İçeriğe geç

Dede Korkut Kitabı-1 Kitap Alıntıları – Muharrem Ergin

Muharrem Ergin kitaplarından Dede Korkut Kitabı-1 kitap alıntıları sizlerle…

Dede Korkut Kitabı-1 Kitap Alıntıları

Yerli kara dağların yıkılmasın.
Gölgeli koca ağacın kesilmesin.
Ak sakallı babanın yeri cennet olsun.
Ak bürçekli ananın yeri cennet olsun.
Ahir sonu arı imandan ayırmasın.
Ak alnında beş kelime dua kıldık kabul olsun.
Günahınız adı güzel Muhammet Mustafa’nın
Yüzü suyuna bağışlasın hanım hey!..
Karanlık gece içinde yolu kaybetsen ümidin nedir?
Çok cahiller seni gökte arar yerde ister
Sen bizzat müminlerin gönlündesin
Akibet, uzun yaşın ucu ölüm, sonu ayrılık
At ayağı çabuk, ozan dili çevik olur.
Kendi aslımı kendi kökümü yermem yok
Oğuz erenleri dururken seni övmem yok
Övünen erenleri hoş görmedim
Kâfir der:

Oğlan yenildinse Tanrı’na mı yalvarıyorsun, senin bir Tanrın var ise benim yetmiş iki puthânem var dedi. Oğlan der: Ya âsi mel’un, sen putlarına yalvarıyorsan ben âlemleri yoktan var eden Allah’ıma sığındım dedi.

Geniş dünya başına dar oldu.
Kese kese yemeğe yahni güzel
Kesme gününde kumandan hızlı güzel
Dâim geldiğinde dursa devlet güzel
Bildiğini unutmasa akıl güzel
Hasmından dönmese kaçmasa erlik güzel
Yetiştiler yel yetişmezdi yedi vurgunum
Yedi bayırın kurduna benzerdi yiğitlerim
Destursuzca düşmana girmek bizim elde ayıp olur
O zamanda Oğuz yiğitlerine ne kaza gelse uykudan gelirdi.
Vallah bu yiğidi gözüm gördü gönlüm sevdi
Arş şahit olsun sekizinci kat gök şahit olsun
Yer şahit olsun gök şahit olsun
Kadir Tanrı şahit olsun
Benim canım senin canına kurban olsun
Dünya tatlı, can aziz
Meğer hanım, Oğuz’da Duha Koca oğlu Deli Dumrul derlerdi bir er var idi. Bir kuru çayın üzerine bir köprü yaptırmıştı. Geçeninden otuz üç akçe alırdı, geçmeyeninden döve döve kırk akçe alırdı. Bunu niçin böyle ederdi? Onun için ki: Benden deli, benden güçlü er var mıdır ki çıksın benimle savaşsın, benim erliğim, bahadırlığım, kahramanlığım, yiğitliğim Rum’a, Şam’a gitsin, ün salsın der idi.
Bunalmışsın sana nolmuş?
Tanrının birliğine yoktur güman
Baba oğul kazanır ad için
Oğul da kılıç kuşanır baba gayreti için
Yandı bağrım yakıldı içim
Beyreğe müthiş ayrılık acısı çöktü, dayanamadı, boncuk boncuk gözünün yaşı akıp gitti.
O zamanda beylerin hayır duası hayır dua, bedduası beddua idi, duaları kabul olunurdu.
Allah’ın verdiği ümidin kesilmesin.
Derlesin toplasın
Günahınızı
Adı güzel Muhammed Mustafa yüzü suyuna Bağışlasın hanım hey!
Oğlu olanı ak otağa, kızı olanı kızıl otağa kondurun oğlu kızı olmayana Allah Teâla beddua etmiştir, biz de beddua ederiz belli bilsin demiş idi.
Yalan söz bu dünyada olunca olmasa daha iyi.
Baba malından ne fayda başta devlet olmasa. Devletsiz şerrinden Allah saklasın hanım sizi!
Kibirlilik eyleyeni Tanrı sevmez, gönlünü yüce tutan erde devlet olmaz.
Korkut Ata Oğuz kavminin müşkülünü hallederdi.
Korkut Ata söyledi:

Âhir zamanda hanlık tekrar Kayı’ya geçecek. Kimse ellerinden almayacak, âhir zaman olup kıyamet kopuncaya kadar.

Bu dediği Osman neslidir, işte sürüp gidiyor.

Dede Korkut Kitabı Türk çocuklarının ruh ve kafa yapısını tek başına sağlam tutacak kudrette ve karakterde bir eserdir. Bu kitabı okuyan ve hazmeden bir Türkün kolay kolay yolunu şaşırmayacağı emniyetle söylenebilir. Her Türkün evinde bulunması lâzım gelen bir aziz ve yüce kitabın millî kültürün ruhlara sindirilmesinde açacağı çığır milletimizin geleceği için büyük bir teminat olacaktır.
Destan dili bağlı olduğu dilin en güzel örneğini teşkil eder. Dede Korkut’un dili de tam bir destan dili olarak Türkçenin emsalsiz bir şaheseri durumundadır.
Türk edebiyatı tarihinin büyük âlimi Prof. Dr. Fuat Köprülü’nün, derslerinde söylediği bir söz vardır: Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut’u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar.
Oğul neylesin baba ölüp mal kalmasa.Baba malından ne fayda başta devlet olmasa.
Fuat Köprülü derslerinde;
Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut’u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korku ağır basar.
Nerede sızılar var ise çeken bilir.
Erin ağırını hafifini at bilir.
destan tarihî hadiselerin millet hayatında bıraktığı intibaların şiirleşmiş, sanat eseri haline gelmiş şeklidir.
Ağaç ağaç dersem sana, üzülme ağaç
Mekke ile Medine’nin kapısı ağaç
Musa Kelimin asası ağaç
Büyük büyük suların köprüsü ağaç
Kara kara denizlerin gemisi ağaç
Erlerin şahı Ali’nin Düldülünün eyeri ağaç
Zülfikârın kını ile kabzası ağaç
Milli destanın ilk vasfı müellifinin* millet olmasıdır. Destan, bir ferdin, bir sanatkârın değil, bir milletin müşterek dehasının mahsülüdür. Yaratıcısı müşterek deha olduğu gibi, değerlendirilmesi de müşterek sosyal zevkin süzgecinden geçmiştir. Dede Korkut da bu şekilde Türk Milletinin müşterek dehasının ve zevkinin eseridir.
Baba malından ne fayda başta devlet olmasa.
kara çelik öz kılıcı çalmayınca hısım dönmez
Karanlık gece içinde yolumu kaybetsem ümidim Allah..
Hani dediğim bey erenler,
Dünya benim diyenler,
Ecel aldı yer gizledi,
Fâni dünya kime kaldı.
Gelimli gidimli dünya,
Ahir son ucu ölümlü dünya.
Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut’u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar. Prof. Dr. Fuat Köprülü
«Nerde bir sızı var ise çeken bilir »
Gelimli gidimli dünya,
Ahir son ucu ölümlü dünya.
Ağaç ağaç der isem sana üzülme ağaç
Mekke ile Medine’nin kapısı ağaç
Musa Kelimin asası ağaç
Büyük büyük suların köprüsü ağaç
Kara kara denizlerin gemisi ağaç
Erlerin şahı Ali’nin Düldülünün eyeri ağaç
Zülfikarın kını ile kabzası ağaç
Şah Hasan ile Hüseyin’in beşiği ağaç
Eğer erdir eğer avrattır korkusu ağaç
Başına doğru bakar olsam başsız ağaç
Dibine doğru bakar olsam dipsiz ağaç
Beni sana asarlar çekme ağaç
Çekecek olursan yiğitliğim seni tutsun ağaç
Bizim elde olmalıydın ağaç
Kara hindu kullarıma buyuraydım
Seni para para doğrayalardı ağaç
Dede Korkut Kitabı Türk çocuklarının ruh ve kafa yapısını tek başına sağlam tutacak kudrette ve karakterde bir eserdir. Bu kitabı okuyan ve hazmeden bir Türk’ün kolay kolay yolunu şaşırmayacağı emniyetle söylenebilir. Her Türk’ün evinde bulunması lâzım gelen bir aziz ve yüce kitabın millî kültürün ruhlara sindirilmesinde açacağı çığır milletimizin geleceği için büyük bir teminat olacaktır.
MUHARREM ERGİN
Yalan söz bu dünyada olunca olmasa daha iyi. Gerçeklerin üç otuz on yaşını doldursa daha iyi. Üç otuz yaşınız dolsun.
Kibirlilik eyleyeni Tanrı sevmez
Göz açıp da gördüğüm,
Gönül verip sevdiğim
Bir yiğidin kara dağ yumrusunca malı olsa yığar, toplar, talep eyler, nasibinden fazlasını yiyemez.
Karanlık gece içinde yolu kaybetsem ümidim Allah
Bildiğini unutmasa akıl güzel
Çok cahiller seni gökte arar, yerde ister
Sen bizzat müminlerin gönlündesin.
Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut’u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar.
Azrail’in hiddeti tuttu, der:
‘ Bre deli kavat
Gözümün fersiz olduğunu ne beğenmiyorsun.
Gözü güzel kızların gelinlerin canını çok almışım.
Sakalımın ağardığını ne beğenmiyorsun.
Ak sakallı kara sakallı yiğitlerin canını çok almışım.
Sakalımın ağarmasının manası budur ‘ dedi.
Hanı dediğim bey erenler
Dünya benim diyenler
Ecel aldı yer gizledi
Fani dünya kime kaldı
Gelimli gidimli dünya
Son ucu ölümlü dünya
Akıbet, uzun yaşın ucu ölüm, sonu ayrılık
Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut’u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar
“Gelimli gidimli dünya,son ucu ölümlü dünya.”
Yerli kara dağların yıkılmasın.
Gölgeli büyük ağacın kesilmesin.
Taşkın akan güzel suyun kurumasın.
Kanatlarının uçları kırılmasın.
Koşar iken ak boz atın sendelemesin.
Vuruşunca kara çelik öz kılıcın çentilmesin.
Dürtüşürken alaca mızrağın ufanmasın,
Ak bürçekli ananın yeri cennet olsun.
Ak sakallı babanın yeri cennet olsun.
Hakkın yandırdığı çırağın yana dursun.
Kadir Tanrı seni nâmerde muhtaç eylemesin hanım hey!
“Bildiğini unutmasa akıl güzel.”
Vây göz açıp gördüğüm
Gönül verip sevdiğim
Vây al duvağımın sahibi
Vây alnımın başımın umudu Han Beyrek
“Allah’ın verdiği ümidin kesilmesin.”
Hani övdüğümüz bey erenler
Dünya benim diyenler
Ecel aldı yer gizledi
Fani dünya kime kaldı
Gelimli gidimli dünya
Sonucu ölümlü dünya
Türk edebiyatı tarihinin büyük âlimi Prof. Dr. Fuat Köprülü’nün derslerinde söylediği bir söz vardır: Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut’u öbür gözüne koysanız, yine dede korkut ağır basar.
Göz açıp gördüğüm, gönül verip sevdiğim
Prof. Dr. Fuat Köprülü :
Bütün Türk Edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut’u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar.
Onlar da bu dünyaya geldi geçti.
Kervan gibi kondu göçtü.
Onları da ecel aldı yer gizledi.
Gelimli gidimli dünya.
Son ucu ölümlü dünya.
Karanlık gece içinde yolunu kaybetsen ümidin nedir?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir