İçeriğe geç

Cennetin Anahtarları Kitap Alıntıları – Michelangelo

Michelangelo kitaplarından Cennetin Anahtarları kitap alıntıları sizlerle…

Cennetin Anahtarları Kitap Alıntıları

Sen ki zincir vuruyorsun, zincirsiz, başkalarına,
hiç el kol kullanmayarak işte beni ettin tutsak,
senin o güzel yüzünden beni kimler koruyacak?
Boş bir umut bu: Ölüler dirilemez ki baharda.
yağlı boya sanat eseri olmakla talihlidir,
girer benim yaşarken giremeyeceğim yerlere.
Ben senden ayrılıyorum, benim olmayan kalbimle
Yürek aşkla çarpmıyorsa, gözün gücü beyhudedir..
CCCII
Bitmemiş sone

sen giydirdiklerinin yüzersin etlerini,
kanınla arındırıp onları sağaltırsın
bunca günahlarını, kötü niyetlerini,
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

SON

CCLXXXVI
Yarım kalmış bir sone

Tanrım, sen bana gelmezsen ben nasıl yaparım bunu,
gelmezsen o her zamanki tarifsiz inayetinle?

LIII
Yarım kalmış bir sone

İyilik sürüp gitmezse kötülük de sürmeyecek,
ama biri ötekine dönüşecek ara sıra.

“Çünkü sen yoksan anlamı olmaz hiçbir mutluluğun.”
“Gerçekten yanan kimse,odur gerçekten seven.”
Sen ki dünyaya canını verdin, gövdeni, ruhunu,
kader sana yer yurt yaptı şu karanlık tabutunu.
bende yaktığın alevden iç çekişleri yarattım.
ben senden ayrılıyorum benim olmayan kalbimle.
ölümünü yaşayan ölüp gitmez ki hiçbir zaman.
Büyülü latif bir güzellikten,
merhamet pınarından doğuyor ıstırabım.
Sen ki zincir vuruyorsun, zincirsiz, başkalarına, hiç el kol kullanmayarak işte beni ettin tutsak, senin o güzel yüzünden beni kimler koruyacak?
Sevmek değildir sadece bir insan hâli
Alışkanlık her kusuru düzeltip hoş gösterir gözümüze.
Ecel ağır aksaktır, berbat insanları geç vurur.
Birinden bir şey beklersen yiter gider elindeki.
Yürek aşkla çarpmıyorsa gözün gücü beyhudedir.
Ecele faydası yok son deme bırakılmış özrün,
Bu böyle yıllanmış ki gideremez onu tek bir gün.
İnançlı yürek güzel yüz kadar değer taşır.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Kaybederek öğrenen, nice kazançlar elde eder.
aşkım, en çok senin bakışlarından korkuyorum ben, ne denli geç gelirsen, öldürüyorsun o kadar erken.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
ama kim ihtimal verir,
senin güzel gözlerinin zapt edip büyülediği kuru ya da kavruk ağaç birkaç gün içinde yeşerir.
cenneten övgü kazanan her erdem ışıldadıkça durmadan saldırılara uğrar.
aşk zeka kılıçlarını çeker bileye bileye
ben yüreğimi örs yaptım, hem de körük oldu bağrım,
bende yaktığın alevden iç çekişler yarattım.
sen kin zincir vuruyorsun, zincirsiz, bakışlarına,
hiç el kol kullanmayarak işte beni ettin tutsak,
senin o güzel yüzünden beni kimler koruyacak?
dipdiri hiçbir yaratık yoktur ki güneş altında ölüm dize getirmesin, yazgısını bozmasın onu.
gel gör ki son yara
ölümcüldür, benzemez önceki yaralara.
Giovanni,sen savun bundan sonra
resim sanatını ve onurumu benim,
burda halim iyi değil,ressam da değilim.
İyilik sürüp gitmezse kötülük de sürmeyecek, ama biri ötekine dönüşecek ara sıra.’
“Dipdiri hiçbir yaratık yoktur ki güneş altında
ölüm dize getirmesin, yazgısı bozmasın onu.
Buradayım ölü diyorlar bana, yaşadım oysa ki
Dünyanın huzuru için; bin gerçek aşık bağrıma yerleşmişti ruhlarıyla; beni eksilttiler ama,
Canevimden bir tanesi gittiyse de ölmedim ki.
ateşten zarar görmeden hiçbir şey kurtulmaz,
gel gör ki o beni yakmaz da ısıtır biraz.
“Yapmaması gerekeni yapanın boştur umudu
af ve merhamet hakkında.” Öyle bir halk inancı var.
Sana aşırı güvenip de sonra vazgeçince bu,
mutluluğa kavuşturur sandım ama, neye yarar?
Artık hiçbir beklentim yok götürmekten o boş umudu,
güneşte dirilir Anka ama, güçlenmez ihtiyar.
Büyük kaybımdan mutluluk duyuyorum- nedeni şu: Sana aşkla bağlanınca kendime güçlü hükmüm var.
Alın da boyunduruğa vurun, işte boynum,
amansız kadere kurban gideyim, razıyım buna,
ve can düşmanım olan kadına,
kıyılsın bu alevlenmiş sadık yüreğe;
ben işkenceden hiç korkmuyorum,
tek kaygım bana verdiği eza azalır diye.
Ya o asude çehreye
dirlik düzenlik verirse benim çektiğim azap,
beni öldürebilir mi zalim bir ıstırap?
Saatleri kırparak durmadan geçer zaman,
bizim yaşamımıza berbat zehirler katar;
o tırpandır, biz saman.
Zalim, acımasız, hoyrattır yürek,
dışı tatlı, içi zehir zemberek
Ben senden ayrılıyorum benim olmayan kalbimle.
Sen ki zincir vuruyorsun, zincirsiz, başkalarına,
hiç el kol kullanamayarak işte beni ettin tutsak,
senin o güzel yüzünden beni kimler koruyacak?
Senin güzelim yüzün ki bir bilgi kaynağıdır bence, pek bilinmez değeri ölümlüler tarafından; bilmek isteyen, ölmeyi göze almalıdır önce.
Ben yüreğimi örs yaptım, hem de körük oldu bağrım, bende yaktığın alevden iç çekişleri yarattım
Sana söylüyorum bunu:
Sen ki dünyaya canını verdin, gövdeni, ruhunu,
Kader sana yer yurt yaptı şu karanlık tabutunu.
Alın da boyunduruğa vurun, işte boynum,
amansız kadere kurban gideyim, razıyım buna,
ve can düşmanım olan kadına,
kıyılsın bu alevlenmiş sadık yüreğe;
ben işkenceden hiç korkmuyorum,
tek kaygım bana verdiği eza azalır diye.
Ya o asude çehreye
dirlik düzenlik verirse benim çektiğim azap,
beni öldürebilir mi zalim bir ıstırap?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir