İmam Suyuti kitaplarından Celaleyn Tefsiri (2 Cilt Takım) kitap alıntıları sizlerle…
Celaleyn Tefsiri (2 Cilt Takım) Kitap Alıntıları
{ولنبلونكم بشيء من الخوف} للعدو {والجوع} القحط {ونقص من الأموال} بالهلاك {والأنفس} بالقتل والموت والأمراض {والثمرات} بالجوائح، أي لنختبرنكم فننظر أتصبرون أم لا {وبشر الصابرين} على البلاء بالجنة
Yemin olsun ki, biz sizleri düşmandan dolayı biraz korku ile açlıkla, kıtlık ile ve mallardan, helâk sebebiyle, canlardan katledilmek, ölmek ve hastalıklar sebebiyle, mahsulattan olgunlaşmayıp zâi olmasıyla biraz eksiklikle belâlandıracağız, sizi imtihan edeceğiz. Sonra bakacağız, sabrediyor musunuz, yoksa etmiyor musunuz? Belâya sabredenleri cennetle müjdele.
وَلَنْ تَرْضٰى عَنْكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارٰى حَتّٰى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْۜ قُلْ اِنَّ هُدَى اللّٰهِ هُوَ الْهُدٰىۜ وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ اَهْوَٓاءَهُمْ بَعْدَ الَّذ۪ي جَٓاءَكَ مِنَ الْعِلْمِۙ مَا لَكَ مِنَ اللّٰهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا نَص۪يرٍ ﴿ ١٢٠ ﴾
120 (Habîbim!) Sen onların dînine tamamen uyuncaya kadar, ne Yahudiler ne de Hristiyanlar asla senden razı olacak değil(ler) dir. De ki: “Allâhın hidâyeti (ve dosdoğru yolu olan İslâm var ya), şüphesiz ki (iki cihan saâdetine ulaştıracak istikameti gösteren) hidâyet ancak odur (sizin davet ettiğiniz sapık yolların ise hidâyetle hiçbir alâkası yoktur)!” Andolsun ki; eğer (İslâm’ın doğruluğuna dair) sana gelmiş olan (bunca) ilimden sonra yine de onların (eğri büğrü görüşlerine ve) kötü arzularına uyacak olursan, elbette Allâh’tan (başına gelecek belâlara karşı) senin için ne bir dost bulunur, ne de bir yardımcı!
{وَمَنْ أَظْلَم} أَيْ لَا أَحَد أَظْلَم {مِمَّنْ مَنَعَ مَسَاجِد اللَّه أَنْ يُذْكَر فِيهَا اسْمه} بِالصَّلَاةِ وَالتَّسْبِيح {وَسَعَى فِي خَرَابهَا} بِالْهَدْمِ أَوْ التَّعْطِيل نَزَلَتْ إخْبَارًا عَنْ الرُّوم الَّذِينَ خَرَّبُوا بَيْت الْمَقْدِس أَوْ فِي الْمُشْرِكِينَ لَمَّا صَدُّوا النَّبِيّ صَلَّى اللَّه عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَام الْحُدَيْبِيَة عَنْ الْبَيْت {أُولَئِكَ مَا كَانَ لَهُمْ أَنْ يَدْخُلُوهَا إلَّا خَائِفِينَ} خَبَر بِمَعْنَى الْأَمْر أَيْ أَخِيفُوهُمْ بِالْجِهَادِ فَلَا يَدْخُلهَا أَحَد آمِنًا {لَهُمْ فِي الدُّنْيَا خِزْي} هَوَان بِالْقَتْلِ وَالسَّبْي وَالْجِزْيَة {وَلَهُمْ فِي الْآخِرَة عَذَاب عَظِيم} هُوَ النَّار
[المحلي، جلال الدين، تفسير الجلالين، صفحة ٢٤]
114 Allâh’ın mescitlerini; içlerinde O’nun adının anılmasını engellemiş olan ve onların (maddî ya da manevî) yıkımı (uğru)nda çalışmış bulunandan daha zâlim kim olabilir? İşte onlar ki, (mescitlerin tahribine cesaret bir yana, oralara yaklaşırken bile Allâh’a karşı) korkuya kapılmış olmaları dışında oralara girmeleri kendileri için olacak şey değildi! (Öldürülme, esir edilme ve cizyeye bağlanma gibi) büyük bir rüsvaylık dünyada onlar içindir. (Kâfirliklerine bir de zâlimliği ilave ettiklerinden,) kendileri için âhirette de pek büyük bir azap vardır.
وَلَا تُخْرِجُونَ اَنْفُسَكُمْ مِنْ دِيَارِكُمْ
Kendinizi (müslüman kardeşlerimizin bütün ümmet tek ceset olması hasebiyle) yurtlarınızdan (ülkenizden) çıkartmayın..
Başka bir ayeti kerime de;
ولله ملك السموات والأرض
Yer ve gökteki her şey Allah’ın mülkü..
olduğu hâlde
Bize ne oluyor
Kimi kimin mülkünden çıkartmaya çalışıyoruz
{وقولوا للناس} قولا {حسنا} من الأمر بالمعروف والنهي عن المنكر. والصدق في شأن محمد والرفق بهم
İnsanlara bir (iyilik ve) güzellik (ifadesi olan hoş ve yumuşak sözler) söyleyin bunlar;
1-emri bil maruf ve nehyi anil münker
(İyilikleri tavsiye edip kötülüğü engellemek
2- Peygamberimiz sıfatını tasdik etmek
3 Bütün insanlara karşı merhametli olmak.
İyiliği karşılık beklemeden yap. (Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır.) (Muhammed, 7.)
Deki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
(Zümer Suresi, 53. ayet)
قد قال رجل للنبي : متى الساعة؟
فقال: «ما أعددت لها»؟
فقال : يا رسول الله ما أعددت لها كثير صیام ولا صلاة ولا صدقة ولكني أحب الله ورسوله.
فقال: «فأنت مع من أحببت».
استعيذ بالله عن صلاتهم ساهون أصلى أم لم يصل
(Katade’den( r.a):
Ha kılmış ha kılmamış namazı umursamayanlardır.)
Derler ki; selam olsun size! Bu mükafat dünyada sabretmenizden dolayıdır. Dünya yurdunun sonu olarak sizin sonunuz ne güzel!
Ra’d Suresi
Benim mükafatım ancak Allah’a aittir Hud Sûresi 29. ayet
Ey iman edenler, size açıklandığında sizi üzecek şeyleri sormayın; Kur’an indirildiği zaman sorarsanız, size açıklanır. Allah onu affetti. Allah bağışlayandır, (kullara) yumuşak olandır.
De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; ondan başka günahları dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah’a ortak koşarsa büsbütün sapıtmıştır.
İyiliği karşılık beklemeden yap. (Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır.)
Büyüklük kompleksine kapılıp, insanları ezerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma. (Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.)
Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz derler.
Bakara 156 .ayet-i kerime
Mülk sûresi 67/29
De ki: O, Rahman’dır. O’na iman ettik ve sadece O’na tevekkül ederiz.
Onların sözleri ancak, Rabbimiz günahlarımızı ve yaptıklarımızdaki haddi aşmamızı bağışla ve Ayaklarımızı ( cihada kuvvetle ) sabit kıl ve kafir kavimlere karşı bize yardım et. Derler.
Rabbimiz, muhakkak ki biz iman ettik. Günahlarımızı bağışla ve cehennem azabından koru.
Âl-i İmrân sûresi 3/16
Allah’a tevekkül et. Allah vekil olarak yeter.
Sabret. Muhakkak ki Allah’ın vâ’di haktır.
Rabbinin adını sabah akşam zikret.
Dedim ki; Rabbinizden bagışlanma dileyin. Çünku o çok bağışlayandır.
Núh sûresi 71/10
De ki: O, Rahman’dır. O’na iman ettik ve sadece O’na tevekkül ederiz.
Rabbini güneşin doğuşu ve batışından önce hamd ile tesbih et.
Taki bize geldiginde; keşke seninle benim aramda dogu ile bati arasi kadar uzak olsaydı, ne kötü bir dostsun. Der.
Onlara, kavmine şunu da misâl göster: Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, bu suyun inmesi sayesinde yeryüzünün bitkisi birbirine karışmış, sıklaşmış ya da su bitkilere karışmış; su ile beslenmiş serpilmiş, ardından da o bitkiler rüzgarların dağıtıp savurduğu, sonunda yok ettiği çerçöp, parça parça kuru otlar haline gelmiştir. Mana şöyledir: Cenabı Hak dünyayı önceleri güzel olup da sonradan kuruyup kırılan, rüzgarın parçalara ayırdığı bir bitkiye benzetmiştir. Allah, her şey üzerinde iktidar, güç sahibidir.
(Kehf, 45)
O ( Kur’an ) ancak âlemler icin ögüttür.
Sâd sûresi 38/87
Hamd, bizden hüznü gideren Allah’adır. dediler.
Fâtır sûresi 35/34
Dünya hayatı sizi aldatmasın.
Fâtır sûresi 35/5
O ki bütün herşeyi en güzel şekilde yarattı ve insanı çamurdan yaratmaya başladı.
Secde sûresi 32/7
Dünyadan nasibini unutma.
Kasas 28/77
Tövbe eden ve salih amel işleyen kimse Allah’a tövbesi kabul edilerek döner.
Furkân sûresi 25/71
Yazıklar olsun bana! Keşke filanı arkadaş edinmeseydim.
Furkân sûresi 25/28
Sizin ümmetiniz (dininiz) tek ümmettir. Ben sizin Rabbinizim. Bana ibadet ediniz.
Enbiyâ sûresi 21/92
Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi hayır ve şer fitneleriyle imtihan edeceğiz. Ve bize döndürüleceksiniz.
Enbiyâ suresi 21/35
Eger bilmiyorsanız, ilim ehline sorun.
Enbiyâ sûresi 21/7
Bir şeyi dilediği zaman O’nun emri ile o şeye Ol dedi mi oluveririr.
Yâsin 36/82
Muhakkak ki Allah! Benim ve sizin Rabbinizdir. Öyleyse O’na ibadet ediniz. Bu dosdoğru bir yoldur.
Meryem suresi 19/36
Kafirler istemesede Allah nurunu tamamlayacaktır.
Tevbe sûresi 9/32
Muminler öyle kimselerdir ki, Allah anıldığında kalpleri dehşete düşen. O’nun ayetleri okunduğu zaman ( kur’an ) onların imanını artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler.
Enfâl sûresi 8/2
En güzel isimler Allah’ındır.
A’râf suresi 7/180
De ki: Rabbiniz geniş rahmet sahibidir.
En’âm sûresi 6/147
Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer iman etmişseniz üstün geleceksek sizlersiniz.
Âl-i İmrân sûresi 3/139
İçinizden hayra davet eden ve iyiliği emredip kötülükten sakındıran bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.
Âl-i İmrân sûresi 3/104
Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi çevirme. Bize katından bir rahmet ver. Şüphesiz sen çok bahşedensin.
Âl-i İmrân suresi 3/8
Allah, iman edenlerin dostudur.
Bakara 2/257
Bu gidiş nereye?
Tekvir suresi 81/26
Hayır! Siz dünyayı seviyorsunuz ve ahireti terk ediyorsunuz ( Ahiret için amelleri terk ediyorsunuz. )
Kıyâme suresi 75/20-21
Muhakkak ki insan tedirgin olarak yaratıldı. Ne zaman ki bir şer dokunsa kederlenir. Ne zaman bir hayır dokunsa eli sıkıdır.
Me’âric suresi 70/19-20-21
Rablerini görmedikleri halde korkan kimselere büyük bağışlanma ve büyük ecir ( cennet ) vardır.
Mülk suresi 67/12
Hiçbir musibet Allah’ın izni olmaksızın gerçekleşmez. Kim Allah’a inanırsa, Allah onun kalbini dogruya yöneltir. Allah herşeyi hakkıyla bilendir.
Teğâbun suresi 64/11
Ey iman eden yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?
Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz Allah katında büyük azab gerektiren bir iştir.
Saff suresi 61/2-3
Allah’ı unutanlardan ve bundan dolayıda Allah’ın kendilerine kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar fasıkların ta kendileridir.
Cehennemliklerle cennetlikler eşit değildir. Cennetlikler kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
Haşr suresi 59/19-20
Allah ve Rasülüne düşman olanlar var ya işte onlar en zelil kimseler arasındadırlar.
Mücadele suresi 58/20
Yoksa insan her umduguna sahip mi olacaktır.
Necm suresi 53/24
Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışı sırasında O’nu tesbih et.
Tûr suresi 52/49
Öğüt ver! Muhakkak ki öğüt mü’minlere fayda verir.
Zâriyât suresi 51/55
Muhakkak ki biz insanı yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyide biliriz. Çünkü biz ona şah damarından daha yakınız.
Kâf suresi 50/16
Mü’minler ancak kardeştir.( Dinde ) Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’tan sakının ki size merhamet edilsin.
Hucurat 49/10
O, Rasülünü hidayet ve hak dinle gönderendir. O hak dini diğer dinlerin üstüne cıkarmak için böyle yaptı. Şahit olarak Allah yeter.
Fetih 48/28
Ey iman edenler Allah itaat edin ve Rasülüne itaat eden. Amellerinizi boşa çıkarmayın. (İsyan etmek suretiyle)
Muhammed suresi 47/33
Rabbiniz şöyle dedi: Bana dua edin, size icabet edeyim.
Mü’min suresi 40/60
Ayetlerimizi ( bozma ) aciz bırakmaya çalışan kimseler için var ya; onlar için elem dolu bir azab vardır.
Sebe’ suresi 34/5
Ey iman edenler Allah’ı çokça zikredin.
Onu sabah akşam tesbih edin.
Ahzâb suresi 33/41-42
İnsanları yapmış oldukları şeyler sebebiyle ( isyan ) yerde ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır.
Rum suresi 30/41
Orada (uyum içinde) oturasınız diye sizin türünüz için eşler yaratması ve aranıza sevgi ve muhabbet koyması ( kudretinin ) delillerindendir. Şüphesiz bunlarda düşünebilen toplumlar için ibretler vardır.
Rum suresi 30/22
Bu dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi.
Ankebut 29/64
Onlar sabredenler ve Rablerine tevekkül eden kimselerdir.
Ankebut 29/59
Kitaptan(Kur’andan) sana vahyedileni oku ve Namazını dosdoğru kıl. Muhakkak ki namaz insanı kötü ve çirkin şeylerden uzaklaştırır. Allah’ı zikretmek en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı biliyor.
Ankebut suresi 29/45
Musa dedi ki: Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim. Beni bağışla ve Allah’ta onu bağışladı. Muhakkak ki Allah çok bağışlayan ve merhamet edendir.
Kasas suresi 28/17