İçeriğe geç

Deniz Küstü Kitap Alıntıları – Yaşar Kemal

Yaşar Kemal kitaplarından Deniz Küstü kitap alıntıları sizlerle…

Deniz Küstü Kitap Alıntıları

Niyetçi kartalı kucağında, Avcılar yoluna düştü..
Ya sola İstanbula sapıyor, Ya da sağa aşağı Avcılara doğru yürüyordu..
Haliç ne kadar kirliyse, Bu takalara sığınmışlar o kadar aydınlıktı..
Bir insan sevinirse, Önce onun elleri güler..
İnsan azdı ki, Azdı..
Adam kalmadı İstanbulda, Balık yiyecek adam..
Kıyıda ta Yeşilköyden Avcılara, Mimar Sinana kadar balık ateşleri yanar işçiler çiftçiler yolcular balığa doyarlardı..
Kulüplerden FENERBAHÇE’yi tutuyordu, Ta Tunceliden bu yana FENERBAHÇE aşıklısıydı..
Mutlu, Mutlu seni buraya hapseyleyeceğim..
Gene bir yolunu bulacaklar, Sen hiçbir katilin beş yıldan artık içerde kaldığını duydun gördün mü nasıl olsa af çıkacak..
Tavşan, Uğurlu olur..
Hiç aklı almıyordu bu dil bilmez köylünün ATATÜRKümüze başkaldırmalarını, Deli divane oluyor elinize geçen kürdü kurşundan geçirin bir tanesini sağ bırakmayın bu yılanların diye bağırıyordu..
İnsandan başka, İnsan sinagritlerinin de çok yiyecekleri var..
Bu dünyada her şeyin herkesin denizdeki balığın gökteki kuşun yerdeki karıncanın, Hele hele insanın hakkını vereceksin..
Geçebilirsen geç martı yığınlarını, Aşabilirsen aş martı duvarlarını..
Öldür öldür bir tane bırakma zengin ol, Gel burda kafayı çekelim şerefe diyorlardı..
Marmara, Bir savaş alanı şimdi..
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Deniz size küsecek, Deniz bize küsecek..
Deniz deniz gezermiş şimdi de, O eskidenmiş belki on beş yirmi yıl önceymiş..
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Bak şu denize, İçindeki kaynaşan yaşama bak şu göğe kuşlara bak şu uğuldayan şehre bak şu sana bak şu bana..
Bu sefer ben ona çok kızardım, Kıyılara çok yaklaşmanın beni kıyılarda aramanın yanlış olduğunu..
Hayvan olmak, Bu çağda insan olmaktan daha mutluluktur..
Vay ahmak insanoğlu vay, Asıl gülmeyi unutan insanlardır..
Sonra başını kaldırdı sen denizi seversin yarın benimle gelsene, Belki senin tarihin yaver gider de onu görürüz..
İnsanlar bu kadar korkmasalar, Bu kadar zalim olurlar mı??
Boğulsan yanına uğramaz yüzü gülmez, Gider bi hafta on gün gelmez nereye gittiği bilinmez..
Tabancayı tam yüreğimin üstüne çevirdi, Bak dedi bu ölü bu da yaralı..
Herkes biliyor ki zarlar hileli
Herkes biliyor ki gemi batıyor
Herkes biliyor,kaptan yalan söylüyor
Demir olsam çürürdüm
Toprak oldum da dayandım
Dünya yiyecekle dopdolu. Nereye elini uzatsan yiyor doyuyorsun. Ot, çiçek, kuş, balık, meyve, tohum, elini neye atsan… Tanrı vermiş insan için, bol bol, ama herkes aç…
Bir insan sevinirse önce onun elleri güler.
Unutmak mümkün olamıyordu.
Bundan sonra dünya onun için karanlık bir ormandı, yolu izi belli olmayan.
İnsanlar, dünya durmadan öyle değişiyor ki, dünü, dünkü adamı bugün mümkünü yok tanımıyorsun.
Oysaki bu dünya böyle, bu insanlar böyle. Benim elimden ne gelir ki
Bundan sonra dünya onun için karanlık bir ormandı, yolu izi belli olmayan.
İnsanlar bu kadar korkmasalar, bu kadar zalim olurlar mı, bu kadar birbirlerine düşmanlık eder, birbirlerinin böylesine kuyularını kazarlar mı, insan öldürürler mi, birbirlerine böylesine kıyar, köle eder sömürürler mi, birbirlerinin sırtına binerler mi, aşağılarlar mı, delirirler mi, sevmeyi, sevişmeyi böylesine unuturlar mı, uzattıkları el böylesine buz gibi olur mu, düşünebilme yeteneklerini böylesine yitirirler mi, öykünürler mi, durmadan ölümü düşünürler mi, ölümü düşünmenin boşluğunun farkına varmazlar mı, bastıkları yeri göremeyecek kadar üstümüzdeki gökten, altımızdaki topraktan, yıldızlardan, sulardan, çiçeklerden, dağ başlarından, ışıktan böylesine bihaber kalırlar mı, sevgisiz, sevisiz, dostluksuz yürekleri sıcacık, bir sevgili, bir dost yüzü için, bir kuş gibi çırpınarak çarpmadan olur mu?
Buradan, bu insanlardan, dünyadan kaçıp kurtulmak, acılardan, deliliklerden, utançlardan arınmak, her şeyi unutmak Unutmak mümkün olamıyordu.
yürekten inanmak gerek. İnanmazsan inandıramazsın.
Insan çima ev qas kuştinê, tine kirinê, perçe kirinê hez dike? Insan mexluqekî dilrehm û qenc, dev ken, dil tije hêsir û mexluqekî hez kir e. Ev kuştin, tine kirin, hêrsbûn, nefret kirin ji bo çi? Çima gulan diqetînin, yek têr e çima bi hezaran kes birçî ne û ew ê ziktêr çima ev qas ehmeq e?
Geçinecek parası olduktan sonra soygunculuk, hırsızlık yapmak ahlaksızlıktı, insanlığa sığmazdı.
Dünya ıssızlıkta, yalnızlıkta çın çın ötüyordu.
İnsanlar, dünya durmadan öyle değişiyor ki, dünü, dünkü adamı bugün mümkünü yok tanımıyorsun.
Bu dünyada her şeyin, herkesin, denizdeki balığın, gökteki kuşun, yerdeki karıncanın, hele hele insanın hakkını vereceksin.
Unutmak mümkün olamıyordu
Hayvan olmak bu çağda insan olmaktan daha mutluluktur.
İçim kararıyor, içimin karanlığını delemiyor, uzun bir süre içimi arındıramıyorum.
Niçin bu kadar öldürmeyi, yok etmeyi, parçalamayı seviyorlar? İnsan yumuşak başlı, iyilik dolu bir yaratıktır, ağız dolusu gülen, yürek dolusu ağlayan, iliklerine kadar duygulanan, seven bir yaratıktır insanoğlu Bu öldürme, yok etme, öfke, öç, sevgisizlik neden? Niçin koparıyorlar çiçekleri, birisi tok da yüz bini niçin aç, o tok da bu kadar gözün altında, öfkenin içinde iflah oluyor mu? Tok olan niye bu kadar ahmak?
Yeter ki sen yüreğini sağlam tut, içini arıt.
İnsan azdı ki azdı
Niçin bu kadar öldürmeyi, yok etmeyi, parçalamayı seviyorlar? İnsan yumuşak başlı, iyilik dolu bir yaratıktır, ağız dolusu gülen, yürek dolusu ağlayan, iliklerine kadar duygulanan, seven bir yaratıktır insanoğlu Bu öldürme, yok etme, öfke, öç, sevgisizlik neden? Niçin koparıyorlar çiçekleri, birisi tok da yüz bini niçin aç, o tok da bu kadar gözün altında, öfkenin içinde iflah oluyor mu? Tok olan niye bu kadar ahmak?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir