İçeriğe geç

Ceza Sömürgesi ve Diğer Hikayeler Kitap Alıntıları – Franz Kafka

Franz Kafka kitaplarından Ceza Sömürgesi ve Diğer Hikayeler kitap alıntıları sizlerle…

Ceza Sömürgesi ve Diğer Hikayeler Kitap Alıntıları

Kaç güneş battı o gecede bilmiyorum. Ama bir daha hiç sabah olmayacak gibiydi. Bir söz, kaç güneş batırır o zaman öğrendim.
Kaç güneş battı o gecede bilmiyorum. Ama bir daha hiç sabah olmayacak gibiydi. Bir söz, kaç güneş batırır o zaman öğrendim.
Tramplenin ucuna gelene kadar yeter cesareti ve isteği, orada ise, atlayacağı yerde, taklitçi oturuverir aşağı ve kusura bakmayın der gibi, ellerini havaya kaldırır.
Aynı saatte, aynı şiirde, aynı satırda, yıldızlar eşliğinde buluşalım
Yıkanıp arınmamıza Nil’in suyu bile yetmez.
Böyle bir halkın arasına itilmiş olmamız yeterince bahtsızlık değil mi?
Başka kimse buradan içeri bırakılamazdı, çünkü bu kapı sadece senin içindi. Ben şimdi gidiyorum, kapıyı da kapıyorum.
Sonunda gözünün feri zayıflar ve artık bilmez olur, etrafı sahiden mi karanlıklaştı, yoksa sırf gözleri mi kendisini yanıltıyor?
“Onun gibi güçlü değilim.”
İnan bana, benim için de kolay olmuyor.
Zavallı çocuk, sana yardım edilesi değil. Büyük yaranı buldum; döşündeki bu çiçek seni mahvedecek.
Reçete yazmak kolay, ama bunun dışında, insanlarla anlaşmak zor.
Büyük bir zorluk içindeydim:
İnanıla ve beklene!
Kaç güneş battı o gecede, bilmiyorum.
Ama bir daha hiç sabah olmayacak gibiydi.

Bir söz, kaç güneş batırır o zaman öğrendim.

“Kendini savunmak için fırsatı olmalıydı.”
Haklı olduğundan hiç kuşku duymuyor; bu durumda hakkını nasıl alacağı hiç önemli değil; hele ki doğru yollara başvurmanın hiçbir işe yaramadığı böyle bir dünyada.
Zaten bizler de gülmeye meyilliyizdir; yaşadığımız tüm sıkıntılara rağmen hafif bir gülümseme hayatımızdan hiç eksik olmaz.
Çok huzursuz bir yaşamımız var; her yeni gün sürprizler, endişeler, umutlar ve korkular getiriyor, öyle ki insanın gece gündüz her saat danışabileceği arkadaşları olmasa tüm bunlara katlanabilmesi imkansız
Anlayışsızlığa, bu anlayışsız dünyaya karşı savaşmak imkansızdı.
Kadın ne kadar kudurursa kudursun, daha çok uzun bir süre hiç kimse tarafından rahatsız edilmeden yaşamımı sürdüreceğim.
Yapması gereken tek şey, beni bir yabancı olarak görmesi ki ben de zaten öyleyim, beni bir yabancı olarak görmesine itirazım olmaz, aksine memnun olurum; benim varlığımı unutmaya karar versin yeterli
Söylediğiniz şeye sizin inanmanız gerekmez, onun duymak istediği şey olsun yeter.
Yabancı bir ortamda bir şeylere müdahale etmek her zaman sakıncalıdır.
Sonuçtan asla şüphe edilmez.
Mahkûmun her şeye rağmen kendisini savunma imkanı olmalıydı
Kaç güneş battı o gecede bilmiyorum. Ama birdaha hiç sabah olmayacak gibiydi. Bir söz kaç güneş batırır, o zaman öğrendim.
Yabancı bir dünyada boş yere tüketiyordu kendini.
Üstüne saygı göster!
Ama şimdi sahiden, her kelimeye dikkat etmeliyim,
Sezmiştim zaten ben onca zamandır!
Suçluluk bilinci değil miydi, zihnini keskinleştiren?
Kendisi hakkındaki görüşlerini düzeltirler miydi?
Ama keşke bir işe yarasaydı! Fazla geç kalmamış mıydı acaba?
Öyle ya, biz karda ağaç kütükleri gibiyiz. Görünüşte dümdüz yere uzanmışlardır, ufak bir darbeyle itilip gideceklermiş gibi. Hayır, mümkün değil, çünkü sıkı sıkı toprağa bağlıdırlar. Ama bak, bu bile sadece görünüşte.
Geçmişimi geleceğime karşı tutup değerini biçiyorum, ama ikisini de fevkalade buluyorum, ikisinden hiçbirini tercih edemiyorum ve elimden beni böylesine imtiyazlı kılan kaderin adaletsizliğini kınamaktan başka bir şey gelmiyor. Sadece, odama girdiğimde biraz düşünceye kapılıyorum, fakat merdiveni çıkarken düşünmeye değer bir şey bulmuş olmaktan değil. Pek faydası olmuyor bana, pencereyi tamamen açmamın ve bir bahçede hâlâ müzik çalınıyor olmasının.
Kaç güneş battı o gecede bilmiyorum. Ama bir daha hiç sabah olmayacak gibiydi. Bir söz, kaç güneş battırır, o zaman öğrendim.
belki de, kendi kendisinden memnun olmamasıydı onu yıpratan.
Hücuma geçiyorduk, göğsümüzden itiyorlardı, biz de şarampolün otlarına seriliyorduk, düşerek, gönüllüce. Her taraf aynı ölçüde ısınmıştı, otun içinde sıcağı hissetmiyor, soğuğu hissetmiyorduk, sadece yorgun düşüyordu insan.
Kaç güneş battı o gecede bilmiyorum. Ama bir daha hiç sabah olmayacak gibiydi. Bir söz, kaç güneş battırır, o zaman öğrendim.
Çözebilirseniz çözün insan tabiatının muammalarını!
Buradayım, bundan fazlasını bilmiyorum, bundan öteye de gidemem.
Benden bu karanlık duvarların dinlediği şarkıları, dağların bile dinlememiştir asla.
..yalnız şunu biliyorum ki, yer yüzünde kalmışım, gemim dünyevi sularda seyredip duruyor.
Kaç güneş battı o gecede bilmiyorum. Ama bir daha hiç sabah olmayacak gibiydi. Bir söz, kaç güneş battırır, o zaman öğrendim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir