Osman Pamukoğlu kitaplarından Cehennemdere Kanyonu kitap alıntıları sizlerle…
Cehennemdere Kanyonu Kitap Alıntıları
Sürüye dalacak kartal, ne sürüdeki koyunların nede onları koruyan çoban köpeklerinin sayısını düşünür.
Hey Allahım! Nasıl bir memlekette yaşıyoruz? Bir kısmı, bırak savaş alanını, askere gitmemek için kendini çürüğe çıkartır. Bir kısmı, bedelli adı altında para verip bu işten sıyrılmak ister. Ve bunları biz dağlarda, kar çukurlarında ve ölümün kol gezdiği vadilerde çarpışırken yaparlar. Bunlarda vicdanın kırıntısı yok.
Savaş dahil gençlerin işin içinde olmadığı hiçbir mücadele kazanılamaz.
Soğuksun ölüm! İstediğin kadar soğuk ol, bana buz gibi sudan tatlı gelirsin!
Biz bu dağlarda ölümü arayan adamlarız. Ölünce de arkada kalanlar için cenaze töreni düzenleniyor. Cenaze törenleri giden gençleri geri getirmez. Sadece geride kalanların avunmasına yarar.
İnsanlar plan yapar tanrı gülermiş.
Cesaret, ödünün koptuğunu senden başka kimsenin bilmemesidir.
Savaşla ilgili romantik ve sportmen kavramların tümü palavradır. Savaş tüfekli, trampetli bir bayram değildir; onun manzarası kandır, ölümdür. Savaşın acı gerçeği, şiirsel hayalleri ezer.
Beni öldürecek kurşun daha dökülmemiştir.
Beni öldürecek kurşun daha dökülmemiştir! Ve bunu ara ara yapın. Ruhunuz çelikleşecek ve güçlenecektir, dileğiniz kabul edilecektir.
“Aşkta korku olmamalıdır. Kusursuz aşk, korkuyu kovar.”
Bütün çareler tükendiyse ve başka yol kalmadıysa, karşı
taraf da seni öldürmeyi amaçlıyorsa günah değildir, üstelik
eğer ülken için çarpışırken hayatını kaybedersen, en yüksek
mertebeye, yani şehitlige yükselirsin.
taraf da seni öldürmeyi amaçlıyorsa günah değildir, üstelik
eğer ülken için çarpışırken hayatını kaybedersen, en yüksek
mertebeye, yani şehitlige yükselirsin.
Sen aklına muzip şeyler getir. Cephede gülmek iyidir.
Korku kaçar, ruh güçlenir.
Korku kaçar, ruh güçlenir.
Gevşek ve uyuşuklara gök gürültüsü gerekir.
Lafla peynir gemisi yürüttüler yıllarca.
Üsteğmenim , yıldızlar ne kadar yakın. Bir merdiven olsa çıkıp elle yakalayacaksın sanki.
Gevşek ve uyuşuklara gök gürültüsü gerekir.
acı patlıcanı kırağı çalmaz !
Vatan taş toprak değil şereftir.Şerefsizlik ve onursuzluk bir ağaçtaki yara gibidir.Yaranın izi zamanla kaybolmaz., sadece büyür. Ve bir vatansever, vatansız olmaz.
-Cehennemdere Kanyonu
-Cehennemdere Kanyonu
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
“Savaş en üstün okuldur. Ölmeye acele etmeyin , savaşı öğrenin. Savaş, kalemler ve haritalar değil insanlardır .Savaşta hem kendinizden hem düşmandan çok şey öğrenirsiniz. Tüm savaş psikolojiktir ve zafer ödediğin bedeldir. Ordu da saraydan yönetilemez.Savaş aklın akıldışılıkla rastlaşmasıdır. Asaletin gerektirdiği birtakım görevler vardır ve bizler onları yerine getirmek zorundayız.
-Cehennemdere Kanyonu
-Cehennemdere Kanyonu
Cesaret , ödünün koptuğunu senden başka kimsenin bilmemesidir..
-Cehennemdere Kanyonu
-Cehennemdere Kanyonu
Savaşla ilgili romantik ve sportmen kavramların tümü palavradır. Savaş tüfekli, trampetli bir bayram değildir; onun manzarası kandır, ölümdür. Savaşın acı gerçeği, şiirsel hayalleri ezer.
İyiki delileriniz var!!
İnsan zayıflığı reddedip bir kere güçlü oldu mu hep güçlü olur.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Cesaret ödünün koptuğunu senden başka kimsenin bilmemesidir
Hayvanlar dünyasında acımasız yok ediş vardır. Ama eziyet ve işkence yalnız insanlara özgüdür.
sürüye dalacak kartal, ne sürüdeki koyunların ne de onları
koruyan çoban köpeklerinin sayısını düşünür.
koruyan çoban köpeklerinin sayısını düşünür.
Yüksek dağın itibarı, başında dumanı, tepesinde kar olmasındandır.
Dünyada akla değer veren yok madem,
Aklı az olanın parası çok madem,
Getir şu şarabı, alın aklımızı:
Belki böyle beğenir bizi elalem.
Aklı az olanın parası çok madem,
Getir şu şarabı, alın aklımızı:
Belki böyle beğenir bizi elalem.
Bir devlet, düşmanının büyümesine izin verdiği sürece gücünü yitirmeye başlıyor. Belli bir zamandan sonra da karşı taraf terazinin kefesine ağırlığını koyuyor.
İnsanlarında dört mevsimi vardır.Çocukluk, gençlik, yetişkinlik, yaşlılık Bu dağlar, çocuklarımızı daha gençlik mevsimlerindeyken elimizden aldı.
Mezarımın toprağı kuruyunca
Beni unutma ana,
Yabani otlar bürür üstümde,
Onlar kederinden gür olsun baba.
Can yakarsın sen kurşun,
Üstünde ölüm yazıyor.
Kara toprak,
Sen örtüyorsun üstümü.
Ey soğuk ölüm,
Gövdemi toprak alacak,
Ruhumu gökler
Beni unutma ana,
Yabani otlar bürür üstümde,
Onlar kederinden gür olsun baba.
Can yakarsın sen kurşun,
Üstünde ölüm yazıyor.
Kara toprak,
Sen örtüyorsun üstümü.
Ey soğuk ölüm,
Gövdemi toprak alacak,
Ruhumu gökler
Gece sessizliğin simgesidir.
Savaşda bir kaç dakika içinde neler olacağını kimse kestiremez.
Ocak yoksa bizde yokuz .
Hayatta hiçbir şey için olmaz demeyeceksin. Olmaz demek haddini bilmemektir!
‘Soğuksun ölüm! İstediğin kadar soğuk ol, bana buz gibi sudan tatlı gelirsin!’
‘Tarih 50 yıl sonra yazılacak’ lafı kaçmaktır, korkmaktır. Tarih her gün yazılır
Olmaz! Ortalık kürsü nutukçularından ve riyakarlardan, işbirlikçilerden, güçsüz be dayanıksız lapacılardan; gerçeği göremeyen, sezemeyen, bilgisi düşük gabilerden, para karşılığı her şeyi satan löp beyinlilerden geçilmediği için olmaz!
Çünkü türküler esas halkın duygu ve melodilerini yansıtıyor. İçten ve özgün. Yapmacıklık yok. Türküler, halkın çaresizliğinin, acılarının, duygularının bir aracı.
Yaşamın en kıymetli öğesi tecrübe ve kültürdü.
Bu insanoğlu birbirini boğazlamadan yedi gün bile duramaz.
Dünya kişisel çıkarlar ve bencillik üzerine dönüyor.
Vatan ; taş,toprak değil şereftir. Ve bir vatansever,vatansız olmaz.
”Kendimi bildim bileli okurum. Önceleri ne bulursam okuyordum. Sonra fark ettim ki okumak tamam da saptan samandan kitap ve yazarları okumak da zamanı katletmekten başka bir şey değil. Yazar ve kitapta seçiciyimdir. ”
”Vatan taş, toprak değil şereftir. Şerefsizlik ve onursuzluk bir ağaçtaki yara gibidir. Yaranın izi zamanla kaybolmaz, sadece büyür. Ve bir vatansever, vatansız olmaz. ”
”Burada konu yurt. Yurdu seveceksin. Yurt var olacaktır. Ocak yoksa biz de yokuz. ”
Şimdi gökkubbe altında, bugüne kadar kaybettiğimiz genç aslerkerimizden kalan seda , işte bu karlı mücadelenin hâlâ dağlarda yaşayan yansımasıdır.
Vatanseverlik ateşi kısmen bile küllenmemeli!!
Korkuyu reddedin! Siz , korku ekin!
Siz solucansınız! Onun gibi arazide kıvrak hareketler yapacaksınız. Siz , karabataksınız! Onun gibi bir görünüp bir kaybolacaksınız. Siz , salyangozsunuz! Onun gibi , evinizi sırtınızda taşıyacaksınız.
•Siyasi tarih boyunca , savaşta görüşmek isteyen taraf(kale) , yarı yarıya teslim alınmıştır.
En son varacakları hedef ise Cehennemdere Kanyonu!
İnsanlar arasında akıl eksikliğinden başka hiçbir ortak yan yoktur.
Yüreklilere bir şey olmaz.
Ama ölürler.
Topu topu bir kez ölürler.
Ama ölürler.
Topu topu bir kez ölürler.
İnsan bir an önce ne olacaksa olsun bitsin istiyor.
Soğuksun ölüm! İstediğin kadar soğuk ol, bana buz gibi sudan tatlı gelirsin!
Sonunda tarihin adil terazisinden kimse kurtulamamıştır.
Osman Pamukoğlu
Osman Pamukoğlu
İşe ciddiyetle ve inançla sarılmadılar ki, lafla peynir gemisi yürüttüler yıllarca. Elbette her şeyin başı ve sorumlusu hükümettir ama yıllarca bu işi biz silahla bitiririz diyenler kim?
Cesaret, korktuğunu senden başka kimsenin bilmemesidir.
Her şeyin nesli tükenir, ağızdan dolma, kuru sıkı tüfeklerin nesli tükenmez.
Dünyada akla değer veren yok madem,
Aklı az olanın parası com madem,
Getir şu şarabı, alın aklımızı:
Belki böyle beğenir bizi elâlem!
Aklı az olanın parası com madem,
Getir şu şarabı, alın aklımızı:
Belki böyle beğenir bizi elâlem!
İnsan, zayıflığı reddedip bir kere güçlü oldu mu, hep güçlü olarak kalır.
Vatan taş,toprak değil şereftir. Ve bir vatansever,vatansız olmaz.
Düşman asla belli bir savaş biçimine alıştırılmamalıdır. Sürekli olarak eylem yerleri, saatleri ve uygulama biçimleri değiştirilmelidir.
En büyük mutluluk ise çay içiyor olmalarıydı. Çaydanlık ve demlik her kolun en kıymetli malzemelerinden biriydi.
Ordu da saraydan yönetilmez.
İnsanlar uğursuzluk arıyorlarsa kendi yaşan alanlarına, kendi türlerine baksın.
Uzman Onbaşı Cengiz,” Mustafa Başçavuşum, şimdi bir bardak çay olsa, bütün dünyayı verirdim,” dedi.