İçeriğe geç

Cadıların Keşfi Kitap Alıntıları – Deborah Harkness

Deborah Harkness kitaplarından Cadıların Keşfi kitap alıntıları sizlerle…

Cadıların Keşfi Kitap Alıntıları

Mutluluk da her zaman üzüntüden daha gürültülüdür.
Arzu bana koş derken korku dizginler.
‘Normal’, insanların çevrelerinde olan biten çoğu şeyin hiç de ‘normal’ olmadığını gösteren, ezici kanıtlara karşı kendilerini iyi hissetmek için uydurduğu bir uyku öncesi masalı.
Zamanımızı olmadığımız bir şey olmaya çalışarak, çabalayarak geçiriyoruz. Bu arzularınızı bırakın gitsin. Kim olduğunuzla gurur duyun.
Seni uyarmıştım. Vampirlerle arkadaşlık karmaşıktır. Artık seni istesemde bırakamam.
Yatak odasında, bir insanın duyamayacağı kadar uzakta Diana kıpırdanıp bağırdı. Matthew hızla yanına gidip onu kollarına aldı. Koruma içgüdüsü geri dönmüşte, amacını artık daha iyi biliyordu.

Buradayım, diye mırıldandı Diana’nın gökküşağı renklerindeki saçına doğru. Uyuyan Diana’nın yüzünü izledi. Dudakları bükülmüş, kaşları çatılmıştı. Bu saatlerce izlediği, çok iyi bildiği bir yüzdü ama tezatları onu hala büyülüyordu. Beni büyüledin mi? diye sordu yüksek sesle.

Bu geceden sonra Matthew ona olan ihtiyacının diğer her şeyi geride bıraktığını biliyordu. Ne ailesi ne de bir sonraki tadacağı kan onun güvende ve ulaşabileceği yerde olduğunu bilmek kadar önemli değildi. Eğer büyülenmenin anlamı buysa çoktan oyunu kaybetmişti.

Genç adamın kolları Diana’yı uyanıkken izin vermediği kadar sardı. Diana içini çekip ona sokuldu.

Eğer Matthew, bir vampir olmasaydı, tılsımını ve kazağını yakalayan eli kararlı bir yumruk halinde kalbinin üzerinde dururken Diana’nın mırıldandıklarını duymayacaktı.

Kaybolmadın. Seni buldum.

Aniden vampire döndüm, aramızdaki mesafeyi kapatıp çenesinin altına sokuldum. Annem ile babam gitmişti ama Matthew buradaydı. Birkaç dakika bir sonraki kalp atışını dinledim. Kalp atışlarının tembel ritmini dinleyerek kısa sürede uyuyakaldım.
Ne zaman elime geçmişe ait bir kitap ya da belge alsam, yüzlerce yıl önce yaşamış insanlarla bir savaşa giriyorum. Kendilerine özgü takıntıları ve sırları var, açığa vurmadıkları ya da vuramayacakları şeyler. Onları bulmak ve açıklamak benim işim.
Ya açıklayamazsan? Ya bu konuda direnirlerse?
Bu hiç olmadı, dedim sorusunu düşüntükden sonra. En azından olduğunu sanmıyorum. Tek yapman gereken iyi bir dinleyici olmak. Hiç kimse sır tutmak istemez, ölüler bile. İnsanlar her yerde ipuçları bırakır, eğer dikkat edersen onları bir araya getirebilirsin.
Kendime engel olamadan ayak ucumda yükseldim ve çabucak yanağından öptüm. Teni saten gibi soğuk ve pürüzsüzdü. Dudaklarım teninin yanında oldukça sıcaktı.
.
.
Matthew beni inceledi. Sinir krizi geçirmeyeceğimi ya da koşarak kaçmayacağımı anladığında eğilip önce bir yanağımdan, sonra öbür yanağımdan öptü. Yüzü yüzümü sıyırdı, söğüt ve hanımeli kokumu içine çekti. Dikleştiğinde gözleri her zamankinden daha buğulu görünüyordu.
İyi geceler, Diana dedi gülümseyerek.
Matthew’un beni sürekli yemeğe davet etmesi şaşırtıcı değildi. Onu acıktıran hanımeli kokum değil aşırı adrenalin salgılıyor olmamdı.
Ucuz baskı, çok satan kitapları okuyan ya da televizyon seyreden herkes vampirlerin soluk kesici olduğunu bilir ama hiçbir şey onları gerçekte karşınızda görmeye sizi hazırlamaz. Kemik yapıları öyle zariftir ki işinin ehli bir heykeltraş tarafından yontulmuş gibidirler. Sonra hareket eder ya da konuşurlar ve zihniniz gördüyü şeyi bir türlü özümseyemez. Her haraketleri zariftir, her sözleri müzik gibi hoştur. Gözleri dikkatleri kendine çeker, ki kurbanlarını da böyle yakalarlar. Uzun uzun bir bakış, birkaç usulca söz, bir dokunuş; Bir kez vampirin ağına düştüğünüzde hiç şansınız yoktur.
Artık avlananlar av oldular
Bir şeyin imkansız olması onun gerçek olmadığı anlamına gelmez.
Şah bir köşede oturmakla kalıyor, bir seferde tek bir kare ilerleyebilir. Oysa vezir özgürce hareket edebilir. Onun özgürlüğünü kaybetmesindense oyunu kaybetmeyi tercih ederim.
Tek yapman gereken iyi bir dinleyici olmak. Hiç kimse sır tutmak istemez, ölüler bile. İnsanlar her yerde ipuçları bırakır, eğer dikkat edersen onları bir araya getirebilirsin.
“Bildiğim kadarıyla dünyanın dönmesini sağlayan iki duygu var ;
Biri korku, diğeri de arzu”
“Yaşayabileceğimiz en güzel deneyim gizemli olandır. Gizem gerçek sanatın ve gerçek bilimin beşinde ki esas duygudur. Bunun farkına varamayan kişi, merak edemez, şaşıramaz, ölüden farkı yoktur, gözlerinin önüne perde inmiştir.”
Bildiğim kadarıyla dünyanın dönmesini sağlayan iki duygu var ;
Biri korku, diğeri de arzu
“Sahip olacak mıyım bir gün bilmiyorum çünkü beni yaşatacak ya da yok edecek bütün merhamet onun ellerinde.”
Arzu bana kos derken korku beni dizginliyor.
Bu dünya da olan herşeyi açıklamıyor mu?

Senin dışında herşeyi dedi boğuk bir sesle senin açıklamanın bir yolu yok.

Kim beni aşkımdan ayırabilir? Hiç kimse, çünkü aşkımız ölüm kadar güçlü.
sevmek, bir fırtınanın içine doğru yolculuğa çıkmaktan çok, bir limana varmak gibiydi.
Yüksek sesle konuştum. Sonuma dair bilgiyi ve kalan günlerimin sayısını ver, böylece zayıflığımı bileyim. Hayatım avucumun genişliği kadar. Seninkinin yanında sadece küçük bir an.
Suyun derinliklerinden sana sesleniyorum, dünyanın derinliklerinden de yanımda geçip gidenleri çağıracağım.
Bekle beni. Gör beni. Eğer vana benziyen başka bir kişi bulursan sabah yıldızını ona vereceğim.
Yüzü güzel, vücudu yüzünden de güzel, elbisesi en güzel olan kadın. Mezarımın girişindeki taşı yuvarlayacak ve bana bir güvercinin kanatlarını verecek ki onunla beraber cennete uçup sonsuza kadar huzurla yaşayabileyim.
Ölmüyorum, yaşamıyorum, iyileşmiyorum, acısız bir hastalık bu çünkü aşık olabiliyorum.
Mutluluk da her zaman üzüntüden daha gürültülüdür.
Yaşayabileceğimiz en güzel deneyim gizemli olandır. Gizem gerçek sanatın ve gerçek bilimin beşiğindeki esas duygudur. Bunun farkına varamayan kişi, merak edemez, şaşıramaz, ölüden farkı yoktur, gözlerinin önüne perde inmiştir.
Bir şeyin imkânsız olması onun gerçek olmadığı anlamına gelmez.
İnsanları diğerlerinden ayıran en güçlü özellik inkâr edebilme güçleridir.
Bazı sözler diğerlerinden daha önemlidir.
Hiç kimse sır tutmak istemez, ölüler bile. İnsanlar her yerde ipuçları bırakır, eğer dikkat edersen onları bir araya getirebilirsin.
‘Normal’, insanların çevrelerinde olan biten çoğu şeyin hiç de ‘normal’ olmadığını gösteren, ezici kanıtlara karşı kendilerini iyi hissetmek için uydurduğu bir uyku öncesi masalı.
Oyun yalnızca vezirini savunmaktan ibaret değil, dedi Hamish. Neden şahın harcanmaması gerektiğini hatırlamakta zorlanıyorsun.
Şah bir köşede oturmakla kalıyor, bir seferde tek bir kare ilerleyebilir. Oysa vezir özgürce hareket edebilir. Onun özgürlüğünü kaybetmesindense oyunu kaybetmeyi tercih ederim.
Bu geceden sonra Matthew ona olan ihtiyacının diğer her şeyi geride bıraktığını biliyordu. Ne ailesi ne de bir sonraki tadacağı kan onun güvende ve ulaşabileceği yerde olduğunu bilmek kadar önemli değildi. Eğer büyülenmenin anlamı buysa çoktan oyunu kaybetmişti.
Geçmişi hatırla, geleceği unutma.
Yaşayabileceğimiz en güzel deneyim gizemli olanlardır. Bunun farkına varamayan kişi, merak edemez, şaşıramaz, ölüden farkı yoktur, gözlerinin önüne perde inmiştir.
Yüksek sesle konuştum. Sonuma dair bilgiyi ve kalan günlerimin sayısını ver, böylece zayıflığımı bileyim. Hayatım avucumun genişliği kadar. Seninkinin yanında sadece küçük bir an.
Ölmüyorum, yaşamıyorum, iyileşmiyorum, acısız bir hastalık bu çünkü aşık olabiliyorum. Sahip olacak mıyım bir gün bilmiyorum çünkü beni yaşatacak ya da yok edecek bütün merhamet onun ellerinde.
Küçük bir kitap büyük bir sır taşıyabilir, dünyayı değiştirecek bir sır.
‘O halde biz bu muyuz? Dost muyuz yani?’ diye sordu Matthew.
‘Sanırım. Dostlar birbirlerine zor olsa bile her zaman gerçeği söyler.’
Onu çok seviyordum ama öldürdüm.
Ben Jonson’dan bir dize geldi aklıma. Matthew’u, Şarlman’ın taç giyme töreninin açıklayacağından daha iyi anlatıyordu: Belirli bir yaşın değil, tüm zamanların adamıydı!
On yedinci yüzyıl edebiyatında daha ileriye giderek Milton’dan bir dizeyle karşılık verdi. Sen konuşurken zamanı unuttum.
Belki insanlar haklıdır, belkide ruhumuzu şeytan ele geçirmiştir.
Geçmişi hatırlayıp geleceği bekleyeceğiz.
Geçmişi hatırla, geleceği unutma.
Ysabeau’nun gazete okumaktan vazgeçmemesi bu yüzden. Zaman onu değiştirmese de bir şeylerin her zaman değiştiğini kendisine hatırlatmak için.
Eğer kelebek kendisini çeken tatlı ışığa kanat çırpıyorsa ateşin onu yutacağını bilmediğindendir.
Bugün dururken yarın için endişelenme.
Yaşayabileceğimiz en güzel deneyim gizemli olandır. Gizem gerçek sanatın ve gerçek bilimin beşiğindeki esas duygudur. Bunun farkına varamayan kişi, merak edemez, şaşıramaz, ölüden farkı yoktur, gözlerinin önüne perde inmiştir.
Eh, hiç kimse kusursuz değildir.
Eğer kelebek kendisini çeken tatlı ışığa kanat çırpıyorsa ateşin onu yutacağını bilmediğindendir, diye mırıldandı Matthew kısık sesle.
Kim sevileni ilk görüşte sevmeden sevmiş ki?
Evet. Mutluluk da her zaman üzüntüden daha gürültülüdür. Bu evde yeteri kadar mutluluk yaşanmadı.
Yaşayabileceğimiz en güzel deneyim gizemli olandır. Gizem gerçek sanatın ve gerçek bilimin beşiğindeki esas duygudur. Bunun farkına varamayan kişi, merak edemez, şaşıramaz, ölüden farkı yoktur, gözlerinin önüne perde inmiştir.
Unsurlar arasında aracıyım ben, hepsinin arasında uzlaşma sağlarım, mırıldandım kaskatı dudaklarımın arasından. Nemli olanı kuruturum, kuru olanı nemli yaparım. Sert olanı yumuşatır, yumuşak olanı sertleştiririm. Ben sonum, aşkımsa başlangıç. Bütün yaratılışı kuşatırım ve bütün bilgiyi içimde saklarım.
Kimi seveceğime, ne zaman ve nerede seveceğime ben karar veririm. Bana ne yapacağımı söylemekten vazgeç, Matthew. Vampirler hakkındaki görüşlerim romantik olabilir ama senin kadınlara karşı olan tutumunun kesinlikle gözden geçirilmesi gerekiyor.
İlkbahar gibi kokmandan daha mantıklı bir açıklama bekliyorsun sanırım.
Kim beni aşkımdan ayırabilir? Hiç kimse, çünkü aşkımız ölüm kadar güçlü.
Sonuma dair bilgiyi ve kalan günlerimin sayısını ver, böylece zayıflığımı bileyim. Hayatım avucumun genişliği kadar. Seninkinin yanında sadece küçük bir anı.
Bekle beni. Gör beni. Eğer bana benzeyen başka bir kişi bulursan sabah yıldızını ona vereceğim.
Evrenin sırlarını konuşmuştuk ama ben adamın midesinin ne halde olduğundan endişeleniyordum.
Teşekkür ederim, dedi Matthew, ifadesi ciddiydi. Buna layık olmaya çalışacağım.
Çalışma. Ol, dedi Hamish kabaca.
Bugün dururken yarın için endişelenme,
Sen benim en büyük sırrımsın
Oxford’da her zaman doğaüstü varlıklar var, dedim kendimi sertçe uyararak. Alt tarafı şehirde bir vampir daha vardı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir