İçeriğe geç

Dar Ayakkabıyla Yaşamak Kitap Alıntıları – Duşan Kovaçevic

Duşan Kovaçevic kitaplarından Dar Ayakkabıyla Yaşamak kitap alıntıları sizlerle…

Dar Ayakkabıyla Yaşamak Kitap Alıntıları

1 Mayıs! 1 Mayıs!
1 Mayıs cennetimiz!
1 Mayıs gururumuz!
Gururu, mutluluğu tüm işçilerin!
Mutluluğumuzun sonu gelmez
Söylediğimiz şarkı 1 Mayıs olunca!
Tek ihtiyacımız olan şey ADALET! Sadece hakkımızı istiyoruz.
Zorbalığa ve işçilerin öldürülmesine yeter!
1 Mayıs! 1 Mayıs!
1 Mayıs cennetimiz!
1 Mayıs gururumuz!
Gururu, mutluluğu, tüm işçilerin!
Mutluluğumuzun sonu gelmez
Söylediğimiz şarkı 1 Mayıs olunca!
Dünyanın tüm zenginliğini verseler, yeniden dünyaya gelmek istemem.
Televizyonu çok izleyen insanlar, bilgili insanlardır. Televizyona inanan insanlar ise aptaldır
Ahlak, etik, siyaset, namus, onur, şeref, uluslararası haklar, iklim, aşk ve ölüm gibi kavramların anlamı değişti. Ölüm ise sadece ölümün devamıdır. Yaşam denilen kısa bir aradan sonra O zaman neden kısacık yaşamımızı, acıyla ve korkuyla geçirelim. Ölüm korkunç değil, korkunç olan peşimizi bırakmayan gelenek ve göreneklerimiz
Hırsızlar, namuslu insanların kaderini belirliyor. Böyle iktidarın içine sıçayım
Zorbalığa ve işçilerin öldürülmesine yeter!
RADA: Dünyanın tüm zenginliğini verseler, yeniden dünyaya gelmek istemem. Yaşadığımız sıkıntıları düşününce
İSA: Neler konuşuyorsun Rada? Tahtaya vur
STEVA: Biraz daha düşünüp, hayata buradan bakınca, çok zor anlar yaşadığımızı görüyorum. Ama iyi günlerimiz de oldu. İnkâr etmemek lazım. İyi günümüz de oldu
Hiçbir zaman insan gibi anlaşamadık, para için kendimi sattık.
Dünyanın tüm zenginliğini verseler, yeniden dünyaya gelmek istemem.
Hırsızlar, namuslu insanların kaderini belirliyor. Böyle iktidarın içine sı*ayım
Ölüm korkunç değil, korkunç olan peşimizi bırakmayan gelenek ve göreneklerimiz
Hiçbir şey o kadar ağır gelmezdi. biraz daha itinalı davranıp sizler için yapmaya çalıştıklarıma saygı duysaydınız Bir kez olsun teşekkür bile etmediniz
Güzel ve genç kadınların, mafya tiplilerde buldukları nedir acaba? sadece para söz konusu değil herhalde
Biraz daha düşünüp, hayata buradan bakınca, çok zor anlar yaşadığımızı görüyorum. Ama iyi günlerimiz de oldu. İnkâr etmemek lazım. İyi günümüz de oldu
Hırsızlar, namuslu insanların kaderini belirliyor. Böyle iktidarın içine sıçayım
Sakinleşin ve değişen dünyada olup biteni kabul edin! Ahlak, etik, siyaset, namus, onur, şeref, uluslararası haklar, iklim, aşk ve ölüm gibi kavramların anlamı değişti. Ölüm ise sadece ölümün devamıdır. Yaşam denilen kısa bir aradan sonra O zaman neden kısacık yaşamımızı, acıyla ve korkuyla geçirelim.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Fakir de olmak zor, zengin de
Hırsızlar, namuslu insanların kaderini belirliyor. Böyle iktidarın içine sıçayım
Biri şöyle demiş: Topuğu olmayan adama rastlayıncaya kadar, her gün ayakkabım yok diye ağlardım.
İyi niyet, dikkat ve anlayış hem insanlar için,
hem de hayvanlar için geçerlidir.
Hangi açıdan baktığınıza bağlı. Dışarıdan bakarsanız, evet küçük bir maymun kafesindeyiz. Buradan dışarıya bakarsanız, dünyanın büyük bir maymun kafesi içinde olduğunu görürsünüz. Sorun, hangi açıdan
baktığınızda
Televizyonu çok izleyen insanlar, bilgili insanlardır. Televizyona inanan insanlar ise aptaldır.
Hırsızlıktan ikiyüz elli yıl hapis yatması gerekirken, emeklerini çaldığı bu insanIarın orospu olmasını istiyor. Hırsızlar, namuslu insanların kaderini belirliyor. Böyle iktidarın içine sıçayım!..
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
İnsan diyemeyeceğin insan var mı hala bu ülkede?
Birlik olmadığımız için iflas ettik! Kavga edip birbirimizden nefret ettiğimiz için, hiçbir zaman insan gibi anlaşamadık. Para için kendimizi sattık.
Sinirlerim tamamen bozuldu. Günde beş paket sigara içiyorum, içki içmeye de başladım. Uyuşturucu kullanmayı da düşünüyorum. Bir daha normal bir insan olamayacağımdan korkuyorum.
Ben de insanım.. kadın kandan ve etten, duyguları ve sinirleri olan iki yıldır erkek arkadaşım yok sizlerle müzakerelere başladığımdan beri sokakta giderken kendi kendime konuşuyorum İnsanlar benden kaçıyor, onlara bakınca karşıya geçiyorlar Kaçıyorlar Herkes benden kaçıyor
STEVA: Ben beyefendi değilim. Bana sefil, adamcağız, bedbaht diyebilirsiniz İsa öldün mü?
İSA: Daha değil
Veseli: Normal değilsin seeen!
Steva: Değilim tabii ki!
İSA: Alarm neden havlıyor?
Dünyanın tüm zenginliklerini verseler, yeniden dünyaya gelmek istemem. Yaşadığımız sıkıntıları düşününce
Sakinleşin bayan! Sakinleşin ve değişen dünyada olup biteni kabul edin! Ahlak, etik, siyaset, namus, onur, şeref, uluslararası haklar, iklim, aşk ve ölüm gibi kavramların anlamı değişti.
Reklam onu öldürdü O kadar yoldan sağ döndü, reklam ise onu öldürdü
Kırk yıldır yüzlerce milyon dolar ‘kazanan’ fabrika, soyguncular tarafından ‘özelleştirilince’ zarara girdi!
Bizim trajedimiz kalbini acıtmasın. Bana cesur, güçlü, gururlu ve adaletli ol, dedin ya! Ve her şeyden önce, namuslu! Ben ve tüm işçiler bunu tek bir nedenden dolayı, bize yapılan bu adaletsizliği dünyaya duyurmak için yapıyoruz. Hayatım boyunca birçok işte çalıştım, biliyorsun bunu. Ama namusumla
Yirmi sekiz yılını ayakkabı yapıştırma presi başında geçirmiş. Yirmi sekiz yıl yapıştırıcı koklamış. Her gün sekiz saat. Bunun sonucu ise felaket. Bugün Veseli, ‘konuşurken hırlıyor’. Nedeni de ‘akciğer iltihabı’.
Her kamyona isim verdim. Her birinin ruhunu bilirdim. Hiçbiri de beni yarı yolda bırakmadı, ihanet etmedi, insanların bana ihanet ettiği, ölüme terk ettiği gibi
Özelleştirilmiş, soyulmuş, yok edilmiş bu fabrika, insani felaket anıt ına dönüştürülmüstür! 4000 işçi, 4000 aile sokakta, yiyecek ekmek parası bile yok!
Açlık grevine başladığınız günden beri, ağzıma bir lokma atmadım. Yemek masasına oturduğum an, siz aklıma geliyorsunuz; burada nasıl yavaş yavaş öldüğünüz aklıma geliyor ve ve sizleri ben ölüme mahkûm etmişim gibi vicdan azabı duyuyorum. Açlık grevine başladığınızdan beri, bir hafta içinde iki kilo sakinleştirici ve bir kilo da kendimi yedim.
SUNUCU: Pardon! YETER’in anlamı nedir?
STEVA:Ne yazıyorsa, odur! Zorbalığa ve işçilerin öldürülmesine yeter!
1 Mayıs! 1 Mayıs!
1 Mayıs cennetimiz!
1 Mayıs Gururumuz!
Gururu, mutluluğu, tüm işçilerin!
Mutluluğumuzun sonu gelmez
Söylediğimiz şarkı 1 Mayıs olunca!
Dünyanın tüm zenginliğini verseler, yeniden dünyaya gelmek istemem.
Televizyonu çok izleyen insanlar, bilgili insanlardır. Televizyona inanan insanlar ise aptaldır.
Ölüm korkunç değil, korkunç olan peşimizi bırakmayan gelenek ve göreneklerimiz
Sakin ve huzurlu uyku istiyorsanız!
Hayattan bıktıysanız, sonsuzluğa yolculuk etmek istiyorsanız, bizimle gelin sizin şirketiniz:
HoP HoP TAVŞAN HoP! HoP! HoP!
Rahat ve huzurlu yolculuk garantisi veriyor.
100 bin euro keş! ondan sonra Mercedes’e binip göl kenarındaki eve gider.
-Sonra hırsızlar evi basar, seni öldürür, paranı alır ve Mercedes’le geri döner.
Onun ayakkabıları beş numara küçük. Benimkiler ise, iki numara küçük ve zorla yürüyorum. Onun durumunu düşünemiyorum bile.
-İsa Bey, ayakkabılar sıkıyor mu?
-Hem de nasıl Bir an önce ölmek istiyorum.
Gel gidelim kerevize..
Sizin ölümünüz, sevdiklerinizin gülümsemesini geri getirecektir.
Hırsızlar, namuslu insanların kaderini belirliyor. Böyle iktidarın içine sıçayım.
Normal bir ayakkabı giysem de, insan gibi ölsem
Açlık grevine başladığınızdan beri, bir hafta içinde sadece iki kilo sakinleştirici ve bir kilo da kendimi yedim.
Zor dönemlerde, açlığın hüküm sürdüğü zamanlarda, insan her şeyi yer. Bizim gezegende on trilyon farklı türden böcek yaşıyor. Bunların bazıları protein kaynağıdır: çekirgeler, karıncalar, kozalar..
Tüplerle çalışırken, sigara içiyorsun.
Pardon YETER’in anlamı nedir?
“Hırsızlar namuslu insanların kaderini belirliyor. Böyle iktidarın içine sıçayım..”
Hayatını yemek yaparak geçirmiştir ancak, sonunda açlıktan ölür.
“Hırsızlar namuslu insanların kaderini belirliyor. Böyle iktidarın içine sıçayım..”
Acı hayatlar, kötü kaderler Kimin hayatı daha trajik belli değil.
Finlandiya’nın Lapland şehrinde, şiddetli kış dönemlerinde, insanlar ağaç kabuklarını öğütüp ekmek yapıyorlar New York boyunca uzanan Adirondack Dağlarının ismi, Kızılderililerin Algonik dilinde ağaçları yiyenler anlamına geldiğini biliyor muydunuz? En çok kayın, söğüt, akça ağacın kabukları yenilir. Özellikle çam ağacının kabuğunu iyi hazırlarsan, parmaklarını yalarsın Birkaç yıl önce, Pekin’de gömülü bulunan madenciler, deri kemerlerini yiyerek hayatta kalmışlar!
Ölmem gerekiyorsa insan gibi ölürüm. Toplu intihar eden bir tarikat gibi değil.
Dünyanın tüm zenginliğini verseler, yeniden dünyaya gelmek istemem.
MALDiV BEY Onlar bir tek televizyona inandılar. Televizyonu çok izleyen insanlar, bilgili insanlardır. Televizyona inanan insanlar ise aptaldır
sakinleşin ve değişen dünyada olup biteni kabul edin. Ahlak, etik, siyaset, namus, onur, şeref uluslararası haklar, iklim, aşk ve ölüm gibi kavramların anlamı değişti. Ölüm ise sadece ölümün devamıdır. Yaşam denilen kısa bir aradan sonra O zaman neden kısacık yaşamımızı, acıyla ve korkuyla geçirelim. Ölüm korkunç değil, korkunç olan peşimizi bırakmayan gelenek ve göreneklerimiz O yüzden burada, mutlu ve şarkı söyleyen tavşanlalımız var onlarla birlikte bu dünyayı terk etmek acı vermez, Hatta eğlenceli..
İSA Sağ ol Steva Bir de mezarıma direksiyon gömün Direksiyonun altında da sonsuzIuğa göçtü.. yazılsın.

MALDİV BEY Sonsuzluğa göçtü!.. Ooo bak sen şuna, ooo Dante, ooo Petrarca ooo Shakespeare Büyük şairler duydunuz mu bunu!

İSA
Pinokyo’nun dedesinin kim olduğunu bilmiyor musunuz?!! Ağaç Pinokyo’nun babası Gepetto, onu ağaçtan yaptı. Onun dedesi bor ağacı. Sibirya’da eksi 50 derecede, beni o ağaca bağladılar Antola’da ise canlı timsaha
Hırsızlıktan ikiyüz elli yıl hapis yatması gerekirken, emeklerini çaldığı bu insanIarın orospu olmasını istiyor. Hırsızlar, namuslu insanların kaderini belirliyor. Böyle iktidarın içine sıçayım.
MALDiV BEY Tamam, tamam İktidara küfrermeyelim..
MALDİV BEY Topuğu olmayan adama rastlayıncaya kadar, her gün ayakkabım yok diye ağlardım,

VESELİ Normal bir ayakkabı giysem de, insan gibi ölseeem.

Güzel söylemeniz önemli değil, önemli olan şarkı söylemeniz. Onu sevdiğinizi anlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir