Brief Einer Unbekannten Kitap Alıntıları – Stefan Zweig

Hayatından benimkine, bir örümcek ağı kadar incecik de olsa,
hiçbir hatıranin uzanmadığını gösteren bu uyanış,
gerçeklik uçurumuna ilk yuvarlanışımdı,
kaderime ilişkin ilk farkındalığımdı.

Ve insanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur.

Sen, benim için, sana nasıl söylesem ki?
Bu konuda yapılacak her karşılaştırma kifayetsiz kalır. Çünkü sen benim için her şeydin, hayatımın tamamıydın.

Ve insanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur.

Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için ?

Senden rica ediyorum, beni dinleyeceğin bu çeyrek saat yüzünden yorulma, çünkü ben seni bütün bir hayat boyunca sevmekten yorulmadım.

Herkese yürümüşsün caddeler boyu
Bana gelince yorulmuşsun.

Ve bir defa daha o saatlerin cehennemini yaşamak zorunda kalsaydım, ve beni neyin beklediğini önceden bilseydim de, yapmış olduklarımın hepsini yine yapardım, sevgilim, bir defa daha, binlerce defa yapardım.

Seni seviyorum seni seviyorum elveda

Ölmem sana acı verecek olsaydı eğer, o zaman ölemezdim

Ölümümle sana hiçbir şey yüklemiyorum bu beni teselli ediyor

Ölmem sana acı verecek olsaydı eğer, o zaman ölemezdim

Öyle sanıyorum ki, beni ölüm döşeğimden çağırsaydın bile, yataktan kalkıp seninle gitme gücünü toplardım.

Ve insan, ölümün gölgesi üzerine düşmüşse eğer, artık yalan söylemez.

Çünkü sen kolay olanı ağırlıktan yoksun olanı seversin bir kadere ortak olmaktan korkarsın

“Bana hiçbir zaman o anda olduğun kadar yabancılaşmadın ”

Acının ruhumu paramparça ettiği anda bile seni Tanrı ‘ya şikâyet etmedim.

Ancak artık kadere boyun eğmiş olanlar, hakiki anlamda bilen kişilerdir.

Ölmüş olan biri artık hiçbir şey istemez, sevilmeyi de, kendisine acınmasını da, teselli edilmeyi de istemez.

o bir an içerisinde yeniyetmeliğimde saklı olan kadın artık uyanmıştı; o kadın, sonuna kadar sana vurgun kaldı.

Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?

Şimdi artık benim için yalnızca sen varsın dünyada, yalnızca sen, benimle ilgili hiç bir şey bilmeyen sen, bu arada hiçbir şeyden haberi olmayanı oynayan ya da her şeyi ve herkesi alaya alan sen. Evet, yalnızca sen, beni hiç tanımamış olan ve hep sevdiğim sen.

Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.

“Seni tanıyorum; belki kendi kendini tanımadığın kadar iyi tanıyorum.”

Seni yalnızca bir defa olsun görmek, yalnızca bir defa sana rastlamak, yalnızca bir defa daha bakışlarımla uzaktan olsun yüzünü kucaklayabilmek, tek arzumdu.

”Ve sanırım beni ölüm döşeğimden çağırsan, birden ayağa kalkıp sana gelecek gücü bulurdum. ”

Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.

Her zaman sana ait olan ve hakkında hiçbir şey bilmediğin hayatımı eksiksiz bilmelisin.

“Sana, beni asla tanımamış olan sana ”

Sahi nereye olduğunu bilmeden saatlerce yürüten o derdi kime nasıl anlatacaksın.

Ve öyle sanıyorum ki, beni ölüm döşeğimden çağırsaydın bile, yataktan kalkıp seninle gitme gücünü toplardım

İyi olan şey unutulmaz, seni unutmayacağım.

Fakat sen kimsin ki benim için? Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?

Her acı korkaktır

Ölüş olan biri artık hiçbir şey istemez, sevilmeyi de, kendisine acınmasını da, teselli edilmeyi de istemez.

Çünkü sen benim için her şeydin, büyün hayatımdın. Benim için her şey ancak seninle ilintili olduğu ölçüde vardı, hayatımdakilerin hepsi ancak seninle bağlantılı olduğu ölçüde anlamlıydı.

Bir kadının hisleri her şeyi, kelimelere ve bilince ihtiyaç duymaksızın bilir.

Ve insanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur.

belki tanıdıklar da gelecek ve çelenkler getirecekler, ama bir tabutun üstündeki çiçeklerin ne anlamı olabilir ki?

Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?

Senin o neşeli evine acılarımı yollamak istemem.

Kelimelerim seni korkutmasın;
ölmüş olan biri artık hiçbir şey istemez, sevilmeyi de, kendisine acınmasını da, teselli edilmeyi de istemez.

Kimdim ki ben senin gözünde? Yüzlercesi arasından sadece birisi, sonrasız sürüp giden bir zincirde tek bir serüven halkası..

“Adam ayyaşın biriydi ve karısını döverdi; geceleri çoğu zaman devrilen sandalyelerin ve kırılan tabakların gürültüsüyle uyanırdık, bir defa kadın yüzü gözü kan içinde, saçları darmadağınık merdivene koşmuştu, sarhoş kocasıda arkasından bağırıp duruyordu, sonunda kapılarından fırlayanlar adamı polis çağırmakla korkuttular ”

Ölmem sana acı verecek olsaydı eğer, o zaman ölemezdim.

Evet, bütün, ama bütün insanlar beni şımarttılar, bana karşı hepsi iyiydi yalnızca sen, evet, yalnızca sen beni unuttun, yalnızca sen, beni asla tanımadın!

Seni çok sevdim ve artık her şey bitti; her şey mazide kaldı

Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?

Ve senin bakışlarından anlıyordum: ruhunda ufacık da olsa bir iz bırakmadığımı

Kimdim ki ben senin gözünde?
Yüzlercesi arasından sadece birisi..

İnsanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur.

İyi olan şey unutulmaz. Seni unutmayacağım