İçeriğe geç

Çikûs Kitap Alıntıları – Molière

Molière kitaplarından Çikûs kitap alıntıları sizlerle…

Çikûs Kitap Alıntıları

Otun kötüsü çabuk biter
Yaranacak mısın, aşırı gitmekten hiç korkma. Yalan söylediğin istediği kadar belli olsun, suratından aksın, en zeki insanlar bile kanıveriyorlar dalkavukluğa. Pohpohu bastınız mı, en gülünç, en yüzsüzce söylenmiş sözleri bile yutuyorlar. Bu benim yaptığım işte insan dürüstlüğünü yitiriyor biraz; ama insanlara muhtaç oldunuz mu, uymak zorundasınız onlara. Onları başka yoldan kazanmıyorsa insan, kabahat popohlayanda değil, popoh isteyende.
Bize hayat veren insanların rızası olmadan kaderimizi belirleyemeyiz. Allah isteklerimizi onların emrine vermiş. Onların istedikleri yolda gitmek buyurulmuş bize. Onlar çılgınca tutkulara kapılmadıkları için bizden daha az yanılacak, bizim için iyi olanı bizden daha iyi görecek durumdalar. Kör tutkularımızdansa onların tedbirli davranışlarının ışığına inanmak gerekir. Gençliğin coşkunluğu bizi üzücü yıkımlara sürükleyebilir.
Anlıyorum ki insanları kazanmak için en iyi yol, sevdikleri şeyleri daha da süslemek, söylediklerini onaylamak, hatalarını övmek, her yaptıklarını alkışlamakmış. Nezaketi abartmaktan korkmamak gerekiyor. Oyun oynadığınız ne kadar belli olsa da en ince insanlar bile dalkavukluğun tuzağına düşüyorlar. İçine biraz övgü katınca en saygısız, en gülünç şeyler bile yutturulabiliyor. Bu yaptığım, işte samimiyeti kaybetmek acı veriyor insana ama insanlara ihtiyacınız olduğunda onlara uymanız gerekiyor. İnsan karşısındakini başka yolla kazanamayacaksa dalkavukluk yapanda değil, dalkavukluk isteyendedir suç.
Siz erkekler bir tuhafsınız: İnsan sizi yüreğinin bütün açıklığıyla sevdi mi, sevgisini gösterdi mi, hemen soğuyuverirsiniz; hem de nasıl! Ölsek kılınız kıpırdamaz.
Açık söz yerin dibine batsın! Ne belalı şeymiş doğruyu söylemek.!
Ne kolay, ne kolay inanıyor insan sevdiğine.
Hem dünyada kim var, hayatında bir kez olsun aklını kaybetmeyen?
Suç onlara dalkavukluk edenlerde değil, dalkavukluk edilsin isteyenlerde.
Sevdiğimiz insanın bizi ikna etmesine ne kadar kolay izin veriyoruz.
Bütün erkeklerin sözleri birbirine benzer. Onları sadece yaptıkları birbirlerinden ayırır.
ÈLISE: Fakat hepsinden çok Valère, yüreğinizin değişmesinden korkarım. Hem de siz erkekler şiddetle itiraf edilen masum aşkları görünce hemen zalim bir soğukluğa bürünüverirsiniz.
ÈLISE: Fakat, doğrusunu isterseniz vaziyetimiz beni tedirgin ediyor. Sizi sevmem gerekenden, ihtimal daha fazla sevdim diye korkuyorum.
Seni sevmekte fazla ileri gittim diye korkuyorum.
İnsan yemek için yaşamaz, yaşamak için yer.
Bütün erkeklerin sözleri birbirine benzer. Onları sadece yaptıkları birbirlerinden ayırır..
Benim niyetim hiç evlenmemek.
Hayatımızı borçlu olduğumuz insanların rızası olmadan bağlanamayız kimseye.
Siz erkekler bir tuhafsınız: İnsan sizi yüreğinin bütün açıklığıyla sevdi mi , sevgisini gösterdi mi, hemen soğuyuverirsiniz; hem de nasıl! Ölsek kılınız kıpırdamaz
“Bizi ikna etmeye çalışan sevdiklerimiz olunca ne kolay kanıveririz.”
“Ne kolay, ne kolay inanıyor insan sevdiğine!”
Ne oluyor, Élise, güzelim? Nedir bu mahzun hâlin? Bana bu kadar ümit verdikten sonra? Ben sevincimden uçarken sen sanki matem içindesin. Söyle, pişman mı oldun beni sevindirdiğine?
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Seni sevmekte belki fazla ileri gittim diye korkuyorum.
Hem dünyada kim var , hayatında bir kez olsun aklını kaybetmeyen?
bu kadar mutluluk ürkütüyor beni. Seni sevmekte belki fazla ileri gittim diye korkuyorum.
Evlilikte sevgi yoksa mutluluk da olmaz.
İnsanın yakınlarına karşı acımasız olması için taş kalpli olması lazım.
Ey Tanrım! Ne büyüksün sen ! Mucizeler yaratmanın yalnız senin elinde olduğunu ne güzel gösteriyorsun.
Yaranacak mısın, aşırı gitmekten hiç korkma. Yalan söylediğin istediği kadar belli olsun, suratından aksın, en zeki insanlar bile kanıveriyorlar dalkavukluğa. Pohpohu bastınız mı en gülünç, en yüzsüzce söylenmiş sözleri bile yutuyorlar.
Suç pohpohlayanların değil, pohpohlanmak isteyenlerindir.
Bakıyorum da, insanları kazanmak için en iyi çare onların sevdiklerini sever görünmek, doğru dediklerine doğru demek, kusurlarını övmek, her yaptıklarını alkışlamak.
Nemize yarayacak mal mülk, tadını çıkaracak güzel çağımız geçtikten sonra?
Bir kadın duyduğu temiz aşkı belli etmeye, içindeki coşkuyu açığa vurmaya başladığı Zaman, erkek hemen ondan soğur ve artık o kadın ölse bile kılı kıpırdamaz.
bakıyorum da insanları kazanmak için en iyi çare onların sevdiklerini sever görünmek, doğru dediklerine doğru demek, kusurlarını övmek, her yaptıklarını alkışlamak
Bakıyorum da, insanları kazanmak için en iyi çare onların sevdiklerini sever görünmek, doğru dediklerine doğru demek, kusurlarını övmek, her yaptıklarını alkışlamak.
Hem dünyada kim var, hayatında bir kez olsun aklını kaybetmeyen?
Asla vermekten bahsetmez, selamı bile borç olarak verir.
Oyun oynadığınız ne kadar belli olsa da en ince insanlar bile dalkavukluğun tuzağına düşüyorlar. İçine övgü katılınca en saygısız, en gülünç şeyler bile yutturulabiliyor. Bu yaptığım, işte samimiyeti kaybetmek acı veriyor insana ama insanlara ihtiyacınız olduğunda onlara uymanız gerekiyor.
Adı hatırımdan çıkmış.
Heyhat! Ne de kolay ikna oluyor insan sevince !
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Etiketler:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir