İçeriğe geç

Dune Tanrı İmparatoru Kitap Alıntıları – Frank Herbert

Frank Herbert kitaplarından Dune Tanrı İmparatoru kitap alıntıları sizlerle…

Dune Tanrı İmparatoru Kitap Alıntıları

Hayatı hoş kılan, sıcak ve güzelliklerle dolu kılan şeyleri korumak istiyorum, onları tadamayacak olsam da.
Ben sadece beden ve düşünceden ibaret kaldığımı hissediyorum.
Haklı olduklarına inanan insanları asla konuşarak ikna etmeye çalışma!
O bilge adam, servetin bir özgürlük aracı olduğunu gözlemlemişti. Ama servet peşinde koşmak köleleşmeye giden yoldur.
Yaradılış durmaksızın sürer. Tanrınız sizi yaratmayı sürdürüyor.
Sizdeki bu farklılıklarda payımızın ne olduğunu sık sık merak ettiğini söyledi
Zaman, aynı zamanda mekan olabilir.
Biyolojik bir topluluğun işlevsel ve destekleyici bir toplumsal yapıdan mahrum şekilde oluşması kargaşaya yol açar.
Ne kadar çok şey öğrenirsem, olup bitenleri bilmediğimi o kadar fark ediyorum.
Ne güzel işte Bilgeliğe giden yolu bulmuşsun.
Zihin ‘gerçeklik’ adını verdiği bir yapıyı dayatır. Bu geçici yapı genellikle insanın duyularının bildirdiklerinden bağımsızdır.
Yaratıcılık gerektiren işler hiçbir zaman kurallara bağlı değildir.
Para basımını ve mahkemeleri kontrolünüzde bulundurun. Gerisini ayak takımına bırakın
Kötülükle başa çıkmak yaratıcılığımızı güçlendirir.
Yaralıların, can çekişenlerin çığlıklarını ve inlemelerini duymadan savaşı anlayamazsınız.
Kötülükle başa çıkmak yaratıcılığımızı güçlendirir.
O bilge adam, servetin bir özgürlük aracı olduğunu gözlemlemişti. Ama servet peşinde koşmak köleleşmeye giden yoldur.
Hakikati arayanların sayısı çok fazladır, ama onu bulmak tehlikeli olabilir. Efsaneleri ve iç rahatlatıcı yalanları bulup kabullenmekse çok daha kolaydır.
Seks daima agresif erkekleri dizginlemenin yollarından biri olagelmiştir.
Barış adını verdikleri huzur ve güvenlik ortamını aradıklarını söylerler. Oysa bunu söylerken bile nifak ve şiddet tohumları atmakla meşguldürler.
Tanrı’nın canı mı sıkkın?
Sıkkındır tabii evren günahkarlarla dolu.
Cinsellik konusunda cehalet ve yanlış fikirler ne büyük acılara yol açmıştır.
Olabilecekken olmamış şeylere tek başına bakmak zorunda olan yapayalnız biriyim.
Sizi anlamıyorum Lordum.
İşte bu, bilginin başlangıcıdır anlamadığımız bir şeyi keşfetmek.
Ama sadece sözler. Onları söyledim. Sonra kayboldular. Onları kimse duymadı, bu yüzden de artık yoklar. Artık yoklarsa, belki tekrar yaratılabilirler ve bu sefer onları birileri duyabilir.
Gerçeği bilmem bu tür şeyleri hissetmemi engellemiyor.
onunla aramda derin bir dostluk bağı kurulduğunu hissettim sanki aramızda kelimelere sığmayan, fiziksel bir bağ oluşmuştu.
Sözlerinle karşındakinin yüzüne istediğin ifadeyi verebiliyorsun.
Ama Lord Leto erkeklerden oluşan ordunun, tarih öncesi yırtıcı sürülerinde görülen, üreyemeyen erkekleri eleme uygulamasının kalıntısı olduğunu söylüyor. Tarih boyunca, ilginç bir şekilde hep yaşlı erkeklerin genç erkekleri savaşa gönderdiğini söylüyor. ( ) sadece erkeklerden oluşan ordular dışarıda savaşacakları bir düşman yoksa mutlaka kendi halkına saldırıyordu. Mutlaka.
Yazdıklarımı okuyan sizlerden pek azınız atalarınız hakkında bu şekilde düşündüğünüzü de biliyorum. Atalarınızın sağ kalmaya çalıştığı, bunun için de bazen vahşice kararlar vermek zorunda kaldıkları, uygarlaşmış insanoğlunun bastırmak için çok uğraştığı adaletsiz bir zalimliğe kapıldıkları zamanlar olduğu pek aklınıza gelmemiştir. Peki siz bunu bastırmak için nasıl bir bedel ödeyeceksiniz?
Beni çok iyi tanıyor ama anlamasından umudu kestim artık.
Seks daima agresif erkekleri dizginlemenin yollarından biri olagelmiştir.
Size başka yollar öğretmekten umudu kestim. Düşünceleriniz köşeli çemberlere direniyor.
Kimileri, dehanın kullanılabilmesi için ahlaktan biraz taviz verilmesi, pis işler yapılması gerektiğine inanır. İdeallerinizi gerçekleştirmek için kutsal sığınağınızdan çıktığınız andan itibaren tavizin başladığını söylerler.
Ölümsüzlük istiyorsan biçimleri reddeceksin. Biçimi olan her şey ölümlüdür. Biçimin ötesindeki biçimsizlik ölümsüzlüktür
İhtiyatlılık sıradanlığı getirir.Çoğu insan,elde edebileceği en iyi şeyin sorunsuz,sıkıcı ve sıradan bir hayat olduğunu sanır.
Başkalarına hükmetmek isteyen küçük ruhlar ilk önce onların özgüvenini yıkar.
Her nefesinin üstüne titre,çünkü o senin canının sıcaklığını ve suyunu taşır
Bütün mesele sonuçları nasıl yorumladığındır Moneo.Yargı olmadan kanıt bir hiçtir
Karşındakini ne pahasına olursa olsun,sonuçlarına aldırmaksızın mutlu etmek istiyorsan aşıksın demektir
Lord Leto’nun duaları akıl çelme çabası, seçilen tanrıya karşı bir tür şiddet eylemi olarak gördüğünü söylerdi; Lord Leto’ya göre, dua etmek ölümsüzlere ne yapacaklarını söylemek, ‘Bana bir mucize göster Tanrım, yoksa sana inanmam!’ demekmiş.
İnsan parazitliğe alışınca, konaksız yaşayamaz hale gelir.
Her din, bir güneşin etrafında dönen bir gezegen gibidir,var olabilmek için güneşin enerjisine ihtiyaç duyar.
Hükümetlerin yönettikleri halka faydalı olabilmeleri ancak doğalarında var olan tiranlık eğilimi dizginlenirse gerçekleşir.
Mantık değerlidir, ama ancak evrenin kelimelere sığmayan fiziksel arka planı karşısında işlerse.
Haklı olduklarına inanan insanları asla konuşarak ikna etmeye çalışma!
Hayatın güzelliklerine felaketlere rağmen sağ kalanlar tutunur en çok hem son derece hafif hem de dokunaklı bir şekilde. Kadınlar bunu erkeklerden daha iyi bilir, çünkü doğum ölümün yansımasıdır.
Havva ile elmanın öyküsünü bilir misin. O öykü hakkında ilginç bir bilgi vereyim sana: Elmayı koparıp yiyen ilk insan Havva değildi. Adem elmayı yediğinde, suçu Havva’ya atmayı öğrendi. Bu öykü sayesinde, toplumlarımızın alt gruplara yapısal olarak ihtiyaç duymasının sebebini anlayabilirsin.
Zaman, aynı zamanda mekân olabilir Moneo, dedi Leto. Her şey nerede durduğuna, nereden baktığına ya da ne duyduğuna bağlıdır. Bunun ölçüsüyse bilincin kendisidir.
Evet. Hapishanelerden, polislerden ve kanunlardan bahsediyorsun; bunlar zenginlerin kurduğu güç sistemlerini gizlemeye ve kendi kanunlarından muaf olduklarını haklı olarak düşünmelerine yarayan mükemmel illüzyonlardır.
Polisler her zaman suçluların zenginleştiğini görür. Bir polisin suçlular için en elverişli konumun yüksek mevkiler olduğunu görmemesi için epey aptal olması gerekir.
bir şeyi bildiğini düşünmenin öğrenmenin önündeki en büyük engel olduğunu söylememiş miydim?
Neden halkımın başına din gibi bir belayı açmak isteyeyim ki? Dinler zamanla içten içe çürür… tıpkı imparatorluklar ve bireyler gibi! Onların hepsi aynıdır.
Tecavüz kadınlara yabancı bir kavramdır Duncan. Cinsiyet kökenli davranış farklılıklarını soruyordun. İşte sana bir örnek.
Konuyu değiştirmeyi bırakın!
Değiştirmiyorum. Tecavüz her zaman için erkek ordularının fetihten sonraki ödülü olmuştur. Erkekler tecavüz eylemine giriştiklerinde, ergenlik fantezilerinden vazgeçmek zorunda kalmazlardı.
Bir dağın gerçekten dağ olup olmadığını anlamak istiyorsanız, ona biraz tırmanmanız yeter. Dağın tepesine çıkarsanız dağı göremezsiniz
Bir şey değerlendirme standartlarınızın dışında kalıyorsa, otomasyonla değil zekâyla karşı karşıyasınız demektir.
En çok canımı sıkan kişiler bağnaz liberallerdir. Aşırı uçlara güvenmem. Muhafazakârları eşelediğinizde altlarından geçmişi herhangi bir geleceğe yeğleyen insanlar çıkar. Liberaller ise gizli aristokratlardır. Doğru söylüyorum! Liberal devletler eninde sonunda aristokrasiye kayar. Bürokrasiler bu tür devletler kuran insanların asıl emellerini mutlaka ele verir. Ta en başından beri toplumsal yükleri eşit paylaştırma vaadinde bulunarak devlet kuran küçük insanlar birdenbire kendilerini bürokratik aristokrasilerin pençesinde buluvermiştir. Tüm bürokrasiler benzer yollardan giderek aristokrasiye kayar elbette, ama toplumsal eşitlik vaatlerinin bile sonunda böyle bir duruma yol açması tam bir ikiyüzlülük örneğidir. Ahhh, görüdklerimden öğrendiğim bir şey varsa, bu yapının durmaksızın tekrarlandığıdır.
Ölüm herhangi bir canlının yaşayabileceği en derin deneyimdir. Diğer önemli deneyimlerse ölüm riski taşıyıp onu yansıtanlardır — ölümcül hastalıklar, yaralanmalar, kazalar… kadınlar için çocuk doğurmak… ve eskiden erkekler için de savaşmaktı.
“Bu onların zayıf yönü Duncan. Radikaller daima her şeyi fazla basite indirgeyip düşünür…siyah ve beyaz , iyi ve kötü, onlar ve biz gibi.Karmaşık meseleleri böyle basitleştirerek kaosun yolunu açarlar. Senin söylediğin şekilde bir hükmetme sanatıysa kaosun efendisi olmaktır.”
Tüm isyanlar sıradan ve son derece sıkıcıdır.Daima aynı yolu izleyip aynı şekilde gelişirler; hepsi birbirine benzer.İsyana yönelten faktör, adrenalin bağımlılığı ve kişisel güç kazanma arzusudur.Tüm asiler içten içe aristokrattır.
Bildiğin şeytan bilmediğinden yeğdir.
Sözlerinle karşındakinin yüzüne istediğin ifadeyi verebiliyorsun.
Sanat barbardır. En gözde şiir tarzı? Epiktir. En popüler dramatik ideal? Kahramanlıktır. En popüler danslar? Vahşi ve esriktir. Moneo bunu tehlikeli bulmakta kendince haklı. Ne de olsa hayal gücünü körükleyen bir şey.
Leto başyaverine baktı. “Sen ve ben mit katiliyiz Moneo. Ortak düşümüz bu. Olimpos’un tepesine kurulmuş bir tanrı olarak sana şunu söyleyebilirim ki, hükümet paylaşılan bir mittir. Mit ile birlikte hükümet de son bulur.”
“Güç merkezleri çok tehlikelidir… gerçekten delirmiş kişileri, tek hedefi güç kazanmak olan kişileri mıknatıs gibi çeker. Anlıyor musun?”

“Her dinin gölgesinde bir Torquemada gizlenir,” dedi Leto.
Sağırlaşın! Duymanıza, duysanız bile hatırlamanıza gerek yok. Unutmak nasıl da rahatlatıcıdır. Ve nasıl da tehlikelidir!
“Bir Tiran için bulması en zor şeylerden biri, gerçekten karar verebilen insanlardır,” dedi Leto.
“Çoğu insan güzel bir gelecek için, idealize edilmiş bir geçmişe dönmek gerektiğini sanır… oysa öyle bir geçmiş hiç var olmamıştır.”
“Ve sen bunu sahip olduğun anılar sayesinde biliyorsun.”
“İhtiyatlık sıradanlığı getirir. Çoğu insan, elde edebileceği en iyi şeyin sorunsuz, sıkıcı ve sıradan bir hayat olduğunu sanır.”
Çoğu uygarlık korkaklık üstüne kuruludur. Korkaklığı öğreterek insanları uygarlaştırmak öyle kolaydır ki. Cesarete yönelten standartların çıtası alçaltılır. İnsanların iradesi kısıtlanır. İnsanların arzuları kontrol altına alınır. Ufuklara çit çekilir. Her hareket için kanun koyulur. Kaosun varlığı inkar edilir. Çocuklara yavaş nefes almaları bile öğretilir. İnsanlar ehlileştirilir.
Güce layık olmayan kişiler; onu, halkı histeriye teşvik ederek elinde tutar.
Neden halkımın başına din gibi bir belayı açmak isteyeyim ki? Dinler zamanla içten içe çürür tıpkı imparatorluklar ve bireyler gibi! Onların hepsi aynıdır.
Çoğu uygarlık korkaklık üstüne kuruludur. Korkaklığı öğreterek insanları uygarlaştırmak öyle kolaydır ki. Cesarete yönelten standartların çıtası alçaltılır. İnsanların iradesi kısıtlanır. İnsanların arzuları kontrol altına alınır. Ufuklara çit çekilir. Her hareket için kanun koyulur. Kaosun varlığı inkar edilir. Çocuklara yavaş nefes almaları bile öğretilir. İnsanlar ehlileştirilir.
Cehalet histeriyle beslenir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir