İçeriğe geç

Bu İşte Bir Yalnızlık Var Kitap Alıntıları – Tuna Kiremitçi

Tuna Kiremitçi kitaplarından Bu İşte Bir Yalnızlık Var kitap alıntıları sizlerle…

Bu İşte Bir Yalnızlık Var Kitap Alıntıları

“Biraz da sana bağlı, üzülüp üzülmemem…”
“Sevinip sevinmemem…”
“Yanılıp yanılmamam.”
“Biraz da sana bağlı, gecikip gecikmemem…” “Yetişip yetişmemem…” “Sevinip sevinmemem.”
”Birine gerçeklerden bahsetmeyeli o kadar zaman olmuştu ki, lafa nereden başlayacağımı bilemeyip susuyordum. ”
“Ona baktım ve ne kadar da güzel olduğunu düşündüm. İnsanın hayatı boyunca dizi dibinde yaşamak isteyeceği tipte bir kadındı. Vücudundan etrafa hayat ve güzellik yayılıyordu.”
“Tamamen devrik, Allah’ını şaşırmış cümlelerdi hepsi, ama yine de cümleydiler. Bir şey demek istiyorlardı.”
“Kendime karşı daha dürüst olabilseydim, bunu becerebilen bir insan olsaydım yani, beni huzursuz eden şeyin ne olduğunu belki daha kolay anlardım. Kalbimi kemiren duygu neredeyse tarih kadar eskiydi çünkü.”
“Birbirimizi görmezden gelebilirdik, tabiî, ama ikimiz de böyle bir şeyi henüz hak etmiyorduk.”
“Ne olduğunu bilmediğim bir şey için ikimize de zaman lazımdı.”
“Ölümden korkmuyorlardı. Ölümün farkında bile değildiler. Bu yüzden göğe ve sonsuzluğa aitti kanatları.”
“Odadaki tek abajurun aydınlattığı yüzünde beni korkutan bir ifade vardı. O ifadeyi Nazlı’dan hatırlıyordum. Bir kapıyı bir daha açmamak üzere kapattıkları zaman, içlerinde olup biteni artık bir erkekle paylaşmaya gerek görmedikleri zaman, bir odada yanınızda durup da aslında yüz kilometre uzakta olmak istedikleri zaman kadınların yüzünde bu ifade beliriverir.”
““Gerçekler işine gelmiyorsa” derdi hep Nihat Abi, “hayatında bir yamukluk var demektir.””
“Kutsal kitaplar fena değildir. Yoksa bu kadar çok satarlar mıydı?” ツ
“Hayatın getirdikleri hepimizi farklı şekillerde etkiliyordu. Aynı tecrübe bazılarımızı canlandırırken bazılarımızı da içine kapanmaya itiyordu. Kişiliklerimizde bu işe dahildi üstelik. Aynı acılardan yola çıkarak bambaşka yerlere varıyorduk. Çocukken yaşadığımız bir hayal kırıklığı ilerde bizi katil de yapabilirdi şair de.”
“Bence hepimiz kalbimizin derinliklerinde aynı şeye ihtiyaç duyuyoruz. Bir şey kalbimizi yakalasın, yalnızlığımızı gidersin istiyoruz.”
“Terslik ihtimali beni gererdi hep. O kadar gerilirdim ki, normalde olmayacak terslikler de gelip beni bulurdu sonunda.”
“Vücudunu saran tayyör, içindekileri vaat ediyordu insana.”
“Ruhumun iyileşmesi için her gün yirmi dört saat çalışmam lazımdı herhalde.”
“İnsanlar ayrılır ayrılmaz hızla uzaklaşmaya başlıyorlardı. Özellikle kadınlar kısa zaman içinde bir yabancıya dönüşmeyi başarıyordu. Daha birkaç ay önce uyurken seyrettiğiniz kişinin aynı kadın olduğuna inanamıyordunuz.”
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
“Sanki nikâh memurumuz her şeyi on dört yıl sürecek şekilde ayarlamıştı. Kronometre geriye sayarken biz de eriyivermiştik.”
“Galiba insan kendi bencilliğiyle en çok bir mezarı ziyaret ettiğinde yüz yüze geliyordu.”
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
“Uzun parmakları, odanın loşluğu içinde alçalıp yükseliyordu. Küller havada uçuştukça elleri daha da hızlanıyordu. O kadar uyumluydu ki hareketleri, görünmez bir orkestrayı yönettiğini sanırdınız. Bileklerinin çizdiği en küçük bir kavis kulaklarıma yüzlerce üflemelinin sesini getiriyordu. Sağ eli her yükseldiğinde içimde yaylılar kımıldıyordu. Kalbim kendini onun parmaklarının ritmine göre ayarlamıştı çoktan.”
““Ama zengin olmayı kafaya koymuş” dedi gülümseyerek. “Biz de kendisine acil şifalar diledik.”” ツ
“Birlikte kadeh kaldırdık. Geçmiş günlerimizin, o akşamın ve gelecekte bizi bekleyen tuhaflıkların şerefine aldık ilk yudumları.”
“Gecelerimiz, henüz jimnastiğe dönüşmemiş sevişmelerle biterdi hep.”
“İnsan aklı, sağlığını koruyabilmek için olmadık taklalar atabiliyor.”
“İstanbul’dan ne zaman biraz uzaklaşsam, döndüğümde bir karış suratla bulurum onu. Tarih boyunca bir kadına benzetile benzetile sonunda hakikaten kadınsı huylar edinmiş olan şehir, bana kendimi kötü hissettirmek için sanki açığımı kollar.”
“Biraz da çekingenseniz, benim gibiyseniz yani, yaşadığınız çağın hızı sizi asla affetmiyor.”
“Kalbimde mağara devrinden beri yaşayan bir dürtü,”
“Kırk iki yaşındaydım. Yeterince geç kalmıştım hayata. Yine de yaşamak zehirli bir şeydi. Her an yeni bir umuda dönüşerek kanımıza karışabiliyordu.”
“Belki de hayat, onun karşımıza çıkardıklarıyla iyi geçinmek oyunuydu. Bize sunduklarını elimizin tersiyle geri çevirmemek sanatıydı.”
“Bu kız öyle koktuğu sürece bir daha içeri giremezdi.” ツ
“Bazılarının zamanı hiçe saydığını görmek güzeldi.”
“Cumhuriyet’in herkesi eşitleyen ruhu hâlâ sürüyordu belki de. Eğer öyleyse bu iyiye işaretti.”
“Burası eskiden sanatçılar ile öğrencilerin Cumhuriyeti’ydi. Olmayacak hayallerin başkenti, damarımızda akan gençliğin yönetim şekli, satın alınamayacak şeylerin para birimiydi. Mekânın ruhunu anlayacak, ona göre davranacak arkadaşlarla gelinirdi.”
“İnsan yalnızken kendini üzerine her taraftan iğne yağan bir mıknatıs gibi hissediyor. Hayatımda biri olsa, iğnelerin hiç olmazsa bir kısmı benden sekip ona yapışabilirdi belki.”
“Hiçbir şeyi unutmamak lanetli olmak gibi bir şeydi.”
“İçinde olup bitenleri etrafına yaymadan, tüm dünyayı kendisine dahil etmeden nefes bile alamazdı.”
“Kederlenmeye falan zamanı olmuyordu insanın.”
“Bense hayatta bir şeyleri becermeyi galiba sadece annem için istedim. Sırf onun yüzünde keder dışında bir ifadenin nasıl duracağını merak ettiğim için.”
“Annemin kederli yüzü her sonbahar benden biraz daha uzağa gidiyordu.”
“İnsanın hayata bulaşmak istemediği günler vardı. Hayatın çamuru bildiği yolda akıp gitsin, ama size dokunmasın isterdiniz.”
“Birden, o hiç sevmediğim duyguya kapıldım yine. Sanki geçmişin belli bir anında, bir şeyi başka türlü yapmış olsam her şeyin farklı olabileceği duygusuydu bu.”
“Sınav ikiniz için de geçerli. Yan yana olacaksınız ki birbirinize kopya verebilesiniz.”
”Gerçekler işine gelmiyorsa; hayatında bir yamukluk var demektir. ”
Hayal adamları Aklı beş karış havada olanlar Laftan sözden anlamayanlar
Hayat onlar sayesinde bir boka benziyor. Yoksa şu güvercinlerden ne farkımız var?
Sokağa çıksan sanki gökyüzünün ağırlığı sırtına biner, öyle bir gün işte..
Zaten belli bir neden olmayınca insan daha kötü hissediyor. Geçmişi didikleyip her şeyi aydınlatacak bir kıymık arıyorsunuz.
İnsanlar en çok kendi işlerini yaparken güzel görünüyor.
Gençken en küçük titreşime açık olan antenlerimiz, zamanla belleğin kirli donlarını asmaya yarayan iki direğe dönüşüyordu.
O gürültünün içinde, hayatımın titrek bir kuş gibi atan nabzını duydun .
Bazılarının zamanı hiçe saydığını görmek güzeldi.
Gitsin istemiştim gerçekten. Gitsin, bir daha da hiç dönmesin. Böyle giderse bir gün gelecek ve bu kapıdan çıkmasını istemeyecektim çünkü.
İnsanın hayata bulaşmak istemediği günler vardı. Hayatın çamuru bildiği yolda akıp gitsin, ama size dokunmasın isterdiniz. Sokağa çıksanız, gökyüzünün ağırlığı sırtınıza binerdi sanki.
Sonra, gitti, iki saat sonra buluşacakmışız gibi ayrıldık birbirimizden. Bir daha hiç görüşmeyeceğimizin o an farkına vardım.
Odadaki tek abajurun aydınlattığı yüzünde beni korkutan bir ifade vardı. O ifadeyi Nazlı’dan hatırlıyordum. Bir kapıyı bir daha açmamak üzere kapattıkları zaman, içlerinde olup biteni artık bir erkekle paylaşmaya gerek görmedikleri zaman, bir odada yanınızda durup da aslında yüz kilometre uzakta olmak istedikleri zaman kadınların yüzünde bu ifade beliriverir.
Her geçen gün, söylenmeyen şeylerin sayısı da ağırlığı da artıyordu.
İnsanlar ayrılır ayrılmaz hızla uzaklaşmaya başlıyorlardı. Özellikle kadınlar kısa zaman içinde bir yabancıya dönüşmeyi başarıyordu. Daha birkaç ay önce uyurken seyrettiğiniz kişinin aynı kadın olduğuna inanamıyordunuz.
Ama zengin olmayı kafaya koymuş dedi gülümseyerek. Biz de kendisine acil şifalar diledik
İnsan aklı, sağlığını koruyabilmek için olmadık taklalar atabiliyor.
Gitsin istemiştim gerçekten. Gitsin, bir daha da hiç dönmesin. Böyle giderse bir gün gelecek ve bu kapıdan çıkmasını istemeyecektim çünkü.
Altan’da unutma yeteneği vardı. Ona bu yüzden hayrandım. Benim hafızaysa yüz yaşında bile böyle kalacaktı herhalde. Hiçbir şeyi unutmamak lanetli olmak gibi bir şeydi.
İnsanın hayata bulaşmak istemediği günler vardı. Hayatın çamuru bildiği yolda akıp gitsin, ama size dokunmasın isterdiniz. Sokağa çıksanız, gökyüzünün ağırlığı sırtınıza binerdi sanki.
Birden, o hiç sevmediğim duyguya kapıldım yine. Sanki geçmişin belli bir anında, bir şeyi başka türlü yapmış olsam her şeyin farklı olabileceği duygusuydu bu.
”İnsanın hayata bulaşmak istemediği günler vardı. Hayatın çamuru bildiği yolda akıp gitsin, ama size dokunmasın isterdiniz. Sokağa çıksanız, gökyüzünün ağırlığı sırtınıza binerdi sanki. ”
Hani ıssız bir yoldan geçerken
Hani bir korku duyar da insan
Hani bir şarkı söyler içinden,
İşte öyle bir şey.
..insanın hayatı boyunca dizi dibinde yaşamak isteyeceği tipte bir kadındı. Vücudundan etrafa hayat ve güzellik yayılıyordu.
Veli’nin sardığı sigara bu sefer iyice takla yapmıştı beni. Bastığım birikintilerden ayakkabıma su dolduğunu hissediyordum. Çoraplarımın ağırlaştığını, ayaklarımın benim olmaktan çıkıp yavaş yavaş ıslaklığa ve soğuğa ait olduğunu Görüntüler, anteni bozuk bir televizyon gibi, kayıp kayıp gidiyordu, içimde neye yoracağımı bilmediğim bir huzursuzluk vardı. Sanki o an başka bir yerde olmam lazımdı. Sanki başka şeyler düşünüyor olmalıydım.
Hayatım biraz engebeli bugünlerde.
Ben bir kadeh bir şey içeceğim, sen de ister misin?
Bira dedim.
Amma sinamekisin Viski iç bari.
Peki. Viski.
..kelebekler gibi sekerek gidip teybin düğmesine bastı. Sezen Aksu’nun müziği doldurdu evi.
Hayal adamları Aklı beş karış havada olanlar Laftan sözden anlamayanlar Hayat onlar sayesinde bir boka benziyor. Yoksa şu güvercinlerden ne farkımız var?
Gerçekler işime gelmiyordu yani.
Gerçekler işine gelmiyorsa derdi hep Nihat Abi, hayatında bir yamukluk var demektir.
Dürüstlük için insana enerji lazımdı.
Spor yapmam lazım. Kondisyon sıfır.
Büyükler de bazen ağlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir