Hüseyn Kaya kitaplarından Çırpınıp İçinde Döndüğüm Deniz kitap alıntıları sizlerle…
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Deniz Kitap Alıntıları
&“&”
Eğer bir insan bir çiçeği seviyorsa ve milyonlarca yıldızın üzerinde bu çiçekten yalnızca bir tanecik varsa, yıldızlara uzaktan bakmak bile bu insanı mutlu etmeye yeter.
Exupery
Exupery
Küçük Prens’in büyük yazarı Exupery, güzelliğin parçalanarak değil de, ancak onun bütününe dâhil olunarak anlaşılabileceğini söyler ve ilave eder: Bir kadının güzelliğini anlamaya çalışmak için onu parçalara ayıranlar onun yüzündeki tebessümü asla göremezler.
Her defterin bir ömrü olduğu gibi her ömrün de bir defteri vardır ve yürüdükçe sayfalarını silinmez yazılarla doldururuz bu defterin. Aldığımız nefes kadar satır, yaşadığımız yıl kadar sayfa bırakırız ardımızda. Kimi; defterinin kenarına süsler çizer, resimler yapar, kimi; kuş yapar uçurur tertemiz sayfaları. Bazıları her sayfaya bir mektup yazar ve esen rüzgârlarla gönderir zamanın mekânın uzağına, bazıları; önündeki sayfadan sürekli gemiler yapar, yüzdürür hayal denizinde. Yazarken farkında olmasak da yanlış kelimelerin, karalanmış satırların, kaybedilmiş sayfaların telafisi mümkün değildir zira temize çekilmez ömür defteri.
Göğe açılan pencereler,denize açılan kapılar gibidir kapakları kitapların. Umut da o kapının ardındadır,umutsuzluk da.Bir yüzünde ölümsüzlüğü bir yüzünde faniliği,faniliğinizi okursunuz onların.
“Belki de her kitabın iki kalbi vardır ve biri yalnız sahibi için çırpınır kapağının altında.”
Elleri ayakları çamur içinde,tek kelime dahi dili dönmeyen,kavruk yüzlü bir köy çocuğunun ellerinde,öğretmene sunulan çiğdemler,nevruzlar ne çok şey fısıldar uzatıldığı kalbe.
“Kış teslimiyettir ve aczimize sığınarak hatırlamışımızdır âdemliğimizi”
“Uzun bir ayrılıktır insan,kalbi kendi yalnızlığına gömülü.”
Dünya hiçbir yaraya kabuk bağlatmaz yalnızca zaman ağrılarını unutturur insana.
Çocukları tamamlasın diye yarım kalmış bir şiir,bir şarkıdır babaların ömrü.
Her defterin bir ömrü olduğu gibi her ömrün de bir defteri vardır ve yürüdükçe sayfalarını silinmez yazılarla doldururuz bu defterin. Aldığımız nefes kadar satır, yaşadığımız yıl kadar sayfa bırakırız ardımızda. Kimi; defterinin kenarına süsler çizer, resimler yapar, kimi; kuş yapar uçurur tertemiz sayfaları. Bazıları her sayfaya bir mektup yazar ve esen rüzgârlarla gönderir zamanın mekânın uzağına, bazıları; önündeki sayfadan sürekli gemiler yapar, yüzdürür hayal denizinde. Yazarken farkında olmasak da yanlış kelimelerin, karalanmış satırların, kaybedilmiş sayfaların telafisi mümkün değildir zira temize çekilmez ömür defteri.