İçeriğe geç

Deli 1 – İnsanın Asıl Yolculuğu Kitap Alıntıları – Aslıhan Özen

Aslıhan Özen kitaplarından Deli 1 – İnsanın Asıl Yolculuğu kitap alıntıları sizlerle…

Deli 1 – İnsanın Asıl Yolculuğu Kitap Alıntıları

Çok önemli değil kimin ne dediği, insanlar her şeyi söyleyebilir. Her şey senin önem verdiğin kadar önemlidir ve önemsizdir.
Sıkma canını . Bir sen değil ,birçok insan bu durumda. Sorunları canından fazla bağlıdır insan. Hem şikayet eder hem de sever sorunlarını garip bir biçimde. Bahanesi varsa her şeye katlanır insan.
Yaşam sistemimi değiştirmeyi seçiyorum.
Değirmene attığım tohumu ve kalitesini değiştiriyorum,’’
dedi aklındaki bitmek bilmeyen sorularının arasında.
Kalbinde bir ferahlık hissetti.
Korkma,çünkü korku diye bir şey yok .
Korkulacak bir şey de yok.
Korkularının bahane olduğunu göreceksin sen de bir gün.
İşine yaramayan her şeyi fırlar at sen de, çünkü hayat yaşamaya değer.
İnsanlar kendilerini sınırlıyorlar yaşamda bence.
Mesela mutlu olabilmek için bir başkasına ihtiyaç duyuyorlar. Korktukları için bunaldıkları bir evden taşınmıyorlar. Sevmedikleri ,mutsuz eden işlerine devam ediyorlar. Hayatlarından şikayet ediyorlarsa da değiştirmeye cesaret edemiyorlar. Bir suçlu arayıp kendilerine hiç bakmadan faturayı birine,hayata ve Tanrı ‘ya kesiyorlar. Kısaca bir kurban gibi yaşıyorlar. Tüm bu sınırları kendileri oluşturup, sonra da o sınırların içinde eziliyorlar.
Aslında hangi bedende doğacağımıza biz karar vermemiş gibi görünsek de, şimdi hangi ruhta doğacağımıza kesinlikle biz karar veriyoruz. Çünkü her sabah yeniden doguyoruz.
Kimilerine göre delisin, sana göreyse özgürsün şu an. İşin sırrı, kendini her şeyden, önce kendinden özgürleştirmek. Senin kendin için vereceğin en kötü karar, başkalarının senin için vereceği en iyi karardan iyidir. Seni ister sevsinler, ister sevmesinler, ister onaylasınlar ister onaylamasınlar ama sen kendini çok sev, herkesten çok sen sev. Bahanesiz, beklentisiz, yalın, net, koşulsuz
Melekler özlemez, çünkü onlar ayrılık olmadığını bilirler.
Yola, hayata, insanlara, kendine küsmemeli insan. Sen yola küsersen bunu yolun ne başı ne sonu bilir.
“İnsanların davranışlarıyla bir sonraki adımını belirliyorsan, onları hâlâ yargılıyorsun demektir. Sevgi yargıyı barındırmaz. Onlarla konuşmak için seninle belli bir biçimde iletişim kurmalarını koşul koyuyorsun. Oysa kahramanların ajandası boş sayfalardan oluşur. Hatta daha da ileri gideyim, kahramanların ajandası olmaz ”
Sadece insan sevgisi bazen virüs kapıp EGO’ya hizmet eder o kadar.
Yaralandığın yer sendeki açık yerdir, senin kendinde dönüştüreceğin yaradır.
Kendine egemen olmayı başaran bir kişiyi kimse egemenliği altına alamaz.
Yukarı doğru tırmandığında basınç arada soluk almanı güçleştirebilir ama mutlaka bakış açın genişler, yola devam et.
Sevgi içeriden üretilmezse dışarıdan gelen de algılanmaz.
İyiyim sanırım. Evet, evet, daha iyiyim. Hayat gözüme çok berbat görünmüyor bu aralar. Hani sıkıntın olmuyor mu dersen, oluyor. İnsanlarla, yaşamla, kendimle başım belaya giriyor bazen.
Dünden artı bir, yarından eksi bir iyiyim
Sorunlarına fazla bağlıdır insan. Hem şikayet eder, hem de sever sorunlarını garip bir biçimde. Bahanesi varsa her şeye katlanır insan.
Bu insanlar hayatla bu kadar uyumlu yaşayabilmek için benim bilmediğim ne biliyor olabilirler acaba?
Senin bir sandığın var ve kilitliyorsun bu sandığı. Bir de şifre veriyorsun bu sandığa. Sonra anahtarını denize atıyorsun, zaman içinde şifreyi de unutuyorsun. Bir süre sonra açmak için sandığın başına geliyorsun. Ne anahtar var ne de şifreyi biliyorsun. ‘Kim yaptı bunu bana, bu haksızlık. Bu sandıktakine ihtiyacım var, zaten hayat çok boktan, yeter artık!’ diye avaz avaz bağırıyorsun. Halbuki şifreyi oluşturan da, anahtarları denize atan da sensin. Yani sorunu oluşturan da çözmek için zaman harcayan da, çözemediğin zaman korkan da ve bunu bahane ederek yaşamaktan nefret eden de hep sensin.
Kendi içindeki, kendi koyduğu sınırları aşamayıp kölesi olduğu için yaşamla baş edemez insan.
Sinirini bozan şey kuşlar ve çocuklar değildi aslında. Onlardaki yaşam gücü, kendisinde olmayanları hatırlatıyordu.
İnsanlara bağlı ol,bağımlı değil.
Kendine egemen olmayı başaran bir kişiyi kimse egemenliği altına alamaz.
Arkada bıraktığın da arkasından gittiğin de sensin.
Cennet ve cehennem başka bir alemde değil, onlar senin özgür seçimlerinle yarattığın dünyandır.
Çok önemli değil kimin ne dediği, insanlar her şeyi söyleyebilir. Her şey senin önem verdiğin kadar önemlidir ve önemsizdir. Özgürlüğünü başkalarının eline bırakma, dümende sen ol. Başkalarının davranışı yüzünden kendi içindeki iyi niyetten vazgeçme. Evrensel ahlak iki sözcükten oluşur: İYİ NİYET.
Benim ne olduğumu ve nasıl olduğumu başkasının onay vermesine ihtiyacım yok.
Düşünen insan uyumsuz ve mutsuz
Öfkesi ve mutsuzluğu onu ayakta tutan tek şeydi
Yaşıyor musun? Sen buna yaşamak mı diyorsun? Yaşamak senin gibi her sabah kalkıp nefes almak değildir. Yaşadığını iliklerine kadar hissederek yaşamak, gerçekten yaşamaktır, uçmaktır.
Yaşam, sen hangi ruh halindeysen o duruma uygun maskesiyle çıkar karşına. Yaşamı yargılamadan önce kendine bakmalısın.
Tanrısının cehennemi olanın ateş elinden düşmez
Yasam sen hangi ruh halindeysen o duruma uygun maskesiyle çıkar karşına
Korku dünyada insanların kullandığı en büyük bahanedirr de ondan güldüm
Senin kendin için verdiğin en kötü karar başkalarının senin için vereceği en iyi karardan daha iyidir
Dünden artı bir yarından eksi bir iyiyim
Zaten en büyük tutsaklık insanın kendi içindedir bu nedenle de en büyük özgürlüğü,ancak kişi verebilir kendisine
Korku dünyada insanlığın kullandığı en büyük bahanedir de o yüzden güldüm
Yaşıyor musun? Sen buna yaşamak mı diyorsun? Yaşamak senin gibi her sabah kalkıp nefes almak değildir. Yaşadığını iliklerine kadar hissederek yaşamak, gerçekten yaşamaktır, uçmaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir