İçeriğe geç

Cam Çocuk Kitap Alıntıları – Jodi Picoult

Jodi Picoult kitaplarından Cam Çocuk kitap alıntıları sizlerle…

Cam Çocuk Kitap Alıntıları

Kalp de dahil olmak üzere bir çok şey kırılır. Yaşamdan alınan dersler fikir olarak değil, yara izi ve nasır olarak birikir.
hiç konuşmamamıza rağmen aramızda binlerce sözcük gidip geldi.
insanlar değişiyordu. kişinin kendisi kadar iyi tanıdığı insanlar bile.
Bazen hayatınız o kadar kusursuz bir noktaya gelmiştir ki o kadar iyi olamayacağı düşüncesiyle bir sonraki andan korkarsınız.
Konuşmuyordun ama zaten konuşman da gerekmiyordu. Gözlerinde tüm bir yaşama yetecek kadar öykü vardı.
Bazen hemen önünüzdeki küçük ateşi söndürmeye öylesine dalarsınız ki arkanızda büyüyen yangını göremezsiniz.
Yaşama dair hiçbir şey basit değildir.
Kaybetmeye hazır olduğunuzu düşündüğünüz şeyler aslında sizi siz yapan şeylerdir.
İnsanlar bana sürekli nasıl olduğumu sorar ama aslında bunu gerçekten bilmek
Senin dünyan grinin tonlarına öylesine boğulup netliğini kaybetmiş ki, çok önemli sınır taşlarını bile göremiyorsun.
Kalp de dahil olmak üzere bir çok şey kırılır .
Yaşamdan alınan dersler fikir olarak değil, yara izi ve nasır olarak birikir.
”Bir hayatın yaşanmaya değer olup olmadığına karar verecek sınırlama hakkına kim sahiptir? ”
”Ruhun bedeninden çok daha sağlamdı ve doktorlar bana tekrar tekrar ne derse desin, her zaman kırıkların nedeninin de bu olduğuna inandım. Bir dünya kadar büyük bir yüreği hangi iskelet tartabilirdi ki? ”
”Sonunda canın yandığı halde nasıl olup da ağlanmadığını anlamıştım: BAzı acılar ifade edilmeyecek kadar büyüktür. ”
”Peki bu yaşamdan istediğini aldın mı?
Sahiden öyle mi?
Ben aldım.
Peki senin istediğin miydi
seviliyorum demek
ve sevildiğini hissetmek? ”
”Sürekli bir şeyler kırılır.
Bardaklar, tabaklar, verilen sözler, yürekler
Buzu kırabilirsiniz; dalgaları da; sessizlik bile bir anda paramparça olup dağılır. Zincirler kırılır; bağlılıklar, dostluklar, yeminler Kısacası
yaşamdaki birçok şey kırılgandır. En çok da yaşamın kendisine yönelik bağ ”
Bir konudaki düşüncelerinizin geçerliliğinden o şey başınıza gelene dek yüzde yüz emin olmanız tuhaftır değil mi?
Yaşamdaki birçok şey kırılgandır. En çok da yaşamın kendisine yönelik akit kırılgandır.
Ruhun bedeninden çok daha sağlamdı ve doktorlar bana tekrar tekrar ne derse desin, her zaman kırıkların nedeninin de bu olduğuna inandım. Bir dünya kadar büyük bir yüreği hangi iskelet tartabilirdi ki?
Diğer insanlar bana bakar ve düşünür: ”Şu zavallı kadın; engelli bir çocuğu var. Ben
sana baktığımdaysa bambaşka şeyler görüyorum: Queen’in Bohemian Rhapsody’sinin sözlerini eksiksiz olarak üç yaşında ezberlemiş, ne zaman bir fırtına patlasa yatağa gelip bana sokulan ve bunu kendisi korktuğu için değil, benim ödümün patladığını bildiği için yapan, kahkahası her zaman içimde bir diyapazon gibi titreşen bir kız. Senin yerine bedensel durumu normal kabul edilen bir çocuğu asla istemezdim, çünkü o çocuk sen olmazdın.
Sonunda canın yandığı halde nasıl olup da ağlanmadığını anlamıştım : Kimi acılar ifade edilemeyecek kadar büyüktür.
Hiç konuşmamamıza rağmen aramızda binlerce sözcük gidip geldi.
Nasıl bir anne bir yargıçla bir jüri karşısına dikilip çocuğunun dünya yüzünde var olmamasını dilediğini söyleyebilirdi?
Beni bir ağla denizin içine sarkıtın. Tuz ve suyla paketleyin. Bir çiftçinin sabanı kemiklerine değmesin. Bir Hamlet çene kemiğimden kavrayıp konuşmasın. Şakalar nasılda yitip gitti ve ağzım nasıl da boş artık. Uzun, yeşil gözlü leşçiller gözlerimi alacak, mor balık saklambaç oynayacak ve ben fırtınanın türküsü, denizin çatırtısı olacağım, tuzun ve suyun dibinde. Beni bir ağla sarkıtın . Denizin içine
Carl sandburg
Kemikler
Kalpte dahil olmak üzere birçok şey kırılır
Kalp de dahil olmak üzere birçok şey kırılır. Yaşamdan alınan dersler fikir olarak değil, yara izi ve nasıl olarak birikir.
Wallace stenger
Seyirci kuş
Hiç konuşmamamıza rağmen aramızda binlerce sözcük gidip geldi.
Tamamen emin olduğum şeylere gelince:

Kesin emin olduğunu düşündüğün anda, aslında çok yüksek ihtimalle yanılıyorsundur.

Kırılan şeyler -kemikler, kalpler, tutulmayan sözler- tekrar bir araya getirilebilir, ancak hiçbir zaman eskisi gibi olmaz.

Son olarak da, geçmişte ne demiş olursam olayım, hiç tanımadığın birini özleyebilirsin.

sevgi sadece fedakârlıkla ve birilerinin beklentilerini karşılamakta ne kadar yeterli olduğunuzla ilgili bir şey değildi. Sevgi sizi yeterli olmanın ötesine taşır; mükemmellik kavramını kişilik özelliklerinizi de -hariç tutarak değil- içine katarak yeniden belirler.
Birini sevdiğin zaman dünyada başka hiçbir şeyin önemli olmadığını söylerler hep. Ama öyle olmuyor, değil mi? Sen de, ben de gayet iyi biliyoruz ki birini sevdiğin zaman dünyadaki her şeyin önemi biraz daha artar.
İnsanlar nasıl bir çocuk dünyaya gelirse gelsin, onu seveceklerini söylüyorlardı, bu her zaman doğru değildi. Konu özel bir çocuk olduğunda durum değişiyordu. Sarı bukleli, mavi gözlü çocukların yetimhanelerden olgun şeftalilerin kapışıldığı gibi hemen aile buldukları bir gerçekti, başka ırklara mensup ve engelli olanlar ise yıllarca bir koruyucu aileden diğerine sürüklenip, korkunç hayatlar yaşıyorlardı. İnsanların yapacaklarını söyledikleri şey ile gerçekte yaptıkları aslında birbirinden tamamen farklıydı.
bellek sıva tabakası gibidir; kazıyıp aldın mı, alttan bambaşka bir resim çıkar.
İnsanlar değişiyordu. Kişinin kendisi kadar iyi tanıdığı insanlar bile.
Birilerine güvendiğin anda ezilmeyi de kabul ediyordun, çünkü gerçekten ihtiyaç duyduğunda hiçbiri yanında olmuyordu. Ya öyleydi ya da onların sorunları da senin sırtına biniyordu. Gerçek anlamda sadece kendine sahiptin ve eğer güvenilir, sağlam biri değilsen o daha da berbat bir durumdu.
Hâlâ kayan yıldızları hatırlıyor musun
Göklerden hızlı atlar gibi dörtnala geçen
Ve ansızın arzularımızın engellerini aşan
Anımsıyor musun?
Oysa o kadar da dilek tutmuştuk.
Çünkü önceden sayısız yıldız vardı;
Her göğe baktığımızda onların gözü pek
Oyununa şaşıp kalıyorduk.
Diğer yandan içten içe
Bu pırıltılı yıldızların ayrışmasını izlerken
Kendimizi güven ve emniyet içinde hissediyorduk
Bir şekilde onların kayıp gitmesinden Kurtulduğumuzu bilerek.

RAINER MARIA RILKE,

Geçmişinin üstüne kaç kat boya çekersen çek, alttaki ilk fırça darbeleri her zaman gözükecekti.
İnsanın kendini kurtarmak için söylediği yalanlar vardır, bir de başkalarını kurtarmak için. Hangisi daha kötüdür? Gerçeği saklamak mı, yoksa birisinin iyiliği için onu çarpıtmak mı?
Yaşama dair hiçbir şey basit değildir.
Belki origami sadece kâğıtların katlanmasında değil, yaşamın kendisinde de geçerli bir sanattır. Kendini ikiye katlarsın, sonra bunu yapmaya devam edersin ve Bakmışsın ki önceki haline benzemeyen bir şekil oluşturmuşsun.
Konu anılar olduğunda, iyilerle kötüler hiçbir zaman denge haline gelmez.
Yüreğime bir suçluluk oku saplanmıştı. Charlotte beni incitmiş, ben de karşılığında Rob’un canını yakmıştım. Belki de sevdiğimiz insanlara yaptığımız hep buydu: Karanlığın içine doğru ateş aç ve korumaya çalıştığımız insanları vurduğunu iş işten geçtikten sonra anla.
O kadar çok içme o şeyleri. Karayollarında trafik kazası olduğunda kan izlerini kola ile temizlediklerini biliyor musun? O aşındırıcı etkinin bedeninin içinde de olmasını ister misin?
Kendimi birkaç aydan beri ağaçların her an uzanıp insanı kavrayacağı, kimsenin dilimi konuşmadığı bir ormanda dolaşıyormuş gibi hissettim.
İnsanın kendini tanıyabilmesi için belki krizlerden geçmesi gerekiyordu; belki de yaşamdan ne istediğini anlaması için yaşamın sıkı bir darbesini yemesi kaçınılmazdı.
Kaybetmeye hazır olduğunuzu düşündüğünüz şeyler aslında sizi siz yapan şeylerdir.
Seçenekler tuhaftır. Sonsuzluk kadar eski zamanlardan beri ağaç dalları ve kökleri yiyen ilkel bir kabilenin üyelerine mutsuz olup olmadıklarını sorarsanız size omuz silkerler. Ama onlara mantar soslu biftek verir ve sonra eski yaşamlarına dönmelerini sağlarsanız, sonsuza dek o gurme yemeğini düşünürler.
Sevgiden nasibimizi aldık, yüreğim ve ben.

Elizabeth Barret BROWNING

Tanrı insanların sırtına taşıyamayacakları ağırlıklar yüklemez.
Hayat harika. Muhteşem bir gün ve ben ailemle birlikteyim
Ebeveyn olmak sadece bir çocuğu büyütmek demek değildir. Onun yaşamına tanıklık etmektir aynı zamanda.
Hiç konuşmamamıza rağmen aramızda binlerce sözcük gidip geldi.
Önemli değil, anne, dedin. Sesinde beş yaşındaki bir çocuğun sahip olmaması gereken bir teslimiyet seziliyordu. Ben de zaten kalmak istemiyordum.
Bu yalandı elbette; arkadaşlarını görmeye can attığını biliyordum.
Bu nasıl bir şey, biliyor musun? diye devam ettin, Irmağın içinde bir kaya vardır ve su sanki o kaya orada değilmiş gibi iki yanından akıp geçer. Sen Bayan Katie ile konuşurken öteki çocuklar da tıpkı öyle davrandı.
Bir başkası için doğru şeyi yapmanın bazen insanın kendisine yanlış gelen şeyi yapmakla örtüştüğünü gayet iyi biliyorum.
Eskinin kırk dört yaşı şimdinin yirmi ikisine denk gelir.
Beni bir ağla denizin içine sarkıtın.
Tuz ve suyla paketleyin.
Bir çiftçinin sabanı kemiklerime değmesin.
Bir Hamlet çene kemiğimden kavrayıp konuşmasın.
Şakalar nasıl da yitip gitti
ve ağzım nasıl da boş artık.
Uzun, yeşil gözlü leşçiller gözlerimi alacak, mor balık saklambaç oynayacak ve ben fırtınanın türküsü, denizin çatırtısı olacağım
tuzun ve suyun dibinde.
Beni bir ağla sarkıtın Denizin içine.

Carl SANDBURG

Evlat edinilmiş olmak ilk bölümü yırtılıp kopartılmış bir kitabı okumak gibidir.
Kendini bir başkası için feda etmek başka şeydi, buna bir başkasını (tanıdığın, sana her şeyiyle güvenen birisini) sürüklemek başka şey.
Birilerine güvendiğin anda ezilmeyi de kabul ediyordun , çünkü gerçekten ihtiyaç duyduğunda hiçbiri yanında olmuyordu.
Birini sevdiğin zaman dünyada başka hiçbir şeyin önemli olmadığını söylerler hep. Ama birini sevdiğin zaman dünyadaki her şeyin önemi biraz daha artıyor..
Kalp de dâhil olmak üzere birçok şey kırılır. Yaşamdan alınan dersler fikir olarak değil, yara izi ve nasır olarak birikir.

Wallace Stegner

Kalp de dâhil olmak üzere birçok şey kırılır. Yaşamdan alınan dersler fikir olarak değil, yara izi ve nasır olarak birikir.

Wallace Stegner

Belki origami sadece kâğıtların katlanmasında değil, yaşamın kendisinde de bir sanattır. Kendini ikiye katlarsın, ,sonra bunu yapmaya devam edersin
ve Bakmışsın ki, önceki haline benzemeyen bir şekil oluşturmuşsun.
Kalp de dahil olmak üzere birçok şey kırılır. Yaşamdan alınan dersler fikir olarak değil, yara izi ve nasır olarak birikir.
Birilerine güvendiğin anda ezilmeyi de kabul ediyordun, çünkü gerçekten ihtiyaç duyduğunda hiçbiri yanında olmuyordu. Gerçek anlamda sadece kendine sâhiptin..
Olmasını istediğiniz şeye sahip olmadığınızda, elinizdekiyle yetinmek zorundasınızdır.
Yaşama dair hiçbir şey basit değildir, dedi. Ama sen bunu zaten biliyorsun. Karanlığın hâkim olduğu tarafa geçmek yalnızca bir saniyeni alır.

Karanlıkta yaşıyoruz Piper. Yaşamın aydınlık bir yanı varsa da bu biz insanlar için değil.

Yürek çakılıp kalmışken aklın nasıl o kadar hızlı çalışabildiğini merak ediyordum.
Birine söylemediğin şeyler de onun gücünü söylediklerin kadar zayıflatabilir.
Birini seviyorsan adını farklı söylersin. O ad ağzının içinde güvendedir sanki.
hamurumuzu şekillendiren aslında taşımak zorunda bırakıldığımız şeylerdir.
Düşlere öyle olur işte, dedi Charlotte. Yaşamın gerisinde kalırlar.
Bir hayatın yaşanmaya değer olup olmadığına karar verecek sınırlama hakkına kim sahiptir?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir