İçeriğe geç

Dede Korkut Kitabı 1-2 Kitap Alıntıları – Muharrem Ergin

Muharrem Ergin kitaplarından Dede Korkut Kitabı 1-2 kitap alıntıları sizlerle…

Dede Korkut Kitabı 1-2 Kitap Alıntıları

Çok cahiller seni gökte arar yerde ister
Sen bizzat müminlerin gönlündesin
Akibet, uzun yaşın ucu ölüm, sonu ayrılık
At ayağı çabuk, ozan dili çevik olur.
Kendi aslımı kendi kökümü yermem yok
Oğuz erenleri dururken seni övmem yok
Övünen erenleri hoş görmedim
Kâfir der:

Oğlan yenildinse Tanrı’na mı yalvarıyorsun, senin bir Tanrın var ise benim yetmiş iki puthânem var dedi. Oğlan der: Ya âsi mel’un, sen putlarına yalvarıyorsan ben âlemleri yoktan var eden Allah’ıma sığındım dedi.

Gök ırak, yer katı
Karanlık gece içinde yolu kaybetsen ümidin nedir
Geniş dünya başına dar oldu.
Kese kese yemeğe yahni güzel
Kesme gününde kumandan hızlı güzel
Dâim geldiğinde dursa devlet güzel
Bildiğini unutmasa akıl güzel
Hasmından dönmese kaçmasa erlik güzel
O zamanda Oğuz yiğitlerine ne kaza gelse uykudan gelirdi.
Vallah bu yiğidi gözüm gördü gönlüm sevdi
Arş şahit olsun sekizinci kat gök şahit olsun
Yer şahit olsun gök şahit olsun
Kadir Tanrı şahit olsun
Benim canım senin canına kurban olsun
Dünya tatlı, can aziz
Güzel Tanrı
Nice cahiller seni gökte arar, yerde ister
Sen bizzat mü’minlerin gönlündesin
Deli Dumrul der:
Peki ya can veren, can alan Allah Teâla mıdır?
Evet odur dedi.
Meğer hanım, Oğuz’da Duha Koca oğlu Deli Dumrul derlerdi bir er var idi. Bir kuru çayın üzerine bir köprü yaptırmıştı. Geçeninden otuz üç akçe alırdı, geçmeyeninden döve döve kırk akçe alırdı. Bunu niçin böyle ederdi? Onun için ki: Benden deli, benden güçlü er var mıdır ki çıksın benimle savaşsın, benim erliğim, bahadırlığım, kahramanlığım, yiğitliğim Rum’a, Şam’a gitsin, ün salsın der idi.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Bunalmışsın sana nolmuş?
Yandı bağrım yakıldı içim
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Beyreğe müthiş ayrılık acısı çöktü, dayanamadı, boncuk boncuk gözünün yaşı akıp gitti.
O zamanda beylerin hayır duası hayır dua, bedduası beddua idi, duaları kabul olunurdu.
Allah’ın verdiği ümidin kesilmesin.
Derlesin toplasın
Günahınızı
Adı güzel Muhammed Mustafa yüzü suyuna Bağışlasın hanım hey!
Kadir Tanrı seni nâmerde muhtaç etmesin.
Onlar da bu dünyaya geldi geçti.
Kervan gibi kondu göçtü.
Onları da ecel aldı yer gizledi.
Fâni dünya yine kaldı.
Gelimli gidimli dünya.
Son ucu ölümlü dünya.
Kara ölüm geldiğinde geçit versin.
Sağlıkta, akılla devletini Hak artırsın.
O övdüğüm yüce Tanrı dost olarak medet eriştirsin.
Oğlu olanı ak otağa, kızı olanı kızıl otağa kondurun oğlu kızı olmayana Allah Teâla beddua etmiştir, biz de beddua ederiz belli bilsin demiş idi.
Yalan söz bu dünyada olunca olmasa daha iyi.
Korkut Ata Oğuz kavminin müşkülünü hallederdi.
Korkut Ata söyledi:

Âhir zamanda hanlık tekrar Kayı’ya geçecek. Kimse ellerinden almayacak, âhir zaman olup kıyamet kopuncaya kadar.

Bu dediği Osman neslidir, işte sürüp gidiyor.

Dede Korkut Kitabı Türk çocuklarının ruh ve kafa yapısını tek başına sağlam tutacak kudrette ve karakterde bir eserdir. Bu kitabı okuyan ve hazmeden bir Türkün kolay kolay yolunu şaşırmayacağı emniyetle söylenebilir. Her Türkün evinde bulunması lâzım gelen bir aziz ve yüce kitabın millî kültürün ruhlara sindirilmesinde açacağı çığır milletimizin geleceği için büyük bir teminat olacaktır.
Destan dili bağlı olduğu dilin en güzel örneğini teşkil eder. Dede Korkut’un dili de tam bir destan dili olarak Türkçenin emsalsiz bir şaheseri durumundadır.
eren kelimesi Dede Korkut’ta henüz dinî bir mânaya bürünmemiştir.
Dede Korkut bir millî destandır. Millî destanlar, taşıdıkları vasıflar dolayısıyla, bağlı oldukları dil ve edebiyat sahaları içinde daima müstesna bir yer işgal ederler.
Türk edebiyatı tarihinin büyük âlimi Prof. Dr. Fuat Köprülü’nün, derslerinde söylediği bir söz vardır: Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut’u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar.
Oğul neylesin baba ölüp mal kalmasa.Baba malından ne fayda başta devlet olmasa.
Erin ağırını hafifini at bilir.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir