İçeriğe geç

Çiftlere Cinayet Dersleri Kitap Alıntıları – Selim Temo

Selim Temo kitaplarından Çiftlere Cinayet Dersleri kitap alıntıları sizlerle…

Çiftlere Cinayet Dersleri Kitap Alıntıları

&“&”

Belirsizlik; insanların en çok korktukları şey..
Bir avuç şaşkın ve onurlu insanlardan oluşan muhalifler hınçsızdırlar, sizin de gününüz gelecek gibisinden bir politika yürütürler. Bu yüzden kolayca ölebilirler.
Sessizliğin ve yalnızlığın ötekiler nazarındaki tanımı, tehdittir de.
Yüzünde acıyla örülmüş bir harita, evet, harita asılıydı.
Ayrıca aşık olamayacak kadar güçsüzdür.
Arkeolojik araştırma yapan kaymakamlardan kadınların elini tutmayan bakanlar çağına gelinmiş, ne komik..
Yalnızdım -yalnızlık bir seçim değil, bir sonuçtur. Yalnızca yalnız olmakla büyük bir tehdittim".
Yalnızdım. Yalnızlık bir seçim değil sonuçtur. Yalnızca yalnız olmakla büyük bir tehdittim. Beni hiçbir tanım hazmetmiyordu.
Belki de herkes birbirinin hayatında geçici olduğunu bildiği için üstünkörü yaşar.
Doğrunun özgür olmadığı yerde özgürlük de doğru değildir.
Prevert
Yedi başlı bir devin başlarından biri olmayı istemedim hiç. Başkası olmamak, başkası olamamanın da itirafıdır.
Konuşmayı severim; yabancılaşmanın en dolaysız aracıdır çünkü
Kitaplar, unutmamaya nasıl yardımcı olurlar!
Belirsizlik, insanların en çok korktukları şey.
Bu toplumda yaşayan herkes kişiliğini haksızlığa uğramışlık hissi üstüne kurar.
Doğrunun özgür olmadığı yerde özgürlükte doğru değildir"
Mağduriyet kendine acımayı gerektirir.
Tarihsel bir yalnızlığın, tarihsel bir haksızlığın ipini boynunda taşımak zor bir şeydir.
Yarın yoktur, yarın zamana dahil değildir…
Ve onurunu az buçuk koruyanların dışında öyle alçaldilar ki, alçaklığı da öyle erdemli bir davranışa çevirdiler ki, onursuzluğun okyanusunu somurdular ama yüzleri bile nemlenmedi.
Çünkü dünyanın en büyük aile mezarlığı ikimizin içinde…
Hiçbir şeye mecbur değiliz avukat, anlasanıza. Yaşıyoruz ve herşeyin cevabı bu.
Ne tuhaf, ölmek için gömülecek yer satın almayı hiç anlayamamışımdır . Dünyanın ev sahibi mi var? Yoksa insan kendini dünyaya ait hissetmedi mi hiç? İnsanin vandallığı buradan mi kaynaklanıyor? Ait veya sahip olamadığı bir şey mümkün olan en büyük zararı vermek …
Kitaplar, unutmamaya nasıl da yardımcı olurlar. " der Leonard Richard ( eğer öyle bir yazar var ise )
Burada insanlar çok kolay ölebiliyorlar. Ölüm enflasyona etki eden kalemlerden biri değildir…
Örneğin siz şarabı ne için kullanırsınız, klozeti silmek için mi? Sizi anlamıyorum, ortada kural diye duran şeyler kendi uydurmanız. Hem yap hem tap…
Doğrusu öyle kanun taraftarı bir insan sayılmam…
Kitaplar, unutmamaya nasıl da yardımcı oluyorlar…
Belirsizlik; insanların en çok korktukları şey.
Kaybedilen şey, çoğu zaman olması gereken en mantıklı yerdedir.
Arkeolojik araştırmalar yapan kaymakamlardan kadınların elini tutmayan bakanlar çağına gelinmiş, ne komik…
Yarın yoktur, yarın zamana dahil değildir.
Ah, insanlar affedileceklerini bildikleri için mi çok hata yaparlar?
Yalnızdım – yalnızlık bir seçim değil, bir sonuçtur.
Aşk, kadın ya da erkeğin teslimiyeti ile gerçekleşir – genellikle kadının –
Yaşadığım hiçbir şeyden herhangi bir pişmanlık duymuyorum.
Durcan Yaşacan’ın bir öyküsünde insan ömrünün bir ineğinki kadar uzun olduğu, ilginç bir hesaplamayla kanıtlıyordu. Ömrümüzün üçte birini çocukluğun bilmezliği ile geçiririz, diyordu. Son üçte birlik kısmı yaşlılığın çocukluğuyla – ya da buna benzer bir şeydi – tüketiriz. Ortadaki üçte birin yarısını gençliğin inançlarıyla geçirdiğimize göre kalan altıda bir, yani birkaç yıl, bir ineğin kesilene kadar ki ömrü kadardı, dedi. Gülerek sürdürdü: 26 yaşındayım deynekleri tenzih ederim ama bir inekten uzun yaşamak istiyorum, dedi. Gülerek karşılık verdi: ben 32 yaşında bir ineyim, ne haber? Beklentilerim bir ineğinki kadar var yok.
Gerçek olan tek şiddet biçimi, duygusal şiddettir.
Doğrunun özgür olmadığı yerde özgürlük de doğru değildir.
Yüz bir düşünce yansıttığı zaman güzeldir. Ama gülme anı düşüncenin durduğu andır. İnsan gülüncü yakaladığı anda gelmez; gülme, bir fizik tepki gibi, düşünce diye bir şeyin olmadığı kasılma gibi, hemen arkadan gelir. Gülme yüzün kasılmasıdır. Ve kasılma da insan kendine hakim değildir. Orada ne irade ne de akıl olan bir şeyin güdümüne girmiştir.
Güzellik, kalpleri kolayca kazanan bir teminat mektubudur.
Kürt olmak, gerçekten de zor bir şeydir. Tarihsel bir yalnızlığın, tarihsel bir haksızlığın ipini boynunda taşımak zor bir şeydir.
Masumiyetimin mağduruydum ve bunu kimsenin bilmesi gerekmiyordu.
Lanet olsun, hayat sürprizlere, şaşırmaya fazlasıyla kapalıdır.
Hiçbir şeyin vazgeçilmez olduğuna inanmadım.
Dünyanın ev sahibi var mı?
İnsan değişince geçmişi de değişir.
Dostluk – çok da bilirim ya, resmi bir ilişki değildir. Doğallığa daha yakındır. Sürprizleri kaldırmaz. Bir daha dünyaya gelsem bir dost edinirdim.
Kitaplarıma bir zarar vermeleri durumunda hepsini öldürebilirdim..
Eşitlik – bu sözcüğü sevmiyorum, üslerin verdiği bir şeydir. Ben bir barbarım ve barbarların tarihteki rolleri büyük fatih kaşiflerinden daha önemlidir. Barbarlar doymuş kültürleri yıkarlar.
Belirsizlik; insanların en çok korktukları şey.
Yarın yoktur, yarın zamana dahil değildir.
Hayatları boyunca bunun -istenmemenin demek istiyorum- ağrısını çekerler. ne yaparlarsa yapsınlar kendilerini onları beğenmeyenlere, istemeyenlere kabul ettiremezler
İnsanlara af edileceklerini bildikleri için mi çok hata yaparlar?
Belki de herkes birbirinin hayatında geçici olduğunu bildiği için üstünkörü yaşar. ilişki biçimi kimlik değiştirdiği anda birbirleri hakkındaki asıl düşüncelerin ortaya çıktığına inanırlar. Oysa bu bir yanılsamadır. Çünkü ortaya yeni çıkan düşünceler aslında ilişkinin başından beri bir türlü ihtiyati tedbir gibi ilişkinin başından beri taşına gelmiştir. Birbirlerine güvenmemişlerdir zaten.
Ben ötekilerin toplamıyım, ama asla sağlaması değilim.
Bu toplumda yaşayan herkes kişiliğini haksızlığa uğramışlık hissi üstüne kurar.
Aşk bakir ve bakirelerin sporudur.
Üsteledi, çünkü dünyanın en büyük aile mezarlığı ikimizin içinde, dedi. Evet, dedim, bizi hazmetmeyen düzenin cesedini, cesetlerin yaşlanmayacağını bilmemize karşın saklıyoruz.
Gerçeklik demiyorum, çünkü gerçeklik kurgusaldır. Doğrudur, çünkü sınanmıştır. Doğru ve sınanmış olduğu için ne sayısız kurban gereksinir.
Arkeolojik araştırmalar yapan kaymakamlardan kadınların elini tutmayan bakanlar çağına gelinmiş, ne komik… Tatil yerlerinde göze çarpan ilk şey, orta sınıfın aptallıklarıdır; bir şeyler harcama görüntüsü ve züğürt gösterişidir.
Ne de olsa nezarethane -ne kadar saçma, hane" siz "eşlik" anlamına da geliyor, ev kadar rahat değildir. Nesneler varsa eşyalar tanımlanmamıştır ve tek bir işlev görür.
Herkesin yalnızca benim için yaşadığını, yalnızca etrafımı dolduran birer nesne, görüntü olduklarını kim inkâr edebilir? Beni kimse buna ikna edemez.
O köylerde bir kadın, kendi deyimleriyle zina" yaptığında onu kendi yöntemleriyle ortadan kaldırırlar. Evet, böyle bir olay olduğunda kadını öldürürler. Hatta bu işi bir iş olarak yapan kişiler bile vardır. Herkes kadının neden öldürüldüğünü, kimin tarafından öldürdüğünü bilir. Ama kitlesel bir hafıza kaybı demiştim ya, herkes hemen unutur. Öldürülen kadının zinayı birlikte yaptığı adam gıkını çıkarmaz. Çünkü üstüne bir leke yapışmadan işin içinden sıyrılmıştır.
Anlatım kendi başına bir yorumlama deneyidir. Kişiseldir ve belki bu yüzden güvenilmez bulunabilir.
Şiir, bir şeyi başka bir şekilde anlatan birinin etkinliğidir. Ama şiir vücuda gelince anlatan gibi anlatılan da belirsizleşir, hatta önemsizleşir. Bu yüzden bütün şairlerin sevgilileri ölü sevgilililerdir. Çünkü güçlü her duygulanım, nesnesini öldürür.
Ah, insanlar affedileceklerini bildikleri için mi çok hata yaparlar?
Söylemiştim; ben ötekilerin toplamıyım, ama asla sağlaması değilim.
Biraz durulunca sanatla aramın nasıl olduğunu sordu. Şu gereksiz şey mi, dedim. Kesinlikle kendimi başkasına anlatmak, kendi yetmezliklerime başkasını dahil etmek gibi beyhude şeylerle uğraşmak istemem.
Doğrunun özgür olmadığı yerde özgürlük de doğru değildir
İşte bir kardeşim vardı. Sonsuz yalnızlığımın sonuydu bu…
Bir avuç şaşkın ve onurlu insanlardan oluşan muhalifler hınçsızdırlar, sizin de gününüz gelecek gibisinden bir politika yürütürler. Bu yüzden kolayca ölebilirler. Hayatları ve kanları ucuzdur.
Ömrüm boyunca iyilikten çektiğimi hiçbir şeyden çekmemiştim. Masumiyetimin mağduruydum ve bunu kimsenin bilmesi gerekmiyordu.
Bütün okulları dışarıdan bitirdiğim gibi hayatı da, en azından rahat ve olağan olanını hep dışarıdan izledim.
Babasızlığın ne olduğunu bilirim. Babasız büyüyen birinin babasızlığı kuşaklar boyunca silinmez, neredeyse genetik bir şeye dönüşür…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir