İçeriğe geç

Deniz Altında 20000 Fersah Kitap Alıntıları – Jules Verne

Jules Verne kitaplarından Deniz Altında 20000 Fersah kitap alıntıları sizlerle…

Deniz Altında 20000 Fersah Kitap Alıntıları

Ne de olsa eziyet etmek insanoğluna has bir özellikti.
Bizim hayatlarımızı kurtarmak için kendininkini feda etmeye hazırdı.iste o zaman anladım;insani sözleriyle değil, davranışlarıyla değerlendirmeliydi.
Tarih boyunca defalarca böyle olmuştu gerçi;tek bir adamın öfkesi, insanoğlunun yüzyılda elde ettiği gelişimi ve güzellikleri yakik yıkmaya yeter de artardi bile.
Öfkenizin ve içgüdüsel dürtülerinizin tutsağı olmuşsunuz.
Masum insanlara şiddeti hakli gösterebilecek saflikta bir fikir var mıydı?
Kumarbazların her şeyden çok üzüntü duydukları şey genelde paradan çok çılgın ümitlerini kaybetmektir.
Unutulmak istenen insanların zindanı aydınlatılmaz.
Fakat umut denen şey insanoğlunun yüreğine ne kadar da derin bir şekilde kazınmıştır.
Fakat umut denen şey insanoğlunun yüreğine ne kadar da derin bir şekilde kazınmıştır!
-Şimdi vereceğim birkaç rakam bunu size kolayca kanıtlayacak.”
– “Ah rakamlar! diye cevap verdi Ned. İnsan rakamları istediği gibi evirip çevirebilir!
Bazı insanlar diğerlerinin yerine de seçim yapmayı kendilerine hak biliyorlar.
“Kumarbazların her şeyden çok üzüntü duydukları şey genelde paradan çok, çılgın ümitlerini kaybetmektir.”
“Özgürlük uğruna bedel ödemeye değerdir.”
Kaderin cilvesi içinde bulunduğumuz durumu telafi eden o kadar güzel şey sunuyordu ki, kaderimizi suçlama hakkını henüz kendimizde göremiyorduk.
Kimse cömert ve iyi bir insandan üstün değildir.
Fakat umut denen şey insanoğlunun yüreğine ne kadar da derin bir şekilde kazınmıştır!
Bu soğukkanlı çocuk bu durumda bile kendi evinde gibiydi!
“Dostum, sırf siz duymadınız diye olayları inkâr etmeyin.”
İçinde nefret barındıran biri, her ne kadar bilgili ya da başarılı olursa olsun; benim kadar bilgiye düşkün insanları bile kaybedebilirdi.
işte dünyadaki pek çok saraya taş çıkartacak bir kütüphane ve ben, bu kütüphanenin sizi denizin en derinlerinde takip edebildiğini düşündükçe gerçekten büyüleniyorum.
Her şıkta hakkaniyetini tartamayacağımız bir misillemenin suç ortakları olmaktansa onunla birlikte yok olmak yeğdir.
Ama köle her yerde özgürlüğünü geri alma hakkına da sahiptir!
Ancak her şeye cevap verebilmek için her şeyi duymaya kararlıydım
Kimse cömert ve iyi bir insandan üstün değildir.
Çok uzun süre aç kalan talihsizler onlara ikram edilen ilk yiyeceği pervasızca atlayamazlar.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
dengeler değiştiğinde ortaya çıkan sonuçların önüne geçemeyiz. Beşeri kanunlara meydan okuyabiliriz, fakat doğa kanunlarına direnemeyiz.
Benim henüz tanımadığım bu aşırılıklar dünyası nasıl bir yerdi?
Kumarbazların her şeyden çok üzüntü duydukları şey genelde paradan çok çılgın ümitlerini kaybetmektir.
Özgürlük uğruna bedel ödemeye değerdir.
Şimdi nereye gidiyorduk? Gelecek bize neler hazırlamaktaydı?
Bu dünyada başlayan her şeyin illa bir sonu vardır.
birbirlerinden asla ayrılmayacak insanlar arasında sır diye bir şey olamaz.
rahat olmayan yerde zevk de olmaz.
dünya’ya yeni kıtalar değil, yeni insanlar lazım.
ölçüsüzlük ne kadar korkunç sonuçlar doğurabiliyor!
Kumarbazların her şeyden çok üzüntü duydukları şey genelde paradan çok çılgın ümitlerini kaybetmektir.
Dünyaya yeni kıtalar değil, yeni insanlar lazım!
insanlar hakkında bu kadar kolay hüküm vermemek gerekir.
Her yanda insanoğlunun henüz keşfedemediği derinliklere açılan pencereler vardı
İnsanın nereye gittiğini de görmesi gerek!
söz konusu özgürlük, bütün mahkûmların kendi hücrelerinde gezebilme hakkından başka bir şey değil.
Onun tabii olacağı yegâne hâkimler olsa olsa eğer inanıyorsa Tanrı ve eğer sahipse kendi vicdanıydı.
Unutulmak istenen insanların zindanı aydınlatılmaz.
dünyada o kadar anlayışsız insan var ki..
Fakat umut denen şey insanoğlunun yüreğine ne kadar da derin bir şekilde kazınmıştır!
.. Lakin vəziyyət çıxılmaz olsa da, yenə də ümid etmək insana aid bir xüsusiyyətdir.
Sırf seni daha uzun süre hatırlayabilmek için bir yüzyıl daha yaşamak isterdim!
Güneş bir cesede sıcaklık verebilir mi?
Bildiğim kadarıyla hayır.
O halde dünya da bir gün soğuk bir ceset olacak, yaşanmaz hale gelecek ve tıpkı uzun süre önce yaşam sıcaklığını kaybetmiş olan ay gibi ıssız kalacak.
Asıl korkunç vahşiler, kendilerine vahşi adını vermeyenler değil mi?
Manometreye baktığımda üç yüz altmış metreyi gösterdiğini fark ettim.
Mükemmel! dedi Ned.
Profesör , okyanusun derinliğini tam olarak biliyor musunuz?
Bu harika bir şey ama tütün değil , dedim .
Kaptanın yüzünden bir gülümseme belirdi.
Beyefendi omzuma yaslanirsa daha kolay yuzecektir, dedi.
O zaman bunun yirmi metrelik metal levhalardan yapılmış olması lazım.
Peşinde olduğumuz bu canavarın varlığına nasıl inanmasiniz, Ned?
Beyefendi nasıl isterse, demekle yetindi .
Beyefendi nasıl uygun görüyorsa , dedi.
Evet oğlum .Hazirlanmam, hazirlanmamiz lazım .Iki saat içinde gidiyoruz.
Beyefendi beni mi çağırdılar?
Ne olursa olsun bunun önüne geçilmesi gerekiyordu.
Bundan üç hafta sonra benzer bir kaza meydana geldi. Bu kaza geminin uyruğu ve ait olduğu şirketin ünü nedeniyle gündeme oturdu.
Bu memeli öylesine hızlı hareket ediyordu ki üç arayla onu, aralarında yedi yüz deniz mili uzaklık bulunan iki farklı noktada görüldü .Bu iki olaydan on beş gün sonra iki gemi , bu canlıyı Amerika ile Avrupa arasında kalan bir bölgede gozlediklerini haber etti.
Kaptan Baker ilk önce bunun gizli bir tuzak olduğunu sanmasina rağmen açıklanamaz bir nesnenin yerinden fırlattığı iki su sütunun uguldayarak havada yüz elli metre yükseldiğini görünce işin aslını anlamıştı. Bu bir gayzer değilse denizlerdeki en garip canlı ile karşı karşıya gelmiş demekti .Benzer bir durum , 23 Temmuz günü Pasifik Okyanusu’nda gözlemlendi .
O şey gerçekten vardı. Bu olgu reddedilebilir değildi Zaten uzun bir süredir gemiler denizde garip bir şeye rastlamaktaydı .20 Temmuz 1866’da bir gemi, Avustralya açıklarında bir kütleye denk geldi.
Dünyanın bütün dillerini bilmemek ne kötü, keşke dünyadaki herkes aynı dili konuşsaydı.
Dünyanın bütün dillerini bilmemek ne kötü, keşke dünyadaki herkes aynı dili konuşsaydı.
Ben de dünyanızın toprakları altında yatan ölülerden farksızım.
İnsanoğlunun beyin gücünü silahların gücünü artırmak için kullandığı bu korkunç zamanda
Umut denen şey insanoğlunun yüreğine ne kadar da derin bir şekilde kazınmıştır!
Sırf seni daha uzun süre hatırlayabilmek için bir yüzyıl daha yaşamak isterdim!
İnsan zekâsı doğaüstü canlılara dair yüce kavramlardan çok hoşlanır.
İnsan zekası doğaüstü canlılara dair yüce kavramlardan çok hoşlanır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir