İçeriğe geç

City of Lost Souls (The Mortal Instruments #5) Kitap Alıntıları – Cassandra Clare

Cassandra Clare kitaplarından City of Lost Souls (The Mortal Instruments #5) kitap alıntıları sizlerle…

City of Lost Souls (The Mortal Instruments #5) Kitap Alıntıları

Yalan söylediğini biliyordum, dedi aniden ağabeyine.
Bir sürü yalan söyledim, tatlım, dedi Sebastian. Hangisini kastediyorsun?
Bileziğin, diye yanıtladı Clary. Acheronta movebo Her zaman tiranlara karşı, demek değil. Onun karşılığı: Sic semper tyrannis. Bileziğinde yazan Virgil’den alıntı. Flectere si nequeo superos, Acheronta movebo. Cenneti harekete geçiremezsem cehennemi diriltirim.
Latincen sandığımdan iyiymiş.
Hızlı öğreniyorum.
Geçmiş başka bir ülke.
Yabancı bir ülke, dedi Jace.
Sebastian tembel tembel ona baktı. Ne?
Geçmiş yabancı bir ülke. Orada işler başka yürüyor, dedi Jace. Doğrusu bu.
Derler ki saatin yapımı bittikten sonra saatçi bundan daha güzel bir saat yapamasın diye kral onun gözlerini oydurmuş.
Genç olduğun için anlamakta zorlandığın şey şu: Hepimiz bir şeyler saklarız. Özellikle sevdiklerimizden saklarız çünkü kendimizi en iyi halimizle onlara sunmak isteriz. Ama arada gerçek aşk varsa, sevdiğimiz kişinin hiç soru sormadan bunu kabullenmesini bekleriz. Gerçek bir ilişkide, asırlar süren gerçek bir ilişkide, sözlere dökülmeyen bir anlaşma vardır.
Her şey dağılmaya meyilli. Bütün evren dışa doğru genişliyor, yıldızlar birbirinden uzaklaşıyor, Tanrı bilir aralarındaki boşluklara neler düşüyordur.
Güneş saatinin etrafına şu kelimeler kazınmıştı:
SADECE IŞIK SAÇAN SAATLERI ÖNEMSE.
İgnis aurum probat, diyerek hançerle avcunu kesti, keskin bir acıyla akan yakut renkli kan aşağı uçuruma damladı.
Altının ateşle sınavı, dedi Isabelle.
Doğru dedi Jocelyn. Sadece dökümhaneden ya da demir dövmekten bahsetmiyorlar. Zorlukların birinin güçlü kişiliğini sınadığını anlatmak istiyorlar. Zor zamanlarda, karanlık zamanlarda bazı insanlar ışık saçar.
Bazı şeyler, dedi Jocelyn dirseğine dokunarak, ilk anda göründüğü kadar basit olmayabilir.
Seni bazı karanlık şeyleri sever gibi seviyorum.
-Poblo Neruda, Sone xvıı
Hiç kimse kötülüğü kötü olduğu için seçmez. Kötülüğü seçen iyiliği aradığını, sonunda mutluluğu bulacağını zanneder.
-Mary Wollstonecraft
Basia coquum, dedi Simon. Ya da sloganları her neyse işte.
Descensus Averno facilis est, diye düzeltti onu Alec. Cehenneme düşmek kolaydır. Sen az önce ‘Aşçıyı öp’ dedin.
Lanet olsun, dedi Simon. Jace’in benimle dalga geçtiğini bilmeliydim.
“Sevginin kazanılan bir şey olduğunu anlamaya çalışmadan, ihtiyaç duyduğu sevgi ve yalnızlıktı onu yönlendiren.”
“Birbirimizi korumamız gerekiyor ama her şeyden değil. Gerçeklerden korunamayız. İnsanları kendileri olmalarına izin vererek sevmek gerekiyor.”
“Sonsuzluk kayıpları unutturmaz, hatta katlanılmaz kılar.”
“Bazı anıları silmeye zamanın gücü yetmez.”
“Yara izi ona iradenin zayıflığını ve iyi olmanın zorluğunu sürekli olarak hatırlatacaktı.”
“Belki Jace’i kurtarabilirsin, gündüzyürüyen. Ama dünyayı kurtaramazsın.”
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
“Tarihi kazananlar yazar.”
“Keder insana kendini yalnız hissettirir ama sen yalnız değilsin.”
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
“Kıymetli bir şeyi kaybedip de onu tekrar bulduğunuzda, genellikle bıraktığınız gibi bulmama ihtimaliniz çok yüksektir.”
Hala Magnus’ta mı kalıyorsun?

Evet. Planımızın ikinci aşamasına geçtik.

Öyle mi? Birinci aşaması neydi peki?

Birinci aşama pizza siparişi edip masanın etrafında tartışmaktı.

İkinci aşama? Kahve içip masanın etrafında tartışmak mı?

Sayılmaz

“Ölümü aldatamazsın.Eninde sonunda onun istediği olur.”
“ Yani beni koruyabileceğin bıçak yaraları değil bunlar.Her gün milyonlarca kağıt kesiği şeklinde birikiyorlar.”
“Bazı insanlar vardır Bu insanlara sanki evren özel bir kader çizer.Kimine güzellik kimine işkence yapar.Tanrı biliyor ya hepimizin güzel ve kırılgan olan her şeye zaafı var.Fakat bazı insanlar değiştirilemez.Değiştirilebilseler bile kendini feda edeni mahveden büyüklükte bir aşkla olur bu.”
“Cehennemimden çıkamıyorum.”
“Aynı anda hem üzgün hem mutlu olmak mümkün müydü?”
Kan bağı sevmek değildir.
İnsanları kendileri olmalarına izin vererek sevmek gerekiyor.
Sonsuzluk kayıpları unutturmaz, hatta katlanılmaz kılar.
Bazen çaresizlik ağır basar.
Kıymetli bir şeyi kaybedipde onu tekrar bulduğunuz da, genellikle bıraktığınız gibi bulmama ihtimaliniz çok yüksektir.
Kıymetli bir şeyi kaybedip de onu tekrar bulduğunuzda, genellikle bıraktığınız gibi bulmama ihtimaliniz çok yüksektir.
keder insana kendini yalnız hissettirir
İçimde hep bir şeylerin eksik olduğunu hissettim ve bu eksikliği seninle tamamlıyorum, Clary. Tanrı olsa da olmasa da kendi başımıza olduğumuzu söylediğimi biliyorum. Ama seninleyken yalnız değilim.

Mutlu Sevgililer Günü! ❤

Her şeyin fazlası zarar, diye düşündü Simon. Fazla karanlık insanı öldürebilir, fazla ışık insanı kör edebilir.
Her neredeysen sen benim en iyi dostumsun. Her zaman en iyi dostum olarak kalacaksın.
Uyumam lazım ama uykum yok. Küçükken uyuyamadığımda rahatlamam için annem bana kitap okurdu.
Ve şu anda sana anneni mi hatırlatıyorum? Gidip daha erkeksi bir koku süreyim.
Sebastian söze başladı. Derler ki saatin yapımı bittikten sonra saatçi bundan daha güzel bir saat yapamasın diye kral onun gözlerini oydurmuş.
Bu çok sadistçe, dedi Clary.
Geçmiş başka bir ülke.
Yabancı bir ülke, dedi Jace.
Sebastian tembel tembel ona baktı. Ne?
Geçmiş yabancı bir ülke. Orada işler başka türlü yürüyor, dedi Jace. Doğrusu bu.
Aşk hepimizi yalancı mı yapıyor?
Aşk gerçek olduğunda, her arzuda, her ihtiyaçta birleşirsiniz.
Hiç kimse kötülüğü kötü olduğu için seçmez.Kötülüğü seçen iyiyi aradığını,sonunda mutluluğu bulacağını sanar
İnsanları kendileri olmalarına izin vererek sevmek gerekiyordu.
Sonsuzluk kayıpları unutturmaz,hatta katlanılmaz kılar.
Bazı anıları silmeye zamanın gücü yetmez.
Her şeyin fazlası zarar. Fazla karanlık insanı öldürebilir,fazla ışık insanı kör edebilir.
Şanslıydım. Çok şanslıydım. Ve bunu göremedim.
Başıma gelen en kötü şey bana tam da istediğim hayatı veriyorsa ne düşünmeliyim?
Eninde sonunda bildiğin şeye geri dönersin.
Eninde sonunda bildiğin şeye geri dönersin.
Hayır, Jace’inki erkek egolarının uçaksavar tankı sayılır.
Jace, senden hoşlanmayan bir kız oldu mu hiç?
Eh, eminim dünyanın çeşitli yerlerindeki akıl hastaneleri cazibemi göremeyen kadınlarla doludur.
Isabelle’in planları kötü. Bir parmağını Clary’ye doğrulttu. Senin planların intihar gibi.
Hiç kimse kötülüğü kötü olduğu için seçmez. Kötülüğü seçen iyiyi aradığını, sonunda mutluluğu bulacağını zanneder.
Bazen insanın elindeki tek şey umut oluyordu.
Hiçbir şeyin göründüğü kadar basit olmadığını biliyorsun.
Hepimiz bir şeyler saklarız. Özellikle sevdiklerimizden saklarız çünkü kendimizi en iyi halimizle onlara sunmak isteriz. Ama arada gerçek bir aşk varsa, sevdiğimiz kişinin hiç soru sormadan bunu anlamasını bekleriz. Gerçek bir ilişkide, asırlar süren gerçek bir ilişkide, sözlere dökülmeyen bir anlaşma vardır.
Henüz okunmayan bir kitap, ezberlenen bir kitaptan çok daha heyecan vericidir.
Zor zamanlarda,karanlık zamanlarda bazı insanlar ışık saçar.
Bazı şeyler,ilk anda göründüğü kadar basit olmayabilir.
Kan bağı sevmek değildir.
Fakat bazı insanlar değiştirilemez. Değiştirilebilseler bile kendini feda edeni mahveden büyüklükte bir aşkla olur bu.
Aşkım ahlakı yoktur. Aşk aşktır.
Ne pahasına olursa olsun, cennet ve cehenneme nasıl borçlanacağını bile bile, yine de onu kurtarmak için her şeyi yapardın,değil mi?
Beklenmedik olaylar beklenmedik tedbirler gerektirir.
Cehenneme iniş kolaydır.
Bazen çaresizlik ağır basar.
“Aşk hepimizi yalancı mı yapıyor?”
Ave atque vale.
Sonsuzluk kayıpları unutturmaz, hatta katlanılmaz kılar.
Hayallerini ve kalbini dolduran, aşık olduğu adam şimdi içi boş bir kabuktan başka bir şey değildi.
Dünya yıkılsa nereye yıkılacak ki?
Fazla karanlık insanı öldürebilir, fazla ışık insanı kör edebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir