İçeriğe geç

Deha Kitap Alıntıları – Marie Lu

Marie Lu kitaplarından Deha kitap alıntıları sizlerle…

Deha Kitap Alıntıları

&“&”

Ben sana söyleyeyim, insanların beynini yıkayıp onları gerçekliğin var olmadığına ikna etmek için bir nesil yeterli."
“Anden Cumhuriyet’teki en güçlü adam olabilirdi… ancak Day, üzerindeki giysileri ve gözlerindeki samimiyetinden başka hiçbir şeyi olmayan bu sokak çocuğu, kalbimin sahibiydi.
Her şeyiyle güzeldi.
Karanlık dünyadaki umuttu.
Işığımdı…”
“Düşünmek ile yapmak aynı şey değildi.”
“İnsanlar tekrar normal hayatlar yaşayabilsin. Umurumda olan bu.
“Ehlileştirilememiş bir silahmışım gibi davranıyorlardı… bir bakıma bu doğruydu.”
“Yüzündeki duyguyu tarif edemiyordum; kaybolmuş bir şeydi, bakışlarından koparılıp alınmış ve yerlere saçılmıştı. İçimi yakan derin, sessiz bir hüzündü.”
“June elimi sıktı; onu bırakmak istemiyordum. Başka bir dünyadan geliyordu belki de ama bunların hepsinden benim için vazgeçmişti.”
“Yas tutmak zayıflık ve kargaşa getirir. Yapılacak tek şey, geleceğe bakmaktır.”
Yumuşak bir sesle bu dünyaya milyarlarca insan gelip gidecek" dedi."Ama sana benzeyen bir kişi bile olmayacak ."
Şimdi geçen her saniye, yaşam ile ölüm arasında bir köprüydü."
Kendimde değilken bir şey kaçırdım mı?"
"Evet. Kaede’nin koltukta horlamasını kaçırdın. Kanunlardan bu kadar çok kaçan birine göre sağlam uyuyor gerçekten."
Her şeyin bir yeri ve zamanı vardır."
June elimi sıktı; onu bırakmak istemiyordum. Başka bir dünyadan geliyordu belki de ama bunların hepsinden benim için vazgeçmişti.
Bir sonraki sefer akışına bırak. İhtiyacımız olan en son şey bir kavga."
"Ne?" Day omuz silkip acı içinde yürümeye devam etti. "Gülünç bir dövüş olurdu. Adam ayakta bile duramıyordu."
Başımı sallayıp ortadaki ironiyi belirtmemeye karar verdim.
Anden Cumhuriyet’teki en güçlü adam olabilirdi… ancak Day, üzerindeki giysileri ve gözlerindeki samimiyetinden başka hiçbir şeyi olmayan bu sokak çocuğu, kalbimin sahibiydi.
Her şeyiyle güzeldi.
Karanlık dünyadaki umuttu.
Işığımdı…
Kalbim ortadan ikiye ayrılmıştı, parçalanmış, kan kaybediyordu. Bu şekilde gitmesine izin vermemeliydim. İki yabancıya dönüşemeyecek kadar çok şey yaşamıştık.
Ağlamayacaktım. Aşk mantıksızdı, aşkın sonuçları vardı, bunu ben kendime yapmıştım ve buna dayanabilmeliydim.
Sanki bir çukurun içine düşmüş, yaralı kalbi gözler önüne serilmiş bir halde kendi içinde darmadağın olmuştu.
Şimdi geçen her saniye, yaşam ile ölüm arasında bir köprüydü.
İnan bana, Day. Bunu senin iyiliğin için söylüyorum. June kalbini kıracak. Daha şimdiden bunu görebiliyorum. June seni paramparça edecek."
Başımı hafifçe öne indirdim, sonra Day’in verdiği ataştan yüzüğün bulunduğu elimi kaldırdım ve kaşımın yanına iki parmağımı bastırdım. Vegas sokaklarına geldiğimizde konuştuğumuz sinyaldi.
Dur.
Karşı koymak için güç istemiştim, değil mi? Bunca senedir yapmaya çalıştığım şey buydu, değil mi? Şimdi bana bu gücü vermişlerdi… ama onunla ne yapacağımı bilemiyordum.
Cumhuriyet eskisi kadar güçlü gelmemeye başladı, değil mi? Sırlarla dolu zavallı bir devlet, uluslararası bir yardım için çırpınıyor, öyle mi? Ben sana söyleyeyim, insanların beynini yıkayıp onları gerçekliğin var olmadığına ikna etmek için bir nesil yeterli."
…sessizliği kelimelerden daha fazla şey anlatıyordu.
Day, CG Hanedan’da bir Cumhuriyet askeriydi ve ben de Cumhuriyet’in en değerli tutsağıydım. Yer değiştirmiştik.
Anden Cumhuriyet’teki en güçlü adam olabilirdi… Ancak Day, üzerindeki giysileri ve gözlerindeki samimiyetinden başka hiçbir şeyi olmayan bu sokak çocuğu, kalbimin sahibiydi.
Her şeyiyle güzeldi.
Karanlık dünyadaki umuttu.
Işığımdı…
İnsanlar özgürce yaşayacaklar. Bu hayatımızı riske atmaya değer. Ölmeye değer.
Yas tutmak zayıflık ve kargaşa getirir. Yapılacak tek şey, geleceğe bakmaktır.
Dün gece Ollie için ağlamıştım. Cumhuriyet, ailemi öldürmüşken köpeğim için ağlamak aptal gibi hissettirmişti ama elimde değildi.
Ehlileştirilememiş bir silahmışım gibi davranıyorlardı… bir bakıma bu doğruydu.
Belki de hep yanlış yere sığınmaya, yanlış şeylerden kaçmaya çalışıyordum.
Senin hayalini kurduğun ütopya gerçek değil, Day. Öyle bir şey yok.
Karnıma yumruk yemiş gibi hissediyordum. &‘Bir savaşın ortasındayız. Zavallı olma.’
Kanı kulaklarıma sıçratan bir dargınlık sancısı hissettim, her ne kadar bundan utanç duysam da. Benim kıskançlık duymam adil değildi. Ne de olsa Day, Tess’i yıllardır tanıyordu, beni tanıdığından çok daha uzun süredir, bu yüzden neden ona bağlılık duymasındı ki? Ayrıca Tess tatlı, tarafsız ve iyileştiriciydi. Ben öyle değildim.
İnsanlar tekrar normal hayatlar yaşayabilsin. Umurumda olan bu.
..Üzerindeki giyisileri ve gözlerindeki samimiyetinden başka hiçbir şeyi olmayan bu sokak çocuğu, kalbimin sahibiydi. Her şeyiyle güzeldi. Karanlık dünyadaki umuttu. Işığımdı..
Çok az insan haklı sebeplerle adam öldürür."
Bu dünyaya milyarlarca insan gelip gidecek ama sana benzeyen bir kişi bile olmayacak."
Çok az insan haklı sebeplerle adam öldürür, June."
Sessizce, gitme, diye yalvardım. Ama dudaklarındaki vedayı tadabiliyordum ve gözyaşlarıma artık hâkim olamadım.
Unutma, önemli olan birine ne kadar isabetli vurduğundur, ne kadar sert vurduğun değil."
Anden Cumhuriyet’teki en güçlü adam olabilirdi… ancak Day, üzerindeki giysileri ve gözlerindeki samimiyetinden başka hiçbir şeyi olmayan bu sokak çocuğu, kalbimin sahibiydi.
Her şeyiyle güzeldi.
Karanlık dünyadaki umuttu.
Işığımdı.
İşçi sınıfı her yerde haksızlığa uğruyor, değil mi? Demek istediğim şey şu. Koloniler Cumhuriyet’ten bazı noktalarda daha iyi. Ama ister inan ister inanma, bunun tam tersi de geçerli. Senin hayalini kurduğun ütopya gerçek degil, Day. Öyle bir şey yok."
İnan bana, Day. Bunu senin iyiliğin için söylüyorum. June kalbini kıracak. Daha şimdiden bunu görebiliyorum. June seni paramparça edecek."
Karşı koymak için güç istemiştim, değil mi? Bunca senedir yapmaya çalıştığım şey buydu, değil mi? Şimdi bana bu gücü vermişlerdi… ama onunla ne yapacağımı bilemiyorum.
Ben sana söyleyeyim, insanların beynini yıkayıp onları gerçekliğin var olmadığına ikna etmek için bir nesil yeterli."
Day, CG Hanedan’da bir Cumhuriyet askeriydi ve ben de Cumhuriyet’in en değerli tutsağıydım. Yer değiştirmiştik.
Alıştığım her şey yok olmuştu.
Çok az insan haklı sebeplerle adam öldürür.
Her şeyiyle güzeldi.
Karanlık dünyadaki umuttu.
Işığımdı…
Anden Cumhuriyet’teki en güçlü adam olabilirdi… Ancak Day, üzerindeki giysileri ve gözlerindeki samimiyetinden başka hiçbir şeyi olmayan bu sokak çocuğu, kalbimin sahibiydi.
Her şeyiyle güzeldi.
Karanlık dünyadaki umuttu.
Işığımdı…
Kalbim ortadan ikiye ayrılmıştı, parçalanmış, kan kaybediyordu. Bu şekilde gitmesine izin vermemeliydim. İki yabancıya dönüşemeyecek kadar çok şey yaşamıştık..
Yas tutmak zayıflık ve kargaşa getirir.
Hep daha fazlasına ihtiyaç duyduğumuz zamanların anısı aklımı doldurdu, daha fazlasına sahip olmanın durumu düzelteceği her şey.
Aramızdaki uçurum büyüdü. Bir daha hiç diğer tarafa erişebilecek miydim?
Ben sana söyleyeyim, insanların beynini yıkayıp onları gerçekliğin var olmadığına ikna etmek için bir nesil yeterli.
Düşünmek ile yapmak aynı şey değildi.
İşçi sınıfı her yerde haksızlığa uğruyor, değil mi?
Bu dünyaya milyarlarca insan gelip gidecek ama sana benzeyen bir kişi bile olmayacak.
Duygular olmazsa insan olmanın ne anlamı var?
Her şeyiyle güzeldi. Karanlık dünyadaki umuttu. Işığımdı…
Unutma, önemli olan birine ne kadar isabetli vurduğundur, ne kadar sert vurduğun değil.
Yas tutmak zayıflık ve kargaşa getirir. Yapılacak tek şey, geleceğe bakmaktır.
Kalbim ortadan ikiye ayrılmıştı, parçalanmış, kan kaybediyordu. Bu şekilde gitmesine izin vermemeliydim. İki yabancıya dönüşemeyecek kadar çok şey yaşamıştık.
Düşünmek ile yapmak aynı şey değildi.
Yumuşak bir sesle, Bu dünyaya milyonlarca insan gelip gidecek " dedi. "Ama sana benzeyen bir kişi bile olmayacak. "
Unutma, önemli olan birine ne kadar isabetli vurduğundur, ne kadar sert vurduğun değil.
Aşk mantıksızdı, aşkın sonuçları vardı, bunu ben kendime yapmıştım ve buna dayanabilmeliydim.
Cumhuriyet’in yıkılmasını istemiyordum. Değişmesini istiyordum.
… Sizin için hayatımı tehlikeye attım. Ve sizler de benim için hayatlarınızı tehlikeye attınız. Bizler ülkemiz için hayatlarımızı tehlikeye attık – şu anda içinde yaşadığımız ülke için değil, sahip olmayı umduğumuz ülke için.- Hepiniz, her biriniz birer kahramansınız.
Onun güzelliğini daha önce hiç narin olarak nitelendirmeyi düşünmemiştim çünkü narin June’a uyan bir sıfat değildi… ama burada, şimdi böyle hastayken, onun ne kadar kırılgan olabileceğini görmüştüm.
June daha önce hayatında hiç yarım konserve etli türlü çaldığı için endişelenmiş miydi? Eğer yoksul olsaydı Cumhuriyet’i bu kadar kolay affedebilir miydi?

Ve şimdi de Anden’ın yarım aklıyla bizi düzeltebileceğini mi düşünüyorsun? Bu zengin çocuk hepimizi kurtaracak öyle mi?"

"Şunu demeyi keser misin! Bunu gerçekleştirebilecek şey parası değil, fikirleri. Paranın hiç önemi yok…"

"Bir daha sakın bunu söylemeye kalkma. Para her şeydir."

"Hayır değildir."

"Çünkü sen hiç parasız kalmadın."

Etiketler:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir