Oruç Aruoba kitaplarından Çengelköy Defteri kitap alıntıları sizlerle…
Çengelköy Defteri Kitap Alıntıları
Gece yanıyordu.
Yalnız adam yalnız geceleri yazabilir yalnızlığını.
Ferit Edgü, Yeni Ders Notları
Garip duygu : sanki bugün çok farklı birşey olmuş olmalıymış
—
geceyarısını geçti; [ ]
Nereden, bu duygu, bilmiyorum——
—
geceyarısını geçti; [ ]
Nereden, bu duygu, bilmiyorum——
Hayatım boyunca şu dünya denen şeyi anlamağa çalıştım — her seferinde daha az anladım; giderek, anla (dığımı san)dığım herbir yanı, dönüşüp, anlayamadığım(ı anladığım) bir yanına dönüştü — Sokrates’den (bile) ileri mi olmuş oluyorum, o zaman!
Hiçbirşey insanları durdurmuyor : bir yaşam biçimine girmişlerse bir kez, ne olursa olsun, yaşamlarındaki yerlerinin çok farklı olması; hatta, yaşamlarını toptan değiştirmesi gereken olayları bile, eski biçimin içine sokup, aynı ‘minvâl üzre’ sürdürüyorlar, yaşamlarını.
Biçimini hiç bulamamış biçimde yaşanan —yaşanabilecek— bir yaşamın da nasıl birşey olabileceğini hiç anlamıyorlar — çünkü çok tehlikeli birşey olurdu bu, alıştıkları yaşam biçimi için
Biçimini hiç bulamamış biçimde yaşanan —yaşanabilecek— bir yaşamın da nasıl birşey olabileceğini hiç anlamıyorlar — çünkü çok tehlikeli birşey olurdu bu, alıştıkları yaşam biçimi için
Bu kalemin ucunda sorun var — yoruldu mu, ne!
— İnsan birşeyi yazabiliyorsa, bu, anlamlıdır — insan, çünkü, ‘anlamsız’ı, yazamaz
Sen dik bir yokuşsun ve ben çok sigara içiyorum.
Şimdi sen bir uçurumsun ve benim kanadım kırık
Şimdi sen bir uçurumsun ve benim kanadım kırık
İnsan anlamsızı da bildiğinden, anlamlıyı da bilir – insan hep anlamlıyı bilir; çünkü, hep, anlamsızın içindedir..
Hiçbirşey insanları durdurmuyor : bir yaşam biçimine girmişlerse bir kez, ne olursa olsun, yaşamlarındaki yerlerinin çok farklı olması; hatta, yaşamlarını toptan değiştirmesi gereken olayları bile, eski biçimin içine sokup, aynı ‘minvâl üzre’ sürdürüyorlar, yaşamlarını.
Biçimini h i ç bulamamış b i ç i m d e yaşanan -yaşanabilecek- bir yaşamın da nasıl birşey olabileceğini h i ç anlamıyorlar – çünkü çok t e h l i k e l i birşey olurdu bu, alıştıkları yaşam biçimi için
Öldürüyorlar bu şehri; ama, öyle güzel bir şehir ki bu, can çekişirken bile, güzel
Acaba kuşlar olmasaydı insan uçağı icat edebilir miydi ?
Yaz Sonu işte
Anımsatır her şeyin
Sonu olduğunu
Anımsatır her şeyin
Sonu olduğunu
Neden bilmem bu gönlüm her zaman her dem elemlidir
Dünyayı yalınlaştıran insan aklıdır; yoksa her şey karmaşıktır
Hayatım boyunca şu dünya denen şeyi anlamaya çalıştım
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
..sen dik bir yokuşsun ve ben çok sigara içiyorum
Şimdi sen bir uçurumsun ve benim kanadım kırık
Şimdi sen bir uçurumsun ve benim kanadım kırık
Acaba kuşlar olmasaydı insan uçağı icadedebilir miydi? — Sanmıyorum, diyecektim ki başka bir düşünce zinciri izledim: Kuşlar olmasaydı zaten insan da olmazdı — bütün ‘evrim’ sürecinin katedilmesi gerekliydi ki, ‘insan’ denen —kendine insan diyen— garabet ortaya çıksın.
Girdiği odadan çıkmak için boyuna gidip kapalı olan üst pencere camına çarpıyor, kendi girdiği, alttaki açık pencereyi bulamıyor (budala arı).
Bu kalemin ucunda sorun var -yoruldu mu, ne !
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Buradan gider miyim – nereye? – Her yerden giderim de, nereye? – Herhangi bir yere! – Hiçbir yere..
Hukuk insanları özgürleştirdiği ölçüde meşrulaşır.
(Sami Selçuk)
(Sami Selçuk)
Kelebekler havada sevişirler –
İki çakmağım var: birisinin gazı bitmiş ama hâlâ çakıyor; ötekinin taşı bitmiş ama hâlâ gazı var: Çakanıyla gazı olanını yakıyor; sigaramı öyle yakıyorum.
İnsan birşeyi yazabiliyorsa, bu, anlamlıdır — insan, çünkü, ‘anlamsız’ı, yazamaz.
Acı çektiğimizde artık yalnızca Tanrı’ya ait oluruz. Bu yüzden dostlarımız bizi terkeder. Ne denli büyük bir acı..
Öldürüyorlar bu şehri; ama, öyle bir şehir ki bu, can çekişirken bile, güzel.
”— İnsan birşeyi yazabiliyorsa, bu, anlamlıdır — insan, çünkü, ‘anlamsız’ı, yazamaz ”
”Akılsız edemez miyiz? — peki, aklı neyle sınırlandırabiliriz?
— Gene, akılla
Kendini, kuyruğundan başlayarak dişlerine dek yiyen yılan ”
— Gene, akılla
Kendini, kuyruğundan başlayarak dişlerine dek yiyen yılan ”
‘ Öldürüyorlar bu şehri; ama, öyle bir şehir ki bu, can çekişirken bile, güzel
Biraz önce Kant: İnsan kendi kendinden ne yapar?
Bir dünya var, paylaşılacak.
Biraz önce Kant: Ben dünyanın sahibi
‘’ apriori SICAK ÇUKULATA’’ (Tunalıhilmi cad. bir frigofirik kamyonetin üstünden)
Dinle akıp duran yağmuru—
Kuğulupark ya: Ördek, Güvercin, Serçe— tek bir Kuğu mu?
Acı çektiğimizde artık yalnızca Tanrı’ya ait oluruz. Bu yüzden dostlarımız bizi terkeder. Ne denli büyük bir acı
İki çağmağım var: birisinin gazı bitmiş ama hala çakıyor, ötekinin taşı bitmiş ama hala gazı var: çakanıyla gazı olanını yakıyor, sigaramı öyle yakıyorum – hep bir ayarlama ve uyarlama değil mi ki zaten, yaşam?
Şimdi sen bir uçurumsun ve benim kanadım kırık
Şimdi sen bir uçurumsun ve
benim kanadım kırık
benim kanadım kırık
“Dünya ne ise oydu; ben de ne isem o oldum,
#8212; uyuşamadık. Hepsi bu.”
#8212; uyuşamadık. Hepsi bu.”
Geç
Önemli olan kişinin düşünme biçimini, bakış açısını ne ölçüde tutarlılıkla nereye dek götürebileceği- en son sınırına dek? -Bu muhtemelen olanaksız; ama, kişinin nereye dek gidebildiği de kendisiyle ilgili bir şey gösterir.
Önemli olan kişinin düşünme biçimini, bakış açısını ne ölçüde tutarlılıkla nereye dek götürebileceği- en son sınırına dek? -Bu muhtemelen olanaksız; ama, kişinin nereye dek gidebildiği de kendisiyle ilgili bir şey gösterir.
yaz sonu işte
anımsatır herşeyin
sonu olduğunu
anımsatır herşeyin
sonu olduğunu
Yaşam yeniden yaşanamaz; ama yenilenebilir..
İyice geç (02:10) dingin ve sessiz Boğaz
Buradan gider miyim- nereye?
Her yerden giderim de, nereye? -Herhangibiryere -Hiçbiryere
Buradan gider miyim- nereye?
Her yerden giderim de, nereye? -Herhangibiryere -Hiçbiryere
Heryer meyhanedir aşk ehline-
İnsan anlamsızı da bildiğinden, anlamlıyı da bilir – insan hep anlamlıyı bilir; çünkü, hep, anlamsızın içindedir.
Tutuşmuştur ya
benim de kış pencerem
ama göremem
benim de kış pencerem
ama göremem
İnsan anlamsızı gerçekten düşünemez mi ? Hiçlik, hiçlik de anlamlı. Düşünebilir de dile mi getiremez ? Bir zamanlar ”olanaklı en büyük boşluk ” kavramını kurmuştum: Bu anlamlı; ama, işte, yok..
Şehir aydınlık
Gece yerliyerinde-
Güz’ün Boğaz’ı..
Gece yerliyerinde-
Güz’ün Boğaz’ı..
Pembelikler başladı-
Güz ilerledikçe, akşamüstü geriler.
Güz ilerledikçe, akşamüstü geriler.
Yaşam, y e n i d e n yaşanamaz; ama y e n i l e n e b i l i r.
If i could, I would give you wings #8212;
Yapabilseydim, kanat takmak isterdim sana #8212;
Yapabilseydim, kanat takmak isterdim sana #8212;
Gece geç işte
Haziran da biter ya
yazılamadan
Haziran da biter ya
yazılamadan
Karar veremez
konacağı yere ya
Karga sürüsü
konacağı yere ya
Karga sürüsü
Hayatım boyunca şu dünya denen şeyi anlamağa çalıştım – her seferinde daha az anladım; giderek anla(dığımı san)dığım her bir yanı, dönüşüp, anlayamadığım (ı anladığım) bir yanına dönüştü #8212;Sokrates’den (bile) ileri mi olmuş oluyorum, o zaman!
Hiçbir şey insanları durduramıyor : bir yaşam biçimine girmişlerse bir kez, ne olursa olsun, yaşamlarındaki yerlerinin çok farklı olması; hatta, yaşamlarını toptan değiştirmesi gereken olayları bile, eski biçimin içine sokup, aynı ‘minval üzre’ sürdürüyorlar, yaşamlarını.
“Yemyeşil hâlâ kuruyamayan Çınar
Yaprağı Güz’de”
Yaprağı Güz’de”
“Güneş, pusla birlikte olunca, görmeyi zorlaştırıcı olabilir.”
“Poyraz bulut taşıyor; ama, havayı da açıyor, bir yandan.”
“Karga sürüsü-
batmış kış güneş’ine
gidiyor işte ”
batmış kış güneş’ine
gidiyor işte ”
“Güz akşamı ya,
Vapur yalnız bırakır
Kız Kulesi’ni
Üsküdar-Beşiktaş”
Vapur yalnız bırakır
Kız Kulesi’ni
Üsküdar-Beşiktaş”
Uyku ölüme ne kadar benzerse, ninniler de ağıtlara o kadar benzer.
Öldürüyorlar bu şehri, ama, öyle bir şehir ki bu, can çekişirken bile, güzel