Hüsrev Hatemi kitaplarından Dekorlar Kaldı Geride kitap alıntıları sizlerle…
Dekorlar Kaldı Geride Kitap Alıntıları
&“&”
Mevlana dönen, rakseden bir Süleymaniye Camiidir.
Eğer kurtuluşumuz aramayı bırakmak ise, o zaman renk ve koku cennetinden daha iyidir. (M.İkbal)
Bu beyit, İkbalin faaliyet ve hasret felsefesini alenen ve gayet güzel bir şekilde özetlemektedir. İkbalin istediği tatlı bir ölümsüzlük değil, ebedî hayattır.
Âlem-i vahdet özge alemdür
Âlem ü adem anda bir demdür
Vahdet esrârı akla mübhemdür
Zevk eden bunu aşka mahremdür
Cân-ı câhil ki kesrette kaldı
İki âlem ana cehennemdür
Âlem ü adem anda bir demdür
Vahdet esrârı akla mübhemdür
Zevk eden bunu aşka mahremdür
Cân-ı câhil ki kesrette kaldı
İki âlem ana cehennemdür
Sun’ullah Gaybi
Enbiyadan yaşarım müstağni
Bir örümcek hakka götürür beni
Bir örümcek hakka götürür beni
Tevfik Fikretin bu mısraları deizme örnek olarak gösterilir.
On sekiz bin âlem halkı
Cümlesi Bir içinde
Kimse yok Birden artuk
Söylenir dil içinde
Cümlesi Bir içinde
Kimse yok Birden artuk
Söylenir dil içinde
Dört kitabın manasın okudum tahsil ettim
Aşka gelince bir ulu hece imiş
Aşka gelince bir ulu hece imiş
30-35 yaşlarımdaydım. Dünya gürültülü , gökler sessiz geliyordu bana.
Nunca ihanetten sadece dekorlar kaldı geriye.
Kim demiş âlâm-ı hicri nâle-i cângâh bilir
Kimse bilmez, bilse hazreti Allah bilir
Kimse bilmez, bilse hazreti Allah bilir
Kemani Serkis Efendi
Evliya Çelebi Viyana’ da meşhur Sen Stefan Kilisesinde, Hz. Meryeme ithaf ,edilen bir &‘Mutter Maria ilahisi dinlemiş. "Acayip bir müzikti" demeyip, tam zıddını söyleyerek "vecd içinde kaldım’ diyor Evliya Çelebi’ de bu empati, sıklıkla hissedilir.
Geç geçenden, hem gelen ahvalden sorma haber
Mazi ve müstakbeli cem eyleyen anındadır
Mazi ve müstakbeli cem eyleyen anındadır
Usulî
Falih Rıfkı Rumeli kavşağındaki balıkçı nüktelerinden aktarır: geç vakitte eve dönen birisi balık alırken sorar:
-Bu balık bayat mi acaba?
-Ne münasebet efendim. İkindiyi denizde kıldı.
Tevrat’a göre, Hz. Musa’ya Tanrı, bir çalılıktan seslenmiştir. Bu konuda, bir Musevi din adamının bilgece bir yorumu vardır. Musevi olmayan bir kişi, haham Joshua ben Korcha’ya, Allah, Musa’ya neden yüksek bir ağaçtan değil de dikenli bir çalıdan hitabetti." sorusunu yöneltmiş. Cevap: Keçi boynuzu veya akçaağaçtan hitabetseydi de buna benzer bir soru soracaktın. Allah’ın dikenli bir çalı seçmesiyle bize anlatmak istediği şudur: Allah’ın mevcut olma-dığı hiçbir yer, hiçbir köşe yoktur. Dikenli bir çalı bile O’nsuz değildir. O’na uzak da değildir.
Rektör kelimesi yerine 1909-1933 yılları arasında Darülfünûn Emini denirdi. Bu kelime üniversitenin emanet edildiği kişi anlamına gelirdi.
Azerbaycanda bir kadının yaşlanmasına karımak" denir. Karı yaşlı kadın, koca yaşlı erkek demektir.
Cemil Paşa şeyhül etıbba, Burhan Felek şeyhul muharririn olarak anılmıştı. Yani duayen yerine şeyh kelimesinin basın tarafından kullanımı 1980lere kadar sürdü.
Bizde şeyh herhangi bir sayı ifade etmez. Dekan ise on sayısı ile ilgili bir kelimedir, kabaca onbaşı diye çevrilebilir. Bir tekkenin şeyhi o tekkenin piri, yaşlısı, deneyimlisi demektir.
Türküler artık fabrika unundan yapıldığı için çavdar ekmeği türküler, glutensiz türküler, mısır ekmeği türküler ayrı ayrı selofan kağıtlara sarılmış şekilde sunuluyor.
Osmanlının son dönemlerinde yeni ürün" anlamına A4 kağıdına "eser-i cedîd kağıdı" denmiş.
Hayatıınıza bu kadar girmiş olan defter, eski Yunanca diphtera yani deri, parşömen veya zar manasına gelen keliınenin Arapçalaştırılmış şeklidir. Fars dilinin büyük sözlüğü olan Dihhoda Lügatı defter" keliınesi için "Yunani diftera" kelimesinin muarrebi, yani Arapçalaşmış şeklidir" diyor.
Defterdar kelimesinde devletin ağırlığı hissedilir.
Osmanlının son dönemlerinde yeni ürün" anlamına A4 kağıdına "eser-i cedîd kağıdı" denmiş.