Arthur Conan Doyle kitaplarından Dörtlerin İşareti kitap alıntıları sizlerle…
Dörtlerin İşareti Kitap Alıntıları
“Le mauvais goût meme au crime.”
( zevksizlik insanı suça götürür.)
( zevksizlik insanı suça götürür.)
O kadar basit ki, açıklanması fazla gibi gelecek
“Aşk duygusal bir şey ve duygusal şeyler zekayı iyi etkilemez.Ben kendim asla evlenmem mesela,kafamı o şekilde karıştıramam.”
Goethe ne demiş? “İnsanlar anlamadıkları şeylerle alay ederler.”
“Beynim çalışmazsa,yaşayamıyorum.Yaşanacak başka ne var ki ? Pencereden dışarıya bir bakın. Dünya bundan daha kasvetli,iç karartıcı ve kısır olabilir mi ? Sokak boyunca döne döne savrulan ve boz renkli evlerin üzerine çöken şu sapsarı sisi görüyor musunuz ? Bundan daha yavan ve sonut bir şey olabilir mi ? insan yeteneklerini bulamayacağı bir alan bulamazsa doktor , yetenekli olmak ne işe yarar ? Cinayet sıradan,varoluş sıradan ve sıradan olanların dışında hiçbir özellik bu dünyada işe yaramıyor.”
“Beynimi çalıştırmıyorsam,yaşamın ne anlamı var?”
Anlamadıkları konularda ahkâm kesen insanlara aşinayız.
Duygusallık akıl yürütmeye zarar verir.
Ne olursa olsun geçmiş yağmura şemsiye açılamayacağını öğrendim
Diğer bütün etkenleri elediğinde kalan, gerçeğin ta kendisidir.
Gerçeğin her türlüsü, şüpheden iyidir.
Olmayacak ihtimalleri elersen, geriye gerçekler kalır.
Goethe ne demiş? İnsanlar anlamadıkları şeylerle alay ederler.
Gerçeğin her türlüsü, şüpheden iyidir.
¶¶ Pencereden dışarıya bir bak. Dünya ne kadar da iç karartıcı, umutsuz, amaçsız ve anlamsız ¶¶
Olanaksızlıkları eledikten sonra , geriye kalan şey gerçektir, ne kadar olasılık dışı görünürse görünsün.
Tamahkarlık öyle düşüncesizce ve aptalca bir şey ki
Tahmin kötü bir alışkanlıktır
Bazı olgular örtbas edilmeli ya da hiç değilse uygun bir oranda yer almalarına dikkat edilmelidir.
Dedektiflik kesin bir bilimdir ya da olmalıdır.
Aşk duygusal bir şeydir ve duygular da benim için her seyin üstünde tuttuğum saf akla zarar verir. İşte ben de bu yüzden evlenmeyeceğim.
İçimde aylak bir adamla çalışkan bur adam yan yana yaşıyor.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Hayatim boyunca iyi günlerim de oldu, kötü günlerim de; ama ne olursa olsun geçmiş yagmura şemsiye açılmayacagini öğrendim.
İnsan tuhaf bir bilmecedir.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Dinlenmek için en iyi şey iş değiştirmektir.
Büyük insan ne kadar küçük olduğunun farkında olan insandır.
Doğanın muazzam güçlerinin karşısında, eften püften hırslarımiz ve telaşlarimizla ne kadar da aciz kalıyoruz.
Şeytan azapta gerek.
Ne olursa olsun geçmiş yağmura şemsiye açılamayacağını öğrendim
Senin o tatlı, güzel yüzünü yaratana şükürler olsun.
Benim bir şey düşünecek halim kalmadı.
Dünyanın kalabalıklarından her zaman iğrenmişimdir.
Mademki geleceğim karanlıktı; bu hayatımı, olmayacak rüyalarla parlatmaya çalışmaktansa bir erkek gibi , yiğitçe göğüslemeliydim.
Duygusallık akıl yürütmeye zarar verir.
Sen haksızlığa uğramış bir kadınsın
Böyle kasvetli, böyle faydasız bir dünya daha var mı ?
Bulutsuz bir gökyüzü gibi berrak her şey
İnsan tuhaf bir bilmece!
İnsan bireyken çözülemez bir bilmecedir ama topluluk halindeyken matematiksel bir kesinlik halini alır.
Duygusal nitelikler akıl yürütmeye ters düşer.
Olmayacak ihtimalleri elersen geriye gerçekler kalır.
Ne demiş Goethe insanlar anlamadıkları şeylerle alay ederler.
Yaşamın tekdüzeliğinden tiksiniyorum.
Aşk ne kadar harikulade bir duygu, o günden önce birbirini hiç görmemiş, aralarında hiçbir sevgi sözcüğü dile getirilmemiş, hatta sevgiyle bakışmamış iki kişiydik, oysa şimdi bu zor anda içgüdüsel bir biçimde ellerimiz buluşmuştu.
Hayır, yürütmüyorum. Bu yüzden kokain kullanıyorum. Beynim çalışmazsa, yasayamıyorum. Yaşanacak başka ne var ki? Pencereden dışarıya bir bakın. Dünya bundan daha kasvetli, iç karartıcı ve kısır olabilir mi?
Hayır, hayır; ben hiç tahminde bulunmam. Tahmin kötü bir alışkanlıktır… insanın mantıklı düşünme yeteneğini bozar.
Ama tekdüze bir yaşantıdan nefret ediyorum. Zihinsel bir coşkuya özlem duyuyorum.
Yaşadığım sürece iyi şeyler de oldu, kötü şeyler de, ama olan olmuş deyip boş vermeyi öğrendim.
İnsanın büyüklüğünün başlıca kanıtının kendi küçüklüğünü algılamak olduğunu söylüyor.
Doğanın temel güçleri karşısında, değersiz hırslarımız ve uğraşlarımızla, ne kadar da küçük hissediyoruz kendimizi.
Il n’y a pas des sots si incommodes que ceux qui ont de l’esprit!
‘en can sıkıcı aptallar biraz zekası olanlardır.’
‘en can sıkıcı aptallar biraz zekası olanlardır.’
Aşk ne kadar harikulade bir duygu, o günden önce birbirini hiç görmemiş, aralarında hiçbir sevgi sözcüğü dile getirilmemiş, hatta sevgiyle bakışmamış iki kişiydik, oysa şimdi bu zor anda içgüdüsel bir biçimde ellerimiz buluşmuştu.
Eğer geleceğim karanlıksa, bunu hayal ürünü sanrılarla aydınlatmaya çalışmaktansa, bir erkek gibi göğüslemek mutlaka daha iyiydi.
İnsan, bir hayvan bedenine hapsolmuş bir ruhtur diyenler de var,
Duygusal nitelikler akıl yürütmeye ters düşer.
Bu işin ortası yok, ölüm mü hayat mı seçiyorsun?
dünyanın kalabalıklarından her zaman iğrenmişimdir.
— Köstekleyeceğin yere adalete yardımcı olsaydın mahkemede durum lehine olurdu.
— Adalet mi ? Ne adalet ama..!
— Adalet mi ? Ne adalet ama..!
Çünkü sizi seviyorum Mary, bir erkeğin bir kadını sevebileceği en gerçek sevgiyle.
Etrafta dönen onca kötülüğe karşın, kalplerimiz huzur doluydu..
Zihnim, durgunluğa başkaldırıyor.
Büyük insan ne kadar küçük olduğunun farkında olan insandır.
Hepimiz belli zamanlarda yardıma ihtiyaç duyarız.
Gözden kaçırılmaya en yatkın şeyler, en aşikar şeylerdir.
Doğanın sıradan güçleri karşısında bizim aciz hırslarımız ne kadar da küçük kalıyor!
Hayatımda çok inişler çıkışlar oldu fakat gidenin ardından ağlamamayı öğrendim.
Tahmin kötü bir alışkanlıktır İnsanın mantıklı düşünme yeteneğini bozar.
Gerçeğin her türlüsü, şüpheden daha iyidir.
Duygusal nitelikler akıl yürütmeye ters düşer.
Olmayacak ihtimalleri elersen, geriye gerçekler kalır.
Boş hayallerle o karanlığı aydınlatmaya çalışmanın bir faydası yoktu.