Sabahattin Ali kitaplarından Canım Aliye, Ruhum Filiz kitap alıntıları sizlerle…
Canım Aliye, Ruhum Filiz Kitap Alıntıları
Düşün, dünyada yalnızlık kadar feci şey var mıdır? Tabii yalnızlıktan kafa yalnızlığını kastediyorum, yoksa dünya bir sürü kuru kalabalıkla dolu.
Doğrusu dünyada rahat yaşamak için aptal olmak lazım. Fakat aptal olmaktansa biraz daha rahatsız yaşamak daha iyidir bence
Yaşımın yirmi sekiz olması bir şey ifade etmez, dertli seneler beni belki kırk yaşına gelmiş kadar ihtiyarlattılar. Senin cildin iyi kremler kullanarak güzelleşir, fakat benim kayıp olan senelerimin geri gelmesine imkân yok.
Çünkü sen sevgin ile beni dünyada erişilebilecek saadetlerin en büyüğüne eriştirdin.
Ben zaten kızdığımı nadiren belli ederim. Teesürümü de hiç göstermem. Herkes beni keyfi yerinde, daima gülen biri sanır. İşte bunun icin yazılarım çok dertlidir. Hayatımda gösteremediğim teesürümü yazılarımda gösteriyorum.
… Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku. Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz. İnsan muhitin bayağı, manasız, soğuk tesirlerinden kurtulmak istediği zaman yalnız okumak fayda verir.
İnsan başkalarına yardım ettiği, başkalarını sevdiği kadar yükselir. Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek.
Düşün, dünyada yalnızlık kadar feci şey var mıdır?
“Gözlerimi kapadığım zaman senin hayalini görüyorum” diyorsun. Ah Aliye, ben gözlerim açıkken bile hep seni görüyorum.
“Sen en fena resimde bile güzelsin Aliye. Sen her zaman herkesten güzelsin.”
İnsan alıştığı, güzel bulduğu, kendine yakın bulduğu yerlerden ayrılırken sanki vücudunun bir kısmını orada bırakıyormuş gibi üzülür.
Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek..
Ben dünyada bu kadar güzel gülen, güldüğü zaman bu kadar güzel olan insan görmedim.
“Gözlerimi kapadığım zaman senin hayalini görüyorum…”diyorsun.
Ah Aliye,ben gözlerim açıkken bile hep seni görüyorum.Her şeyde senin hayaline tesadüf ediyorum.
Ah Aliye,ben gözlerim açıkken bile hep seni görüyorum.Her şeyde senin hayaline tesadüf ediyorum.
Çok Sevgili Aliye,
Sana neler yazayım ki sen neşe içinde yüzesin. Ben neşeyi senden öğreneceğim.
Hayat ve felaketler beni o kadar gülmekten ve neşeden uzaklaştırdı ki kendimi, senin getirdiğin bu saadet dünyası içinde bile şaşkınlıktan kurtaramıyorum.
O kadar talihin kahrına uğramışım ki hayatta bana da mesut olmak nasip olabileceğine inanamayacağım geliyor.
Evde iki resmini de karşıma alarak saatlerce bakıyorum ve bu saadet beni adeta sarhoş ediyor. Sevinçten ağlamak istiyorum.
Ben son zamanlarda her şeyden ümidimi kesmiş, kendimi gülen, oynayan hayattan
ayırarak birkaç türlü kitabın arasına atmış bulunuyordum.
Sen bu karanlık ömrümün içine bir sevinç ışığı gibi, kurumaya yüz tutan ekinlere can veren bir nisan yağmuru gibi birdenbire geldin.
Ben bu kadar bol hayat ve saadet yağmuru altında kendimi unutmuş gibiyim.
Şimdi ömrümün bir tek gayesi var: bir gün
evvel sana kavuşmak, seni kollarımın arasına almak, güzel, temiz yüzüne saatlerce, senelerce hiç doymadan bakmak. Ancak o zaman tam neşeli, senin istediğin gibi neşeli olabileceğim.
Senden ayrı, senden uzak bulunurken benden nasıl neşeli şeyler istiyorsun?
Bana yaz Aliye’ciğim.
Sayfalarca mektuplar yaz. Her şey’den, hayattan, insanlardan, bahardan, kendinden bahset.
Asıl sen bana neşe ver
Ben buna muhtacım.
Seni binlerce defa kucaklar, güzel gözlerinden, dudaklarından öperim.
Sana neler yazayım ki sen neşe içinde yüzesin. Ben neşeyi senden öğreneceğim.
Hayat ve felaketler beni o kadar gülmekten ve neşeden uzaklaştırdı ki kendimi, senin getirdiğin bu saadet dünyası içinde bile şaşkınlıktan kurtaramıyorum.
O kadar talihin kahrına uğramışım ki hayatta bana da mesut olmak nasip olabileceğine inanamayacağım geliyor.
Evde iki resmini de karşıma alarak saatlerce bakıyorum ve bu saadet beni adeta sarhoş ediyor. Sevinçten ağlamak istiyorum.
Ben son zamanlarda her şeyden ümidimi kesmiş, kendimi gülen, oynayan hayattan
ayırarak birkaç türlü kitabın arasına atmış bulunuyordum.
Sen bu karanlık ömrümün içine bir sevinç ışığı gibi, kurumaya yüz tutan ekinlere can veren bir nisan yağmuru gibi birdenbire geldin.
Ben bu kadar bol hayat ve saadet yağmuru altında kendimi unutmuş gibiyim.
Şimdi ömrümün bir tek gayesi var: bir gün
evvel sana kavuşmak, seni kollarımın arasına almak, güzel, temiz yüzüne saatlerce, senelerce hiç doymadan bakmak. Ancak o zaman tam neşeli, senin istediğin gibi neşeli olabileceğim.
Senden ayrı, senden uzak bulunurken benden nasıl neşeli şeyler istiyorsun?
Bana yaz Aliye’ciğim.
Sayfalarca mektuplar yaz. Her şey’den, hayattan, insanlardan, bahardan, kendinden bahset.
Asıl sen bana neşe ver
Ben buna muhtacım.
Seni binlerce defa kucaklar, güzel gözlerinden, dudaklarından öperim.
Sabahattin Ali
Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku
Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden
çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.
Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden
çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.
Sen bu karanlık ömrümün içine bir sevinç ışığı gibi, kurumaya yüz tutan ekinlere can veren bir nisan yağmuru gibi birdenbire geldin.
İnsan muhitin bayağı, manasız, soğuk tesirlerinden kurtulmak istediği zaman yalnız okumak fayda verir. Bana en felaketli günlerimde kitaplarım arkadaş olmuştu. Fakat bu yetmiyor. Şiirlerimde de gördün ki kitaplara rağmen çok ıstırap çektim. Çünkü candan bir insanım yoktu. Sen benim yarım kalan tarafımı ikmal edeceksin.
Bahar, insanlara yaşamak neşesi veren bir mevsimdir.
Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku. Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.
Mektupların senin göğsünde ne kadar temiz ve insan bir kalbin çarptığını bana gösteriyor, bu kalp bundan böyle benimki ile beraber çarpacağı için dünyanın en bahtiyar insanıyım.
Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek. Başka bir insanı bahtiyar edebilmek, kendini bahtiyar edebilmekten daha güç fakat daha insancadır. Bugün böyle düşünenlere saf hatta enayi derler. Fakat ne derlerse desinler, biz kalbimizin ve kafamızın doğru bulduğu şeyleri etrafın ne dediğine bakmadan yapmalıyız.
Sen benim yarım kalan tarafımı ikmal edeceksin.
Beni istediğim kadar sevmezsen ölürüm.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Sen bu karanlık ömrümün içine bir sevinç ışığı gibi, kurumaya yüz tutan ekinlere can veren bir nisan yağmuru gibi birdenbire geldin.
Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
“Ben dünyada bu kadar güzel gülen, güldüğü zaman bu kadar güzel olan insan görmedim.”
Dünyada rahat yaşamak için aptal olmak lazım.”
Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku. Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.
Gözlerimi kapadığım zaman senin hayalini görüyorum, diyorsun. Ah Aliye, ben gözlerim açıkken bile hep seni görüyorum.”
“Etrafın seni sıkmaya başladığı zaman kitap oku..”
“Mehtaplı gecelerde yalnız başıma gezmek kadar hoşuma giden şey yoktur. Yalnız bilmem dikkat ettin mi, mehtap insana daima bir arkadaş aratır.”
Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek.
ben bu dünyada bu kadar güzel gülen,güldüğü zaman bu kadar güzel olan insan görmedim.
“Gözlerimi kapadığım zaman senin hayalini görüyorum…” diyorsun. Ah Aliye, ben gözlerim açıkken bile hep seni görüyorum.
Bütün hayatım müddetince senin yüzünde en ufak bir keder buruşuğu olmasını bile istemem.
Ben dünyada bu kadar güzel gülen, güldüğü zaman bu kadar güzel olan insan görmedim..
‘’Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz’’..
Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz
Bundan sonra hiç kimse sana benim kadar yakın olmayacak. Beraber Almanca öğreneceğiz, ben İngilizce öğrenmek istiyorum, beraber İngilizce dersi alacağız, ben kitaplar tercüme edeceğim, bunları beraber okuyacağız, neşeli ve kederli olacağız, ne olursa olsun, bütün bunlar hep beraber, hep ikimizin iştirakiyle olacak ve başka hiç kimse karışmayacak.
Doğrusu, dünyada rahat yaşamak için aptal olmak lazım.
Ben son zamanlarda her şeyden ümidimi kesmiş, kendimi gülen, oynayan hayattan ayırarak birkaç türlü kitabın arasına atmış bulunuyordum. Sen bu karanlık ömrümün içine bir sevinç ışığı gibi, kurumaya yüz tutan ekinlere can veren bir nisan yağmuru gibi birdenbire geldin.
Sen en fena resimde bile güzelsin Aliye.
İnsan muhitin bayağı, manasız, soğuk tesirlerinden kurtulmak istediği zaman yalnız okumak fayda verir.
Ben dünyada bu kadar güzel gülen, güldüğü zaman bu kadar güzel olan insan görmedim.
Benim ay ışığını ne kadar sevdiğimi bilemezsin.Mehtaplı gecelerde yanlız başıma gezmek kadar hoşuma giden şey yoktur.
Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku..Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim.Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.
Beni istediğim kadar sevmezsen ölürüm.
“Ne ise, arkadaşlara, (ama sahiden arkadaş olanlara) selam.”
“Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku.”
“Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir.”
Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek.
Ben dünyada bu kadar güzel gülen, güldüğü zaman bu kadar güzel olan bir insan görmedim.
“Gözlerimi kapadığım zaman senin hayalini görüyorum…” diyorsun. Ah Aliye, ben gözlerim açıkken bile hep seni görüyorum.
Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz
Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku… Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.
Dünyadaki bütün felaketlerin, uygunsuzlukların, bayağılıkların sebebi işte bu her şeyden evvel kendini düşünmek illetidir.
Ben kendim iyi insan olmayı isterim, fakat kötü olanlara da hayretle bakmam.
Etrafa kırıldığım zaman beni sen teselli edeceksin, işte o zaman ben her şeyi unutarak senin boynuna sarılacağım.