İçeriğe geç

Çerçi Kitap Alıntıları – Oğuz Bal

Oğuz Bal kitaplarından Çerçi kitap alıntıları sizlerle…

Çerçi Kitap Alıntıları

Acılar sadece alkolle uyuşturulmaz çünkü hüzünlüyseniz eğer; bazen çay, rakıya bile parmak atabilir.
“Sorun mesafelerde değil,Bir otobüs ya da uçak biletine bakar her şey.Sorun sizi sevmiyor olmaları..”
Sorun mesafelerde değil,
Bir otobüs ya da uçak biletine bakar her şey.
Sorun sizi sevmiyor olmaları.
Acı ; aşkın piçidir
Ömür boyu bakmakla yükümlü olduğumuz
Oğuz Bal
ve bizden kaliteli katil yoktu
Yoktu çünkü biz birbirimiz için yaratılmamış karşılaşmaları hasbelkader bir Türk filmi sahnesinden ibaret
İki aciz yaratılmıştık.
Ayağa kalktık yavaşça ve başımızı öne eğdik.
kader, ikimiz için tayin edilmiş
profesyonel bir cellâttı.
Öldük ve perde kapandı .
Zeki kadınsın.Küçük bir aile çay bahçesinde karşılıklı bir kaç bardak çay içelim istiyorum. cümlesinde ki gizli teklifi bulursun umarım.
“Sorun mesafelerde değil,Bir otobüs ya da uçak biletine bakar her şey.Sorun sizi sevmiyor olmaları..”
Sorun mesafelerde değil bir otobüs ya da uçak biletine bakar her şey. Sorun sizi sevmiyor olmaları.
Bana biraz hislerden bahset .
‘Ölüm’ de,
‘yaşamak’ de,
ya da’ sus’ de
Nefes al derin derin
ve nefes ver ağzımın içine;
Fransız’lar ikinci İhtilale hazırlasınlar tarihte .
Uzat ellerini ;
parmak uçlarından öpeyim.
Duyuyorum; ince bileklerinde çiçek kokusu.
Sakın meyletme intihara,
jiletler gemide,
çiçekler dalında güzeldir çünkü
Kızım demişken;
söylesene göğsüme sapladığım güller
Kime anne diyecekler şimdi?
Uzun bir yolun yolcusuyum, yüküm aklım, aklımın yükü sen
Şiirler sustu ,
şarkıların selamı var sana.
Gamzelerinden kuşlar havalanıyor farkında değilsin.
Hiç aynada baktın mı kendine ?Şiir utandırırsın sen
Bazı kadınlar şarkılardan daha güzeller , bazı şarkılar da bazı kadınlardan daha güzel.
Sen bir şarkıya benze, gözleri kahverengi
Ve bir şarkı evlat edin, bizim olsun.
O zaman dersiniz ki Kendi kendinize :
Alışkanlık haline gelecek hiç bir şey alışmamaya alışmak zorundayım!
Bu kez ölürüm dedim ,
ama hassiktir!
İzmaritte kan lekesi var ,
ölemedim
Lütfen içinizden mutlu olun , kıskanıyorum!
Ama anlat susma .
Susunca biz ,
biz olamıyoruz zira
Ben çok yorgunum bu aralar .
bu aralar her yanım ölü.
Ölü gibi bakıyorum insanlara,
ne deseler evet ya da hayır diyorum.
Seni soranlar oluyor arada,
Susuyorum.
Ben bu aralar yine çokça çocuk gözlerinden öpüyorum
Fakat sen yoksun , şimdi ecelden önce it gibi Ölesim var !
Fakat yapamazsınız, o telefon kapanır daha çalmadan çünkü korkarsınız korkarsınız çünkü bilirsiniz ki yalnızken bütün aksilikler ikiyle çarpılır , sizde toplanır
Çok güzelsin ve çok tanıdık yüzün
Daha önce öldürmüş müydün beni?
Aslına bakarsanız zaman öldürmekten başka bir şey değildi bizimkisi
ve bizden kaliteli katil yoktu
Yoktu çünkü biz birbirimiz için yaratılmamış karşılaşmaları hasbelkader bir Türk filmi sahnesinden ibaret
İki aciz yaratılmıştık.
Ayağa kalktık yavaşça ve başımızı öne eğdik.
kader, ikimiz için tayin edilmiş
profesyonel bir cellâttı.
Öldük ve perde kapandı .

Birbirimize söyleyemediklerimizden pişman olalım diye, ölüm var.

Yas tutmana gerek yok, zira yeterince siyah evren ve ağlama sakın,
Dünya’nın bu aralar hiç olmadığı kadar ihtiyacı var gözlerine.
Sarhoşken dört kadın seviyorum ben;
İkisi annem ikisi sen
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Sen gidince
bütün insanlık zengin kalkışı yaptı bir anda Dünya’dan,
sanki herkesin ocakta unuttuğu yemeği vardı.
Bankalar çoğaldı, fakirler çoğaldı .Binalar çoğaldı, evsizler çoğaldı. Şiddet çoğaldı, kadınlar çok ağladı Kadınlar hep ağlardı zaten.
Siz berbat olan her şey olursunuz ama mutlu olamazsınız. Çünkü mutsuzluk sizin başrol olduğunuz o filmin ana temasıdır. Siz mutsuz olmak için doğmuşsunuzdur .Doğunca bile sırf siz ağlayın diye kıçınıza okkalı bir tokat atarlar. Hayatınıza insanlar girer. Hayatınızı sikerler ya da hayatınızı bir düzene sokarlar. Ya da hali hazırdaki düzeninize sokarlar.
Dün gece , muhtemelen sen uyurken, yıldızlarla dertleştim.
Ben anlattım, onlar sustu.
Onlar sustu , ben duydum.
Ben, duydum, bir başkasına aşık olduğunu
Ah, sevgilim trajedi bu.
Trajedi; iki kişilik hayatlarda tek kişi yaşama zorunluluğu
Daha çok küçüğüm , beni affet aşkın çocukluğuna ver.
Ağzı biberli içimdeki çocuk tek bir küfür bilir o da
git .

Küçüğüm, daha çok küçüksün
Birlikte büyüyelim ne dersin?

Sen bana Fransızca ağla,
ben sana Türkçe yanındayım derim
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Dünya’da çözülememiş iki sır var bildiğim.
Biri gözlerin.
Diğeri;
Elif,
Lam,
Mim
Sanırım Tanrı
seni şeytan’ın kaburga kemiğinden yaratmış,
bu yüzden göğüs kafesinde ateş taşıyorsun .
Beni de ateşine attığını sanıyorsun ;
fakat ben tek Aşk’a iman ediyorum,
üzgünüm yanılıyorsun !
sen beş vakit yalan söylesen,
ben her vakit inanırım sana ,
küçük bir çocuk olsaydım şayet !
şimdi çamura bulanmış sevgini al
ve anlat çoluğa çocuğa.
Sorun mesafeler değil ,
bir otobüs ya da uçak biletine bakar her şey.
Sorun sizi sevmiyor olmaları
Ölecek var Allah’ım,
sabrım tükendi
bak hala sıramı bekliyorum!
Bu devirde herkes her şeyi içinde yaşıyor ,
içinden intihar ediyor herkes,
bütün sosyopatlar her şeyin aksine
empati kurabiliyorlar içinden.
Bütün erkekler içinden seviyor ,
bütün kadınlar içinden seviliyorlar
kimse kimseye sevdiğini söyleyemiyor.
Buralar öyle korkak ki artık,
Sezen bile içinden şarkı söylüyor,
nadiren de olsa ıslık çalıyor sadece.
Acılar sadece alkolle uyuşturulmaz çünkü hüzünlüyseniz eğer;
bazen çay , rakıya bile parmak atabilir
Bu yüzden ;
Gidişinin mantıklı bir açıklaması olmalı ,
ecel mesela.
Ama bu gidiş ,
senaryonun orta yerine sen ve benden başka
bir üçüncü şahıs tarafından eklenmiş mantık hatası. Hadi şimdi dön,
çünkü hatasız Kul olmaz der Orhan baba
İhtiyaç anında ettiğim düzenli intiharlarım var benim.
Hem yarı ölüm halidir uyku;
oysa uyuyabilirsek sürekli , unutabiliriz de
Allah unutalım diye, alıyor canımızı belki de
Bazen bütün yalnızlıklar canımıza kast ediyormuş gibi geliyor bana
Sen gidince rakıya aşık oldum;
çünkü ne zaman seni düşünmeye başlasam aklımı uyuşturuyor. Unutmadan söyleyeyim, Zeki Müren candır ve musiki her gece rakımı pışpışlayan şefkatli bir anne sanki
Sana mektup yazdım dün, ama ahirete zarf gönderecek teknolojiyi henüz bulamadı Japonlar. Sonra dua ettim içimden sana, duydun mu ? Gülme ama şiir yazdım bir de, zaten bir şeye benzemedi Neyse siktir et şiiri,
sen nasılsın ?
Cennet güzel mi?
Bana biraz hislerden bahset .
‘Ölüm’ de,
‘yaşamak’ de,
ya da’ sus’ de
Nefes al derin derin
ve nefes ver ağzımın içine;
Fransız’lar ikinci İhtilale hazırlasınlar tarihte .
Uzat ellerini ;
parmak uçlarından öpeyim.
Duyuyorum; ince bileklerinde çiçek kokusu.
Sakın meyletme intihara,
jiletler gemide,
çiçekler dalında güzeldir çünkü
Dudaklarının mor kesmiş uçları.
Şimdi fısılda bana renk renk ;
‘ yeşil’ de usulca,
sonra ‘mavi’,
sonra ‘siyah’
Biraz umut ver
biraz sonsuzluk
ve biraz matem
Kuşbakışı gördüm her şeyi ve uyandım Rüyaymış, dua ettim, hayrolsun diye. Gitti , hayr’ öldüm.
Aşk bir yüktür ama Allah da büyüktür.
Bazı kadınlar gururludur bu yüzden sürekli soğan doğrarlar
Haydi şimdi masumiyetinin makyaj kokan yüzünü göster sen ellere. Bana kalan yalanlarını alırım koynuma sen diye; şifa niyetine.
Aşktan değil bu dilimizdeki kalan iki dize şarap, biz acıyı bile biraz ekşi severiz.
Gün yüzü görmüyor hiçbir suret kalbimizde. Büyürken çok tokat yedik, anneden , babadan, sevgiden ve ölümüne içiyoruz , ölüme içiyoruz belki de ! Bizler yenilmişliğin abidesiyiz.
Siz mutluyken birileri mutlaka ağlar yeryüzünde. Çok insan şikâyet eder kaderinden fakat herkesi memnun etmek imkânsızdır; çünkü herkesin memnun olduğu bir evren düşünülemez .Birilerinin mutluluğu başkalarının mutsuzluğudur oysa.
Sizler ağlayın ağlayabilirseniz şayet çünkü ağlayabilirseniz dürüstsünüzdür kendinize . Bu yüzden insansınızdır.
Dürüst olmak gerekirse herkes korkar karanlıktan ve aslında karanlık sadece Güneş’in saklambaç oynadığı vakitleri tanımlamaz hiçbir dilde.
Gitmeseydin ,
anne olabilirdin mesela bana baba diyecek küçük bir kıza .

Gittin,
bir kızım ve sol elimde, başparmağımla oynayacağım bir yüzüğüm yok.

Dudakların diyorum yaratılmış en mutlu et kütlesi sen gülünce
Bütün ışıklarını açtım göğüs kafesimin ,
dışarıdan bakan içeride sen varsın sansın hala
seni sevmek ;
son nefesi verirken
kelime-i şehadet getirmek kadar değerli bir son dakika golü
küfredecektim tam , Siktir et oğlum, günaha girme dedim Sonra .İçimden
“Sorun mesafelerde değil. Bir otobüs ya da uçak biletine bakar her şey. Sorun sizi gerçekten sevmiyor olmaları..”
“Sorun mesafelerde değil,Bir otobüs ya da uçak biletine bakar her şey.Sorun sizi sevmiyor olmaları..”
Zeki Müren plaklarının üzerine Aşıksanız Dinlemeyiniz! yazmalılardı
Tüketici hakları diye bişey var!
Gözler sadece yeşil,mavi , kahverengi bazen gidiştir , terk ediliştir,hatta koca bir hassiktir dir.
Acılar sadece alkolle uyuşturulmaz çünkü hüzünlüyseniz eğer bazen çay, rakıya bile parmak atabilir.
Notalar canımızı daha da yaksın diye daha yüksek sesle dinler olduk şarkıları..
“Sorun mesafelerde değil,Bir otobüs ya da uçak biletine bakar her şey.Sorun sizi sevmiyor olmaları..”
“İçimde boş bir salıncak,
Bir ayağı kırık oyuncak at
Ve kendini özgür sanan bir posta güvercini var.
Bir anlatsam, biliyorum,
Sen de seveceksin beni.”

21.12.2020

Gözler sadece
yeşil , mavi , kahverengi vs. değildir.
Bazen gidiştir , terk ediliştir ,
hatta koca bir hassiktir dir !
Bazı kadınlar gururludur bu yüzden sürekli soğan doğrarlar.
Artık cennetimden düşünmeni bekliyorum sabırla.
Kadınlar tanıdım kıyametten az evvel
öpüp dudaklarından adamların ,
aynı dudaklardan aynı adamların kulaklarına
iki el arkadaş kalalım fısıldayan
Sakın beni bir daha
ruhunun çatlaklarına yama yapma
kalkma !
Katilini unut , ölümünü hatırla sadece.
Dünya nüfusunun yarısından fazlası mutsuzdur , keza aşk sadece şanslı olanları mutlu edebilirmiştir.
Her yaşta geride kalan olabilir insan.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir