İçeriğe geç

Çocuklukta İhmalin İzi: Çözümler Kitap Alıntıları – Jonice Webb

Jonice Webb kitaplarından Çocuklukta İhmalin İzi: Çözümler kitap alıntıları sizlerle…

Çocuklukta İhmalin İzi: Çözümler Kitap Alıntıları

Her çocuk, ebeveynleri dikkatli olduğunda kim olduğu konusunda net bir fikir geliştirir ve kim olduğunu fark eder. Çocukken ebeveynlerinin gözlerine bakıp kendini orada gördüğünde, kendin hakkında bir şeyler öğrenirsin. Ebeveyniniz nazik ve duyarlı bir çocuk olduğunuzu gördüğünde, kendiniz hakkında bu bilgiyi öğrenirsiniz. Ebeveynleriniz sizin kolayca utanmaya eğilimli olduğunuzu görürse, kendinizle ilgili bu bilgiyi edinirsiniz. Ebeveynleriniz sizin ciddi, zeki, utangaç, sevimli, çeldirilebilir, enerjik, güvenilir, sadık, cömert, futbolda iyi olduğunuzu anlarsa , siz de kendinizle ilgili bu özellikleri anlarsınız .
Ebeveynlerinizin gözlerine baktığınızda yetersiz, belirsiz ya da doğru olmayan bir yansımanızı görürseniz, gerçekten kim olduğunuzu öğrenme fırsatına sahip olamazsınız. Bu durum sizin hayatınızı gerçek doğanız ile ilgili eksik bilgiyle yaşamanıza neden olur. Kariyer seçiminizden, nerede yaşayacağınız ve eş tercihinize kadar hayatınızdaki pek çok alanı etkiler.
Kendinizde ya da eşinizde bu zayıf iletişim becerisi örneklerinden bazılarını ( iğneleyici,pasif agresif, agresif) farkettiyseniz birinizin ya da her ikinizin, çocukluğunuzda etkili iletişim becerilerini öğrenmediğiniz sonucunu çıkarabilirsiniz
narsist partneriniz sizin duvarınıza çarpmaz çünkü aslında gerçekten sizinle ilgili değildir.Sizi kendi ihtiyaçlarınızı ya da fikirlerinizi daha fazla ifade etmeniz için cesaretlendirmez çünkü bunları duymak istemez. Sadece sizin ona doğal olarak verdiğiniz hatta durmadan verdiğiniz özen ve sıcaklığı alır,alır ve alır.Onun duyguları sizde eksik olan şeylerin bıraktığı boşluğu doldurur.İhtiyaçları sizin bastırılmış ihtiyaçlarınızın açtığı boşluğu doldurur.
Duygusal yakınlık, ilişkiyi bir arada tutan bir tutkal ve ilginç hale getiren bir baharattır.
Duygusal anlamda ihmal edilmiş kişiler hayatlarını neredeyse otomatiğe bağlanmış gibi yaşar.
Sadece olduğunuz gibi olarak, bana dünyada gerçekten neyin önemli olduğunu öğrettiniz.
Her çocuk, ebeveynleri dikkatli olduğunda kim olduğu konusunda net bir fikir geliştirir ve kim olduğunu fark eder. Çocukken ebeveynlerinin gözlerine bakıp kendini orada gördüğünde, kendin hakkında bir şeyler öğrenirsin.
Çocukken, çocukluğunuzdaki alana müdahale etmemeleri için duygularınızı duvarlar örerek gizlemek zorundaydınız. Artık bir yetişkin olarak, kendi duygularınıza yeterince ulaşamadan yaşıyorsunuz. Bu sizi içinizde bir şeylerin eksik olduğuna dair derin bir duyguya itiyor.
Duvarınızı aşın, duygularınızı hissedin ve hatalarınızı sahiplenin.
Acının iyi tarafı, geçmesine izin verdiğiniz sürece sürekli bir durum olmamasıdır.
Görmezden gelinmenin ya da ihmal edilmenin acısıyla büyüdüğünüz zaman, bu duygu içinize yerleşir be varlığınızın bir parçası haline gelir. Bu acı verici duyguya o kadar aşina olursunuz ki farkına bile varmaz herkesin bu şekilde hissettiğini zannedersiniz.
Ben kesinlikle bu dünyadaki en şanslı insanım, evet kesinlikle bunu demeye çalışıyorum, öyle bu dünyadaki en şanslı adam benim. dedi
Küçük çocuklar baş ağrısıdır, büyük çocuklar kalp ağrısı.
Kendi ihtiyaçlarını bu süreçte kurban ederken,herkesin her şeyi olmaya çalışarak üzerine çok fazla sorumluluk alır.
Bir yetişkin olarak, kendi duygularınıza yeterince ulaşamadan yaşıyorsunuz. Bu, sizi içinizde bir şeylerin eksik olduğuna dair derin bir duyguya doğru itiyor.
Duygular ahlaki yargıların konusu değildir: doğru ya da yanlış kavramları duygulara işlemez. Bir duyguyu hissettiğiniz için asla kendinizi yargılamayın.
Bir yetişkin olarak, kendi duygularınıza yeterince ulaşamadan yaşıyorsunuz. Bu, sizi içinizde bir şeylerin eksik olduğuna dair derin bir duyguya doğru itiyor.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Çocuklukta duygusal ihmal, tekrar tekrar verilen bir hediye gibi otomatik olarak bir nesilden diğerine aktarılır.
Etkili sınırlar hayatınız boyunca kendinizi korumanın anahtar bir bileşenidir. İlişkilerin aksaması, çatışmalar, hakaretler ve öz saygınızla ilgili karşılaşacağınız zorluklar karşısında sağlam durabilmeniz için onlara ihtiyacınız vardır.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Duygularınızı seçemezsiniz.
İçimizdeki boşluk etkisiz bir şekilde öylece duruyor olsaydı, çok daha kolay olurdu. Ancak bu boşluk böyle bir şey değil.
Duygusal İhmal’in nasıl işlediğini tam olarak anladıysanız, boşluk hissinin kısmen duygularınızın bir kenara atılmasının sonucu olduğunu biliyorsunuzdur. Boş alanınızı doldurmanın en önemli bir yolu, duygularınızı dinlemek, onlara değer vermek ve duygularınızı iyileştirme sürecine girmektir.
Ne kadar güçlü olursanız, kendinizi o kadar iyi tanırsınız; kendinizi koruyabilir ve onlarla olan ilişkilerinizde değişiklikler yapmakta daha başarılı olabilirsiniz.
Duygusal anlamda ilmal edilerek büyüdüğünüz zaman, kendinizle ilgili bu önemli şeyleri öğrenme imkânınız olmaz. Ebeveynleriniz bu soruları size yeterince sık sormazsa, sizi fark etmezse ve çocuk benliğinizin derinlerini bilmezse, size gerçekte kim olduğunuzu yansıtmayı beceremezler.
Ölümcül Hata, Çocuklukta Duygusal İhmal’in temel belirtilerinden biridir. Bu güçlü, hata aslında sadece kusurlu olduğunu hissetme gerçeğidir. Bu duygu sizi diğerlerinden ayrı ve uzak hissettirir. Herhangi birinin sizdeki yanlış şeyi göreceği ya da sizi terk edeceği korkusuyla size yakın olmasına izin vermezsiniz. Ölümcül Hata hiçbir yerde hiç kimseye ait hisetmemenize neden olur.
Duygusal anlamda ulaşılamayan ebeveynlere sahip pek çok kişi, ebeveynleri hayattayken o kadar çok acı çeker ki fiziksel anlamda onları kaybettiklerinde geriye akıtacak çok fazla gözyaşları kalmaz. Bu durum son derece sağlıklı, uyumlu ve kesinlikle makuldür.
Çocuklukta duygusal ihmal, tekrar tekrar verilen bir hediye gibi otomatik olarak bir nesilden diğerine aktarılır.
İlişkilerin niceliğine değil, niteliğine odaklandığınızdan emin olun çünkü boşluğunuzu dolduracak olan insanların sayısı değil, karşılıklı hislerin derinliğidir.
Yeterli duygusal onaylanma olmadan büyümek sizi hayatta pek çok zorlukla karşı karşıya getirir.
içinizdeki güçlü şefkati kendinize çevirdiğinizde artık yeni bir sizle yaşıyor olacaksınız. sevilen, hata yapan, kusurlu, güçlü ve zayıf yönleri, kazandıkları ve kaybettikleri ile hassas ve yeniden hataya düşen biri olacaksınız: tam ve bağlı bir siz.
İlişkide bir şeylerin yanlış gittiğine dair kendi algınıza inanmak çok zordur. Bir şeylerin eksik olduğunu bilirsiniz ancak bu eksiğin ne olduğundan emin olamazsınız. Eşinizi (partnerinizi) seversiniz ama kendinizi ona karşı uzak hissedersiniz. Herhangi bir şeyden daha fazlasını yani aslında isimlendiremediğiniz bir şeyi hissetmek istersiniz. Görünüşte çok mutlu bir evliliğiniz vardır ve pek çok açıdan öyledir. Ama yine de bir yerlerde kaybolmuş hissedersiniz.
Duygusal anlamda bağlı bir ilişki kurabilmek için kendinizi derin bir şekilde tanımak, partnerinizi çok iyi ve derinden tanımaktan çok daha önemli bir beceridir.
Soru sormak, karşı tarafı suçlamaktan kaçınmak için mükemmel bir yoldur ve partnerinize kendisini ifade etmesi için fırsat verir. Otomatik öfke ve savunma kalkanların aksine, problemi bir sohbet ortamına taşır.
Çocukken deneyimlediğiniz sevginin türü; bir yetişkin olarak size gerçek, rahat ve doğal gelen sevgidir.
Etkili sınırlar hayatınız boyunca kendinizi korumanın anahtar bir bileşenidir. İlişkilerin aksaması, çatışmalar, hakaretler ve öz saygınızla ilgili karşılaşacağınız zorluklar karşısında sağlam durabilmeniz için onlara ihtiyacınız vardır.
Duygusal anlamda ulaşılamayan ebeveynlere sahip pek çok kişi, ebeveynleri hayattayken o kadar çok acı çeker ki fiziksel anlamda onları kaybettiklerinde geriye akıtacak çok fazla gözyaşları kalmaz.
Ebeveynlerinizle olan ilişkiniz insanlar arasındaki diğer sağlam ilişkilere benzer. Her iki tarafa anlaşıldığını, değer gördüğünü ve onaylandığını hissettirecek ‘yeterli’ karşılıklı duygusal farkındalığı, gerçek ve anlamlı bir şekilde umursanmayı gerektirir. Bu sadece sizin tarafınızdan olmaz, her iki taraftan gelmesi gerekir.
Sizi dünyaya ebeveynleriniz getirdi ve onlar yetiştirdi. Ancak bu, sizin onlara kayıtsız şartsız olumlu duygular besleyeceğiniz anlamına gelmez.
Ebeveynlerimizin anlayış ve dikkati, doğumdan itibaren beyinlerimize yerleştirilen güçlü bir ihtiyaçtır.
Duygular kendi başlarına kötü ya da yanlış değildir. Sadece eylemler bu şekilde yargılanabilir.
Duygularınızı seçemezsiniz.
Suçlu hissetmek yerine, duygularınızı kucaklamanızı isterim çünkü onlar sizin gerçek hayat deneyimlerinizden doğar.
Gerçek şu ki gelişim, sizin gelişmenizi anlatır. Eğer gelişen kişi sizseniz, o zaman tebrikler. Büyüyorsunuz, değişiyorsunuz ve hayatta ilerleme kaydediyorsunuz. Bu durum sizi acı verici bir noktaya getirirse, bunun büyümenin doğal bir sonucu olduğunu unutmayın.
Ne yaparsanız yapın aşamadığınız bir ‘duvara’ tekrar tekrar vurarak kendi duygusal sağlığınızı heba etmemeniz gerektiği konusunda sizi uyarmak istiyorum.
Çocuklukta duygusal ihmal problemi iyileşebilir bir durumdur.
Araştırmalar, kendinizi bir şey yaparken hayal ettiğinizde gerçek hayatta onu çok daha iyi yapabileceğinizi göstermektedir.
Bir şeylerin eksik olduğunu bilirsiniz ancak bu eksiğin ne olduğundan emin olamazsınız. Eşinizi seversiniz ama kendinizi ona karşı uzak hissedersiniz. Herhangi bir şeyden daha fazlasını yani aslında isimlendiremediğiniz bir şeyi hissetmek istersiniz. Görünüşte çok mutlu bir evliliğiniz vardır ve pek çok açıdan öyledir. Ama yine de bir yerlerde kaybolmuş hissedersiniz.
Gülümseyen bir çocuk ya da bir yetişkin hiç kimseyi endişelendirmez. Gülümseme dikkat çekmez ya da herhangi bir talepte bulunmaz. Gülümseme sadece diğerini memnun etmekle kalmaz, aynı zamanda içinde bulunduğu dünyayı sağlama alır. Aslında “Benim için endişelenmeyin. Ben iyiyim.” der.
İçinizde hissettiğiniz boşluk etkisiz bir şekilde öylece duruyor olsaydı, çok daha kolay olurdu. Ancak bu boşluk öyle bir şey değil.
İçinizde yarattığınız değişikliklerin dışarıda etkileri vardır ve kendinizde gerçekleştirdiğiniz her olumlu ve sağlıklı değişiklik, etrafınızdaki insanları da etkiler.
Hayatınızı duvarlar olmadan, duygularınızla yaşamak çok acı verici ve zor bir deneyimdir. Size bağlı olması, sizi motive etmesi, cesaretlendirmesi ve yönlendirmesi gereken duygularınız, işlevlerini gösterebilecek kadar hazır değildir. Kendinizi dünyanın tadını çıkaran diğer insanlardan farklı olarak daha donuk, daha cansız ve daha sıkıcı bir dünyada yaşarken bulursunuz. Ne istediğinizi, neye ihtiyaç duyduğunuzu ve nasıl gelişeceğinizi anlamak için savaşır durursunuz. Aslında kendinizi bir boşlukta bulursunuz.
Duygularınızı seçemezsiniz.
Ebeveynlerinizin sizi sevdiğini bilirsiniz ama bunu çok fazla hissetmezsiniz.
İnsanlık tarihinde, çocuklarını mümkün olan en sağlıklı şekilde hayatlarını sürdürebilmeleri için onların ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşılayarak, kusursuz bir şekilde yetiştirmeyi başarmış bir ebeveyn muhtemelen yoktur.
Gerçek şu ki gelişim, sizin gelişmenizi anlatır. Eğer gelişen kişi sizseniz, o zaman tebrikler. Büyüyorsunuz, değişiyorsunuz ve hayatta ilerleme kaydediyorsunuz. Bu durum sizi acı verici bir noktaya getirirse, bunun büyümenin doğal bir sonucu olduğunu unutmayın.
İster inanın ister inanmayın, bir ilişkide savaşmak son derece sağlıklıdır. Yüzlerce hatta büyük olasılıkla binlerce kez önemli fikir ayrılıklarına düşmeden, iki insanın yaşamlarını on yıllar boyunca yakın bir şekilde geçirmesinin bir yolu yoktur.
Çocuklukta her şey yolunda gittiği zaman duygusal anlamda bağlı, esnek ve samimi bir ilişkinin temelleri atılmış olur.
İçinizde hissettiğiniz boşluk etkisiz bir şekilde öylece duruyor olsaydı, çok daha kolay olurdu. Ancak bu boşluk böyle bir şey değil.
İçinizde hissettiğiniz boşluk etkisiz bir şekilde öylece duruyor olsaydı, çok daha kolay olurdu. Ancak bu boşluk böyle bir şey değil.
İçinizdeki çocuğun, duygularınızı engellemek için inşa ettiği duvarı yavaş yavaş yok ettikçe daha sağlam ve daha canlı hissetmeye başlarsınız.
Bebekler, ebeveynlere özgü duygusal bir radar ile dünyaya gelir
Elbette, hangi duygularınızı nasıl paylaştığınızı dikkatli bir şekilde seçmek oldukça önemlidir.Ancak çocuğunuzun öfkeli, üzgün,mutlu, ya da incinmiş olduğunuzu görmesini izin vermek, bazen onların sizin insan olduğunuzu görmelerine yardımcı olur ve gerçek kendinizi göstermenin normal bir şey olduğunu anlamalarını sağlar.Ayrıca , ne hissettiğinizi dikkatli bir şekilde isimlendirdiğinizde, çocuğunuza duygunun diini öğretirsiniz.
Diğer insanların ihtiyaçlarına aşırı derecede odaklanma eğiliminiz sizi gereksiz bir şekilde bencil ve suçlu hissetmeye yatkın hale getirir.
Ancak,onlarla kurduğunuz ilişkide kendinizi kurban ederseniz, kabul edilemez bir bedel ödersiniz ki varsa eşiniz ve çocuklarınız da sizinle birlikte bir bedel ödemek zorunda kalır.
Her şey bir yana ebeveynlerinizi değiştiremezsiniz ancak kendinizi değiştirmeniz mümkündür.Ne kadar güçlü olursanız, kendinizi o kadar iyi tanırsınız; kendinizi koruyabilir ve onlarla olan ilişkilerinizde değişiklikler yapmakta daha başarılı olabilirsiniz.
Ebeveynleriniz size karşı ne kadar verici olursa olsun, sizi duygusal anlamda onaylama konusundaki başarısızlıklarından doğan zararı silemezler.
Hayatınızı duvarlar olmadan, duygularınızla yaşamak çok acı verici ve zor bir deneyimdir.Size bağlı olması, sizi motive etmesi, cesaretlendirmesi ve yönlendirmesi gereken duygularınız, işlevlerini gösterecek kadar hazır değildir.Kendinizi dünyanın tadını çıkaran diğer insanlardan farklı olarak daha donuk, daha cansız ve daha sıkıcı bir dünyada yaşarken bulursunuz.Ne istediğinizi, neye ihtiyaç duyduğunuzu ve nasıl gelişeceğinizi anlamak için savaşır durursunuz.Aslında kendinizi bir boşlukta bulursunuz
Duygularınızı hissetmeye başlamak az şey değildir.Aslında olağanüstü bir eylemdir.İçinizdeki çocuğun, duygularınızı engellemek için inşa ettiği duvarı yavaş yavaş yok ettikçe, daha sağlam ve daha canlı hissetmeye başlarsınız.
Gülümsemek, çocukluğunda çok iyi öğrendiği ve o zamandan beri kullandığı araçlardan biridir. Gülümsemek, çocuklukta duygusal ihmal’li evlerin çoğunda kabul edilebilir tek his olan mutlu olma duygusuyla ilişkilidir. Gülümseyen bir çocuk ya da yetişkin hiçkimseyi endişelendirmez. Gülümseme dikkat çekmez ya da herhangi bir talepte bulunmaz. Gülümseme sadece diğerlerini memnun etmekle kalmaz, aynı zamanda içinde bulunduğu dünyayı da sağlama alır. Aslında Benim için endişelenmeyin. Ben iyiyim. der.
Asla kimseye ihtiyaç duymamak gerektiğine umutsuzca inanmak, sizin birine yaklaşmanızı engelleyebilir.
Çatışmadan kaçınmak, bir ilişkiyi ciddî biçimde görmezden gelme gücüne sahiptir.
İlişkinizde duygusal yakınlık tam anlamıyla gelişmediyse, gerçekten yalnız olduğunuzda hissedeceğinizden çok daha fazla acı duyduğunuz bir yalnızlık ve boşluk duygusu hissederdiniz.
İçinizde hissettiğiniz boşluk etkisiz bir şekilde öylece duruyor olsaydı, çok daha kolay olurdu. Ancak bu boşluk böyle bir şey değil
Acının en iyi tarafı, geçmesine izin verdiğiniz sürece sürekli bir durum olmamasıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir