İçeriğe geç

Cennete Kadar Yolun Var Kitap Alıntıları – Yunus Oran

Yunus Oran kitaplarından Cennete Kadar Yolun Var kitap alıntıları sizlerle…

Cennete Kadar Yolun Var Kitap Alıntıları

Allah aşkı da can yakar ama altında bir cennet yatar.
Sanki bu sefer düşmanım bile acıma acımıştı. Beni rahat bırakmıştı.
O kadar bıçak darbesi yemişsindir ki ağlamanın bile adabını öğrenmişsindir.
“Öldüğümü düşündüm. Tabutlara sığmadım.”
“Öldüğümü düşündüm. Tabutlara sığmadım.”
Tüm ihanetlere, acılara, haksızlıklara, Rabbin için sabret!
“Ey sıkıntı çekenler! Allah her şeyden haberdar. O (C.C) sizi kendisine yakın tutmak istiyor. Az daha sabır. Çünkü altın, bakırdan öyle ayrılır.
“İşte insanın yaptığı yanlış işler ve kötülükler sınavdaki doğru olmayan şıklardır.”
“Işık en fazla karanlıkta görünür”
Bizler “yokluk” mertebesinden “varlık” sahasına bir “kün” emriyle gelmiş mahlûklarız.
Peki soruyorum
İnsana düşen, bu kadar nimetler ve şerefler arasında şükür değil de nedir?
Gitti Öyle bir gitti ki giderken sadece kendi gitmedi. Beni de götürdü. Öyle gitti.
Konuşan yalnız hakikattir.
O kadar bıçak darbesi yemişsindir ki ağlamanın bile adabını öğrenmişsindir.
Cennete giriş vizen olan başörtülerinden birini gece gözyaşınla süsle.
Sanki bu sefer düşmanım bile acıma acımıştı. Beni rahat bırakmıştı.
“Biliyorum ya Rab, duyuluyordur katından burada sustuklarım.”
Ey Rab, Sen varken kime gideyim?
Beni başka kapılarda beyhude bekletme!
Ve öldüler. Sonsuzu kaybettiler. İstenilen büyüktü ama ağır değildi. Kapıdan girmeden, içeriyi görmeyenlerin fikirlerini benimsediler.
En sevdiğiniz size ilk toprağı atan oluyor
İman inanmak demek
“Söz gümüşse, sükût altındır.”
“Cenneti istiyorsan istenilen gibi yaşa, cehennemi istiyorsan istediğin gibi yaşa kardeşim.”
Burada aramadığın peygamberi (a.s.m.) ahirette neden bulasın ki!
Tanımadığın birini nasıl bulacaksın?
Yazık!
Allah’a imanı, sadece basit bir seçimmiş gibi görenler var. İman senin bütün vektörlerinin bileşkesidir.
Secdeye değmemiş miydi burun?
Yüzün yine solgun, nedir sorun?
Yoksa O’ndan (c.c.) başkasını mı buldun?
Hiçbir şeyin hiçbir şeye yetmediği yerde, Rabbin sana yeter.
Dene, bir daha dene, dene ki Rabbine sunacak bir şeyin olsun.
Ama boş verebilsen dert olur muydu kardeşim?
– O günahı kimseye söyleme kardeşim.
– Hangisi?
– Aklına ilk geleni kardeşim. Aklına ilk gelen günahının terki seni evliya yapar belki.
Marketten aldığı 1 kilo leblebinin arasına karışmış bir tane fıstığı markete geri götüren kardeşim. Yoluna yoldaş olam 🙂
Cenab-ı Allah kendini sevdiriyor o da ayrı bir nimet.
Mealen üstad şöyle söylüyor:
Bir nimette iki tür lezzet var. Nimetin kendi lezzeti, bir de iltifat-ı şahane lezzeti.
Akıl neyi düşünüyorsa o da aklın rızkı oluyor.
Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allah’ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahiplerinin ta kendileridir. (Zümer Suresi, 18)
Öyle Mecnunuz ki Leyla’ya kavuşmaktan vazgeçtik.
Ama deveniz sizi şikâyet ediyor diyor Peygamber (a.s.m.), Hem çok yük yüklüyor hem de az yemek veriyormuşsunuz.
Devenin hukukunu koruyan bir şeriat insanın hukukuna riayet etmez mi?
Dünya sevgisi bütün hataların başıdır.
(Hadis-i Şerif)
Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku. Yoksa hayvan ve camid hükmünde insan olmak ihtimali var! (Bediüzzaman)
Bir sürü sıkıntım var be abi!
-Çay iç kardeşim geçer, içmesen de geçer. Çünkü derdi geçiren Allah, diğer şeyler sadece bir sebep .
Derdimiz dünya gurbetinde olmaklığımızdır. Başka dertler küçük kalmalı.
İnsanın vücudundan bir parçasının acıması bir yere kadar. Ama ruhunun acıması İnce bir hüznün tadı damağında kalması ne demek biliyor musunuz?
Biliyorum ya Rab, duyuluyordur katından burada sustuklarım.
Ne kadar Müslümaniz anlamak istiyorsanız, tali yoldan ana yola çıkacak arabanın bekleme süresine bakın. Çünkü Din güzel ahlaktır.
Annemin dinlediği Kuran’a ağlaması, bir profesörün ateizmi savunmasından daha büyük delildir. Zira mesele bakmak değil görmektir
İlkokula başlamış bir çocuğu ise, okulun koşturma larından artık sıkılmış, bunalmışken, ödev yapmaktan elleri nasır tutmuşken, artık kalem arkalarını kemir meye başlamışken, sıkıntıdan silgi delip o delikten sanat yaparken, okulun parmaklıkları ona artık hapishaneyken, erken kalkmaktan artık Yeter! diye bağırmak isterken, tek umut ışığı cumartesi günleri öğleye kadar uyumakken, cumartesi uyandığında saatin daha 07.00 olması yakar.
Marketten aldığı 1 kilo leblebinin arasına karışmış bir tane fıstığı markete geri götüren kardeşim. Yoluna yoldaş olam 🙂
Hayat, vücudun nurudur. Şuur, hayatın ziyasıdır. ]
Evet bir şeyin anlam bulabilmesi için onu idrak edecek bir varlığın olması gerekir yoksa o şey ölüdür yani varlıklar hayat ile anlam bulur.
Ne diyor ünlü filozof Mehmet Yıldız Cenneti istiyorsan istenilen gibi yaşa, cehennemi istiyorsan istediğin gibi yaşa kardeşim!
Ve siz de bilirsiniz ki: Söz gümüşse, sükut altındır.
Sen Allah’ı boşluklara sığdırırsan, Allah da seni o boşluklarda boğar.
“Çünkü benim Rabbim kalıplara asla sığmaz!”
İman, insanın dünyada olmasının tek sebebi değil en büyük sebebidir.
Sen Allah’ı boşluklara sığdırırsan, Allah da seni o boşluklarda boğar.
Ama bir anlam verememek çok canınızı sıkar. Etrafınızda o kadar insan varken kendinizi yalnız hissetmek.
Sigara içen adamla sigara içmeyen adam arasındaki farkı söyleyeyim mi sana? Sigara içen adamın bir ideali olabilir ama idealine koşarken beş dakikalık sigara molası vardır. Sigara içmeyen adamınsa bir ideali vardır. Ve bu idealine koşarken sigara bile içecek beş dakikalık vakti yoktur.
Allah hayrını dilediği kulunu sıkıntıya sokar.
İnsan tanıdığı kadar sever.
Geçici bir ömrün en önemli sıkıntısı ne kadar ciddi olabilir ki?
Geçiciyse eğer!
Geçecekse eğer!
Geçmişse eğer!
Bir gün bize de günahlarımıza ağlama şerefi nasip et Rabbim! Nasip et ki ahirette Resulüne (a.s.m.) sunacak bir şeyimiz olsun.
Minibüste Gölge tarafa oturursam güneş tarafa başkaları oturur diyerek güneşte oturmayı göze alan, belli ki o başka Güneş’e (a.s.m.) yanmıştır.
Zira insan ne ise kâinatı o gözlükle görür.
Çünkü çok iyi analiz etmiştir sessiz insan, diğer insanları. Yazmayı sever konuşmayı çok değil.
Sessiz insanlar farklıdır. İçlerinde başka bir dünya vardır. Zihinlerinde âdeta kırk bin ve en az her biri bin sayfa olan kitaplardan oluşan bir kütüphane vardır.
Hiç mi utanmadın dinin ayaklar altına alınırken. Etrafındaki milyonlarca insan harama girerken Etrafındaki dizi başrollerini, Twitter, Instagram fenomenlerini rol model alacağına Efendimiz (a.s.m.) hiç aklına gelmedi mi?

Yazık Yazık Yazık!

Efendimiz (a.s.m.) ağlardı, Ümmetim derdi. Seni sayıklardı kardeşim. Bunun farkında mısın? Değilsin tabii ki, sen hâlâ kafelerde gününü gün edersin, belki de olmaman gereken bir günahın ortasındasın, karanlık sokaklardasın
Ah insanoğlu daha kaç şeyi formülize
etmen gerekiyor, tesadüf diye bir şeyin
olmadığını anlaman için?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir