İçeriğe geç

Denemeler Kitap Alıntıları – Francis Bacon

Francis Bacon kitaplarından Denemeler kitap alıntıları sizlerle…

Denemeler Kitap Alıntıları

Ölen ,sevilecektir de.
İntikam ölüme karşı zafer kazanır,aşk onu küçümser,onur onun etrafında dolaşır,utanç korkusu onu tercih eder,matem ona sığınır,korku ise zaten ona hazırlıklıdır.
Ölümün yaygarası daha korkutucudur ölümün kendisinden.
Bir kişinin yalan söylediğini söylemek ,aslında onun Tanrı’ya karşı küstah ,insanlara karşı korkak olduğunu söylemekle aynıdır.
Bir işe yalan karıştırılması, kurşunlu
maddeyi anımsatır, zira kurşun,
maddenin kolayca parçalanmasını
önlese de, beri yandan onu
değersizleştirir.
.
Çelişmemek ve çürütmemek için okuyun; ne de inanmak ve hafife almak; ne de konuşma ve söylemde bulmak; ama tartmak ve düşünmek için .

.
Ani, cüretkar ve beklenmedik bir soru, bir insanı birçok kez şaşırtabilir ve hatta onu açık bırakabilir.

Biliyoruz ki, yasa ancak doğru kullanıldığında iyidir.
Ruhum uzunca zamandır yalnız başına.
Pythagoras’ın şu deyimi müphem ama en iyidir: Yüreğini kemirme. Kesin bir ad koymak gerekirse, düşüncelerini ve kaygılarını rahatça paylaşabileceği dostları olmayan kişiler, kendi yüreklerini kemiren yamyamlardır.
Gerçekten de, insan dünyadan ne kadar çok içerse, zehrinden de o kadar çok almış olur, yaşlandıkça istem gücü ve duygularından ziyade kavrama yeteneği artar.
Ölümün, günahların bir karşılığı, başka başka bir dünyaya geçiş olarak görülmesi hiç kuşkusuz kutsal, tanrısal bir düşüncedir, ama nasıl olsa ödenmesi gereken bir borç olduğundan, ondan korku duymak budalalıktır.
Etrafındakilerin sahip olduklarıyla meşgul, araştırmacı, kişiler genellikle hasettirler. Başkalarının durumunu öğrenmek için gösterdikleri bunca gayret, üzerlerine vazife olduğundan değil, başkalarının hayatını kurcalamak onlara oyun oynamak gibi zevk verdiğindendir. Sadece kendi işine yoğunlaşan biri, haset edecek bir şey bulamaz. Hasret avare bir tutkudur, sokaklarda gezer durur, evlere sığmaz.
Kişinin kendini gizlemesinin 3 derecesi vardır. İlki, kapalılık, gizlilik, saklılıktır. Bu durumda kişi, kendi hakkında hicbir tutanak bırakmaz, hiçbir gözleme olanak bırakmaz. İkincisi, pasif anlamda takiyyeciliktir. Bu durumda kişi, olduğu kişi olmadığını düşündürecek işaretler, argümanları görünür kılmaya çalışır. Üçüncüsü, aktif anlamda riyakârlıktır. Bu durumda kişi, olmadığı kişi oldugunu göstermeye çalışır. Onun rolüne girer.
Kişi kendi talihinin yazarıdır.
Erdem yoksunu olan, başkasının erdemini kıskanır.
Başkasının görüşüne katıldığınızda her daim kendi fikrinizden de bir şey ekleyin. Örneğin onun fikrini destekliyor musunuz? Bu başka türlü değil, mutlaka bir ayrımla olsun. Onun önermesine onay vermeniz iyi mi olacak? Bunun bir ölçüsü ve koşulu olsun. Onun öğüdünü izlemiş ve kabullenmiş mi görünüyorsunuz? Yeni bir anlam yükleyin onun yaklaşımına, bu anlam sayesinde yaklaşımın temel unsurlarına temas ediyor görüneceksiniz.
Bir işe yalan karıştırılması, kurşunlu maddeyi anımsatır, zira kurşun, maddenin kolayca parçalanmasını önlese de, beri yandan onu değersizleştirir.
Seneca güzel söyler: Öfke, çöken bir yapıya benzer, nereye düşerse orayı da yıkar.
Övüngen kimseler bilgeler için alay, alıklar için hayranlık, asalaklar için ise tapınma konusu, kendi kurumlarının da kölesidirler.
Okuyorsan, ne karşındakileri susturmak, bilgiçlik satmak için, ne her okuduğuma körü körüne inanmak, ne de konuşmalarına konu bulmak için, ama incelemek, düşünmek için oku.
Ağır gelir ölüm,
Herkese tandık olup da,
Kendini tanıyamadan ölene..
Artık eskiden olduğu gibi değilsen, niçin yaşamak isteyesin ?
Kırdım diyorsun zincirlerini;
Evet, köpek de kırar zincirlerini,
Kaçar o da, ama halkaları boynunda taşıyarak..
İnsanın kişiliği ya yararlı bitkiler yetiştirir ya da ayrıkotları; yararlıyı zamanında sulamalı, ayrıkotunu da söküp atmalı.
Göğsünü saran zincirleri birden kıran, aynı zamanda sızlanmayı da kesen kimse, ruhunun en büyük kurtarıcısıdır.
Kıskançlık gerçekten de başıboş dolaşan ve sokaklarda sürten bir tutkudur.
Namuslu kadınlar genelde tevazularının bedelini ödetircesine kibirli ve küstah olur.
En temel yasa toplumun esenliğidir.
dost insanın ikinci benliğidir
Söz, duvara gergince asılmış, bütün örnekleri tek tek seçilen bir halıya benzer, düşünce ise kapalı bir bohça gibi içindekini saklı tutar.
Ama dostluğun ilk yararı konusundaki sözlerimi bitirirken belirtmek istediğim en güzel, en önemli şey, bir dosta içini açmanın iki karşıt sonucudur: dosta söylenen sevinç iki kat olur acı ise yarıya iner, çünkü bir sevinci paylaşmakla daha çok sevinç duymayacak, bir acıyı paylaşmakla acısı hafiflemeyecek kimse yoktur.
Ama insanlar yalnızlığın gerçekte ne olduğunu, nereye varabileceğini pek kavramazlar; çünkü sevginin olmadığı yerde kalabalık, insanı yalnızlıktan kurtarmaz, çevredeki yüzler bir resim galerisindekinden öteye geçmez, konuşmalar bir zilin çınlaması gibi kalır.
öfkenizin üzerine Güneş batmasın.
En temel yasa toplumun esenliğidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir