Robert Charles Wilson kitaplarından Darwinya kitap alıntıları sizlerle…
Darwinya Kitap Alıntıları
İnsan niyet eder, Tanrı hallederdi; belki niyetini değil ama bir şeyin Tanrının eseri olduğunu anlamamak mümkün değildi..
1912: MART
Guilford Law, Dünya’nın değiştiği gece on dördüne bastı.
Tarihin dönüm noktası, olacağı olmuştan ayıran geceydi ama bunların hepsinden önce onun yaş günüydü sadece. Kış gölleri kadar derin, soğuk ve bulutsuz bir gök altındaki, mart ayının bir cumartesi günüydü. Bütün öğleden sonrayı abisiyle çember çevirerek ve dondurucu havaya buğulu nefesler üfleyerek geçirdi.
Guilford Law, Dünya’nın değiştiği gece on dördüne bastı.
Tarihin dönüm noktası, olacağı olmuştan ayıran geceydi ama bunların hepsinden önce onun yaş günüydü sadece. Kış gölleri kadar derin, soğuk ve bulutsuz bir gök altındaki, mart ayının bir cumartesi günüydü. Bütün öğleden sonrayı abisiyle çember çevirerek ve dondurucu havaya buğulu nefesler üfleyerek geçirdi.
Gerçek sıklıkla basittir. Kandıracak kadar basit. Ama cahilliğini bir miharaba koyup adına Tanrı demeyeceğim.
Var olmak algılanmaktır.
Bilim bakmak demekti özel bir tarzda bakmak. Özellikle de anlamadığınız şeylere dikkatle bakmak. Söz gelimi yıldızlara bakmak ve onlardan korkmamak, onlara tapmamak, sadece sorular sormak, bir sonraki ve onun ardındaki sorulara açılacak kapıların anahtarlarını bulmak.
Bilim bakmak demekti. Özel bir tarzda bakmak. Özellikle de anlamadığınız şeylere dikkatle bakmak.
bir atomu yanlış yere koy ve dünyalar çarpışsın.
herkesin ölmeye hakkı vardı. hiç kimse yüz sene sürecek bir kederi hak etmiyordu.
Sıfır boylamının yaklaşık 15 derece batısı ile ekvatorun 40 derece kuzeyinin ötesinde ise sessizlik kesintisiz ve mutlak kaldı.
Astronom Givionni Schiaparelli, 1877’de Mars kanallarının haritasını çıkarmıştı.
Bir dünya sona ermiyor, yeni bir dünya başlıyordu. Yeni bir yüzyıl diye düşündü.
Çünkü her çağ ya ölmekte ya da doğmakta olan bir düştür ”
-A. W. E. O’SHAUGHNESSY
“ Esse est percipii “
“ Var olmak algılanmaktır “.
Piskopos Berkeley
“ Var olmak algılanmaktır “.
Piskopos Berkeley
İç Savaş başka bir neslin kıyametiydi. Bu neslin kendi kıyameti vardı.
Bilim bakmak demekti özel bir tarzda bakmak. Özellikle de anlamadığınız şeylere dikkatle bakmak. Söz gelimi yıldızlara bakmak ve onlardan korkmamak, onlara tapmamak, sadece sorular sormak, bir sonraki ve onun ardındaki sorulara açılacak kapıların anahtarlanı bulmak.
İLKBAHAR, YAZ 1920
“Ey siz ikiyüzlüler, gökyüzünün farkındasınız; ama zamanımızın alametlerinin farkında değil misiniz?
—ST. MATTHEW İNCİLİ
“Ey siz ikiyüzlüler, gökyüzünün farkındasınız; ama zamanımızın alametlerinin farkında değil misiniz?
—ST. MATTHEW İNCİLİ
Bilim bakmak demekti.Özel bir tarzda bakmak.Söz gelimi yıldızlara bakmak ve onlardan korkmamak,onlara tapmamak,sadece sorular sormak,bir sonraki ve onun ardındaki sorulara açılacak kapıların anahtarlarını bulmak.
Eğer kıta sadece sekiz yaşındaysa, nesli tükenmiş bir türden nasıl söz edebiliriz? Kıtanın bir tarihe sahip olduğunu varsayıyorsunuz. Var sayım değil bir çıkarım. Ah bu bilindik bir tartışma. Sadece ne tarafta olduğunuzu merak ettim. Sorun şu ki bizim iki tarihimiz var. Bir kıta, iki tarih.
Martılar Darwinya’ya göç eden ilk dünyalı göçmenlerdendi; onları insanlar, buğday, arpa ve patates izlemiş, ardından yaban çiçekleri (altınkamışlar, çit sarmaşıkları), sıçan, sığır, davar, bit, pire ve hamamböcekleri gelmişti; kıyı yerleşkelerinin biyolojik yahnisiydi bu.
Mars’ın da mevsimleri vardır, Guilford, tıpkı Dünya gibi. Kutup buzları yazın geri çekilir, karanlık bölgeler genişler. Gezegen büyük bir ihtimalle oksitlenmiş bir demir çölü olduğu için kırmızımsı görünür. Ama son zamanlarda rengi solmaya başladı.
Çünkü her çağ ya ölmekte ya da doğmakta olan bir düştür ”
-A. W. E. O’SHAUGHNESSY