel Tarık yani Tarık Dağı olarak tanınırdı. Yılların ardından Cebel Tarık, Cebelitarık olarak telaffuz edilir oldu. Günümüzde o kayalık tepe hâlâ Cebelitarık kayası olarak bilinir.

Noel Baba öyküsü, Bizans İmparatorluğu’nda yaşamış bir Hristiyan olan Aziz Nicholas’ın öyküsünden gelir.

Matbaada basılan kitaplar olmasa Rönesans asla olmayabilirdi.

Dostlarım , dedi Ebu Bekir, Muhammed Allah’ın tek elçisidir. Biz yalnızca Allah’a ibadet ederiz! Muhammed ölmüş olabilir ama İslam dini yaşıyor!

Muhammed’in kuzeni, hizmetkarı ve 3 kişi daha ona inandı. Bunlar ilk müsülmanlardı

Justinanos’un anne babası önemli insanlar değildi, bir köyde yaşayan sıradan insanlardı

Bütün çocuklar için okullarımız var, yoksullar için bile.

Bir kitabın tamamlanması yıllar sürebilirdi. işi bittiğinde, manastır kütüphanesine konur ve kimsenin götürmemesi için raflara zincirle­nirdi. Kitap satın almaya yalnızca kralların ve çok zengin adamların gücü yeterdi.

Tanrıların insanların dünyasına inip onlara zafer kazandıracaklarına inanıyorlardı; fakat ancak kral biraz ken­di kanını dökerek tanrılar için bir kapı açtığı takdirde. Bu yüzden bir savaşa girmeden önce kral kulağını, parmağını veya burnunu delip kan akıtmalıydı! Ve genellikle Mayalar tanrılara daha fazla kan vermek için savaş esirlerini kurban ederlerdi. Hatta Maya oyunları bile kan dökülmesiyle sonuçlanırdı.

Mayalar ayrıca tanrıların şaşı olduklarını da düşündükleri için, kralın annesi bebe­ğin saçının önüne genellikle küçük bir oyuncak bağlardı. Oyun­cak, bebeğin gözleri arasından sarktığından, bebek oyuncağı gör­mek için şaşı bakardı.

Amerika’yı keşfeden Kolomb olmasına rağmen, yeni bir kıta bulduğunu fark eden ilk kişi Amerigo Vespucci oldu.

Kitaplar en değerli mallar; başka malların hepsinden daha pahalılar.

Konstantinopolis’in 29 Mayıs 1453’te fethi ortaçağın en büyük olaylarından biridir. O andan itibaren, yüzyıllar önce Romalıların başlattığı yaşam tarzı tamamen sona erdi. Roma lmparatorluğu’nun son kalıntıları da yok oldu. Kimi zaman Konstantinopolis’in fethine ortaçağın sonu denir.

Dostlarım , dedi Ebu Bekir, Muhammed Allah’ın tek elçisidir. Biz yalnızca Allah’a ibadet ederiz! Muhammed ölmüş olabilir ama İslam dini yaşıyor!