İçeriğe geç

Çimlerin İntikamı Kitap Alıntıları – Richard Brautigan

Richard Brautigan kitaplarından Çimlerin İntikamı kitap alıntıları sizlerle…

Çimlerin İntikamı Kitap Alıntıları

&“&”

Bu komik bir hikaye olabilirdi eğer insanların az da olsa sevgiye ve Tanrı’ya ihtiyaç duymasıyla ilgili olmasaydı, bazen bunların birazını bulmak için tüm bu bokları yaşamak zorunda olmaları üzücü geliyor.
.
İnsanların biraz sevgiye ihtiyaç duydukları gerçeği olmasaydı bu komik bir hikaye olabilirdi ve Tanrım, bazen bir şeyler bulmak için katlanmak zorunda oldukları her şey üzücü.

Çocukluğumun artıklarını inceliyorum. Onlar biçimi ve anlamı olmayan, uzak bir yaşamın parçaları.
Mutlak bir can sıkıntısıyla uyanıyorum. Hayatımın geri kalanıyla ne yapacağım?
Sigara yakışı, tarih sahnesi gibiydi.
Çocuklar hayali düşmanları öldürebilirler tıpkı yetişkinlerin gerçek düşmanları öldürebildikleri gibi.
Bu bölgedeki çoğu insana olur bu. O kadar yaşlanıp ölümle o kadar uzun süre yaşıyorlar ki iş ölmeye gelince yolu kaybediyorlar.
Bazen yıllarca kayıp kalırlar. Yaşamlarını devam ettirmelerini izlemek çok korkunçtur. En sonunda kanlarının ağırlığı altında ezilirler.
Kadının 19 yaşında çok sevdiği bir köpeği vardı ve köpek, kadının sevgisine yavaş yavaş ölerek karşılık veriyordu.
“O kadında ne görüyor?” diye sormaya devam ediyor insanlar. Onlar daha iyi biliyor olmalılar. Son cevap çok basit. Her şey adamın kafasının içinde.
Yaşam bazen yalnızca bir kahve meselesi ve bir fincan kahvenin sunduğu yakınlık.
Şimdi adını hatırlayamıyorum. Yıllar hatıralarımı dosyalayıp kaldırdı ve onun adının olması gereken yerde küçük, boş bir yer bıraktı.
Sevdiği birini kaybettiği için bok gibi hisseden birini mutlu etmek için söylenecek bir şey yoktur..
… sonrasında duyguları evliliği gömme dolapta asılı duran bir iskelet gibi terk etti, çünkü bunu sır olarak tutmaya çalışıyordu. Büyük ihtimalle çok aşık olmuştu.
… ölümü kelimelerle gizleyemiyorsunuz işte. Her kelimenin sonunda birileri ölüyor.
İtiraf etmeliyim ki tatiller konusunda bir uzman değilim. Sadece o kadar param yok. Fakir olduğumu söyleyecek kadar ileri gidebilirsiniz. Umrumda olmaz çünkü doğru.
Şunu sonsuza dek tarihe geçirmek için doğmuştum: bu insanları tanımıyorum ve onlar benim çiçeklerim değil.
… başarısızlığın karşılıksız bir çek, kötü bir karne, bir aşkı bitiren bir mektup olduğu Amerika’nın inancını yitirmiş kağıtlarının gölgelerine ve okuduklarında insanları yaralayan tüm kelimelerin içine daldım.
… tanışacağı başka insanlara doğru güzelce ayrılıyor, en iyi ihtimalle hayalet bir anı olacağım onun için, yaşayacağı tüm hayatlarla birlikte.
Kadının 19 yaşında çok sevdiği bir köpeği vardı ve köpek, kadının sevgisine yavaş yavaş ölerek karşılık veriyordu.
O kadında ne görüyor?" diye sormaya devam ediyor insanlar. Onlar daha iyi biliyor olmalılar. Son cevap çok basit. Her şey adamın kafasının içinde.
Kırık kalplerine yardım etmeyi denediğinde insanlara söylediğin klişelerden okudum, ama sözcükler hiç de yardımcı olamıyor.
… pencereleri kırık kalplerimizin kulağına şarkısını çalan milyarlarca fonografa dönüştürmüştü.
Yaptığım şey bir nevi meslekti benim için. Gökyüzüne bakma ve elma yeme işine bulaşmıştım.
Bir zamanlar bedenim bir çocuğun boşluğunu dolduruyordu ve kapılar büyük anlam taşıyordu,…
Sokaklar, etrafından dolanmak zorunda kaldığın büyük çamur birikintilerinden daha fazlası değildi. Sokaklar arabaların işine yaramıyordu artık.
Çikolatalı kekin pişmesi on yedi yıl sürmüştü.
Merak ediyorum acaba soruyorlar mıdır kendilerine, ölüler nereye gitti? Onları nereye götürdüler? Bizi niye geride bıraktılar?
Çocukluğumun artıklarını inceliyorum. Onlar biçimi ve anlamı olmayan, uzak bir yaşamın parçaları.
Ben kendimin geleceğiyim!
Tek fark sesin başka bir kişiye ait olması. Sevdiği birini kaybettiği için bok gibi hisseden birini mutlu etmek için söylenecek bir şey yoktur. En sonunda radyoyu ateşe verdi. Etrafına kağıtlardan yığın yaptı. Kağıda kibrit sokuşturdu. Oturduk ve izledik. Daha önce radyo yakan birini görmemiştim. Radyo kibarca yandıkça alevler dinlediğimiz şarkıları etkilemeye başladı. Top-40’da 1 numara olan şarkı aniden 13 numaraya düştü. 9 numaradaki şarkı birini sevmekle ilgili nakaratın ortasındayken 27 numaraya düştü. Kanadı kırık kuşlar gibi takla attılar popülerlikte. Hepsi için çok geçti."
Çocuklar hayali düşmanları öldürebilirler tıpkı yetişkinlerin gerçek düşmanları öldürebildiği gibi. Bu yıllarca sürdü.
Hayatının sinema dergilerindeki bir trajedi olmasını istiyordu, tıpkı cesedi muhteşem bir tablodan daha güzel olan ve ağlayan insanların hakkında uzun laflar ettiği ölü ve genç bir yıldız gibi…
Uzun hippi saçlarım ve tuhaf kıyafetlerimle sana benzemeye başlıyorum. Senin 1939’daki halin kadar çılgın görünüyorum 1967’de.
Bu akşam, kelimeleri ve olayları olmayan, kelimeler yerine pamuk tiftiğinin boyutlarıyla açıklanması gereken duygular tarafından kuşatıldım.
Çocukluğumun artıklarını inceliyorum. Onlar biçimi veya anlamı olmayan uzak bir yaşamın parçaları. Tıpkı pamuk tiftikleri gibi öylece ortaya çıkıyorlar
Yaşam bazen yalnızca bir kahve meselesi ve bir fincan kahvenin sunduğu yakınlık.
Kadının 19 yaşında çok sevdiği bir köpeği vardı ve köpek, kadının sevgisine yavaş yavaş ölerek karşılık veriyordu.
Tek fark sesin başka bir kişiye ait olması. Sevdiği birini kaybettiği için bok gibi hisseden birini mutlu etmek için söylenecek bir şey yoktur. En sonunda radyoyu ateşe verdi. Etrafına kağıtlardan yığın yaptı. Kağıda kibrit sokuşturdu. Oturduk ve izledik. Daha önce radyo yakan birini görmemiştim. Radyo kibarca yandıkça alevler dinlediğimiz şarkıları etkilemeye başladı. Top-40’da 1 numara olan şarkı aniden 13 numaraya düştü. 9 numaradaki şarkı birini sevmekle ilgili nakaratın ortasındayken 27 numaraya düştü. Kanadı kırık kuşlar gibi takla attılar popülerlikte. Hepsi için çok geçti."

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir