İçeriğe geç

Devr-i Gül Sohbetleri Kitap Alıntıları – Ahmet Şimşirgil

Ahmet Şimşirgil kitaplarından Devr-i Gül Sohbetleri kitap alıntıları sizlerle…

Devr-i Gül Sohbetleri Kitap Alıntıları

Pişkinin halini anlayamaz ham
Kısa kesmek gerek sözü vesselam
Gönül ne kadar dünyevi arzulardan uzak olursa o kadar ayna gibi parlaktır.
Ya Ali! Ya âlim ol, ya ilim talebesi ol, yahut da dinleyici ol. Dördüncü olma helak olursun.
Hadis-i Şerif
Rahmetli babaannemin birisine çok kızdığı ve üzüldüğü zaman söylediği bir deyim vardı. Denmez ki diyesin!
Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın
Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın
En büyük zafer nefsini tanımaktır. Düşman, insanın kendisidir. Dost ise, nefsi tanıyanın kendisidir.
Teni aşırı besleyip geliştirmeye bakma! Çünkü o, sonunda toprağa verilecek bir kurbandır. Sen asıl gönlünü beslemeye bak! Yücelere gidecek ve şereflenecek olan odur.
Birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır.
buyurmuştur.
Âlim ile sohbet edersen bulursun mertebe
Cahil ile sohbet edersen dönersin merkebe
Gençlikte ölen çoktur
İhtiyarlıkta ölmeyen yoktur.
Sevmek ise, sessizliktedir. Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez!
Gidenin değil, bırakmayanın ardından ağlamalı Bırakanın da bıraktığı yerden devam etmeli.
Hayvan ölür, semeri kalır;insan ölür eseri kalır.
Devletin ruhu ise adalettir.
Dünü anlatırken bugüne neler miras kaldı, neleri yitirdik görmek gerekir.
Allah-u Teâlâ hadis-i kudsîsinde der ki:
Yere göğe sığmam, lakin mümin kulumun gönlüne sığarım.
Daha yaşarken ölü bil cahilleri
Seyyar birer kabirdir onların bedenleri.
Ya Ali! Ya âlim ol, ya ilim talebesi ol, yahut da dinleyici ol. Dördüncü olma helak olursun.
Hadis-i Şerif
Afet-i gamdan aceb dünyada kim azâdedir
Herkesin bir derdi var mâdem ki âdemzâdedir.
Gerçekten de
Gençlikte ölen çoktur,
İhtiyarlıkta ölmeyen yoktur.
demişlerdir.
Bu âdem dedikleri, el ayakla, baş değil
Âdem ruha denilir, surat ile kaş değil.
Senariste göre bu dizinin adı muhteşem entrikalar,muhteşem ihanetler,muhteşem rezaletler olmalıydı. Ancak herhalde bu maksatlarını gizlemek için Muhteşem Yüzyıl dediler.
İyi de hangi konuda muhteşem?
In kücâ an kücâ/ o Nerede? Bu Nerede?
Evet,döneminde dünya hükümdarlarını evine mahkum eden,muazzam ordusuyla cihanı dolaşan muhteşem Kanuni Sultan Süleyman kim? Sarayında kadınların arasından başını çıkarıp ta gün yüzünü görmeyen bu muhteşem Süleyman (!) Kim?

Güneşin zerre kadar kadrine noksan gelmez
Eylese nur-ı cihan-tâbını huffaş inkâr

Bu kadar cehalet ancak çok çalışmakla elde edilebilir.
Nadan ile sohbet etmek güçtür bilene
Çünkü nadan ne gelirse söyler diline
Nadirdir,nadirdir
Kıymetliler nadirdir,
Kıymetlinin kıymetin,
Bilenler de nadirdir.
Dünya ve ahiret iki kuma gibidir, biri memnun edilirse diğeri darılıp gider.
Görelim Mevla neyler
Neylerse güzel eyler
İnsanın artık bittim mahvoldum dediği anlar vardır. Hâlbuki hiçbir zaman Cenab-ı Hak’tan ümit kesmemek inanın gereğidir.
Ölmeden evvel ölünüz!
Cennete giren hiç kimse dünyaya geri dönmek istemez. Ancak Allah yolunda şehit olanlar müstesna. Onlar şehitliğin derecesini gördükleri için on kere de olsa geri dönüş şehit olmak isterler
Herkes müze ziyaretine gider gibi hacca gitmeye başladı.
Kaldırma sakın başını kibr ile semâya
Gurur ve kibir şeytanı tanımlayan sıfatlardır.
Kendini bilen Rabbini bilir
Kim ki Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa ya hayır konuşsun yahut sussun.
Gerçekten de herkes kendine biraz çeki düzen verse, başkalarını incitmemek için sözlerini özenle seçse, maksadını nezih ve nazik bir dille anlatsa bu dünya cehennemi cennete dönmez mi?
Akıllı kimse yemeği pişirmeden yemediği gibi sözü de pişirmeden söylemez.
İşte padişahların ilme ve ilim adamlarına verdiği bu değer sayesinde Osmanlı ülkesi bir ilim beldesi haline geldi.
Oğul insanı yaşat ki devlet yaşasın
Ey müminler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah’ın kitabı Kur’ân-ı Kerim ve Peygamberin sünnetidir.
Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim.
Tarih, nostalji demek değildir.
Dünü anlatırken bugüne neler miras kaldı, neleri yitirdik görmek gerekir.
Osmanlıya saldıranların bir derdi daha vardır. Reyting.
Biz ki Müluk-ı Turan Emir-i Türkistan’ız. Biz ki Türk oğlu Türküz. Biz ki milletlerin en kadimi ve en ulusu Türk’ün başbuğuyuz.
Pişkinin halini anlayamaz ham
Kısa kesmek gerek sözü vesselam
Rahmetli babaannemin birisine çok kızdığı ve üzüldüğü zaman söylediği bir deyim vardı. Denmez ki diyesin!
İyi insanlar iyi atlara binip gittiler
Tarih nostalji demek değildir.Dünü anlatırken bugüne neler miras kaldı,neleri yitirdik görmek gerekir.
..
Ağlasın taşlara kapanıp tarih
Selim’ler gelir de Yavuz’lar gelmez
Kağanlar hakanlar başbuğlar doğar
Oğuzlar Gaziler Fatihler gelmez

Arif nihat asya

Bizsiz bize yetmezdi güçleri
Bizimle güçlenerek yettiler bize.
Nadan ile sohbet etmek güçtür bilene
Çünkü nadan ne gelirse söyler diline

Demişler

Aslında tarihimizin her sayfası bir güzelllik manzumesidir.
Osmanlı âlimleri unutulmamayı,yazdıkları eserlerde ararken,şairleri de ölümsüz beyitleri ile tarihe geçtiler.
Ne can endişesi ne nan ümidi
İki alemde bir canan ümidi
Yine istikbâle çık ey cân ki cananım gelir
Yine pâk et hâneni ey dil ki mihmanım gelir

( ey can sevgili gelebilir sen şimdiden karşılamaya çık .ey gönül yine misafirim gelecek evini temizle )

Nerede iki gönül bir ise aile de ana ve baba beraber ise onların zengin bir hayat sürdüklerini seyret. Bu zenginlik huzurdur, mutluluktur. Üzüntüden, gamdan, kederden uzak oluştur.
İki gözünü bir seyret hiç iki gözün ayrı ayrı yönlere bakabilir mi ?
Tecrübe ile şunu da öğrendim ki, din ve yasalar üzerinde kurulmayan bir devlet, uzun zaman ayakta kalamaz. Din ve yasalara dayanmayan devlet, kalabalık içinde çıplak kalarak gözlerini yere indirmis, saygı ve itibarını yitirmiş bir adama benzer. Onu tavanı kapısı avlu duvarları olmayan ve herkesin serbestçe içeri daldığı bir eve de benzetebiliriz, işte bunun içindir ki devletin çatısını islamiyet üzerine kurdum. İdaresi için yasalar koydum. Yasalar yürürlükte kaldığı sürece onlara aykırı hareket etmedim.
Niceler bu menzili cây-ı ikamet sandılar
İș bu hâristân-ı dehri bâğ-ı cennet sandılar

Nice kimseler bu geçici mevkii bir istirahatgah ve bu cihan dikenliğini cennet bağı zannettiler ve aldandılar (kastamonulu nuri efendi fatih devri kadılarından)

Arap ediplerinden Ebu’ l-esved ed-Düveli bir gün oğullarına hitap ederken der ki;
Evlatlarım ben sizin küçüklüğünüzde, büyüklüğünüzde ve hatta siz doğmadan size iyilik etmekten geri kalmadım demiş
Onlar da:
Ey babacığım diğerlerini anladık ama biz doğmadan nasıl iyilik ettiğini anlatırmısın demişler.
Ebu’l esved :
Ben size öyle bir ana seçtim ki; soyu temiz, asaleti iffeti yerinde olduğu için kimsenin ona birşey söylemeye dili varamaz.
Kendine dost bulmaz dünyada insan akçesüz
Âşinalık eylemez yâran yârana akçesüz

Şöyle bildim bu cihanı öldüğüm vaktin bile
Okumazlar ruhum için bana kur’an akçesüz

Gözlerinden yaş yerine kan döküp kan ağlasan
Kimseler etmez senin derdine dermân akçesüz

Talip olsan bir işe kim ihtiyacın var iken
Vüzerâlar bile vermez sana ferman akçesüz

Aklım ermez gerçi amma böyle iz’an eyledim
Hiçbir iş bitmez cihanda bu ne seyrân akçesüz

İlahi kimseye halim şudur diyemem bu gûne
Her ne istersen verir ol gani Sübhân akçesüz

Nadan ile sohbet etmek güçtür bilene
Çünkü nadan ne gelirse söyler diline
Toprak ol toprak ki gül bitsin sende
Topraktan başka yok kavuşan güle
Daha yaşarken ölü bil cahilleri
Seyyar birer kabirdir onların bedenleri
Âlimim dersin amma alemden bî-habersin
Bu andan bu nefesden bu demden bî-habersin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir