Alparslan Türkeş kitaplarından Dava kitap alıntıları sizlerle…
Dava Kitap Alıntıları
“Gençlik, yorgun ve yıpranmış yetişkinlerin baskı ve istismarına hedef kabul edilmiştir.”
“İnsanları insanlıktan uzaklaştıran en tiksindirici tutum, insanların diğer insanlara köle olmasıdır.”
İnsanları insanlıktan uzaklaştıran en tiksindirici tutum, insanların diğer insanlara köle olmasıdır.
Not: Adam Smith’in görüşleri:
1. “Köleler aşınması ve yıpranması olan üretim araçlarıdır”.
2. “Kölelerin aşınması ve yıpranması efendileri için bir maliyettir”.
3. “Ücretli emek, aşınma ve yıpranma maliyetinin [işvereni] ile paylaşılmaması nedeniyle [işvereni] açısından daha az maliyetli bir üretim aracıdır”.
Adam Smith’in bu görüşlerinin 1800’li yılların başından itibaren geniş ölçüde benimsenmeye başladığı ve geleneksel köleliğin yüksek maliyetli olması yerini modern köleliğin düşük bir maliyetle sürdürülmesine bırakması sonucu 1833 yılında bütün İngiliz İmparatorluğu’nda köleliğin kaldırıldığı görülmektedir.
Fikirler, ülküler ve inançlar silah kuvveti ile polis gücü ile veya kaba kuvvetle hiçbir zaman ezilemez, önlenemez ve yenilemez.Fikir, ülkü ve inançlar ancak kendilerinden daha doğru, daha güçlü, daha üstün fikir, ülkü ve inançlarla yenilgiye uğratabilirler.
Gayeye ulaşma yollarımız ise, Türk milletini uyandırma, ona yeni bir yaşama gücü ve hızı verme, milli tarihe ve Türklük şuuruna dayanan, modern ilmi ve yüksek ahlâkı önder kabul eden yeni bir yaşama felsefesi ile doldurarak çalışmaya ve harekete sevk etmektir. Vatandaşlarımıza, içten ve dıştan çevrili bulunduğumuz tehlikeleri anlatma ve yurdumuzun kurtuluş ve yükseliş davasını, halka mal etme suretiyle büyük hamleyi gerçekleştirmektir. Gayeye ulaşabilmenin diğer yollarından biri ise, millete önderlik edecek olan aydınları yetiştirme, onları halk sevgisiyle doldurarak, kişisel bencillikten uzak, halk gibi, halkla beraber yaşayarak halk için çalışan insanlar durumuna getirmek ve böylece halk ile aydını karıştırmaktır.
İnsanlar inançla, ülküyle yaşarlar, mutlu olurlar ve yükselirler. İnançsız ve ülküsüz bir kimse kendisini boşlukta bulur ve sadece içgüdülerinin tesiri altındaki olaylar içinde sürüklenir, davranışları ve hayatı tesadüflere bağlı kalır.
İnsanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısı olma hareketini geliştireceğiz.
Türk Milleti omuzlarında yalnız kendi kaderini değil, insanlığın da kaderini taşımaktadır. Çünkü Türk Milleti insanlığa iyiliği tavsiye etmek, kötülükten vazgeçirmek için yaratılmıştır. Buna en büyük şahit tarihtir.
Davran ey Türk Oğlu ! Davran artık
Türk gencini ve halkını milli şuur ve milli değerlerle yetiştirmek onlara bu ruhu aşılamak, eğitimin ilk vazifesi olmalıdır.
Komünistlere göre, komünist ve sosyalist olmayan her şahıs faşisttir. Türkiye’de faşist bulunmadığına göre, faşist kelimesini kullanan, halkımızı, ordumuzu, polisimizi faşistlikle suçlayan her kişi, unutmayınız komünisttir.
Her hakikat önce bir hayal ile başlar.
Dalından kopan bir yaprağın kaderini rüzgar tayin eder.
Bir BOZKURT gibi davran ! Gayrete gel ; Çalışmaya koyul . Eski günler yeniden doğsun ; Zafer ve şan bayrakları ufuklara doğru yeniden açılsın . Her şeyin üstünde büyük Türkiye
Bizim bahtiyar Türkiye’miz yükselsin !
Bizim bahtiyar Türkiye’miz yükselsin !
İnanmış kişiler yenilmez.
Devlet, kadife eldiven içinde demir bir yumruktur.
İnsanlar sıkıntılara katlanabilirler ama insanlar haksızlığa, adaletsizliğe katlanamazlar.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Medeniyetler, devletler para ile değil, inançla kurulurlar; parasızlıktan değil, inançsızlıktan çökerler.
Gençlik, yorgun ve yıpranmış yetişkinlerin baskı ve istismarına hedef kabul edilmiştir.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Bugün Türkiye’miz büyük bir ahlak buhranı içinde bulunmaktadır. Her tarafta rüşvet, iltimas alınmış yürümüş, ciddiyetsizlik, disiplinsizlik, toplumda adete bir kaide haline gelmiş, devlet işlerinde ise Laubalilik her kademeyi sarmış bulunmaktadır. Halk ise, baskı altında bunalmış olup, rüşvetsiz olarak işlerini gördüramaz haldedir.
Yüzümüzü daima maziye ve geriye çevirmemeliyiz. Geçmişteki olaylar geçmiştir. Onları bir daha geri getirip değiştirmeye imkan yoktur. Şimdi yüzümüzü geleceğe çevirerek, kudretli, güçlü büyük Türkiye’yi kurmak için elele, kardeşlik duyguları içinde çalışmaya koyulmalıyız.
Sizlerin temiz duygularınızı, merhamet ve şefkatinizi tahrik ederek, oylarınızı almak isteyenlere karşı dikkatli olmalısınız. Partileri de, particiliği de, her çeşit didişme ve çekişmeleri de bir kenara atarak birleşmeliyiz ve Milli Birliğimizi her şeyin üstünde tutmalıyız.
Birleşiniz, affediniz, hoş görünüz, seviniz, bir olunuz.
Zafer ülkü kaynağının çeşmesidir. Zafer birçok gönüllerin birleşmesidir. Gönülleri birleşenler, selam sizlere. Uzaklarda dertleşenler, selam sizlere
Sizlerin temiz duygularınızı, merhamet ve şefkatinizi tahrik ederek, oylarınızı almak isteyenlere karşı dikkatli olmalısınız. Partileri de, particiliği de, her çeşit didişme ve çekişmeleri de bir kenara atarak birleşmeliyiz ve Milli Birliğimizi her şeyin üstünde tutmalıyız.
Birleşiniz, affediniz, hoş görünüz, seviniz, bir olunuz.
Zafer ülkü kaynağının çeşmesidir. Zafer birçok gönüllerin birleşmesidir. Gönülleri birleşenler, selam sizlere. Uzaklarda dertleşenler, selam sizlere
Bir insana “Hürsünüz işte size siyasi haklarınızı tanıyoruz, istediğiniz yere reyinizi verebilirsiniz.”der, fakat arkasından el altında “Şu tarafa rey vermezseniz işinizden çıkarırım.” korkusunu, tehdidini koyarsınız, onun hürriyeti bir mana ifade etmez.
Türk Milletinin, Türk toplumunun her manada hür olmasıyla mutlu olacağına, yükselebileceğine inanmaktayız. Bu bakımdan her ne bahaneyle olursa olsun, her ne isim altında olursa olsun, insanları Hürriyetsizliğiye sürükleyen her çeşit davranışa karşıyız. Hürriyet derken sadece siyasi hürriyeti değil, ekonomik hürriyeti, sosyal hürriyeti, ilim hürriyetini, kısacası İnsan Hakları Beyannamesi’nde ve Birleşmiş Milletler Anayasası’nda ifadesini bulun tüm hürriyetleri bir bütün olarak kastetmekteyiz.
İnsanın en iyi, hürriyet içinde gelişebilecekleri ve mutlu olabilecekleri inancındayız. İnsanların hür olabilmesi için, hürriyetin olabilmesi için onların mülkiyet ve varlık sahibi olması lazımdır.
Mesela; Gezi hürriyetimiz var, ama cebimizde beş kuruşumuz yok. Bu durumda yerinden gezi hürriyetinden bahsedilebilir mi?
Gezi Hürriyet vadeden eden kanunların işleyebilmesi için, iktidarların bunu gerçekleştirebilecek ekonomik imkanı sağlaması, gerekli tedbirleri alması lazımdır.
Mesela; Gezi hürriyetimiz var, ama cebimizde beş kuruşumuz yok. Bu durumda yerinden gezi hürriyetinden bahsedilebilir mi?
Gezi Hürriyet vadeden eden kanunların işleyebilmesi için, iktidarların bunu gerçekleştirebilecek ekonomik imkanı sağlaması, gerekli tedbirleri alması lazımdır.
İslam’da, Allah’tan başkasına kul olmak yasaktır. Bu tam ve Kâmil manada hür olmak demektir
Disiplinsiz bir hürriyet anarşi, hürriyetsiz bir disiplin anlayışı ise, diktatörlüktür.
İnsanları insanlıktan uzaklaştıran en tiksindirici tutum,insanların diğer insanlara köle olmasıdır.
Ülküsüz insan çamurdan farkı olmayan bir varlıktır!
Milliyetçiliği suç kabul ediyorsanız,ölünceye kadar bu suçun faili olacağım.
Hiç bir milliyet maneviyatayız ayakta duramaz.
Ülküsüz insan, çamurdan farkı olmayan bir varlıktır.
Milliyetçiliği suç kabul ediyorsanız,ölünceye kadar bu suçun faili olacağım.