İçeriğe geç

Cesur Yeni Dünya Kitap Alıntıları – Aldous Huxley

Aldous Huxley kitaplarından Cesur Yeni Dünya kitap alıntıları sizlerle…

Cesur Yeni Dünya Kitap Alıntıları

“Eğer farklıysan, yalnızlığa mahkûm oluyorsun.”
Her şeyin ulaşılabilir olduğu bir dünyada hiçbir şeyin anlamı yoktur.
İnsanın birleştirdiğini ayırmaya doğanın gücü yetmezdi.
Suratsız da olsa kendim olayım. Ne kadar neşeliyse de başka biri olmak istemem.
Atıp kurtulmak onarmaktan iyidir, atıp kurtulmak onarmaktan iyidir.
Tüm şartlandırmaların amacı budur: İnsanlara, kaçınılmaz toplumsal yazgılarını sevdirmek.
-Yine de, diyen Vahşi, ısrarını sürdürdü, tek başınayken Tanrı’ya inanmak doğaldır; yalnız başına, gecenin bir yarısında, ölümü düşünerek

+ Fakat şimdilerde insanlar hiç yalnız kalmıyorlar, dedi Mustafa Mond. İnsanların yalnızlıktan nefret etmelerini sağlıyoruz ve yaşamlarını hiç yalnız kalmayacak şekilde düzenliyoruz.

Mutluluk ve erdemin sırrıdır; yapmak zorunda olduğun şeyi sevmek.
Kültüre geri dönüş. Evet, aslında kültüre. Oturup kitap okursanız fazla bir şey tüketmezsiniz.
Fiziksel bir eksiklik, zihinsel bir aşırılık yaratabilirdi. Sanki süreç , tersine de işlenebiliyordu. Zihinsen aşırılık, kendi amaçları doğrultusunda, kasti bir yalnızlığın gönüllü körlügün ve sağırlığı, yapay bir zevklerden el çekme iktidarsızlığını doğurabiliyordu.
Her değişim, istikrar için bir tehdit unsurudur.
Daha dar bir alanla sınırlandırılsaydık, sürekli acı çekmemiz gerekirdi.
Bizim dünyamız Othello’nunkiyle aynı değil. Çelik olmadan araba yaratamazsınız; aynı şekilde, sosyal çalkantı olmadan da trajedi yaratamazsınız. Dünya şu anda istikrara kavuşmuş durumda. İnsanlar mutlu; istediklerini alıyorlar ve ulaşamayacakları şeyleri de asla istemiyorlar. Refahları yerinde; emniyetteler; hiç hastalanmıyorlar; ölümden korkmuyorlar; ihtiras ve ihtiyarlıktan habersiz ve bundan da çok memnunlar; veba gibi bir illet olan anne ve babaları yok; güçlü duygular hissedecekleri eşleri, çocukları ve sevgilileri yok; şartlandırmaları uyarınca davranmaları gerektiği gibi davranmak zorundalar. Herhangi bir sorun çıkması durumunda da soma var.
-Burada eski şeyler işimize yaramaz.

+ Muhteşem olsalar bile mi?

– Özellikle de muhteşemseler. Güzellik çekicidir ve biz insanlarımızın eski şeylere kapılmalarını istemeyiz. Yeni şeyleri sevmelerini isteriz.

Mutsuzluğu, burada yaşadığın sahte, yalancı mutluluğa yeğlerim.
Eğer farklıysan, yalnızlığa mahkûm oluyorsun. Yalnız olana acımasız davranıyorlar.
Onarmak, antisosyaldir.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Manyaklık bulaşıcı.
Sözcüklerin iyi olması yetmiyor; onlara iyi bir amaç uğruna kullanmak gerekiyor.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Herkesin bildiği gibi, tikeller, erdem ve mutluluğu getirir; genellikler ise entelektüel açıdan kaçınılmaz belalardır. Toplumun omurgasını düşünürler değil, oymacılar ve pul koleksiyoncuları oluştururlar.
-Fakat eski elbiseler korkunçtur, diye devam ediyordu.

+ Eski elbiseleri daima çöpe atarız. Atıp kurtulmak onarmaktan iyidir, atıp kurtulmak onarmaktan iyidir, kurtulmak

Atıp kurtulmak onarmaktan iyidir. Yama artarsa refah düşer, yama artarsa
Her erkek, kadın ve çocuk, bir yıl içinde belli bir miktarda tüketme zorlanacaktı. Sanayinin çıkarları adına. Tek sonucu
Oturup kitap okursanız fazla bir şey tüketemezsiniz.
Herkes, herkese aittir.
Dünya babalarla doluydu, o yüzden de mutsuzlukla doluydu; dünya annelerle doluydu yani sadizmden namusa kadar uzanan bin bir türlü sapıklıkla doluydu; erkek ve kız kardeşlerle, amcalarla ve halalarla doluydu, yani delilik ve intiharla doluydu.
Ne kadar alt sınıfı aitse o kadar az oksijen verilir.
Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir.
Her şeyin ulaşılabilir olduğu bir dünyada hiçbir şeyin anlamı yoktur.
ama çaba göstermek zorundayız
…oyunu oynamak zorundayız
Amaçsız çocuklar için sinekler neyse, biz de tanrılar için oyuz; eğlenmek için bizi öldürüyorlar.
Mutluluk ve erdemin sırrıdır; yapmak zorunda olduğun şeyi sevmek. Tüm şartlandırmaların amacı budur: insanlara, kaçınılmaz toplumsal yazgılarını sevdirmek.
Sözcüklerin iyi olması yetmiyor, onları iyi bir amaç uğruna kullanmak gerekiyor.
Eğer farklıysan, yalnızlığa mahkum oluyorsun.
Ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerine kara kara düşünmeyin. Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir.
Ama başka bir şekilde mutlu olmak istemez miydin, Lenina? Başkaları gibi değil, kendi istediğin gibi.
Ben keyif aramıyorum. Tanrı’yı istiyorum, şiir istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum. Günah istiyorum.
Aslında, dedi Mustafa Mond, siz mutsuz olma hakkını istiyorsunuz.
Öyle olsun, dedi Vahşi meydan okurcasına, mutsuz olma hakkını istiyorum.
İnsan ne kadar yetenekli olursa, insanları yoldan çıkarma gücü de o kadar büyük oluyor.
Bedelsiz hiçbir şey yoktur. Mutluluğun bedelinin ödenmesi gerekir. Siz bu bedeli ödüyorsunuz.
Eğer iklim kötü olursa insan daha iyi yazabilir, diye düşünüyorum. Mesela, bol rüzgârlı ve fırtınalı bir yer
Eğer farklıysan, yalnızlığa mahkûm oluyorsun. Yalnız olana acımasız davranıyorlar. Biliyor musun, beni her şeyden dışladılar.
Manyaklık bulaşıcı, bence.
Son günlerde katlanmak zorunda kaldığım şeyleri bir bilsen
Pek düşkünsün uykuya,fakat ödün kopar ölümden…
Mutluluk ve erdemin sırrıdır; yapmak zorunda olduğun şeyi sevmek.
“Eğer farklıysan, yalnızlığa mahkum oluyorsun.”
— Onunla evli misin?
—Ne miyim?
—Evli. Yani -sonsuza dek. Kızılderili dilinde ‘ sonsuza dek’ derler-, koparılmaz bir bağdır.
Dünya Devleti’nin istikrarı, biyolojik mühendislik ve insanı her yönden koşullandırmanın terkibiyle sağlanır.
Uygarlığın kahramanlık ya da yüceliğe ihtiyacı yoktur. Bunlar, politik yetersizliğin belirtileridir. Bizimki gibi düzenli bir toplumda, hiç kimsenin kahraman ya da yüce olma fırsatı olmaz.
İnsan mutluluk konusunu düşünmek zorunda olmasa, yaşam ne kadar eğlenceli olurdu!
Eğer doğru kullanırsan sözcükler X ışınlarına dönüşebilirler, her şeyi delip geçerler. Okursun ve delinirsin.
Sözcüklerin iyi olması yetmiyor; onları iyi bir amaç uğruna kullanmak gerekiyor.
İyi niyetli olanlar, kötü niyetlilerle aynı tarzda davranıyorlardı.
Kır çiçekleri ve manzara seyretmenin önemli bir kusuru var, bedavalar, diye açıkladı. Doğa sevgisiyle fabrikalar çalışmaz. En azından alt sınıflarda doğa sevgisini kaldırmaya karar verildi,
Olimpos dağının etrafında uzanan, sonsuza dek güzel kalan, seks yapan ve başkalarının ızdıraplarıyla eğlenen kaygısız tanrılar gibi olmak isteriz. Ama aynı zamanda ızdırap çeken şu diğer kişiler olmayı da arzularız, çünkü tıpkı john gibi bizler de hayatın duyu oyunlarının ötesinde bir anlamı olduğuna ve anlık memnuniyetlerin asla kafi gelmeyeceğine inanırız.
Canları istediğinde seks yapabilmelerine rağmen Cesur Yeni Dünya’daki bedenler tuhaf bir şekilde ruhsuzdur, ki bu da Huxley’nin değindiği noktalardan birinin altını çizer: Her şeyin ulaşılabilir olduğu bir dünyada hiçbir şeyin anlamı yoktur.
Eğer kötü bir davranışta bulunduysanız, pişmanlık duyun, elinizden geldiği kadar durumu düzeltin ve bir dahaki sefere daha iyi davranmaya bakın. Ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin. Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir.
Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir.
Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir.
Çünkü herkesin bildiği gibi, tikeller, erdem ve mutluluğu getirir; genellikler ise entelektüel açıdan kaçınılmaz belalardır.
Sade zır deliydi ve devrimin az çok bilinçli amacı, evrensel kaos ve yıkımdır.
Atom enerjisinin açığa çıkarır.asi insanlar tarihinin büyük bir devrimidir, ancak (kendimizi parçalara ayırıp tarihi noktalamazsak) en son ve en nüfuz edici devrimi değildir.
Kolay vazgeçerek hiçbir şey elde edemezsin.
Yanlış görevde yanlış adam olma özgürlüğü.
İnsan mutluluk konusunu düşünmek zorunda olmasa, yaşam ne kadar eğlenceli olurdu!
Günahla mücadelenin veya ihtiras ya da şüphe nedeniyle ölümüne altüst oluşların görkemini bulamazsınız mutlulukta. Mutluluğun yüce bir yanı yoktur.
Bugün alabileceğin keyfi asla yarına erteleme
Kendim olmayı yeğlerim. Suratsız da olsa kendim olayım. Ne kadar neşeliyse de başka biri olmak istemem.
İnsan mutluluk konusunu düşünmek zorunda olmasa, yaşam ne kadar eğlenceli olurdu.
Eğer farklıysan, yalnızlığa mahkumsun.
“İnsan ne kadar yetenekli olursa, insanları yoldan çıkarma gücü de o kadar büyük oluyor.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir