İçeriğe geç

Çifte Açmaz Kitap Alıntıları – Dilek Kartal

Dilek Kartal kitaplarından Çifte Açmaz kitap alıntıları sizlerle…

Çifte Açmaz Kitap Alıntıları

onlar sandılar ki
bu şiirin çok da umrundaydı!
belki bu kadar kaba olmasalardı
bu kadar kaba ve çirkin olmasalardı elleri gibi
ayakları değil ruhları sızlasaydı, akılları falan
belki o zaman
patlak ayakkabılarından sızan yağmur
parmaklarından fazlasını buruşturabilirdi
zamanı mesela
çok mu güzel diye orda çocuklar
değmesin diye mi nazar kem gözlerden
yıllardır kurşun döküp duruyorlar
tepelerinden

ya o çocukların, bir daha dünyaya değemeyecek olan nazarı
ya bir daha değemeyecek nazarı o çocukların, dünyaya

o niye?

tuhaf şeyler oluyor bak insan kendine yuvarlanınca
insan kendine çarparak parçalanınca
aklının tutunacak elleri de kopuyor
onlara bir salon çiçeği olmadığımı söyle
hasarsız parçalarımın giderek azaldığını
hiç değilse okunaklı bir ölüm için; bir tık
hayatla arama bir boşluk bıraktığımı
oysa ben de susunca zehir zannediyordum dilimi
ne fena
cana değmenin can yakmaktan başka yolunu bilmiyorlar
ama bilirsin
kabuğuna çekilmek için bile
büsbütün yaraya dönüşmeden
kobuğuna çekilemiyor insan
diyecek kimsen yoksa
ki yoktur;
_çünkü herkes gitti_
_çünkü herkes gider_
mat oldu şiir be üstad dahi denmez
sadece dank eder
Allah için seviyoruz dedikçe
daha da
kulaklarımızı tıkayarak mı ayetlerine!
Bir şey oldu bana
bende, bana sığmayan bir şey
cana değmenin can yakmaktan başka yolunu bilmiyorlar
tuhaf şeyler oluyor bak insan kendine yuvarlanınca
insan kendine çarparak parçalanınca
aklının tutunacak elleri de kopuyor.
onlara artık yeni insanlar tanımak istemediğimi söyle
bana inanmıyorlar
güneş mi göreyimmiş, iki insan, açılsın mıymış içim
beni alıp pencerenin önüne yerleştiriyorlar
onlara bir salon çiçeği olmadığımı söyle
hasarsız parçalarımın giderek azaldığını
hiç değilse okunaklı bir ölüm için bir tık
hayatla arama bir boşluk bıraktığımı
sen bana bakma
insan işte!
telaşlanıyor kendini koyduğu yerde bulamayınca
bakma sen
yenilgiyi kucağına döker bazıları
içimde nerede duracağından korktuğum bir taş
yuvarlanıp duruyor
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
herkes gitti
çünkü herkes gider
sen onları anca uzaklaşırken görürsün
ama ne numaralar hafıza kartlarımızda
ararlarsa cevap vermemek üzere
zavallı bir nispet çocukça bir kıskandırma
oysa biz
sesini bile duymadığımız yüzler
yüzünü bile bilmediğimiz sesler
aypi’sini bilip adını bile bilmediğimiz profiller arasında
nazlıcım biz…
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
zaten benim hep uzak kavgalarım olur
biz çok yalnızız be nazlı
çok yalnız ve çok üzgünüz. çok..
tamamlanamaz bir yerimizden eksildik
İnsafsız ve insansız arasındaki kelime oyunları
yetseydi ya boğum boğum boğulmalarına
bir de iki lafın biri -canım biz de müslümanız-
allah demeselerdi..
Nerde bir kalem halk dese, hah! deyip
hah işte bu!
bizi gören, bizi duyan, bizi anlayan
bu biri bizden bahsedecek
-bana dar- kürk mantosuna bürünemesem madonna’nın
hem sen varsın ellerin var; tutunamamak ahmaklık
sımsıkı tutunsam
içinde patlayan binlerce bombaya rağmen
tek parça kalıyor ya beden
en acısı buydu
oysa sen susmak demiştin bir defasında
öldürmeye tam teşebbüstür
Çağa uy
Senkron çok önemli bak, bu yüzden kesiliyor nefesin
Konjonktür gereğini iyi öğren
Cümle içinde kullanmayı değil
Cümleni konjonktürün gereği içinde kullanmayı
Ve hız
Ve koş
Alkışın en çok olduğu yere koş
Alkışın en kolay olduğu
En ışıklı en parlak
En yüksek ama en yükseğe
Dinle! bütün yakıştırmaları reddediyorum
Bilinsin artık; güçlü değilim ben
Dillerim dolaşa dolaşa
Üstelik sulu gözlünün tekiyim
Ağlayarak hem de
Hatta yolarak saçımı başımı
Sana konuşayım
Canıma değ
Korkumu bölüş
Utancımı susss!
zamanı tutan el, susturur bütün sesleri
yerde suskun kuş sürüleri
yerde suskun rüzgar
yerde bir çırpınış bir telaş
bir saklanma çabası kendi içine
yerde bir

-yarılma-

azıcık anne kokusu..
herkes gitti
çünkü herkes gider
sen onları anca uzaklaşırken görürsün..
şiir, kıra kıra bulur sende yerini..
yetimhanede büyüyen bir çocuk için
3. ve 5. harfini biliyor musun
annesinin evlenmeden önceki soyadının
ben sana adamlar vardı diyorum
adamlar vardı
saçları ıslandıkça yağmura anne diyen..
en çok yumruğumu sevdim: masaya
olmasa da kafama vurduğum yumruğumu
bir de susmayı söz tükendiğinde
susmayı: kaderse mevzu..
zamanı tutan el, susturur bütün sesleri
yerde suskun kuş sürüleri
yerde suskun rüzgar
yerde bir çırpınış bir telaş
bir saklanma çabası kendi içine
yerde bir

-yarılma-

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir