İçeriğe geç

Dilin Afetlerinden Korunmak Kitap Alıntıları – İmam Gazali

İmam Gazali kitaplarından Dilin Afetlerinden Korunmak kitap alıntıları sizlerle…

Dilin Afetlerinden Korunmak Kitap Alıntıları

Rivayet edildiğine göre bir adam Hasan-ı Basrî’ye şöyle dedi:Duydum ki benim gıybetimi yapıyormuşsun. Bunun üzerine Hasan-ı Basrî: Sen benim nazarımda sevaplarımı alıp götürecek kadar kıymetli birisi değilsin.
Müslümanın her şeyi, kanı, malı, ve ırzı diğer Müslümanlara haramdır.
Nuayman adında biri içki içmişti. Bu yüzden birkaç defa Resulullah’ın (s.a.v) yanında ceza almıştı. Bunun üzerine sahabelerden biri, Lanet olasıca,ne kadar da içki içiyor! dedi. Allah Resulü(s.a.v) adamı uyararak, Kardeşine karşı şeytana yardımcı olma buyurdu.
Senin yanında bulunmadığı zaman arkadaşını öyle bir özellikle zikret ki, seni aynı sıfatla zikretmesi hoşuna gitsin.
Seni ilgilendirmeyen şeylerle ilgilenme! Emin olmayan kimselere güvenme! Emin olan kimseler ise Allah Teâlâ’dan korkan kimselerdir. Fasıklarla sohbet ve arkadaşlık etme. Çünkü onlardan fasıklık öğrenirsin ve onların huyu sana bulaşır. Yapacağın işler içinde danış.
Bir kimsenin lüzumsuz ve boş şeyleri terk etmesi iyi bir Müslüman oluşundandır.
Susan kurtulur
Zamanın heba edilmesi de zararın ta kendisidir.
Yüce Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

O kadar ki, insan herhangi bir söz söylediğinde mutlaka orada görevli bir melek hazır olur.

Soru: Susmanın bu büyük faziletlerinin sebebi nedir?

Cevap: Bil ki, bunun sebebi, konuşmanın felaketlerinin çokluğudur. Çünkü yanlışlık, yalan, gıybet, koğuculuk, fesatçılık, yağcılık, iki yüzlülük, ağız bozukluğu, tartışmak, düşmanlık etmek, kendini övmek, batılı savunmak, vakti boşa harcamak, fuzuli işlere karışmak, gerçekleri bozmak, artırıp eksiltmek, kalp kırmak, hakaret etmek, sırları ifşa etmek ve bunlar gibi daha pek çok günah ve kötülük hep konuşmanın ürünleridir. Bu şeyler dile kolay, nefse ve kötü huya hoş gelir. Şeytan da onları körükler. Bu sebeple, insan konuşunca bu felaketlerden uzak kalmaz. Susmak ise bütün bunların önünü keser. Ondaki fazilet bundandır. Çünkü hayra vesile olmak gibi, şerre engel olmak da fazilettir.

Ölümü çokça zikreden (düşünen), dünyadan az şeyle yetinir; sözünü amelinden sayan da ancak kendisini ilgilendiren (konuşması gereken) şeyi konuşur.
Müminin dili düşüncesinin arkasındadır. O önce düşünür ve ancak doğru bulunca konuşur. Münâfığın dili ise düşüncesinin önündedir. O düşünmeden konuşur.
Dilini tutmayan kimse, dinden bir şey anlamamıştır
Çok konuşmayın. Çünkü çok konuşan çok yanılır, çok yanılan çok günah kazanır, çok günah kazanan da cehenneme gider.
İnsanları felaketlere sürükleyen onların dilleridir.
Ebû Hureyre (r.anhu) dedi ki:Sizler başkasının gözündeki kıymığı hemen görüyorsunuz ama kendi gözünüzdeki ağaç kütüğünü umursamıyorsunuz.
Çok konuşan bir kimsenin, hatası çok olur. Hatası çok olan kimsenin günahları çoğalır. Günahları çok olan kimse ise her şeyden daha fazla ateşe müstahaktır.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Hz. İsa (a.s) şöyle demiştir: İbadet on parçadır. Bu on parçanın dokuzu susmak, bir parçası da insanlardan kaçmaktadır.
Hayır dışında dilini tut, şeytanı yenersin.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Berra (r.a)’den şöyle rivayet ediliyor: Bir bedevi Hz. Peygamber [s.a.]’in huzuruna geldi ve dedi ki: ‘Beni öyle bir ibadete yönlendir ki cennete girmeme vesile olsun!’ Hz. Peygamber [s.a.v] de şöyle buyurdu:

Aç kimseye yedir, susuza içir. Emr-i bi’ı-maruf yap, münkeri yasakla. Eğer gücün buna yetmiyorsa -hayır söylemek hariç- dilini tut!

Fahr-i Kâinat Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: En büyük hainlik, arkadaşın seni doğru konuşuyor bilirken senin ona yalan söylemendir.
Hz. Süleyman (a.s) şöyle demiştir: Söz gümüş ise sükût altındır.
Kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa, ya hayır söylesin yahut sussun.
“Bir mümini, çoğunlukla sükût eder ve vakarlı olarak görürseniz, ona yaklaşın; çünkü ona hikmet verilmiştir.”
Adamın biri şöyle dua ediyordu: Allah’ım! Beni, Muhammed’in şefaatinin isabet ettiklerinden eyle. Bunu duyan Huzeyfe (r.a):
Allah gerçek müminleri, Muhammed’in şefaatine gerek olmadan cennetine koyacaktır. Onun şefaati, müslümanların büyük günah işleyenlerine aittir. Sen bütün günahlardan kaçarak rahmetle cennete girmeye çalış.
Lokman Hekim’e Senin hikmetin nedir? Diye sorulunca şöyle buyurdu:
Ben yapmam gerekmeyen şeyi sormam. Beni ilgilendirmeyen şeyin de peşine düşmem.
Ey dilim. Hayri söyle, kâr et.
Hz. Peygamber [s.a.v] şöyle buyurmuştu:

Bedende hiç bir aza yok ki, Allah katında dilden şikâyetçi olmasın.

Sabah olduğu zaman bütün organlar dile yalvararak şöyle derler: Bizim için Allah’a karşı sorumluluk bilinci duy; biz seninle ayaktayız, sen doğru olursan biz de doğru oluruz, sen eğilirsen biz de eğiliriz.
Kulun kalbi dosdoğru olmadıkça imanı dosdoğru olmaz. Dili dosdoğru olmadıkça, kalbi dosdoğru olmaz. Kişi, komşusu kendisinin kötülüğünden emin olmadıkça cennete giremez.
‘İnsanları cehenneme en fazla götürecek şey nedir?’ diye sorulunca da,

Ağız (dil) ve cinsel organdır buyurdu.

Midesinin, ırzının ve dilinin şerrinden kurtulan, bütün şerlerden kurtulmuş olur.
Diline sahip ol; evin sana dar gelmesin, günahlarından dolayı ağla!
Gıybet hazmedilemeyenlerin boşaltıldığı zihin çöplüğüdür.
Süfyan diyor ki: Ben, ‘Hangi şeyden sakınayım ya Resulullah?’ diye sordum, O da eliyle dilini işaret etti.
Allah’a iman et. Sonra dosdoğru ol.
Hz.İsa (a.s) şöyle demiştir:
İbadet on parçadır. Bu on parçanın dokuzu susmak, bir parçası da insanlardan kaçmaktır.
“İnsanlar üç gruptur:
Gânim, Sâlim ve Şâcib. Gânim, Allah’ı zikreden, Sâlim sûkut eden, Şâcib ise bâtıla dalan kimsedir.”
Her kim, Allah’a ve son güne inanıyorsa, ya hayır söylesin veya sükût etsin.
Muhakkak ki ademoğlunun yanlışlıklarının çoğu dilindedir.
Kim selamette kalmayı seviyorsa, sükûttan ayrılmasın.
Susmak, hikmettir; fakat susan azdır.
Ben Allah (c.c)’tan başka ilah olmadığına, Allah (c.c)’ın bir ve ortaksız olduğuna, Muhammed [s.a.v]’in O’nun kulu ve Resulü olduğuna şahitlik ederim.
Eğer Ebubekir Sıddıkın imanı – peygamberler hariç-bütün insanların İmanıyla tartılsa muhakkak Ebubekir’in imanı ağır basar .
Müsiüman kişi müslüman kardeşini hayırla andığı zaman, melekler ‘ sana da bunun benzeri olsun ‘ diye dua eder
Allah’ın lâneti, O’nun gazabı ve cehennemle, birbirinize lânet okumayın.
Hadisi Şerif
Unutmayalım ki, Baki olan Allah’tır. O’nun dışındaki her şey fanidir.
Hamd, varlığın gerçek sahibi Allah’a (C.C) mahsustur.
Muhakkak şiirde hikmet vardır.
Kendisinin ayıbı, kendisini halkın ayıbıyla meşgul olmaktan alıkoyan kimseye cennet vardır.
Ağız bozukluğu ve ayıp şeyleri konuşmak münafık huylarındandır.
HİKMET sahiplerinden birisi şöyle demiştir: Yumuşak konuşmak, kararlaşmış kinleri yıkar.
Güzel konuşma, selamı yayma ve yemek yedirme, cenneti size vacip kılar.
Nasıl Mevlâ’nı razı etmeyi, başkalarının razı olması için terkediyorsun?
Ne zaman bir Müslüman hakkında kalbine bir kötülük gelirse, o Müslüman’ı daha fazla gözetmen ve durumunu sorman, ona hayırla dua etmen daha münasip olur, çünkü böyle yapman şeytanı kızdırır ve senden uzaklaştırır. Bir daha da şeytan senin kalbine kötü zannı ilka edemez, çünkü senin dua etmekle ve hakkında kötü zan yapılmak istenen adamın hakkına daha fazla riayet etmekle meşgul olmandan korkar.
Eğer konuşmayı beceremeyen kimselerden isen bunu ganimet ve fırsat sayarak sükût edip selamete kavuşanlardan olmaya çalış. Çünkü selamet, bu ganimetlerden birisidir.
Kim bizim dil âfetlerinden söylediklerimizin tamamını düşünürse anlar ki, kişi dilini serbest bıraktığı takdirde hatadan selim kalmaz ve bunu kavradığı anda Hz. Peygamber(sav) “Susan kurtulmuştur” hadis-i şerifinin sırrını anlamış olur.
Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için diriler birbirini yiyor
Peygamber efendimiz
Size günahların en büyüğünü haber vereyim mi ?
O, Allah’a şirk koşmak ve anne ve babaya isyan etmektir.
Sonra kalkıp oturdu ve şöyle dedi
Dikkat ediniz günahların en büyüğü yalancılıktır.
Söze dalmada tehlike, susmada ise selâmet vardır Bundan dolayı susmanın fazileti büyüktür.
Tavus (rh.) şöyle demiştir: dil canavardır, serbest bırakılırsa sahibini yer.
Bazı âlimler şöyle demişlerdir: Susmak, bir adamda iki fazileti toplar:
1. Dininde selamet sahibi olur.
2. Arkadaşını iyi anlar.
Hasan’ı basri (r.a) şöyle demiştir: ‘’İnsanlar kıyamet günü Allah’ın (c.c) huzuruna getirilince onlara, ‘Allah’tan (c.c) ecir alacak olanlar kalksın’ diye seslenilir. Bunun üzerine sadece, dünyada insanları affedenler kalkarlar.’’
Müminin dili kalbinin arkasındadır. Bir şey konuşmak istediği zaman önce onu kalbiyle düşünür. Sonra onu diline döker. Münafığın dili ise kalbinin önündedir. Bir şeyi kastettiğinde onu diline döker, kalbiyle düşünmez.
‘’ Gıybet ettiğin kişinin kefareti, onun için mağfiret istemendir.’’
‘’Yüzünden hayâ perdesini atan kişinin gıybeti olmaz’’
Allah (c.c) bir kulunun bilinmeyen faziletini ortaya çıkartmak istediği zaman haset eden birini ona musallat eder; o, bu kimsenin güzel hallerini anlatıp durur.
‘’Gıybetin, kulun sevaplarını bitirmesi, ateşin kuru odunu bitirmesinden daha çabuktur.’’
Gıybet çeşitlerinin en çirkini, riyakâr bazı konuşanların gıybetidir. Çünkü bunlar maksatlarını takva ehlinin tabirleriyle anlatırlar ki, görünüşte gıybetten kaçındıklarını gösterip maksatlarını anlatmış olsunlar. Bunlar cehaletlerinden dolayı iki kötü hareketi bir arada yaptıklarını bilmezler: “Hem gıybet, hem riyakârlık…”
İnsanlar üç sınıftır. Kârlı olanlar, selâmette olanlar, günahkârlar. Kârlı olanlar, Allah’ı [Celle celâlehu] zikreden kimsedir. Selâmette olan, sükût edendir. Günahkâr da, bâtıl ve boş işlere dalandır.
“Ey diliyle iman edip kalbiyle iman etmeyenler! Müslümanların gıybetini yapmayın, kusurlarını araştırmayın. Her kim kardeşinin kusurlarını araştırırsa, Allah da onun kusurlarını araştırır. Allah kimin kusurlarını araştırırsa, onu evinin içinde bile rezil eder.”
“Adam bir kelime söyler, onunla arkadaşlarını güldürür. O kelimeden dolayı Süreyya yıldızından daha uzak bir mesafeden cehenneme dalar.”
Sabah olduğu zaman bütün organlar dile yalvararak söyle derler; Bizim için Allah’a karşı sorumluluk bilinci duy; biz seninle ayaktayız, sen doğru olursan biz de doğru oluruz, sen eğilirsen biz de eğiliriz.
Kim sükut ederse selamet bulur.
.
.
Susmak hikmettir, fakat susan azdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir