İçeriğe geç

Daisy Jones ve The Six Kitap Alıntıları – Taylor Jenkins Reid

Taylor Jenkins Reid kitaplarından Daisy Jones ve The Six kitap alıntıları sizlerle…

Daisy Jones ve The Six Kitap Alıntıları

Hayatı yaşarken kendi zihnine o kadar gönülmüş oluyorsun ki kendi acıların etrafında dönüp duruyorsun.
Özgüven, ara sıra kötü olmanın bir sorun olmadığını bilmektir, iyi olduğunu düşünmek değil.
Her şey senin olduğunda, başka birilerinin ufak bir şeyler elde etmesi sanki senden bir şeyler çalmışlar gibi hissetmene neden olur.
Müziğin bu yanını hep çok sevmişimdir. Sesler ya da kalabalıklar ya da iyi zamanlar değil, ağzından öylece dökülüveren sözler – duygular, hikayeler ve gerçeklik.
Erkekler genelde kadınlara insan gibi davrandıkları için bir madalyayı hak ettiklerini düşünür.
Başka birinin ilham perisi olmaya kesinlikle niyetim yoktu.
Ben bir ilham perisi değilim.
Ben bir insanım.
Siktiğimin hikayesinin sonu.
Karen: Erkekler genelde kadınlara insan gibi davrandıkları için bir madalyayı hakettiklerini düşünür.
biliyorum, kırabilirsin beni
ama ben, beni koruyana sakladım kendimi
genç yıldızlara benziyoruz
çünkü eski yaraları göremiyoruz
ah sen gecenin peşindesin ama
senin peşinde de bir kabus var
uyuyamadığında insanın aklına hep seni yeterince sevmemiş olanlar gelir. hep acaba geleceğiniz nasıl olurdu diye düşünürsün ve asla bilemezsin. belki de bilmek istemezsin.
dürüst olayım, o tür bir aşkın benim gibi kadınlar için var olduğuna inanamıyordum.
keşke birileri bana aşkın eziyet olmadığını söylemiş olsaydı. çünkü ben aşkın seni ikiye bölecek, kalbini kıracak ve onu en kötü biçimde bırakacak bir şey olması gerektiğini düşünüyordum. aşkın bombalardan, gözyaşlarından ve kandan oluştuğunu sanıyordum. seni ağırlaştırılması değil hafifletmesi gerektiğini bilmiyordum. hem ne var biliyor musun? bunları bilsem bile ona kucak açar ya da değerini bilir miydim, bilmiyorum.
hayatında seni yanlışa yönlendirecek hiçbir şey yapmayacak bir insan olmalı. seninle aynı fikirde olmayabilirler. hatta zaman zaman kalbini de kırabilirler. ama sana her zaman doğruyu söyleyeceğinden emin olacağın en az bir insan olmalı.
kadınlar seni paramparça eder, biliyor musun? herhalde herkes herkesi kırar ama kadınlar hep ayağa kalkar, hiç farkettin mi? kadınlar hep sağlam durur.
pişman olacağın şeylerin bir listesini yap,
sigaradan da önce gelirim.
artık ruh eşi denen şeye inanmıyorum ve hiçbir şey aramıyorum. ama eğer inansaydım, ruh eşinin sende olmayan her şeyi taşıyan, sende olan her şeye ihtiyaç duyan biri olduğuna inanırdım. seninle aynı şeylerden mustarip biri değil.
galiba diğer herkes rüyalarının peşine düşünürken bazılarımız da kabuslarımızın peşine düşüyoruz.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
seçilmiş olanlar, seçilmiş olduklarını hiçbir zaman fark etmezler. herkesin önüne aynı altın halının serildiğini düşünürler.
hiçbir tavsiye, hiçbir vaaz ya da zincire vurmak, durmak istemeyen birini durduramamıştır.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
insanın aşmayacağı sınırlar vardır. ama sonra aşarsın. ve birden o tehlikeli bilgiye vakıf olursun: sen bir kuralı çiğnedin diye dünya anında yıkılmaz.
kötü bir dönemin başlangıcıydı. kendim olmadığım bir dönemin. aslında, hayır. bu şekilde ifade etmekten hoşlanmıyorum. insanın kendi olmadığı bir dönem olmaz. sen sensindir. sadece, bazen… olduğun kişi boktandır.
erkekler genelde kadınlara insan gibi davrandıkları için bir madalya hak ettiklerini düşünür.
başka birinin ilham perisi olmaya kesinlikle niyetim yoktu.
ben bir ilham perisi değilim.
ben bir insasım.
siktiğimin hikayesinin sonu.
seksi ve aşkı zor yoldan öğrendim. erkeklerin istediklerini aldıklarını ve kendilerini asla borçlu hissetmediklerini, bazı insanların yalnızca senden bir parça istediklerini.
‘Bence insanlara, onların bunu hak etmesini beklemeden inanmamız gerekiyor. Öbür türlüsü inanmak olmaz, değil mi?’
Yani uyuşturucunun etkisinden çıkmak bir noktadan sonra akıl sağlığını yeniden keşfetmeye benzemeye başlıyor.
Ve akıl sağlığını yeniden keşfettiğinde, en başta neden kaçmak istediğinin kokusunu alman an meselesidir.
Trajedilerde sanki dünyanın sonu gelmiş gibi hissedersin ama sonra dünyanın sonunun asla gelmediğini fark edersin. Hiç durmaz. Hiçbir şey onu bitiremez.
Herkes birilerinin ona doğru aynayı tutmasını ister.
Kötü bir dönemin başlangıcıydı. Kendim olmadığım bir dönemin. Aslında, hayır. Bu şekilde ifade etmekten hoşlanmıyorum – insanın kendi olmadığı bir dönem olamaz. Sen hep sensindir. Sadece, bazen olduğun kişi boktandır.
Bence insanlara, onların bunu hak etmesini beklemeden inanmanız gerekiyor. Öbür türlüsü inanmak olmaz, değil mi?
Yolda olduğunda gerçek yaşamla uğraşmak zorunda kalmazsın. Sanki durdurma düğmesine basmış gibi hissedersin.
Ama hayatında onun kim olduğuyla gerçekten ilgilenen hiç kimse yok, özellikle de ailesi. Bu da onu gerçekten kırıyor. Ama büyüyünce bir ikon olmasının sebebi de bu.
Kırgın, güzel insanları severiz.
Gerçek, çoğu zaman ortada sahipsiz kalır.
Her şey senin olduğunda, başka birilerinin ufak bir şeyler elde etmesi sanki senden bir şeyler çalmışlar gibi hissetmene neden olur.
Özgüven, ara sıra kötü olmanın bir sorun olmadığını bilmektir, iyi olduğunu düşünmek değil.
Bence insanlara, onların bunu hak etmesini beklemeden inanmamız gerekiyor. Öbür türlüsü inanmak olmaz, değil mi?
İnsanın aşmayacağı sınırlar vardır. Ama sonra aşarsın. Ve birden o tehlikeli bilgiye vâkıf olursun: Sen bir kuralı çiğnedin diye dünya ânında yıkılmaz. Büyük, siyah bir sınır çizgisini alıp biraz grileştirirsin. Artık o çizgiyi her geçtiğinde biraz daha grileşir ve sonunda etrafına bakınıp, Bir ara buralarda bir çizgi vardı galiba, diye düşünürsün.
ne yaptığıma ya da yapmak istemediğimi bildiğim şeyleri neden yaptığıma dair hiçbir fikrim yoktu
hayatında onun kim olduğuyla gerçekten ilgilenen hiç kimse yok
Sanat hiç kimseye hiçbir şey borçlu değildir. Şarkılar hislerle ilgilidir, gerçeklerle ilgili değil.
Kadınlar seri paramparça eder, biliyor musun? Herhalde herkes herkesi kırar ama kadınlar hep ayağa kalkar, hiç fark ettin mi? Kadınlar hep sağlam durur.
Erkekler genelde kadınlara insan gibi davrandıkları için bir madalyayı hak ettiklerini düşünür.
Ben bir ilham perisi değilim.
Ben bir insanım.
Siktiğimin hikayesinin sonu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir