Hamdi Koç kitaplarından Çıplak ve Yalnız kitap alıntıları sizlerle…
Çıplak ve Yalnız Kitap Alıntıları
ethem sarısülük
abdullah cömert
mehmet ayvalıtaş
medeni yıldırım
ve
ali ismail korkmaz
için .
abdullah cömert
mehmet ayvalıtaş
medeni yıldırım
ve
ali ismail korkmaz
için .
.
O özlem geçmiyor, değil mi?
Hayatın adil davrandığı bir kadın veya bir erkeğe henüz rastlamadım. Istediğini almak kalbin kaderi değil.
Hiçbirimizin babamızı seçme şansımız yok, ama bazen yeniden yaratma şansımız var, istersek kusursuz istersek kusurlarıyla birlikte.
Bizim devlet ölmeye hazır olanlardan başka hiçbir evladını sevmez.
İsanlar ilgilerine ilgi gösteren insanlara başka gözle bakarlar.
Gözlerim iyi bir şey aradı, insani bir şey.
Insan gidecekse ilk otobüse atlayıp gitmelidir. Ertesi güne kalırsa mutlaka daha ertesi güne, sonra daha da ertesi güne kalır.
Hayatta, endişelerle harcayacak zaman yok.
Öfkem geçiyor. Ama üzüntüm geçecek gibi değil.
Eh ne yapalım servetin temizi olmaz. Kayınpederim der ki, Türkiye’de devleti soymadan zengin olamazsın.
Intihar tedirgin edici bir şeydi. Geride kalan herkesi biraz suçlu yapıyordu.
Daha fazla hatırlamamak içi galiba bunamaya başladım.
Elde olmayan şeyler var, silinmesi imkansız hisler.
Hiçbirimizin babamızı seçme şansımız yok, ama bazen yeniden yaratma şansımız var, istersek kusursuz, istersek kusurlarıyla birlikte.
Öldürülmek için suçlu ya da önemli ya da düşman sahibi olmaya gerek yok.
Bu dünyada kalacaksan eğer, huzur bulman gerekecek. Huzur bulmanın tek yolu yaratmak.
Aman. Her şeyi hatırlamak iyi bir şey değil. Hele herkesin arkasında kalan olmak.
Bütün bir geçmişe ve geleceğe karşı yapayalnızdım.
Kimsenin senin yanında yaşamadığı zamanını bilmeye çalışma.
Bütün bu hayatın düşünce yükünü tek başına taşımak çok zor.
Böyle işte bu adamlar. Kendilerini zeki, herkesi aptal ve ahlaksız sanırlar.
Gizli bir küskünlük, sanki, bütün bir dünyaya. Görünüşte var olan bir vakar, bir dirayet, bir şefkat, ama arkasında ciddi bir endişe, inanç, tutku yok, arkası boş. Korku bile yok.
İçimde, ölmediğim için hep bir suçluluk duygusu vardı.
Böyle dünyanın ben
Burada acıdan da fazlası, işkence çeken bir ruh vardı.
İçin kaçmak için kıvranıyor. Her an bir yana kaçıyor, bir tarafa hamle ediyor, kalıyor, tekrar tekrar, tekrar tekrar. Zamana yetişemiyorsun, çünkü zamandan yana koşmuyorsun.
Bugüne kadar hayatımda kimse, ama hiç kimse beni sevmemişti, sevmek hadi karışık bir his, hiç kimse bana yakınlık göstermemişti, elini uzatıp şöyle parmaklarının ucuyla alnımdaki saçları geriye atmamıştı, elini yanağıma koyup narin bir şey tutuyormuş gibi tutarak gözlerimin içine bakmamıştı.
Bile bile hayal kırıklığı yaratırım.
Burada herkesin hayatı her an tehlikededir. Az veya çok. Sebepli veya sebepsiz. Her an tetikte olmak lazım.
İçime mezarlıktan çıkarken yerleşen boşluk duygusu geri gelir gibi oldu.
Bir evladın babasında vicdan olmazsa ne olur? O evlat ne yapar?
Elde olmayan şeyler var, silinmesi imkansız hisler.
Ahlak bir kere bozulmayagörsün, nereye kadar bozulabileceğini insan hayal bile edemez.
Mesafeliydi ama kalpsiz değildi.
Bu memlekette başını belaya sokmak istemiyorsan siyasetten uzak duracaksın.
Hayatın adil davrandığı bir kadın veya erkeğe henüz rastlamadım. *İstediğini almak kalbin kaderi değil.
Büyüyeceksen önce gözyaşlarını silmeyi, sonra gözyaşlarını dindirmeyi öğrenmelisin.
Bir boğulma anı. Yeter ki bitsin, yeter ki bitsin, yeter ki bitsin. Aklında başka hiçbir şey yok, dünyada başka hiçbir şey yok, ölüp kurtulma isteğinden başka
Acı da hayatın bir parçası. Kabul etmek, taşımayı bilmek lazım.
Önemli değilsin. Önem ve sen bir araya gelemezsiniz.
Beni doğru dürüst uyutmayan bir yorgunluk türünden mustariptim: hayal yorgunluğu.
Hızlı ve yakıcı. İnsan, herhalde, böyle bir yorgunluğu her tadıştan sonra gençliğini biraz daha kaybetmiş oluyor.
Hızlı ve yakıcı. İnsan, herhalde, böyle bir yorgunluğu her tadıştan sonra gençliğini biraz daha kaybetmiş oluyor.
Beni ağır ağır kara bir denizin açıklarına doğru çekiyordu.
Öküzlerin arasında yaşamaya mahkum olmuş görgülü, munis bir adam.
Herkes yalnızdı ama herkesin yalnız da olsa alışkın olduğu bir hayatı vardı, sadece ben yalnız bile değildim.
İntihara meyleden biri anlaşılır herhalde. İnsan para kazanır harcarken, güler oynarken, sever sevilirken birden tabancasını çekip çenesinin altına dayamaz.
İntihar tedirgin edici bir şeydi. Geride kalan herkesi biraz suçlu yapıyordu.
Kendi kendine yarattığı bir bağlılık ve o bağlılığın içinde bulunduğu yalnızlığa sığınmış bir adam olduğunu düşündüm.
İğrenç bir millet, çünkü bir kişi çıkıp tek laf etmedi bunlara. Niye kimse gıkını çıkarmıyor?
Kötülüğün kötü tarafı ne biliyor musun? İnsanın aklına takılıyor, ayağına dolanıyor. Bahçede dolaşırken bazen insanın ayağına yılan dolanır, kör yılan, çok olur, görmezsin üstüne basarsın, sonra bir bakarsın bacağında bir serinlik var, ayağını sallarsın, düşsün diye, düşmez, sarılır kalır kör kör. Kötülük de öyle..
Pişman mıyım? Pişmanım. Keşke hiç gelmese miydim? Keşke hiç gelmeseydim. Burada ıstırap var.
Ben müsaadenizle gidip biraz ağlayayım. İyi geceler.
Kendimi gerçekte olduğum gibi yasyabancı ve kimsesiz hissettim, ve hayalsiz, hırssız, beklentisiz, mecburiyetsiz, minnetsiz.
Olmakta olan şeylerin olmakta olduğuna inanmamak istiyordum. Hepsi hayal, diyordu aklım, hepsi kandırmaca. Devam et. Geçecek. Kurtulacaksın. Sıyrılıp gideceksin.
En asil hareketi yapmış intihar etmekle. Keşke herkeste o cesaret olabilse.
Hayat bana bir şey öğretmiştir: Kuşku duymak.
Öfkeleniyordum. Öfkemi muhtemel bir karşılaşma için babamın hayaletine saklamalıydım, yoksa ortada olmayan hayaletlere atıp tutmak tam babama yakışan bir hareket olurdu.
Bazen, ölmüşüm de, biraz izin almış, dolaşmaya çıkmışım gibi geliyor.
Hayat istediği zaman hayal edilemeyecek derecede kötü olabiliyor.
Yerine yurduna sahip çık! Ne güzel sözdü. Olsa da çıksam, ah! Ama işte, kısmet. Yok.
Kendimi aniden boşlukta ve kendim tarafından kandırılmış hissettim.
Ethem Sarısülük
Abdullah Cömert
Mehmet Ayvalıtaş
Medeni Yıldırım
ve
Ali İsmail Korkmaz
için
Abdullah Cömert
Mehmet Ayvalıtaş
Medeni Yıldırım
ve
Ali İsmail Korkmaz
için
Her hata, biraz, bile bile yapılır.
Həqiqət kimsənin əlində qalmaz. Qaçar, yaşaya biləcəyi yerə gedər. Önəmli olan başlamaq. Gerçək olmağa başlamaq.
Görmək də bir əxlaqdır. Nəyə baxdığını bilməlisən .
Anlamaq öyrənmək deyildir. Öyrənmək üçün insanın yaşaması və qorxunu kəşf eləməsi lazımdır. Anlamaq hiss eləməyə başlamaqdır və bu günə aiddir. Öyrənmək isə gələcəyə aiddir.
Dünyanın ən böyük əxlaqsızlığı insanlardan istifadə eləməkdir.
Demək ki, yalnız qalmaq üçün öncə insanın həyatda sevdiyi birinə sahib olması lazım gəlirmiş.
Bence kalacaksın, dedi. Zor olanı kalmak. İnsan bir yerden kaçmayı bu kadar çok isterse sonunda kalır.
Zamana yetişemiyorsun, çünkü zamandan yana koşmuyorsun.
Ben de kendimi ilk kez sen beni sevdiğin zaman ve sen beni sevdiğin için sevdim.