Carlos Fuentes kitaplarından Bütün Mutlu Aileler kitap alıntıları sizlerle…
Bütün Mutlu Aileler Kitap Alıntıları
savaş da barış da boğabilir insanı. Çünkü şiddetin veya huzurun uç noktası değildir yaşam, her an dikkat göstermek ister, ilgi ister, yıkılmamak ve el çekmemek için uyanık olmayı, tetikte beklemeyi gerektirir.
Dua etmek için okumak mı gerekirmiş?
gelecek geldi artık, adı da şimdi oldu.
anne çıkar beni buradan
buraya düşmek için ne yaptım ben?
kazdım kemirdim kazıdım ağladım
buraya düşmek için ne yaptım?
şuncağızım
buraya düşmek için ne yaptım ben?
kazdım kemirdim kazıdım ağladım
buraya düşmek için ne yaptım?
şuncağızım
Doğmak istemiyorum her geçen gün ödleğin ahmağın teki olarak büyümek istemiyorum
Sokakta doğurdu şuncağız
Sokaktaki kızların yarısı hamile
Yaşları ok ikiyle on beş arasında değişiyor
Bebelerinin yaşı sıfırla altı arasında
Çoğu şanslı, düşük yapıyorlar çünkü dayak yiyorlar
Cenin korkuyla çığlıklar atarak düşüyor
İçeride olmak mı daha iyi, dışarıda olmak mı?
Sokaktaki kızların yarısı hamile
Yaşları ok ikiyle on beş arasında değişiyor
Bebelerinin yaşı sıfırla altı arasında
Çoğu şanslı, düşük yapıyorlar çünkü dayak yiyorlar
Cenin korkuyla çığlıklar atarak düşüyor
İçeride olmak mı daha iyi, dışarıda olmak mı?
Bize boşlukta tutunma gücü veren ama herkesten, hatta kendimizden bile uzaklaştıran sonsuz gevşekliğin, uçarı, ahlaksızca yaşanan bir hayatın ciddiyetsizliğini, günlük yaşamın duygu yoksunluğunu gizlemek için, kutsal bir yanı olmayan komünyonlarda yapıldığı gibi, sahte, abartılı duyguları yüceltmek mi gerekiyordu?
Şimdi reddedebilirim onu. Ama ancak şimdi yapabilirim. Sonra böyle bir özgürlüğüm olmayacak.
Hiçbir zaman eskiden yoktu, hep şu an vardı, katıksız şu an.
İlgisizlik, çürümüşlük, hile, herkesin herkese göz kırpması bütün bağları koparıyor. Düşüncenin, sözün yerini göz kırpma alıyor
herkesin herkesle her şey için suç ortaklığı ettiğinin göstergesi olarak edepsizce göz kırpma.
herkesin herkesle her şey için suç ortaklığı ettiğinin göstergesi olarak edepsizce göz kırpma.
Meslek sahibi olmanın, bağımsız olmanın paha biçilmez değerini, ancak bozuk para kadar değeri olan evlilik hayatına değişmişti.
Yaşamak istediği başka bir gerçekti
Artık tehlikeye atılmaya, düşman ve rezil bir dünyaya çıkmaya gerek yok. Ağ sayesinde, dünya elinin altında; sanal ağlara bağlanarak şimdi o da daimi bir kabilenin parçası olacak, işitsel ve görsel bir evren sayesinde harekete geçecek, kendi gibi başka denizcilerle bağlantı kurmanın çekiciliğiyle kamçılanacak.
Kimi âşıklar kadercidir. Talihleri dönsün diye bekler dururlar ya da ölümü beklerler bir rahmet gibi. Kimileri de hasret çeker: göçebe kuşlar gibi yaşayacağız, derler; aşkı özleyerek. Bir de şefkat dilencileri vardır; sevilen kadın ne var ne yok alıp götürmüştür ve onu yapayalnız bırakmıştır.
Hepinizin hissetmesi gereken nefreti ben hissediyorum, siz hepiniz duruma ayak uyduruyorsunuz, çünkü işinize geliyor.
Vicdan her zaman için geçmişe gömülü kalan bir pişmanlıktı. Unutmayı yeğlerdik.
Bir aşk ilişkisine son vermek için hayal gücünden epeyce yoksun olmak gerekiyor.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Bir kadının ilgi çekiciliği güzelliğinden kaynaklanmaz,başka bir güzelliğe sahip olduğu için ilgi çekicidir.
Şöhret gündelik hayatında hissettiğin sevgiyi bulandırıyor.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Hayaller seni hep genç kalacağına ve hiç ölmeyeceğine inandırıyor.
Aşkın ilk zamanlarını özlüyorsun.O ilk zamanlar geri gelmeyecek. Yeni ilk zamanlar yarat.
Hiç düşünüp taşınmaz mısın,hiç kendine biraz zaman tanımaz mısın?
Görünebilir olanı görmeyi öğrenmek gerek. Aşkın en iyi tarafı bu.
Şaşırdığın şeyler alışkanlık halini alınca,günün birinde artık şaşırtmaya bilir.
Arzu bitince anılar da kaybolur.
Sevgini istiyorum,sempati göstermeni değil.
Ne kadar güçlü olursan ol,mutluluk geri dönmez
Bir insanın çocukken tanıdığı ve bir daha asla unutmadığı her şeyi özlüyorum çünkü çocukluk yoksa özlem de yoktur.
Inançsizlardan inanç,inananlardan da kuşkuya kapılmalarını bekliyordu.
Hayalet gibi dolaşıyorum sokaklarda. Yıkık bir sinemada bıraktım görüntümü. Cesaretin varsa gel de tanı o görüntüyü.
Hayatımızın bir evresinden öteki evresine geçtiğimizde olan biteni anlamak için hep geç kalmış oluruz.
Iktidardaki yüzler değişirdi. Iktidarın kusurları kalırdı.
Aşk,elde edilmesi olanaksız kişiler arasında paylaşılan bir şeyse,sevgi özel bir kişiye yoğunlaşıyordu.
Geçmiş yoktu. Yalniz bugün var,şu an var.
Neden yapmamamız gereken şeyler bize kuraldışı olanı yasaklar da,yapmaktan hoşlandığımız şeyler hep kuraldışıdır.
Hayatlarımızın bu anı bir daha tekrarlanmayacak.
Kim olduğunuzu unutun,bir zamanlar olduğunuz kişi olun.
Bütüne saygı duymadan ayıran tek şey ideolojidir.
Çocuk sevgisini yitirmişse, o sevgiyi hediyelerle yeniden kazanacak değildi.
Hayatta kalmak için ne kadar az şeye ihtiyaç vardı.
Evde şiddet.
Sokakta şiddet.
Her yerde acı.
Sokakta şiddet.
Her yerde acı.
Kaçınılmaz olarak kötülüğü seçmek için mi geliyoruz dünyaya?
Bir dağa yöneltilen bakışla bir insana yöneltilen bakış aynı anlamı mı taşır? Günbatımıyla bir kadına aynı gözlerle mi bakılır?
Zamanın bize verdiği yüzle doğuyoruz. Neredeyse tamamı çetin geçen bir zaman bu. Acı çekilen bir zaman. Tahammül gösterilen bir zaman. Siz ne tür bir yüz takalım isterdiniz ?..
Her saniye kim olduğumla olabilecek olanı yani arkamda bıraktıklarımı kıyaslamak zorunda kalıyorum. Bu yüzden de kendimi suçlu hissettiriyor .
Düşünmek,arzulamaktır.
Sizi çok seviyorum ama kendime yetiyorum. Beni olduğum gibi kabul edin.
Yalanın içinde aşk olabilir,ama gerçeğin içinde, asla.
Hayalleri olmayan onları kaybedemez ki.
Senin hayal ettiklerinin hiçbiri gerçekleşmedi ama gerçekleşebilir, bunu inkar edemezsin.
Sevmek,sevgiden bahsetmemektir.
Önceleri hayat daha güzeldi,hiç olmazsa çekilirdi.
Mutluluğa açılan kapıydı müzik. Duygunun kendisi olmasa da,duygunun önsözüydü.
Gerçekleştiremeyeceğimiz şeylere ulaşmak için kendimizi yiyip bitiririz.
Ileriye bakmak en doğrusu olacaktı. Asla geriye bakmamalıydı.
Gerçeğe vekalet eden gerçek. Katma değer vergisiz duygular. Tehlikesiz yolculuklar. Kendi gerçeğini buluyor.
Kimileri de hasret çeker:göçebe kuşlar gibi yaşayacağız,derler;aşkı özleyerek.
Her şey olduğu gibi işte ve ben farklıyım. Seni anlayan bir kişi yoktur.
Arzu bitince anılar da kaybolur
Tıpkı yanardağ gibi beyaz kafalı, siyah cübbeli bir rahip. Ne yiyorsa onu kusuyor: kül rengi yalnızlık.
Sen zengin bir yoksulu, yoksul bir zengin için terk ettin.
Yaş, insana gençken yasak olan sözleri söyleme yetkisi veriyor
İdeoloji, geri zekalılarla ilim irfan sahibi adamları yoldaş kılar
Yabani tavşan gibidir yazgı. En beklenmedik anda sıçrar
Korkma. Zekanın da yetmediği gün gelir. Sevmeyi öğrenmek gerekir
Çünkü yalanın içinde aşk olabilir, ama gerçeğin içinde, asla.
Yaşam neden bir bolero değildi? Neden ninniye benzer duygu yüklü bir balad, gizli bir aşk, sulamadığımızda solup giden bir saksı çiçeği olmak zorundaydı?
Gerçeğe vekalet eden gerçek. Katma değer vergisiz duygular. Tehlikesiz yolculuklar
Onun duaları şarkılarıydı
Yeryüzünde Tanrı’nın birleştirdiği iki candık,
birbirini seven iki gönül,biri sendin,biri ben.
birbirini seven iki gönül,biri sendin,biri ben.
.
Aşk bizi çevremizdeki her şeyden ayırabilir.
Aşk bizi çevremizdeki her şeyden ayırabilir.
Ama onun yokluğunda, benzer bir şeyin var olduğu korkusuyla doldurulabiliriz.
.
Vicdan her zaman için geçmişe gömülü kalan bir pişmanlıktı. Unutmayı yeğlerdik.