İçeriğe geç

Bu Egoları Şişirsek De Mi Saklasak? Kitap Alıntıları – Aykut Oğut

Aykut Oğut kitaplarından Bu Egoları Şişirsek De Mi Saklasak? kitap alıntıları sizlerle…

Bu Egoları Şişirsek De Mi Saklasak? Kitap Alıntıları

Sokakta yürürken kendi kendine konuşan insanlara DELİ diyoruz. O deli ile aramızdaki tek fark; o, sesli yapıyor – biz sessizce.
Her şey başlangıçta sadece DURUMDUR.
Aynı durum yeterince tekrarlanırsa SORUN,
Aynı sorun yeterince tekrarlanırsa Kaos olur.
Bir ilişkinin iki evrensel sebebi vardır;
_ keyif almak.
_ kim olduğunuzu keşfetmek.

Bunun dışında kalan herşey
Kötü bir Türk filmi sahnesidir.

Eğer vizyonlama yapacaksanız dikkat edin; hayaliniz -vizyonunuz size beş beden büyük olmasın. Çünkü olduğunuz yerden beş-on beden büyük bir gerçekliği hissetmeniz mümkün bile değil; sadece kendinizi boşa kandırmış olursunuz.
Ancak hayatınızın senaristinin siz olduğunuzu kabul ettiğiniz zaman, yani yaşadığınız şeyin sorumluluğunu hissettiğiniz, hayata karşı, kendinize karşı hissettiğiniz her şeyin sorumluluğunu aldığınızda, onu değiştirme gücünü elinizde tutabilirsiniz.
Karşımdakinin ne yaptığı, benim ne düşündüğümden veya ne seçtiğimden daha güçlüdür.
Hiç kimse sizi ÜZEMEZ. O insan karşısında siz üzülmeyi seçiyorsunuz.
Kitaplardan sadece bilgi ve yöntemleri alabilirsiniz. Uygularsanız Ne mutlu size
Mutluluk her zaman bir seçenek.
Kendimizi için attığımız her bir adım, bizi iyi hissettiren ve kendi içimizdeki sevgimizi bize hatırlatan her adım, aslında bütün bir insanlık için atılan büyük bir adım.
Hayatında yapamadıklarına değil yapabildiklerine, olmadığın şeylere değil olabildiklerine bakmaya başla.
Çocuklar aslında evrene ait ve bize kısa süreliğine emanet edilmiş varlıklar.
Çocuklarınıza korkmayı öğretmeyin, korkuyu nasıl yönetebileceklerini öğretin. Korkunun ötesine geçmeyi öğretin.
Pratik yaptıkça gelişecek, geliştikçe alışkanlığa doğru ilerleyeceksiniz..
Küçük yaratmaktan çekinmeyin, ufak adımlar atmaktan korkmayın.
Ismarladığı şeye ait olma hissini yaşamak.
“Hayallerinize kavuşmayı istiyorsanız, gerçekçi olmayı bırakın! “Atatürk’e bir bakalım. Kendisi son derece “gerçek dışı” yaşamayı anlayan biri; çünkü Türkiye hakkında öyle bir vizyonu vardı ki, onun hayal ettiği Türkiye’nin var olması İMKANSIZ, GERÇEK DIŞI, HAYALPERESTLİK, KENDİNİ KANDIRMA gibi görünebilirdi. Yakın bir iki arkadaşı dışında ona inanan bile yoktu. Fakat kendisi inandığı için sadece vizyonlamakla kalmadı, bir de gerçekleştirdi.
Mükemmel bir ilişki, mükemmel bir iş, mükemmel kazanç, mükemmel dostluklar, mükemmel aile ilişkileri, mükemmel bir hayat, ASLINDA YOKTUR. Varolan ilişkinize, işinize, kazancınıza, dostluklarınıza, aile ilişkilerinize, hayatınıza MÜKEMMEL bir bakış açısı vardır ”
Hayat zordur diyerek hayatı zorlaştıran kişilerde, muhtemelen kendilerine verdikleri değer ile ilgili bir sorun vardır
Eğer insanlar sizin hakkınızda kötü düşünüyorsa bunun sizinle bir ilgisi yok. Onların sizin hakkınızda kötü düşünmeleri onların problemi. Ama onların düşündükleri sizin kulağınıza geldiğinde, eğer sizi üzüyorsa, işte o zaman bu da artık sizin probleminiz
Mutluluk, gerçek anlamda mutluluk, dış etkilerden bağımsız olarak yapılan bir varoluş kararıdır
Egonun tek derdi bilinmeyene karşı seni korumak
“Doğaya bakın, OLMUŞ bir şeyin bir sonraki adımı ÇÜRÜMEKTİR.”
“ÖZ’MÜZ ( Tanrısal yanımız, ruhumuz)
ve
BİZ (Egosal yanımız)”
Yaşam denen boyutu gereğinden fazla ciddiye almamak gerekiyor.
Rüyalar duygusal dünyanızın çıktılarıdır. Gün sonu raporlarıdır. Rüyanızı anlamak için ne gördüğünüze değil, ne hissettiğinize bakın. Çünkü bu rapor beyniniz tarafından sizin anlayabileceğiniz bir video şeklinde veriliyor.
Hayatını gerçekten anlamış bir insan, hayatına dönüp baktığı zaman, yaşadığı her neyse onu sonsuza kadar tekrar, tekrar, tekrar, tekrar yaşamaktan mutluluk duyacak kişidir.
O kadar özgür varlıklarsınız ki, kendinizi zincirlemeyi dahi seçebilirsiniz!
Sen, düşüncelerinden de kendi inançlarından da daha güçlüsün.
Gelişim, hepimizin yaşadığı bir oyundur, bir yolculuktur. Önemli olan en keyifli şekilde yol alabilmektir.
Vazgeçtim demek; hayallerimden vazgeçtim demek değildir. Vazgeçtim demek; hayallerimin gerçekleşmemesine olan bağımlılığımdan ve korkumdan VAZGEÇTİM demektir.
Hakkımızda söylenen bir şey bizi rahatsız ediyorsa, bir parçamız söylenene inandığı içindir.
Güle herhangi bir başka isim versen dahi yine aynı şekilde kokacaktır.
Kelimelerin de, kavramların da aslında GERÇEKLİĞİ YOK. Hepsi birer illüzyon. Karar verdik ve oldu.Toplum doğrularının veya yanlışlarının bile aslında hiçbir mantığı yok. Niye burnunu karıştırmak ayıp ama saçını karıştırdığı zaman değil?
Endişe negatif duadan başka hiçbir şey değildir.
”Hayatını gerçekten anlamış bir insan, hayatına dönüp baktığı zaman, yaşadığı her neyse onu sonsuza kadar tekrar, tekrar, tekrar, tekrar yaşamaktan mutluluk duyacak kişidir. ” -Nietzsche
Başkalarının odağına odaklandığınız an; Artık sizin odağınız olur.
Başkalarının sorunları sizin sorunlarınız haline geldiği an; ARTIK SİZİN SORUNUNUZ olur.
Gelişim, hepimizin yaşadığı bir oyundur, bir yolculuktur. Önemli olan en keyifli şekilde yol alabilmektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir