İçeriğe geç

Deal Breaker Kitap Alıntıları – Harlan Coben

Harlan Coben kitaplarından Deal Breaker kitap alıntıları sizlerle…

Deal Breaker Kitap Alıntıları

Değiştirilemeyecek şeyleri kabullenmek bilgeliktir.
Değiştirilemeyecek şeyleri kabullenmek bilgeliktir.
Lütfen beni bırak ve git. Bilirsin duygusal sahnelerden nefret ederim.
Duygusal sahne filan olmayacak.
Hep duygusal bir ortam yaratırsın sen.
Sessizlik
Sen insanları aldatan, numaracı, bencil herifin tekisin.
Selam.
Selam.
Çok tatlısın.
Hiç param yok.
Kadın gerisin geri dönüp uzaklaştı. Ne romantik bir ortam!
Ceza evlerimiz şiddete eğilimli adamların fiziksel güçlerini artırmalarını imkan vererek onların daha da güçlenmiş olarak çıkmalarını ve insanlara daha çok zarar vermelerini sağlar.
Ama hiç bu kadar çekici görünmemişti daha önce gözüne. Bazı kusurlar onu daha doğal ve daha arzulanır kılmıştı.
Siz ki kötücül ya da müşfik meramları olanlar, tuhaf biçimlere bürünür, türlü türlü görünürsünüz.
Eski bir numaraydı bu. Aslında çok az şey bildiğin halde çok şey biliyormuş gibi yapmak. Karşındakinin konuşmasını sağlamak, onu hazırlıksız yakalamak, olayların seyrine göre hareket etmek.
Erkekler genelde kadının yüzünde ağıza pek dikkat etmezlerdi. Genelde bir kadında buruna, çeneye, gözlere, elmacık kemiklerine bakarlardı.
nasıl başa çıkacağı konusunda en ufak bir fikri yoktu ama hâlâ üzerinde çalışıyordu. Hem de hararetle.
İş hayatında dış görünüş gerçeklerden çok daha fazla önemlidir.
Bu kibirli geri zekalı kendini ne sanıyor?
uyurken seyretmek hoşuna gitmişti. Eski günler gelmişti aklına. Bir gün yeniden birlikte uyuyacakları günlerin geleceğini ummuştu.
Seni olduğun gibi seviyorum, ..
Bir kadının ayak numarasından güzelliği hakkında hüküm yürütmek gibi bir şeydi bu.
İnsanlar genelde kendilerini iyi hissetmediklerinde markete alışverişe giderler.
Bir insan karanlıkta durmayı tercih edenleri bile aydınlatmaya çalışmalıdır.
Her zaman bir ihtimal vardır.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Hayatta sayısız hatalar yaptım, dedi. Aptalın tekiyim ben. Kendi kendime zarar veriyorum.
Bir odaya takılıp kalmak bana göre iş değil. Özgürlüğüme düşkünüm ben. Her işimi tek başıma halletmeyi severim.
Son bir yılını her şeyin bitmiş olması için Umut ve dua ederek geçirmişti. Ama tahmin etmeliydi, bunu bilmeliydi. Bu tip meseleler asla tam olarak bitmezdi. Bir yerlerde saklanıp orada kök salarlar bir, daha da güçlenirler ve yeniden saldırıya geçmek için hazırlık yaparlardı.
Daha sonra üzülmemek için eşeği sağlam kazığa bağlamak gerekirdi.
Senin ihtiyaçlarını karşılamak hayatımın tek amacı.
ikinci görüşüydü bugün ve değil birbirine dokunmak, henüz yüz yüze bile durmamışlardı karşılıklı.
Garipti. Çok garip.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Benden bir şey mi saklıyorsun sen?
Telefonu açarken kalbi son sürat atıyordu. Hızlı refleksler bazen insanların aleyhine işleyebilirdi. Heyecanlanacak ne vardı ki bunda? Sadece telefon çalmıştı işte.
Kariyerini en fazla on yıl kadar sürdürebileceğini, bugüne yatırım yapmanın akıllıca olacağını söylemişti. Tehlikede olan o kadar çok şey var ki. Hem de çok şey.
Tanrı kötülükleri eşit dozda dağıtmıyor maalesef.
Hayat çoğu zaman insanlara adil davranmaz.
Olasılıklar sonsuzdu. Sevdikleri birden ortadan kaybolduklarında yaratıcılıktan çok uzak düşünceler gelirdi insanların aklına.
Nasıl davranması gerektiğini daha iyi tartmalı, her olasılığa karşı hazırlıklı olmalıydı. Ama o ne yapmıştı? Sinirlerine hakim olamamış, tereddüte düşmüştü.
İnsanlar karşılarındakinden aldıkları ilk izlenimden asla vazgeçmemeyi ve geliştirmeyi severler.
Bilinmezlik bir süre sonra insanı esir ediyor.
Ne o? Bana ukalalık mı taslıyorsun şimdi de? Ha? Cevap ver bana kahrolası! Ukalalık mı taslıyorsun sen bana?
Ne dediğimi anlıyor musun?
Cehennemin dibine kadar yolun var.
Eminim bir noktada buluşabiliriz. Sen biraz fedakârlık edeceksin, ben biraz fedakârlık edeceğim.
Vücutta tam iki yüz altı kemik vardır, dedi Win. Bir dahaki sefere seninkinde iki yüz beş olacak.
Cezaevlerimiz şiddete eğilimli adamların fiziksel güçlerini artırmalarına imkan vererek onların daha da güçlenmiş olarak çıkmalarını ve insanlara daha çok zarar vermelerini sağlar. Güzel bir sistem doğrusu.
Eski bir numaraydı bu. Aslında çok az şey bildiğin halde çok şey biliyormuş gibi yapmak. Karşındakinin konuşmasını sağlamak, onu hazırlıksız yakalamak, olayların seyrine göre hareket etmek.
Hala birilerini kurtarma peşindesin değil mi Myron?
Pek sayılmaz. Sadece o çocuğa yardım etmek istiyorum o kadar.
Ve de kendine.
Aynen öyle. Ve de kendime.
Muhtemelen yüzlerce kişinin ölüm emrini veren kişilerin dahi belli kuralları vardır. Bazı aptallar bu kuralların belli bir ahlak sistemine dayandığına inanır. Oysa ahlak sistemiyle falan alakası yoktur bunun. Haydutlar için bu kurallar 1. kendilerini insancıl göstermek için, 2. kendilerini ve pozisyonlarını korumak için vardır. Bir politikacı için dürüstlük neyse, bir haydut için de ahlak odur.
Kellene fiyat biçmişler, dedi Win. Sanki bir kokteylde şakalaşıyormuş gibi rahattılar . Seni ortadan kaldıracak kişiye 30 bin dolar vereceklermiş.
Myron suratını buruşturdu. Otuz bin mi? Benim değerim bu muymuş yani. En az altmış yetmiş bin olmalıydı.
Ekonomik kriz dostum. Zor günler yaşıyoruz.
Evet. Sanırım sebebi bu.
Ölüm beni kahkahalarla güldürür, diye cevap verdi Myron. Aslında güldürmek değil de, ölümle hafiften dalga geçiyorum desem daha doğru olur.
Tanrım! Sen kaçağın tekisin.
Yüzüne karşı gülmüyorum tabii. Arkasından.
Hayat çoğu zaman insanlara adil davranmaz. Tanrı kötülükleri eşit dozda dağıtmıyor maalesef. Bazı aileler hiç yara bere almadan hayatlarını sürdürür, bazıları ise kan revan içinde kalırlar. Sizin aileniz gibi.
Sevdikleri birden ortadan kaybolduklarında yaratıcılıktan çok uzak düşünceler gelirdi insanların aklına.
Ölüler asla geri dönmezdi.
İnsanlar karşılarındakinden aldıkları ilk izlenimden asla vazgeçmemeyi ve geliştirmeyi severler.
Değiştirilemeyecek şeyleri kabullenmek bilgeliktir.
Bir insan karanlıkta durmayı tercih edenleri bile aydınlatmaya çalışmalıdır.
İçerideki diğer herkes onun yanında solgun gözüküyor, sadece bir sahne dekoru gibi duruyordu.
Değiştirilemeyecek şeyleri kabullenmek bilgeliktir.
” Mahkumların çoğu gibi hapisteki günlerinde vücut çalışıp her tarafını şişirmişti. Cezaevlerimiz şiddete eğilimli adamların fiziksel güçlerini arttırmalarına imkan vererek onların daha da güçlenmiş olarak çıkmalarını ve insanlara daha çok zarar vermelerini sağlar. ”
Hayat çoğu zaman insanlara adil davranmaz.
Garson kız hesabı getirdi.Myron hesabı ödedi.Toplam 8.50 dolar.Bay Cömert.
Vücudundan kayıp giden enerjiyi, dengeyi hissediyor musun?
Pa ra kaybetmek is..te..mem .
Değiştirilemeyecek şeyleri kabullenmek bilgelikti.
Değiştirilmeyecek şeyleri kabullenmek bilgeliktir
Bir insan karanlıkta durmayı tercih edenleri bile aydınlatmaya çalışmalıdır.
Tekvando bir dövüş sanatı olarak kabul ediliyordu.Win de Mylon’ın şimdiye kadar rastladığı en iyi sanatçıydı.☆♡
Değiştirilemeyecek şeyleri kabullenmek bilgeliktir.
“Bir insan karanlıkta durmayı tercih edenleri bile aydınlatmaya çalışmalıdır”
Hayat çoğu zaman insanlara adil davranmaz. Tanrı kötülükleri eşit dozda dağıtmıyor maalesef.
İnsanlar karşılarındakinden aldıkları ilk izlenimden asla vazgeçmemeyi ve gelistirmeyi severler.
Sohbetlerin arasına böyle Shakespeare’den alıntılar sıkıştırmayı severim. Beni kafası calışan biriymişim gibi gostermiyor mu sizce ?
Değiştirilemeyecek şeyleri kabullenmek bilgeliktir.
Hepsinin ses tonu aynıydı sanki. Hepsi birbirlerinin ikizi gibiydiler.
Benim ofisimde tamam mı?
Oh hayır olmaz.
Senin ofisin o zaman?
Olmaz.

Myron Ben yer adları söyleyeyim sende sıcak sıcak sıcak, soğuk soğuk soğuk de istersen.

Kellene fiyat biçmişler. Seni ortadan kaldıracak kişiye 30 bin dolar vereceklermiş.

Otuz bin mi? Benim değerim bu muymuş yani? En az altmış yetmiş bin olmalıydı.

Ekonomik kriz dostum. Zor günler yaşıyoruz.

Bilinmezlik bir süre sonra insanı esir ediyor.
Sessiz kal ki kendi kendini ele versin oyunu oynuyordu. Politikacı tiplerde bu numara çok işe yarardı.
O gitmiş ve her şey bitmişti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir