Aytaç Ayna kitaplarından Dert İnsana Yol Gösterir kitap alıntıları sizlerle…
Dert İnsana Yol Gösterir Kitap Alıntıları
‘Ve değerini bilmediğimiz her şey, bizi kendine muhtaç ederek cezalandırıyordu.’
‘Üç şey seçildi : kelimeler , aşk , annelik duygusu .Kelimeleri Adem aldı, annelik duygusu Havva’ya kaldı ama aşk çok ağırdı. ‘
Kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öğrendik. Ancak bu arada çok basit bir sanatı unuttuk: kardeş olarak yaşamayı
(Martin Luther King)
(Martin Luther King)
Dünyada insanın sevgisinden daha üstün hiçbir davranış ve söz yoktur. Merhamet sevgiden doğar . Sevgi , insanın kök halidir.
Kader yolun tamamını değil , sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatına hakimsin ne de hayat karşısında çaresizsin
(Mevlana)
(Mevlana)
‘Yaşadığım hayatı değiştirmeye , kendimi dönüştürmeye hazır mıyım ?’ diye sormak için hiçbir zaman geç değil .Kaç yaşında olursak olalım , başımızdan ne geçmiş olursa olsun , tamamen yenilenmek mümkün. Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa , yazık! Her an , her nefeste yenilenmeli . Yepyeni bir yaşama doğmak için , ölmeden önce ölmeli..
(Şems-i Tebrizi)
(Şems-i Tebrizi)
Aşkın , zamanla mekanla işi yoktur..
(Mevlana)
(Mevlana)
Şu içinde bulunduğun tek anlık ömrünü fırsat bil ve onunla meşgul ol. Ne geçmişe üzül ne gelecekten kork..
(Mevlana)
(Mevlana)
Açlığa sabredersin , adı ‘oruç’ olur. Acıya sabredersin , adı ‘metanet’ olur. İnsanlara sabredersin , adı ‘hoşgörü ‘ olur. Dileğe sabredersin , adı ‘dua’ olur. Duygulara sabredersin , adı ‘gözyaşı’ olur. Özleme sabredersin , adı ‘hasret’ olur.
Sevgiye sabredersin , adı ‘aşk’ olur..
Sevgiye sabredersin , adı ‘aşk’ olur..
Sormaz ki bilsin , sorsa bilirdi . Bilmez ki sorsun , bilse sorardı.
Aşk, belden aşağı duygulara düşkün olanlar için bir gösterişten, şehvetten ibarettir.
Ama ruhen temiz olan kişilerce aşk, kadim ve pek büyük bir nurdur.
Ama ruhen temiz olan kişilerce aşk, kadim ve pek büyük bir nurdur.
Sözün kıymetini ‘lal’ olandan
Ekmeğin kıymetini ‘aç’ olandan
Aşkın kıymetini ‘hiç’ olandan öğren
Ekmeğin kıymetini ‘aç’ olandan
Aşkın kıymetini ‘hiç’ olandan öğren
Bakmakla görmek,âşık olmakla sevmek arasındaki fark nedir ? diye sormuşlar Mevlana’ya Cevaplamış: senin baktığına herkes bakıyor ama ya görebildiğini herkes görebiliyormu? Herkes sevebiliyor ama herkes senin gibi sevebiliyor mu? Aralarındaki tek fark sensin. Seni özel kılan görebilidiğini ve sevebildiğini bilmektir.
Devlet ölür,insanlar ölür fakat insanlık ölmez.insanların en büyük savaşı, kendi içlerindeki ‘ben’lik ve ‘sen’lik kavgasından meydana gelir.
Sopayla kilime vuranın gayesi,kilimi dövmek değil, tozunu almaktır.Allah sana sıkıntı vermekle tozunu,kirini alır.Niye kederlenirsin?
Kırılan gönlün üzerine kılınan namazın, edinilen ibadetin anlamı var mıdır?
Unutma,akıl dünya işlerine meyillidir; insanı insan eden merhameti ve sevgisidir.
Kader yolun tamamını deyil,sadece yol ayrımlarını verir.Güzergâh bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir.
Öyleyse ne hayatına hâkimsin ne de hayat karşısında çaresizliğe.
Öyleyse ne hayatına hâkimsin ne de hayat karşısında çaresizliğe.
Kalbinde iyilik biriktirenlerin yolu daima açıktır.
Çünkü her insan ölecek yaşta
Sevgisiz kalmış ruh,çürümüş yaprağa benzer.
senin karşında bulunan sevgilindir.Dikkatli ol da onu kırma! O, senin düşünmeden, öfkeyle söylediğin bir sözden,bir davranışından sessizce kırılabilir. İnsan sopa deyildir ki kırılınca çat diye ses çıkarsın.
‘Kardeşim sen düşünceden ibaretsin,
Geriye kalan et ve kemiksin,
Gül düşünür gülistan olursun,
Diken düşünür dikenlik olursun.
Şehvetin adını aşk koydular
Eğer şehvet aşk olsaydı
Eşekler aşkın şahı olurdu.’
Geriye kalan et ve kemiksin,
Gül düşünür gülistan olursun,
Diken düşünür dikenlik olursun.
Şehvetin adını aşk koydular
Eğer şehvet aşk olsaydı
Eşekler aşkın şahı olurdu.’
Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan,donmadan akmak,ne hoş!
Dünle beraber gitti cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan,donmadan akmak,ne hoş!
Dünle beraber gitti cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
kadın halıyı silkelerken aklına Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin şu sözü geldi; Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin?
Kâinat, var olanlar, tüm varlıklar, evren demektir. Kelime kökeniyle ve İbranicede ayağa kalkmak anlamını taşır. Öyleyse dost, sende kâinatın bir parçası olarak ayağa kalk. Kendini tanı. Kendinde saklı olanı ara. Bil ki derdin sana yol gösterecektir.
İnsan der ki: Bıktım usandım artık, gerçekleşeceği yok muradımın. Birçoğumuz böyle bilir ve böyle niyaz ederiz, oysa istekler yerini bulsaydı, herkes mutlu olur muydu? Senin hakkında yazılan, senin elinden olsaydı, daha iyisini mi yazardın? Öyle düşünüyorsan ne büyük gaflet! Diyelim ki herkesin isteği üzerine şekilleniyor yaşam O zaman Hitler, tüm in sanlığın canına okurdu. Cengiz Han, tüm dünyayı elinin altına alır ve insanlara çekilmez işkencelerde bulunurdu. Diyelim ki karşı dairenizdeki kişi sizi öldürmek istiyor ve dileği yerine geldi. Siz ise yaşamak istiyorsunuz İsteklerimiz bizi gaflete düşürebilir.
Okuyarak öğreneceksin fakat severek anlayacaksın.
Rahmetin kapısı her an açık.
Senin niyetin açık mı sen ona bak
Senin niyetin açık mı sen ona bak
İçinde nuruirfan olmayanlara dışarıdan verilen nasihatin faydası olmaz.
‘Kardeşim sen düşünceden ibaretsin,
Geriye kalan et ve kemiksin,
Gül düşünür gülistan olursun,
Diken düşünür dikenlik olursun.
Şehvetin adını aşk koydular
Eğer şehvet aşk olsaydı
Eşekler aşkın şahı olurdu.’
Geriye kalan et ve kemiksin,
Gül düşünür gülistan olursun,
Diken düşünür dikenlik olursun.
Şehvetin adını aşk koydular
Eğer şehvet aşk olsaydı
Eşekler aşkın şahı olurdu.’
Mevlana
Hazreti Pir der ki: ‘Öfke ve aşırı istek, kişiyi şaşı yapar. Ruhu istikametten çevirir.’ ve bununla da yetinmez, şunu söyler: ‘Ancak zahirî güzelliğe ait bulunan aşklar aşk değildir. Onlar nihayet bir utanç olur.’
Çünkü her insan duyduğundan değil, anladığından sorumludur.
Herkes kendi gücü ve emeği kadar nasip alır, eğer senin kabın az su alıyorsa deryanın günahı ne?
Allah aşkı yok olmaz. O aşkın aşığı da maşuku da sonsuzdur.
“Herkes kendi gücü ve emeği kadar nasip alır, eğer senin kabın az su alıyorsa deryanın günahı ne?”
Kendini Sev, Kendini Bil, Kendinden Bil.
Bil ki sevgi makamı çok şerefli bir makamdır. Gene bil ki sevgi varoluşun aslıdır
Merhamet sevgiden doğar. Sevgi, insanın kök hâlidir.
Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu,kirini alır. Niye kederlenirsin?.
Anlamalısın ; yazılanlar, yaşananların yerini alamaz . Sevgi nice emek ister. Erenler sevgiden payını almadan , bilemez o yolun yüceliğini
Aşk nasip işidir, hesap işi değil . Aşk adayıştır, arayış değil. Sen adanmışsan ve bu uğurda yanmışsan ,aşk zaten gelir seni bulur.
Şaşarım, seven insan nasıl uyur ? Âşığa her türlü uyku haramdır. Aşk derin bir kuyudur talip
“ yazılanlar, yaşananların yerini alamaz.”
O olmadıkça bütün gülüşler ağlayıştır zaten.
Esaret ve karanlık rahattır, oysa gerçekleri görmek ışığa bakmak cesaret ister.’
Aşk adayıştır, arayış değil. Sen adanmışsan ve bu uğurda yanmışsan, aşk zaten gelir seni bulur.
Okuyarak öğreneceksin, severek anlayacaksın
ışık ışıktır görene, ışıktan köre ne?
Herkes kendi gücü ve emeği kadar nasip alır, eğer senin kabın az su alıyorsa deryanın günahı ne?
Üç şey seçildi:
Kelimeler, Aşk, Annelik Duygusu
Kelimeleri Âdem aldı, annelik duygusu Havva’ya kaldı
Ama aşk çok ağırdı
Kelimeler, Aşk, Annelik Duygusu
Kelimeleri Âdem aldı, annelik duygusu Havva’ya kaldı
Ama aşk çok ağırdı
Yel değil, ateştir bu ney’in sesi,
Kimde bu ateş yok, sönsün nefesi.
Kimde bu ateş yok, sönsün nefesi.
Şems bana bir şey öğretti:
Dünyada biri üşüyorsa sen ısınamazsın.
Dünyada biri üşüyorsa sen ısınamazsın.
Bir şey yap, güzel olsun. Çok mu zor ?
O vakit güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor?
Güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz.
Beceremez misin?
Öyleyse güzel bir şey başla. Ama hep güzel şeyler olsun.
Çünkü her insan ölecek yaşta
O vakit güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor?
Güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz.
Beceremez misin?
Öyleyse güzel bir şey başla. Ama hep güzel şeyler olsun.
Çünkü her insan ölecek yaşta
Dibi yosun tutan denizlerle ilgilenme,sen dağları seyret.Yenik düşüyorsan özlemlerine aldırma ,kalbindeki o uçsuz bucaksız sevgiyi hisset.Işıkları sönmüşse ve karanlıksa; ona da aldırma ,ay ışığını seyret.Sabret.Sabret ki her şey hissettiğin kadar derin ve sonsuz olsun .Sabret ki her şey gönlünce olsun..Hz.Mevlana
İnsan sopa değildir ki kırılınca çat diye ses çıkarsın!
herkes kendi gücü ve emeği kadar nasip alır, eğer senin kabın az su alıyorsa deyanın günahı ne?
Herkes kendi gücü ve emeği kadar nasip alır, eğer senin kabın az su alıyorsa deryanın günahı ne ?

Dert İnsana Yol Gösterir, Aytaç Ayna
Üç şey seçildi:
Kelimeler, Aşk, Annelik Duygusu
Kelimeleri Âdem aldı, annelik duygusu Havva’ya kaldı
Ama aşk çok ağırdı
Kelimeler, Aşk, Annelik Duygusu
Kelimeleri Âdem aldı, annelik duygusu Havva’ya kaldı
Ama aşk çok ağırdı

Dert İnsana Yol Gösterir, Aytaç Ayna
Bakmakla görmek, aşık olmakla sevmek arasındaki fark nedir? diye sormuşlar Mevlana’ya:’Senin baktığına herkes bakıyor ama yagörebildiğini herkes görebiliyor mu? Herkes sevebiliyor ama herkes senin gibi sevebiliyor mu? Aralarındaki tek fark sensin. Seni özel kılan görebildiğini ve sevebildiğin i bilmektir’
Ekşitme suratına bakıp zamanın akışına. Acıdır sabır ama tatlıdır meyvesi
Sadi Şirazi
Sadi Şirazi
Bir gönlü mü kırdın; ağlamalısın. Hele özür dilemesini bilmiyorsan: senden dost olmaz, senden yaren olmaz. Ya incittiğin, kırdığın gönlü Allah seviyorsa!
Hatta Arzı seyma dahi seviyorsa!
Nereden bileceksin, bilmiyorsun. Bilseydin ödün kopardı dokunmaktan.
Hatta Arzı seyma dahi seviyorsa!
Nereden bileceksin, bilmiyorsun. Bilseydin ödün kopardı dokunmaktan.
Unutma, akıl dünya işlerine meyillidir; insanı insan yapan merhameti ve sevgisidir.
Hayata nasıl bakarsan, hayat da sana öyle bakar öyle.. Bakmasını bil.. Aşka gel , aşkı bul
Dünyadaki insanlar temel konularda genel olarak ikiye ayrılır: biri bu dünyayı çok sevenler ve onun nimetlerinden kendisine sürekli pay çıkaranlar, diğeri ise dünyadan çok içindeki sevgiyi ve canlıları sevip onlarla birlikte ölüme kadar huzurlu bir hal içinde yaşamak isteyenler. Öyleyse bozgunculuk çıkaranların birçoğu ne pahasına olursa olsun isteyenler olacaktır. Diğeri ise genellikle ezilecek ve yıpratacaktır. Tıpkı aslan ve boğanın yıllar yılı birbirleri arasında kurulmuş ilişki gibidir Sen hiç aslan avlayan bir boğa gördün mü? Hayır. Peki, boğanın, aslana yem olmaması için ne gereklidir? Kendini koruması. Boğa kendini nasıl korur? Birlik olarak, dağılmayarak. Diğer boğalardan destek alarak. Aslan dahi binlerce boğanın arasına girmeye cesaret edemez. Boğa yı tek başına yakalamak ister. Sonunda aslan’da anlayacaktır ki tüm nimetler onun olamaz. Ben sadece bana buyurulan hayatımı yaşarım
İnsan sevdiğini hapseder mi?EtmezArkadaşlar. İnsan sevdiğinde hapsolur. O nereye giderse, diğeri de onunla gider ,onu hapsetmez.
Bir şey yap, güzel olsun . Çok mu zor? O vakit Güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor? Güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz. Beceremez misin?
Öyleyse güzel bir şeye başla. Ama hep güzel şeyler olsun. Çünkü her insan ölecek yaşta .
Öyleyse güzel bir şeye başla. Ama hep güzel şeyler olsun. Çünkü her insan ölecek yaşta .
Dalından kopan yaprak, toprağa düşünce yine ağacına fayda sağlamaz mı? Yaprak dalında güzel değil mi? Öyleyse bizler de bizi yaratana dönmüş olmakla ne kaybederiz?Hiç Fakat birini öldürmek de yaprağı dalından koparmaktır. O yaprak insanın elinden koparsa incinir. Ağaç da buna iç yakar:’Benim dalımdaki o beslediğim, bedenimdeki sudan Can verdiğim yaprak Ne oldu şimdi?’der. İşte Allah da kullarında bunu görmek ister. Allah size bir gönül verdi, içini doldurursanız diye. Siz onun sevgi ile doldurun. Sevgi, Rahman’a ulaşan tek yoldur. Sevgisiz kalmış ruh, çürümüş yaprağa benzer. Oysa yaprağa sarmak yakışır. Yaprak çilesini çekti, sarardı. Sonra da düştü toprağa ve sevgilisine geri döndü. Çektiği çile buna değdi. Siz sararmamış yaprağı koparmakla, sevgi yolunda çekilen çilenin değerini göz ardı etmiş olursunuz. Öldürmek İşte bu kadar basittir.
Dünya uyananın gördüğü rüya ya benzer . Birisi rüyada bir şey yer ya, dünya ve dünyada nimetler elde etmek tıpkı buna benzer. Şu halde dünya hacetlerinden bir şey dilemek ve birisinin rüyada birşey istemesidir sanki.ona verirler fakat uykunun sonu uyanmaktır rüyada yediği şeyden hiçbir fayda yoktur bu dünyanın sonu ölümdür
Tebrizli Şems; ‘Bir şeyi seven, ona karşı kör ve sağır olur, yani sevilenlerin eksik tarafı görülmez işitilmez. Sevgisini kaybeden ise hemen kusur görmeye başlar.
Senin yolunda mükafat da olacaktır bela da Unutma, belanın içinde mükafat gizlidir, mükafat ların içinde ise türlü belalar. Aşık bilir ki ne mükafatın hayrına göz kanar nede bela’nın zahmetine. Bu dünyada ikisinin de hayrında vardır alamet. O alametleri görmek gerek. Hazreti Pir şöyle buyurdu:’Başkalarından saygı, ilgi ya da sevgi bekliyorsan,önce sırasıyla kendine borçlusun bunları. Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir. Sen kendini sevdiğin halde dünya sana diken yolladı mı, sevin. Yakında Gül yollayacak demektir.’Tüm sözleri binaen şunları da söyledi:’Yaşadığımız hayat, tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki ağlar, perişan olur onun için. Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı , kırar ve atar. Ya aşırı kıymet veririz ya da kıymet bilmeyiz. Aşırılıktan uzak dur.’ Aşırılık insanın ruhunu zedeler, onu ele geçirir. Sen, sen ol, biz olmaktan ayrılma. Bizlik makamında her şey Aydın ve hürdür. Ondan aşırıyı belleyip ona göre hüküm verirsin. Bizlik makamında kendinden pay biçip başkasından görürsün. Başkası sana dikeniyle el uzattıysa,sen onlara kokuların yücesi olan gül kokusuyla rucuda bulun. Şunu asla unutma: dünyada her şey karşılık bulur ve bazen bu Kural kesintiye uğrar. Adına iyilikte bulunmak deriz.
Ne demiş Hazreti Pir :’Senin görevin aşkı aramak değil, onunla aranda kurduğun engelleri aramak ve bulmaktır. Aşkı arama, o kayıp değil. Kendini kaybet aşkı bul.