Nazım Hikmet Ran kitaplarından Demokles’in Kılıcı kitap alıntıları sizlerle…
Demokles’in Kılıcı Kitap Alıntıları
Elbisenin arasından görünen çıplaklık, tam çıplaklıktan daha çekicidir. Müslüman kadınların uzun çarşaflarının etek ucundan birazcık görünen ayakları ya da tramvayda oturan bir kadının hafifçe sıyrılmış eteği, İsveç’in Çıplaklar Kampı ndaki kadınlardan daha çok uyarır beni. Bu bakımdan kurnaz politikacılar daima bir şeyler vaadederler, kurnaz sanatçılarsa hep belirsiz, dumanlı laflar ederler.
Normal bir demokraside, seçim öncesi verilen sözlerin yerine getirildiği nerde görülmüş?
TARTÜF-59 : Ne demek sözünüzü dinlemezse? Nasıl cesaret edebilir babasını çiğneyip geçmeye? Tartüf suretindeki bir meleğe varmayı reddederse eğer
ORGON: Evet?
TARTUF-59: O zaman ona, Kızım, sen bir nihilistsin! deyin. Ya da : Kızıl tehlikenin maşasısın sen! Tüm dünyada komünizmi silah zoruyla yaymak istiyorsun!” deyin,
ORGON : Bütün bunlardan hiçbir şey anlamaz.
TARTUF-59 : Anlaması gerekmez ki Korkar, bu da ona yeter.
Ben dünyanın en akıllı insanı falan değilim. Ama kör de değilim. Benim için kutsal olan kavramları, kişisel çıkarlarının aracı olarak kullananları gayet iyi görebiliyorum. Bu kişiler, ayıplarını, suçlarını ve günahlarını kutsallık maskesi ardında gizlemeye çalışıyorlar. Herkesin benimsediği, saygı duyduğu birtakım yüce düşüncelerin ve inançların ardına gizlenerek, açgözlerini doyurmak, mevkilerini korumak istiyorlar. Kutsal bildiğimiz her şey, hırslarını ve arzularını gerçekleştirmelerine yardımcı olan bir kılıç onların elinde. Böylesi yalancı sofulardan insan nasıl nefret etmez. Gerçek dindarlara bir sözüm yok benim. Onların özü sözü birdir. Hayatları bizim için örnektir. Onlar, günah işleyenlere kızıp kinlenmez, onları bağışlarlar; kimseyi cehennem azaplarıyla, Tanrının vereceği cezalarla korkutmazlar.
Sizin gibilerin nasıl düşündüğünü iyi bilirim ben. Her laftan sonra amin demeyen, yalancı sofulara karşı çıkan herkes size göre suçludur, toplum dışına düşmüştür. Ben bu tür damgalar yemekten korkmam. İkiyüzlülere, sureti haktan görünen sahte dindarlara karşı bütün gücümle savaşacağım.
Tanrıya inanmak, her zaman için inanmamaktan daha karlıdır. Eğer Tanrı varsa ve sen ona inanmıyorsan, doğruca cehennemi boylarsın. Ama eğer Tanrı da, cehennem de yoksa, ve sen var diyorsan, bu yüzden başına kötü hiçbir şey gelemez.
Bir aptala akıllı ya da dahi olduğunu söylediniz miydi, daha akıllı olmaz, tam tersine, dört dörtlük bir aptal olarak kalır. Hatta bu yöntemle yeterince akıllı, aklıselim sahibi insanları bile aptala çevirmek, tüm dünyanın maskarası yapmak mümkündür.
ORGON : Tanrı bana aynen şöyle dedi : Her kim ki Mösyö Tartüf’e yardım eder
TARTÜF-59 : Bana yardım etmiş olur
ORGON : Demek sen de duydun?
TARTÜF-59 : Yok, benimki tahmin. Çünkü Tanrı bir kez de benimle konuşmuş ve aynen şunları söylemişti : Her kim ki Mösyö Tartüf’ün çoraplarını yamar, benim çoraplarımı yamamış olur, her kim ki onun sakallarını tıraş eder, benim sakallarımı tıraş etmiş olur. Anlıyorsunuz, değil mi ?
ARKADİ : Allaha inanır mısın?
OSMAN : Tövbe, tövbe Allaha inanmamak olur mu?
ARKADİ : Ben inanmıyorum artık Yıkıldı benim Allahım
Bütün Allahlarım yıkıldı
Nankörlük yaraşmaz, erkeğe de yaraşmaz, hattâ kadına da
TARTÜF-59 : Ne demek sözünüzü dinlemezse? Nasıl cesaret edebilir babasını çiğneyip geçmeye? Tartüf suretindeki bir meleğe varmayı reddederse eğer
ORGON: Evet?
TARTUF-59: O zaman ona, Kızım, sen bir nihilistsin! deyin. Ya da : Kızıl tehlikenin maşasısın sen! Tüm dünyada komünizmi silah zoruyla yaymak istiyorsun!” deyin,
ORGON : Bütün bunlardan hiçbir şey anlamaz.
TARTUF-59 : Anlaması gerekmez ki Korkar, bu da ona yeter.
Ben dünyanın en akıllı insanı falan değilim. Ama kör de değilim. Benim için kutsal olan kavramları, kişisel çıkarlarının aracı olarak kullananları gayet iyi görebiliyorum.
Napolyon mu, Franklin mi ne, akıllı deyyusun biri, kadınlar iki soydur demiş: bir soyu, gözü yaşlı inek gibi sever, öbür soyu, dişi kaplan gibi
Bayılsınlar ahlak hocalığına senin
İnsanın da, ineğin de alaca bulacasını sevmem.
MARKS : (Kahveyi tadarak) Acı kahve İyi Tam delikanlı işi
OSMAN : Karıl Markıs Yoldaş Kusura bakmayın Lakin Stepan olacak namussuz, bana zatınız için ölmüş dediydi.
LENİN : Yalan söylemiş..
OSMAN : Görüyorum Böyle heybetli, akıllı adam, sana hocalık etmiş adam ölür mü hiç?
TRAFİM : Sen burjuy musun ki
OSMAN : Hâşâ Ben öyle şey değilim
Allah zenginlerin jandarmasıdır, dedi
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Memleket bir gözümde tütüyor ki Hani bir yıl daha sürerse esirlik ya deli olurum, ya ince illete tutulup, kan kusa kusa geberirim
Lenin kitapsız mı hepten? Büyük, merhametli adamdı, diyorlar.
ARKADİ: Allaha inanır mısın?
OSMAN: Tövbe, tövbe Allaha inanmamak olur mu?
ARKADİ : Ben inanmıyorum artık Yıkıldı benim Allahım. Bütün Allahlarım yıkıldı
Bir aptala akıllı ya da dahi olduğunu söylediniz miydi, daha akıllı olmaz, tam tersine, dört dörtlük bir aptal olarak kalır. Hatta bu yöntemle yeterince akıllı, aklıselim sahibi insanları bile aptala çevirmek tüm dünyanın maskarası yapmak mümkündür.
İvan ivanoviç – Petrof, Lüsya’ya tutkun, kızı seviyor deli gibi
Kasketli – Sevtikten sonra elbette deli gibi sevecek, akıllı gibi sevmek te sevda mı sayılır ?
Siz de anladınız mı? ivan ivanoviç var mıydı? yok muydu? Anladınız mı, pek merak ediyorum.
İvan ivanoviç – Petrof, Lüsya’ya tutkun, kızı seviyor deli gibi
Kasketli – Sevtikten sonra elbette deli gibi sevecek, akıllı gibi sevmek te sevda mı sayılır ?