İçeriğe geç

Desem Öldürürler, Demesem Öldüm Kitap Alıntıları – İsmet Özel

İsmet Özel kitaplarından Desem Öldürürler, Demesem Öldüm kitap alıntıları sizlerle…

Desem Öldürürler, Demesem Öldüm Kitap Alıntıları

Kapitalizm herkesi herkesin cellâdı haline dönüştürdü.Sabahsa akşama varmak için geceyse sabahı görmek için cellâdına gülümsemek zorundasın.
“Celladıma gülümserken çektirdiğim son resmin arkasındaki satırlar.”
Çare peşinde ömür tüketmeyi göze almak Külrengi oluşumuzun gereğidir…
Ruhumda kaynar adımlarla gezinen dünya
bana hain sevgilimdi.
Yaşamak debelenir içimde kıvrak ve küheylan
insanlar benim musikimi işitip dinlemekten zevk alıyorlar; orada halbuki sadece acılarım var benim.
Batışımız İslâm’dan uzaklaştığımız içindir.
siz de tasmasını sevenler takımındansınız.
Türk siyaseti yürürlüğe korkunun ecele faydası olmadığını gösterecek kıratta girmedikçe biz siz kalacağız, biz siz kalacağız.
Yaşamak debelenir içimde kıvrak ve küheylân
beni artık ne sıkıntı ne rahatlık haylamaz
çünkü ben ayaklanmanın domurmuş haliyim
yürüsem rahmet boşanacak
ve sana bir karşılık vereceğim
Sana bir karşılık vereceğim
toprağı deşen boğuk sesimle
Duadır, sadece ve sadece duadır insan müktesebatında mevcut bulunan peşinat.
روحمده قاينار آديملرله گزينن دنيا
بݣا خائن سوگيليمدى.
Bazı durumlarda aklını kaybetmeyenlarin, kaybedecek miktarda akılları yoktur.
Hayatın hayat demeğe değer bir yanı kalıp kalmadığı sualine cevap arayan kaç kişinin kaldığını merak ediyorum.
Sözümüz bozulduysa kanımız da bozulmuştur.
Ruhumda kaynar adımlarla gezinen dünya
bana hain sevgilimdi.
Yaşamak debelenir içimde kıvrak ve küheylan
Neyi nasıl söylediğimiz mevcudiyetimize bir vesika sağlar.
Ne bayat hülya, ne de elden düşme hayat bana göreydi.
Kim olursak olalım kendim dediğimiz, aslını en iyi bildiğimiz şeydir.
Bazı durumlarda aklını kaybetmeyenlarin, kaybedecek miktarda akılları yoktur.
Türk olmanın bizi gâvurluktan kurtardığını akıldan çıkarmamalı
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Üzerinde seyrettiğin yol seni imâna mı, yoksa inkâra mı götürür? Aldığın ilk nefesten değil, verdiğin son nefesten sorguya çekileceksin. Ver kararını.
Münafıklar zurnacı kâfirin üfürdüğüyle çiftetelli oynuyor.
Türk olmanın alnı ak olma mânâsına geldiğini hatırlatan da yok.
Tevekkülü değil elden bırakmak, tevekküle yapışan iki elimi gevşetmeye hiç niyetim yok.
Namaz ihmal edilemeyecek bir farkındalıktır
Ateşten uzaklaşmak, bahçeye yaklaşmak istiyorum.
Hangi milletten, hangi ümmetten olursak olalım insanlığımızı lisanımıza borçluyuz.
Müslümanmışız ; ama aynı zamanda laikmişiz.
Batışımız İslam’dan uzaklaştığımız içindir.
سز كيم اوليورسݣز اولان؟
Önce Vatan diyoruz ve bunun imânımızdan bir cüz olduğunu ifhâm ediyoruz.
Alçak gönüllü değilim. Gönlüm yücelerde. Yanıma küfrün herhangi bir derekesine göz kırpma alçaklığın uğratmam.
Kapitalizm herkesi herkesin celladı haline dönüştürdü. Sabahsa akşama varmak için, geceyse sabahı görmek için celladına gülümsemek zorundasın.
Hangi milletten, hangi ümmetten olursak olalım insanlığımızı lisanımıza borçluyuz.
İlmi imandan ayırarak bir ukalalık kıyafetine büründüren fesat ehli bizden değildir.
Sübut hareketlerin en sahicisidir. Sahicilik yerini bilmek, kendini hep yerinde bulmaktır.
Gittin gidiyorsun, mutlaka gitmektesin bir belli yere.
Doğdun ve öleceksin.
Yer yoksa, bulmak hiç yok.
Ne yapıp da kendimize bakacağız ve bu bakış hangi sebeple iyi olacak?
Birçok başkaları dünya tiyatrosunu hayatın kendisi zannediyor.
Doğdun ve öleceksin. Bunu kime söylüyorum ben? Kendime ve herkese. Ve ilave ediyorum: Ne çıkıyorsa ağzımdan, kulağım da onu işitmeli. Kendi sözüme bizzat kendim kulak vermezsem, diğer bir başka kimseden herhangi bir şey beklemeye yüzüm olmaz.
Alçak gönüllü değilim. Gönlüm yücelerde.
Kirletmedik diye temiz kaldık mı?
Bilinmeyen reddedilir. Bilinen kötü de olsa tercih sebebidir. Bilinenin kötülüklerine maruz kalınsa da alışılmış bir şey olduğu için orada kalınır.
*
Ümit ödünç alınamaz. Ümit ne kadar büyürse büyüsün kabından taşmaz.
Zalim gider ama zulmü kalır.
Kapitalizm, açgözlülüğün ve açgözlülüğü mazur gösteren her müessesenin teşvik edilmesi ile hayatta kalabiliyor.
Dost olarak Allah yeter.
Yeşile boyanmış küfre İslam adını yakıştırmanın, ne kadar çok kimsenin işine geldiğine şahit olmaktan yorulduk.
Zalim gider ama zulmü kalır.
Düşünceye ve düşünce peşinde olana yapılan baskı dikkate değer. Eğer bir ülkede fikriyat tehlikeli görülüyor ve cezalandırılıyorsa o ülkede canlanma ümidi kuvvetli demektir. Yani o ülkede fikriyatı benimseyip ona göre davranacak insan sayısı ciddiye alınacak değerdedir.
14. asırdan bu yana Dünya Sistemi’nin köpeklerini aç bıraktığı vaki değildir. Türkiye’yi pıtrak gibi saran üniversiteler bunun delilidir.
İnsanlara dayatılarak alıştırılmış ifade kalıplarının iddet müddeti doldu.
Fıtrat üzere, yani hak ve batılı ayırabilecek kabiliyetle doğdun.
Toplum hayatına yön veren, sadece zenginlerin yani para babalarının keyfiliği ve fakirlerin yani paragöz mahrumların fırsatçılığıdır.
Namaz, ihmal edilemeyecek bir farkındalıktır.
Kapitalizm, herkesi herkesin celladı haline dönüştürdü.
Devleti ayakta tutan iki sütundan biri despotizm ise, diğeri din idi.
Batışımız İslam’dan uzaklaştığımız içindir. fikri ile hareket ederek çarpıklığı biraz daha çarpıttılar. Çünkü onların İslam’dan anladığı devletin elini güçlendiren her şeydi.
Yükün ağırlığı yılgınlık vermesin. Allah kullarına kaldıramayacakları yük yüklemez.
Ben bugünlere kadar altmış yedi yıl boyunca yükünü çektiğim ömrümü aylak bir zarafet içinde yaşadım.
Kirletmedik diye temiz kaldık mı? Kirletmeyişimiz, kirlenmeyişimiz anlamına da geliyor mu? Hayır, maalesef, hayır!
Sadıklar olmadan sadakat olmaz.
Acilen rotasızlığı izale etmek gerekiyor.
son gülenin iyi güleceği bir kavgamız var.
Kim olursak olalım, soralım kendimize: Nasıl bir hayatta kalmayı kabulleniyoruz? Bize hayat olarak gösterilen şey adına layık mı?
Kirden uzak durdukça gönlü rahatlayanların el atacakları bir metne varma zarureti sebebiyle yazmaya başlıyorum.
Kirletmedik diye temiz kaldık mı?
“Nereden geldiysek oraya gideceğimizi işitince yüzümüzün kasları gevşiyor mu, geriliyor mu?”
Lisânımıza yapılan insanlığımıza yapılmıştır.
Küfrün hâlâ zapt edemediği, istediği yere rapt edemediği şey şiirdir, Türk şiiridir.
Kapitalizm herkesi herkesin cellâdı haline dönüştürdü. Sabahsa akşama varmak için, geceyse sabahı görmek için cellâdına gülümsemek zorundasın.
Sevdiğim kız; ama beni sevmeyip, yüzüme karşı Ben hep ne yapacaksam, bunu İsmet’le en iyi şekilde yapacağımı düşünmüşümdür deyip de beni ebediyen tavlayan kız, o günlerin birinde Yayınla şu şiiri artık demişti, yoksa vakti geçecek . Ben de ona, bir şiirin yayınlanma vakti geçecekse, hiç yazılmasın o şiir diye cevap vermiştim. Yaşamak umrumdaydı. Cevabımın ne onu, ne de bir başkasını tesir altında bırakmadığını fark ettiğim derecede yaşayabildim. Fark edilmek elbette istiyordum. Aksi taktirde şiirle uğraşmamın ne mânâsı vardı?
Çağımız bir çeşit cahiliye cağıdır
Kapitalizm herkesi herkesin cellâdı haline dönüştürdü. Sabahsa akşama varmak için, geceyse sabahı görmek için cellâdına gülümsemek zorundasın.

23 Temmuz 2011

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir