Ahmet Haldun Terzioğlu kitaplarından Çiçi Han kitap alıntıları sizlerle…
Çiçi Han Kitap Alıntıları
İnsan tanıyınca, emek verince aramaz mı, özlemez mi hiç? Yaşayanı da özler, uçmağa varanı da( öleni de)
Kişiler yanlış yapar. Bu yanlış onlarla sınırlı, yalnızca onlarla bağlıdır
Fakat hanlar yanlış yaparsa bu hatanın bedelini bütün budun öder!
Fakat hanlar yanlış yaparsa bu hatanın bedelini bütün budun öder!
Yaşamını nasıl yaşayacağı kişiye bağlı biraz da. Mutlaka daha doğmadan üzerine biçilen bir giysi vardır. Oysa kişi bu giysiyi reddeder. Ya da değiştirir.
İnsan tanıyınca, emek verince aramaz mı, özlemez mi hiç? Yaşayanı da özler, uçmağa varanı da
Destanları Hunlar yazardı. Çin bu destanlardan korkardı.
Hainler çıkmıştır hep. Çıkacaktır da.
Unutulmamak destan olmaktır. Destan olmak, hiç ölmemektir.
Uçuruma yuvarlanan, yukarı çıkmak için yılandan medet umar.
Önce ne olduğunu bileceksin! Soracaksın kendine! Ben neyim? diye sor!
Ben neyim? Ben kimim? Ne için geldim acuna?
Ben neyim? Ben kimim? Ne için geldim acuna?
Ömür öylesine bir tutsaklık ki
Yengi aldın diye öğünme, yenik düştüm diye yerinme! diye öğütlerde bir eski deyiş. Kimin ne olacağını, ne zaman yere düşeceğini bilen Tanrı, yolu çizen Tanrı. Olana karşı durulmaz ki. Yalnızca yazgıyı yiğitçe sırtlanmak gerek.
Zamanından önce atılan bir adım, yanlış adımdır. Yanlış bir adım da seni doğruya götürmez!
Cesaret, kazanmanın yarısıydı.
Acunu dolu dolu görür. Acun doludur aslında, gören gözler için. Görmemek de körlük sayılmaz. Tanrı, her gözün görmesi gerekenleri seçmiştir.
Unutma, en kötü karar bile kararsızlıktan iyidir.
Her şeyin zamanını bilmek, zamanını beklemek gerek!
Yalnızken, azken yanında olanlar en iyi yoldaşlarındır. Güçlenince katılanlardan şüpheye düşmen gerek.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Acı da olsa gerçeği görmek, dillendirmek gerek.
Dert önemli değildi. Her Hun eri gibi derdi severdi Tayun.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Hohnayeh Tanhu Çin’e boyun eğdi, bağlandı. Çin’in kişisi oldu. Çiçi Tanhu Çin’e bağlanmadı. Hatta kafa tuttu! Savaştı. Günbatısıba göçtü. Canını verdi, ama boyun eğmedi. Günün birinde biri oturup bu günleri yazarsa bunları yazacak.
Savaş Hun sanatıydı, oyun ise Çin
Uyudu. Zor bir uyku, zor düşler Huzursuzluk
Aslında düşündüklerinin hepsini söylemesi gerekmiyordu, oysa gururu şimdi susmasına engeldi.
Küçümseme! Kızma! Küsme! Kimin ne olacağı, kimin kime, ne zaman, ne koşullarda muhtaç olacağı belli olmaz. Durmadan çalış!
Acunda bunca Çinli varken, Hun Tanrısı, bir Hun’a neden kızsın?
Onca yaşıtı arasından seçildiği için sevinmemişti. Belki sevinmesi gerekiyordu. Gönüllü aransaydı o başka. Gönüllü denildi mi akan sular durur! Çünkü gönüllü aranan işler tehlikeli işlerdir! Gönüllü olmaya bayılır Hun erleri.
Yeni bir yaşama doğru ilerliyorlardı. Yeniden doğmak gibi bir şey
Mevsimler birbiri ardına gelip geçerken kişilerden izin almıyordu .
Güneş umuttur, uğurdur.
Farklı olmak çok zordur. Yalnızlığa adanır yaşam.
İnsan tanıyınca, emek verince aramaz mı, özlemez mi hiç? Yaşayanı da özler, uçmağa varanı da
O bir farktı, değişiklikti Hun budun için. Ufku aşan bir düşünceydi. Boyun eğmeyen bir örnekti.
Yap o zaman, dedi onun içinden geçenleri okuyan Yülek, Yap o zaman! Kendinden başla. Önce sen değiş! Yapma, yapacağın hataları. Gitme, gitmemen gereken yerlere. Kalma, kalmaman gereken yerde. Dur! Durabilirsen!
Yol ve yolculuk yazgıdır.
Düşünmüş, düzen kurmayı, uygun zamanda uygun kararlar almayı iyi bilmişti.
Önüne geçilmez yazgının tutsaklığında gelişiyordu olaylar.
Ömür öylesine bir tutsaklık ki
Düşlerinde görecek kadar düş kırıntıları taşımıyordu kimilerinin usu.
Çılgın, tam bir çılgın Hun’du Çiçi Han.
Söylenmeden, bilinenilirdi bir şeyler. Bu zamandan sonra saklanmak mümkün değildi.
Neden zor olur? Neden sıradan birine karşı konuşamama derdi olmaz kişinin de sevinci dili tutulur?
Budun neye inanır?
Budun, önce umuda inanır, sonra destana. Büyük ufuklar açılmalı önünde. Bu ufuklarda kendisini görmeyi öğrenmeli. Oraya ulaşmak için canını feda etmeyi seçmeli.
Budun, önce umuda inanır, sonra destana. Büyük ufuklar açılmalı önünde. Bu ufuklarda kendisini görmeyi öğrenmeli. Oraya ulaşmak için canını feda etmeyi seçmeli.
Çiçi Han büyüyor. Ordusu kalabalıklaşıyor, etkinliği artıyor. En kötüsü de destanlaşıyor budunun gözünde.
Düşler önemlidir. Gerçek yaşamdan izler taşırlar içlerinde. Düşünceye oturan fikirlerin etkisini içerir bir kısmı. Duygularından etkilenir. Bir kısmı da gelecekten duyum verir. Anlamak ve çözmek gerek.
Zamanından önce atılan bir adım, yanlış adımdır. Yanlış bir adım da seni doğruya götürmez!
Ufuksuz, düşsüz bir yaşam neye yarar?
Her zamanki özlemi yakıyordu içini.
Geçmişe özlemin belirtisidir bu başkaldırı.
Yapmak istedikleri, düşledikleri rahat bırakmıyordu onu. Yapamadıkları huzursuz ediyordu. Her şeye geç başlamıştı.
Çok zor değil ki! Yalnızca biraz inanmak, biraz gayret ve emek her şeyi çözer.
Aşk! Bu güne ne kadar aykırı duran bir sözcük
Beklemek, zaman yitirilmesi demekti.
Karanlığı sevmezdi, ama o karanlık gecede yoluna çıkmıştı yazgısı.
Beklemek çok zor! dedi Uma. Görevimiz kutlu, ama beklemek çok zor!
Yoldaşlıkta aynılık çok önemliydi.
Karanlığı sevmiyordu. İçinde barındırdığı kötü ruhlardan dolayı nefret ediyordu karanlıktan Yiğidin karanlıklarla işi olmazdı. Karanlıklar kahpelerin işine gelirdi. Gizli ve kötü düzenler kurmak için, pusular kurmak için, arkadan vurmak için
Az Hun budun, çok Çin budun içinde kaybolur giderdi.
Gerçek bir kahraman, yaşamış bir destandı Mete Tanhu.
Umutsuzluğu gördü. Söylenmeden anlamıştı her şeyi.
Dönemediği andının önünde yele kapılmış bir yaprak misali sürüklenip durmaktan bıkmıştı.
Yürek yakan bir yır.
Dirlik bozulunca çok şey bozuluyor Penge! Çok şey bozuluyor! İnsanlar da
Bağlılık ve sadakat çok önemli vasıflardı.
Hep bir ağızdan, Yolumuz kut olsun! Gök girsin, kızıl çıksın! diye and içtiler. Artık yollarını belirlemiş, ayrılmaz yoldaştılar.
Kişiyi çevresi, yakınları, yoldaşları kişi eder! Sakın unutma! Dostlarını sıkı tut, onları kolla her zaman!
İrade ile irade dışı olan birbirine karıştı.
Korku nedir bilmeyen yüreğinin etkilenmesine şaşırıyordu. Od sakı gecesinde de titremişti yüreği
Ama unutmayın ; verdiğiniz karar, and ile sınanacak ve dönüşü olmayacaktır. İyice düşünüp, dönülmez kararınızı verin. Kararınız şimdiden kutlu olsun!
Hunlar Gök’ün çocuklarıdır.Gök onların yok olmasına izin vermez.
Töre! Bir anlayış! Zamanın geçmişten bugüne taşıdığı kurallar zinciri! Deneyimlerle elde edilmiş sonuç
Umutlarımı aydınlat!
Gün doğumu yeni bir şanstır, her gün yenilenen
Güneş umuttur, uğurdur.
Yeniden düşüncelere daldılar. Suskunluğu bozunca bir şeylerin bozulacağını düşünüp beklediler. Sabır denemesi gibiydi. Kimin sabrı önce