İçeriğe geç

Bütün Şiirleri Kitap Alıntıları – Cahit Külebi

Cahit Külebi kitaplarından Bütün Şiirleri kitap alıntıları sizlerle…

Bütün Şiirleri Kitap Alıntıları

&“&”

Bir halin var seviyorum
Küçük ellerinden daha çok,
Bir halin var özlüyorum
Sıcak dudaklarında yok.
Şu kadınlar ne biçim mahluk
Sardıkça sarıyor beni,
Zilzurna sarhoş ediyor,
Üst üste içilen kadehler gibi.
Semaver nasıl kaynar fıkır fıkır,
Öylesine kaynar kadınların içi,
Çiçeklenmiş narin ağaçlardır.
Isıtırlar insanı güneş gibi.
Şimdi bir rüzgar geçti buradan
Koştum ama yetişemedim.
Sorsaydım söylerdi herhalde
Soramadım.
Ben yalnızlığı
Gökte uçar gördüm.
Ben yalnızlığı
Garip naçar gördüm.
Ben yalnızlığı
Gelir geçer gördüm.

1939

Artık ne pencerem var seni koyacak
Ne masam,
Sevgilim de yok bu şehirde
Çiçek seni alıp ne yapsam?
Bir gece habersiz bize gel
Merdivenler gıcırdamasın,
Öyle yorgunum ki hiç sorma
Sen halimden anlarsın.

Sabahlara kadar oturup konuşalım
Kimse duymasın.
Mavi bir gökyüzümüz olsun,kanatlarımız
Dokunarak uçalım.

İnsanlardan buz gibj soğudum,
İşte yalnız sen varsın.
Öyle halsizim ki hiç sorma
Anlarsın.

Ya beni düşüneceksin ya da bir başkasını.
Bir yoksulluk, bir yalnızlık, bir gurbet
İnsan nasıl olsa katlanır.
Gün olur yeniden bahar gelir
Dünyamız yeşerir birdenbire.
Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin!
Benim doğduğum köyler de güzeldi
Sen de anlat doğduğun yerleri,
Anlat biraz!
Benim doğduğum köyleri
Akşamları eşkıyalar basardı,
Ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem
Konuş biraz!
Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm,
Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm,
Niksar’da evimizdeyken
Küçük bir serçe kadar hürdüm.

Sonra âlem değişiverdi
Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.
Sonra âlem değişiverdi
Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.
Mevsimler ne çabuk geçiverdi
Unutmak, unutmak, unutmak.

Anladım bu şehir başkadır
Herkes beni aldattı gitti,
Anladım bu şehir başkadır
Herkes beni aldattı gitti,
Yine kamyonlar kavun taşır
Fakat içimde şarkı bitti.

Senin dudakların pembe
Ellerin beyaz,
Al tut ellerimi bebek
Tut biraz!
Anladım bu şehir başkadır
Herkes beni aldattı gitti,
Anladım bu şehir başkadır
Herkes beni aldattı gitti.
Yine kamyonlar kavun taşır,
Fakat içimde şarkı bitti.
İnsanın sevdası on beşinde
Horoz şekerlerine güneşlere benzer,
Gülerdi tramvaylarda bir küçük kız
BeUreti beyaz dişlerinde.
sen yoksan bütün güzellikler yok
sen varken bütün güzellikler var.
Kalıcı değiliz şu dünyada
Düşünmek acı!
Sen orada, ben burada
Birbirimizden habersiz
Bekleye bekleye çürüyeceğiz.
Uykularda seviyorum seni…
Bense boyuna yalnız, boyuna derbeder
Yüzer dururum umutsuzluk denizlerinde.
Ne onun uzaklığı azalır,
Ne benim içimdeki kederler.
Kapım çalındıkça açıyorum,
Hayaller doluyor birer ikişer,
Bir sen gelmiyorsun, kayıp!
Yorgunum şimdi, yorgunum çok!
Bir de sen cevap vermiyorsun.
Kolundan tutmak istiyorum, fayda yok;
Bırakıp beni gidiyorsun.
Bazı karşıma çıkıyorsun,
Tanıyacak gibiyim seni,
– Gel biraz konuşalım, diyorum.
Cevap vermiyorsun.
Beni dünyaya bağlayan
Şu zayıf kollarındır..
Şimdi dünyada
Bazı insanlar
Eğilmiş kitapların üstüne
Düşünmektedir.
İzin alır gelirsem,
Güleceksin sevincinden
Sabahları erken kalkacağız
Sobamızı yakacağız,
Saçların güzel olacak tütünümün renginden
Ellerin çay kokacak
Gün doğacak sesinden.
Ben niçin tutsağım yeryüzünde
Ben niçin, bilmek isterim?
Artık ne pencerem var seni koyacak
Ne masam,
Sevgilim de yok bu şehirde
Çiçek seni alıp ne yapsam?
Bir gün ilkbahar akşamları
Evimizde yemek yiyebiliriz..
İnsanlardan buz gibi soğudum,
İşte yalnız sen varsın.
Öyle halsizim ki hiç sorma
Anlarsın.
İğrendim senin gidişinden
İğrendim.
Günlerim kepaze birbirinden.
Benim doğduğum köylerde
İnsanlar gülmesini bilmezdi,
Ben bu yüzden böyle naçar kalmışım
Gül biraz!
Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm,
Niksar’da evimizdeyken
Küçük bir serçe kadar hürdüm.
Sonra âlem değişiverdi
Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.
Mevsimler ne çabuk geçiverdi
Unutmak, unutmak, unutmak.
Anladım bu şehir başkadır
Herkes beni aldattı gitti
Yine kamyonlar kavun taşır
Fakat içimde şarkı bitti.
Doğanın mı bataklığındaydık biz, kişinin mi?
Anlayamıyorduk.
Boynun bir gelincik çiçeğinde çizgi kadar narin,
Endamın İstanbul akşamlarının yükselişidir.
Zeytinyağı ve ekmek kadar
Kıttı özgürlük memlekette.
“İnsanın değeri yok sinek kadar,
Yalan, kandırmaca, vurgun,
Halkımızın bir ucu savurmacada,
Bir ucuysa dibinde yoksulluğun.”
“Gözlerin gözlerime değince
Su katılıyor rakıya,
Denizler açılıyor önümde.”
Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.
Anladım bu şehir başkadır.
Fakat içimde şarkı bitti..
Sen yoksan bütün güzellikler yok, sen varken bütün güzellikler var…
İnsan neredeyse
Neredeyse
Öyle güzel günlerini var olduğuna inanmayacak.
Yine kamyonlar kavun taşır,
Fakat içimde şarkı bitti..
Yine kamyonlar kavun taşır,
Fakat içimde şarkı bitti.
Size ne benim sevdalarımdan?
Deniz bile olsan,
Yağmurda ıslanırsın…."
Senin oturduğun şehirde
Gökyüzü mavidir benimkinden,
İnsan neredeyse
Neredeyse
Öyle güzel günlerini var olduğuna inanmayacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir